GÜNDEM - 19 Ocak 2021 Salı 16:07

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Çocuklara, gençlere ve aileye yönelik hizmetlerimizi en ileri noktaya taşımalıyız"

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Çocuklara, gençlere ve aileye yönelik hizmetlerimizi en ileri noktaya taşımalıyız"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 39. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuştu. Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak bizler, yüksek bir ahlak, ideal bir toplum, güzel bir istikbal inşasına destek olmak için çocuklara, gençlere ve aileye yönelik din ve eğitim hizmetlerimizi en ileri seviyeye getirmek zorundayız” dedi.

39. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla online olarak gerçekleştirildi.
‘Etki ve Sonuçları İtibarıyla Başkanlık Hizmetlerinin Değerlendirilmesi’ gündemiyle gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Edirne İl Müftülüğünde meydana gelen yangın için geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Cenab-ı Hak başta Edirne Müftümüz olmak üzere Edirne’deki tüm hocalarımıza ve Edirneli kardeşlerimize başka kaza, keder göstermesin, hiçbirimize bu tür felaketler göstermesin” dedi.
Başkan Erbaş, salgın sürecindeki ikinci il müftüleri istişare toplantısının gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Şartlar ne olursa olsun, Diyanet İşleri Başkanlığının mensupları, hizmetlerini kesintisiz sürdürecektir. Aynı zamanda zorluklarla mücadelede, sağduyu ve ferasetle milletimize öncülük ve rehberlik etmeye devam edecektir” diye konuştu.

Misyonu büyük olanların yükünün, zor zamanlarda daha da ağır olacağını belirten Başkan Erbaş, “Bu bilinçle salgın döneminde de yaklaşık 11 aydır büyük bir gayretle milletimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Bizim ana gayemiz, Yaradan’a itaat ve mahlûkata merhamet inancını gönüllere yerleştirmektir. Tevhid ve vahdet bilincini zihinlere nakşetmektir. Bütün insanlığın dünyada huzuruna, ahirette kurtuluşuna rehberlik etmektir” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş:

“En büyük imkân ve zenginliklerimizden birisi gençlerimizdir”

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının, yüksek bir ahlak, ideal bir toplum, güzel bir istikbal inşasına destek olmak için üç alandaki çalışmalarını en ileri seviyeye getirmesi gerektiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Bu alanlar; çocuklara, gençlere ve aileye yönelik din ve eğitim hizmetlerimizdir. Bu üç kesime yönelik faaliyetlerimiz, nesillerimize daha güzel bir dünya bırakma adına insanlık vazifemizdir. Onları, hakikat ve güzel ahlakla buluşturmak adına kulluk görevimizdir.
Her vesileyle dile getirdiğim bir kanaatimi burada bir kez daha ifade etmek isterim; bizim millet olarak en büyük imkân ve zenginliklerimizden birisi gençlerimizdir. Genç ve dinamik nüfusumuzdur. 18 milyonu aşkın okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencimiz var. 8 milyon civarında üniversite öğrencimiz var. Sadece öğrenci nüfusumuz, dünyadaki 143 ülkenin nüfusundan daha fazladır. Üstelik bu sayıya, öğrenci olmayan genç nüfusumuz dâhil değildir. Bu potansiyelin farkında olmak durumundayız. Öncelikle gençlik hizmetlerinin ve gençlerimize rehberlik yapmanın önemini idrak etmek zorundayız.”

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş:

“Kuşaklar arasında ciddi uyumsuzluklar yaşandığına şahit oluyoruz”

Dijital iletişim mecralarının insanlar arasındaki sosyal ilişkiler ve iletişim üzerindeki etkisine işaret eden Başkan Erbaş, “Dijital imkânlar sınırları kaldırmış, toplum içinde ve toplumlar arasındaki iletişimi ve etkileşimi yoğunlaştırmıştır. Bu sebeple, kuşaklar arasında ciddi uyumsuzluklar ve çatışmaların sıklıkla yaşandığına şahit oluyoruz. Dolayısıyla yeni neslin dilini ve üslubunu anlamanın, onlarla iletişim kanalları açabilmenin, yeni bir ortak dil ve üslup oluşturmanın kaçınılmaz olduğunu ifade etmeliyim. Dahası, sosyal medyayı etkin biçimde kullanan yeni kuşağın sadece dil ve üslubunun değil, düşünce tarzlarının, anlama biçimlerinin ve kendilerini ifade etme yöntemlerinin de farklılaştığını görmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Gençlerle iletişim kurabilmenin yollarını bulmakta acele etmeliyiz”
Başkan Erbaş, yetişkinlerin yeni nesille uygun bir iletişim tarzını geliştirmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Günümüz gençliği, kendilerini anlamada yetersiz kaldığımızı düşünüyor. Onların gerçeklerini, hislerini, hayallerini bilmeden, tutkulu bir şekilde onlara ulaşma çabası bir fayda sağlamayacaktır. Öğüt ve nasihat içerikli ifadelerden hoşlanmıyorlar ve bu yöntem iletişim için uygun bir çare olarak görünmüyor. Gençlerle iletişim kurabilmenin yollarını bulmakta acele etmeliyiz. Bizim onlara nasıl ulaşmamız gerektiğini konuşmakla beraber; istedikleri takdirde onların bizi bulabilmelerini sağlayacak bir zemin oluşturmamız gerekiyor. Onların olduğu yerde, onların baktığı yerde olmalıyız; yanlarında, yörelerinde, karşılarında olmalıyız. Çaresizliğe, ümitsizliğe ve atalete düşmeden yeni arayışları son derece önemsemek zorundayız. Özgürlüğüne düşkün, hayatına müdahaleden hoşlanmayan bir kuşak var. Bu kuşak, kendilerinin de iştirak edebileceği diyalogları, etkinlikleri seviyor. Fikirlerinin, düşüncelerinin, sorunlarının yargılanmadan eleştiriye tabi tutulmadan içtenlikle dinlenilmesini arzuluyor. İnanmak ve ikna olmak için doğru mecralarda buluşmayı, kendilerini ifade edebilmeyi ve doğru şekilde anlaşılmayı istiyorlar.”
Gençlerin hakikati kabullenmeye ve sahiplenmeye yetişkinlerden daha müsait olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Bütün bilimsel ve akademik araştırmalar bunu ortaya koyuyor. Yeter ki, biz, dünyalarına uygun şekilde gençlere hakikati ulaştıralım” ifadelerini kullandı.

“Gençlerle her daim iletişim ve etkileşimin devam ettiği bir ortam olmalıdır”

Salgın döneminde gençlerin zamanlarının verimli geçirmesinin önemine değinen Başkan Erbaş, “Salgın şartlarında yaşadığımız bu zor zamanları, gençlerimiz açısından manevi değerlerimizi yeniden inşa etmeye ve hayata daha güçlü şekilde yansıtmaya vesile kılabiliriz” diye konuştu.
Başkan Erbaş, gençlik çalışmalarının uzun vadeli düşünülmesi gerektiğinin altını çizerek, “Sadece bir kerelik etkinlik, bir aylık sohbet, bir dönemlik eğitim gibi değil; her daim iletişim ve etkileşimin devam ettiği bir ortam olmalıdır. Sadece sorun yaşayanlara yönelik problem odaklı değil; adeta koruyucu hekimlik gibi ideal rehberlik anlayışıyla hareket edilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Salgın sürecinde dijital imkânların din hizmetleri ve eğitiminde etkin bir şekilde kullanılmasının gerekliliğine değinen Başkan Erbaş, “Özellikle gençlere ulaşma ve gençlik çalışmaları için dijital imkânlar son derece önemlidir. Ancak dijital platformlarda yapılan faaliyetlerin içerik ve sunum açısından çok daha büyük dikkat gerektirdiğinin altını çizmek istiyorum” şeklinde konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş:

“Yapacak imkânımız varken yapmadıklarımızın vebalini nasıl öderiz?”

“Görevimizi, imkanlarımızı, hizmetlerimizi tüm boyutlarıyla değerlendirmek için kapsamlı bir muhasebeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Faaliyetlerimizi daha ileri düzeylere taşımak için samimi bir özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Kendimize şu soruları da sormamız gerekiyor. Çocuklarımıza yönelik, gençliğe yönelik bu kadar saldırının, tehlikenin, kuşatmanın olduğu bir dünyada yaptığımız çalışmalar nesillerimizi korumak için yeterli olacak mıdır? Aile bağlarının her geçen gün zayıfladığı, yıprandığı; başta kadınlar olmak üzere şiddet mağdurlarının her geçen gün kalbimizi sızlattığı bir dünyada, yaptığımız çalışmalar yeterli midir? Daha fazlasını yapamaz mıyız? Yaptığımız hiçbir hizmeti ve faaliyeti yeterli göremeyiz. Yapacak imkânımız varken ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın vebalini nasıl öderiz? Çocuklarımıza, yavrularımıza biz ulaşmazsak kim ulaşacak? Boş bırakılan bu alanları kimlerin dolduracağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bunun acı örneklerini maalesef yaşadık. Siz değerleri hocalarımızın öncülüğünde büyük bir gayretle gerçekleştirilen hizmetlere tabi ki müteşekkirim. Ancak manevi sorumluluğu hepinizden ağır bir kardeşiniz olarak bazı hayati ihmallerimizi de hatırlatmamı, tahmin ediyorum sizler de anlayışla karşılayacaksınız.”

“Öğrenci ve velilerle iletişim canlı tutulmalıdır”

Salgın döneminde yapılan uzaktan eğitimlerin sıkı takip edilmesini isteyen Başkan Erbaş, “Öğrenci ve velilerle iletişim canlı tutulmalıdır. Müftülerimiz eğitimden sorumlu personelle mutlaka haftalık değerlendirme toplantıları yapmalıdır. “Haydi Türkiye Evden Kur’an Öğrenmeye” projesi artık yeni bir eğitim alanı olarak sürekli hale getirilmelidir. Bu konuda gerekli tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Hayati öneme sahip olduğunu düşündüğüm bu projenin akamete uğramaması için öğrenci-öğretici gruplamalarında gerekli titizlik ve hassasiyet gösterilmelidir” diye konuştu.
Online olarak gerçekleştirilen toplantıya, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileriyle 81 il müftüsü katıldı.

Mevlüt İşli
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da 3 çocuklu çift her yere bisikletle gidiyor Adana’da yurt dışında gördükleri ekipmanları alarak bisikletlerinin arkasına monte eden 3 çocuklu çift, her yere bisikletle gidiyor. Çocukluk yıllarında hobi olarak bisiklet süren ve zaman içerisinde hobisinin tutkuya dönüştüğünü belirten Erkmen Akan, çocukları olmasından sonra da eşi ile birlikte bu hobisini tutkuyla sürdürdüğünü anlattı. Akan, “Herhangi bir kişiye sorsanız çocuklarımız ile yaptığımız bu yolculuğun yanlış olduğunu söylerler. Fakat biz trafikte bisiklet süren kişiler olarak net bir şekilde Adana’da bisiklet ve motosiklete çok ciddi bir farkındalık olduğunu, ayrıca bizim bisikletlerimiz de farklı ve ilgi çekici olduğu için bize daha fazla tolerans sağladıklarını bisikletlerimizi kullanırken görüyoruz” dedi. “Eşim çocukları okula götürürken bisikleti tercih ediyor” Ufak tefek tehlikelerin yaşanabileceğini ancak aynı tehlikelerine araçla trafiğe çıkıldığında da mümkün olduğunu aktaran Akan, “Ufak tefek illa ki tehlikeler yaşanabilir ama araçla bu trafikte yer alsaydık bizi daha fazla tehlikelerin beklediğini düşünüyoruz. Bisikletlerimizle günlük hayatımızda çarşı, postane, hastane gibi her türlü günlük ihtiyacımızda kullanıyoruz. Eşim evde olduğu için çocukları okula götürürken bile bisikleti tercih ediyor” diye konuştu. “Bisiklet sağlıktır, özgürlüktür. Herkese öneriyoruz” Adana’nın büyük bir kent olmasından kaynaklı belirli saatlerde yoğun trafik ile de karşılaştıklarını aktaran Akan, “Adana, büyük şehir olduğu için burada belli saatlerde yoğun trafik olabiliyor. Bu sürelerde park yeri bulabilmek imkansız diyebiliriz ama biz bisiklet sayesinde bu sorunu ortadan kaldırmış olduk. Hem trafikte daha rahat ilerliyoruz hem de park sorunu yaşamıyoruz. Hayat sıkıcı değil, sizin bisikletiniz yok. Bisiklet sağlıktır, özgürlüktür. Herkese öneriyoruz” ifadelerini kullandı. “Bisiklet bizim en keyifli ulaşım aracımız” Ceren Akan ise Eren, Deren ve Beren ismindeki çocukları ile birlikte bisiklete binmekten çok keyif aldıklarını söyledi. Çocuklarının da bisikletin arkasında gerçekleştirdikleri yolculuk ile çok keyif aldığını belirten Akan, “Ne zaman araçla bir yere gidecek olsak, araç yerine bisikletle gitmek istediklerini söylüyorlar ve bisikleti gösteriyorlar. Etraflarını inceleyerek, arkamızda bizimle konuşarak, gördüğümüz yerleri onlara anlatarak yolculuk yapmak daha çok hoşlarına gidiyor. Böylelikle daha fazla keyif alıyorlar. Araba kapalı bir ortam olduğu için, bisiklet her açıdan bizim en keyifli ulaşım aracımız oluyor” sözlerine yer verdi. “Ekipmanları yurt dışı kullanımında gördük” Çocukları ile bisiklette gerçekleştirdikleri yolculuklarına bebek koltuğu ile başladıklarını, bebek koltuğu ile çocuklarının gayet güzel bir biçimde seyahat etmelerine rağmen çocukların büyümeleri ile birlikte daha sonraları arkada uyudukları zaman bebek koltuğunun pek konforlu olmadığını ve çocukların rahatsız olduklarını fark ettiklerini anlatan Akan, “Uyuduklarında daha konforlu hale gelebilmesi için diğer ekipmanları taktık. Bu ekipmanları da yurt dışında bazı ailelerde görüp biz de yapmak istedik ve ekipmanları almış olduk. Genelde yolda giderken diğer vatandaşlar video çekiyorlar, fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Video çekenleri görünce biz de mutlu oluyoruz tabi” ifadelerini kullandı.
Ankara ‘Geleceğin Dünyasında Çocuk ve Çocukluk’ temasıyla ilk kez Çocuk Zirvesi düzenlenecek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde ‘Geleceğin Dünyasında Çocuk ve Çocukluk’ temasıyla ilk kez Çocuk Zirvesi düzenleyecek. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çocuklara yönelik politikalarının ve uygulamalarının çocuk merkezli oluşturulması ve istişare mekanizmalarının aktif olarak çalıştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının himayelerinde 25-26 Nisan tarihlerinde Çocuk Zirvesi gerçekleştirilecek. Zirvede çok sayıda politikacının yanı sıra akademisyenler, uzmanlar, çocuklar ve gençler yer alacak. İlk kez yapılacak olan ve teması “Geleceğin Dünyasında Çocuk ve Çocukluk” olarak belirlenen Çocuk Zirvesi’nin geleneksel hale getirilmesi hedefleniyor. Çocuklarla ilgili yürütülen güncel çalışmaların takip edilerek, gelişen teknoloji ile dijitalleşen uygulamalar arasında çocukluk kavramının yeniden tartışmaya açılacağı zirvede geleceğe dair çocuk politikalarının oluşturulması için zemin hazırlanacak. Etkili bilgi paylaşımı, çocukların güvenli bir geleceğe hazırlanması, toplumun bu konudaki farkındalığının artırılması da hedeflenen zirvede ulusal platformda yapılan çalışmalar hakkında bilgi ve tecrübe paylaşımı da yapılacak. Zirvede alanında uzman kişilerin moderatörlüğünde farklı başlıklarda paneller düzenlenecek. “İnsani Krizlerden Etkilenen Çocuklar” konulu açılış oturumunda “Göçmen Çocukların Eğitimi”, “Göçmen Ailelerin İç Dinamikleri, Aile İçindeki Destek Sistemleri” ve “İnsani Krizlerin Psikososyal Etkileri” ele alınacak. "Medya ve Çocuk" temalı oturumda “Medyanın Çocuk Üzerindeki Etkileri”, “Medyanın Çocuklara Yönelik Sorumlulukları”, “Çocuklar Açısından Medyanın Sağladığı Fırsatları Arttırmak için Yapabileceklerimiz”, “Çocukların Bilinçli Medya Kullanımında Ailelerin ve Eğitimcilerin Rolü” ve “Çocuklara İlişkin Medyadaki Haberlerin Çocuklar ve Toplum Üzerindeki Etkisi” konuları görüşülecek. “Çocuk ve Gençlerin Geleceğe Dair Beklentileri” temalı oturumda ise “Toplumsal Katılım ve Sorumluluk”, “Çevresel Bilinç ve Sürdürülebilirlik”, “Dijital Dünyada Güvenlik ve Bilinçlilik” ile “Eğitim ve Kariyer Beklentileri” konuları ele alınacak. Rapor hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılacak Çocuk konusunda uzmanların, akademisyenlerin, çocuk politikalarının üretilmesinde rol oynayan kişilerin de katılacağı zirvenin çıktıları rapor olarak hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılacak.