ÇEVRE - 20 Haziran 2019 Perşembe 10:43

Doğa harikasıydı, çamur deryasına döndü

A
A
A
Doğa harikasıydı, çamur deryasına döndü

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bulunan ve antik çağda yerleşim yeri olarak kullanılan doğa harikası Birkleyn mağaralarının bulunduğu alan, çamur deryasına döndü. Gördükleri manzara karşısında şok geçiren ziyaretçiler, bölgenin bir an önce temizlenmesini istedi.

Lice ilçesi kırsalındaki Birkleyn Mağaraları, terörün kökünün kazınması sonrası turistlerin ilgi odağı haline gelmişti. Ziyaretçiler hem mağaraları gezip suda yüzmek hem de doğa yürüyüşü yapmak için geldikleri Birkleyn mağaraları, son günlerde çamur deryasına döndü. Yaklaşık bir haftadır Birkleyn mağaralarından çıkan suyun bilinmeyen bir nedenle çamura dönüştüğünü belirten ziyaretçiler, gördükleri manzara karşısında hayal kırıklığı yaşadı. Gezi için bölgeye gelen turistler, suyun çamurlu olduğunu görünce eşyalarını toplayarak geri döndü.

Doğa harikasıydı, çamur deryasına döndü

Birkleyn’in eski halini istiyorlar 

Diyarbakır’dan yüzmek için geldiklerini belirten Serkan Bulut isimli vatandaş, suyun halini görünce mecburen gitmek zorunda kaldıklarını, 90 kilometre yol boşu boşuna geldiklerini söyledi. Bulut, “Bu suyun çamurlaşması ya çalışma vardır ya da yağmurdan dolayı olabilir. Yetkililerden çağrımız bu güzel doğamızı güzelleştirelim, suyu temiz ve berrak olsun. Birkleyn’in eski halini istiyoruz” dedi. 

Bingöl’den gelen İrfan Çafkın, Birkleyn’in turistlik alan olduğunu fakat bakım yapılması gerektiğini dile getirdi. Çafkın, "Gezmeye gelmiştik geçen hafta geldiğimizde su berraktı ama bu hafta yağmur yağdığından dolayı olsa gerek şimdiki halini görünce hayal kırıklığına uğradık. Buraya herhangi bir bakım yapılırsa, burası güzel, gezilecek, turistik yer. Buraya herhangi bir şey yapılmasa yapacak bir şey yok. Bingöl’den buraya o kadar yol geldik, her şey ortada" diye konuştu.

Doğa harikasıydı, çamur deryasına döndü

Birkleyn mağaraları 

Birkleyin suyunun önce yerin altından aktığı ve doğal bir tünelden sonra yeryüzüne çıktığı yere Birklyen ya da Dicle Tüneli ismi verilmiştir. Antik çağlarda, bu suyun kaybolduğu yerin altına indiği yer ‘dünyanın bittiği yer’ olarak tanımlanmıştır. Birkleyn’de birbirine paralel olarak uzanan bu kayalığın içerisinde üç mağara bulunmaktadır. Bunlardan güneydeki kayalığın altında ve içerisinden akan Birkleyn suyunun bulunduğu mağaraya Asur Kralı I. Tiglat-Pileser (M.Ö. 1114-1076) ve III. Salmanassar’a (M.Ö. 859-828) ait 3 kabartma ve 5 çivi yazıtlı kitabe vardır.  

Murat Başal - Rıdvan Kılıç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de ’Narenciye Balı Hasat Şenliği’ düzenlendi Mersin’de arıcılar, ’Narenciye Balı Hasat Şenliği’ ile limon ve portakal çiçeklerinden oluşan yılın ilk narenciye balı hasadını yaptı. Merkez Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk mevkiinde düzenlenen etkinliğe katılan Vali Ali Hamza Pehlivan, arıcı maskesi giyerek Barbaros Yeşilgün’e ait kovanlarda sağım yaptı, kavanozlara bal doldurdu. Arıcılara hayırlı ve bereketli sezon dileyen Pehlivan, Mersin’in, Çukurova’nın bereketli topraklarına sahip olduğunu, çeşitli ürünler yetiştirildiğini ve tarımsal faaliyetler yapıldığını söyledi. Bunlar arasında arıcılığın da önemli yer tuttuğunu ifade eden Pehlivan, "İlimiz genelinde yaklaşık 327 bin arı kovanımız var. Bu arı kovanı sayısıyla Türkiye genelinde ilimiz 4. sırada. Türkiye genelinde toplamda yıllık yaklaşık 115 bin ton bal üretiliyor. Bu toplam üretimin 3 bin 500 tonu da ilimizde arıcılarımız tarafından gerçekleştiriliyor" dedi. "Arıcılar birliğimiz var ve yaklaşık 4 bin üyesi bulunuyor" Mersin’in ikliminin, coğrafi şartlarının ve bitki örtüsünün arıcılık için uygun olduğunu vurgulayan Pehlivan, özellikle nisan ve mayıs aylarında arıların portakal, limon, mandalina gibi bitkilerden elde ettiği polenlerden oluşan narenciye balının ayrı bir yeri olduğunu dile getirdi. Mersin’in bitki örtüsü itibariyle narenciye bitkilerinin yanında kekik, defne okaliptüs gibi aromatik bitkilerin olmasının ayrı bir nektar kaynağı teşkil ettiğine dikkat çeken Pehlivan, "Çam ve diğer endemik bitkiler de arının üretmiş olduğu balın kalitesini arttıran nektar kaynağı teşkil eden bitkiler arasında yer alıyor. Dolayısıyla bölgemizde hem mevsim itibariyle hem bitki örtüsü itibariyle kaliteli bir bal üretiliyor. Nitekim ilimizde organik bal sertifikasını almış olan üreticilerimiz de var. 2003 yılından beri faaliyetini yürüten arıcılar birliğimiz var ve yaklaşık 4 bin üyesi bulunuyor. Mevsimine göre düşük rakımlarda, narenciye balı. Bir iki ay sonra sandal balı ve yayla mevsimi geldiğinde de yayla balı, kır balı üretimini gerçekleştiriyor" diye konuştu. "Çerçevelerin balla dolu olduğunu görmekten mutlu oldum" Arıcılara verilen teşviklerden yararlanılmasıyla ilgili çeşitli projeler gerçekleştirdiklerini anlatan Pehlivan, şöyle konuştu: "Bundan sonra da bu projelerimizi arttırmaya yapmaya devam edeceğiz. Burada bir emek var, arıcılarımızın alın teri var. Bugün çerçevelerin balla dolu olduğunu görmekten mutlu oldum. Hani arının ürettiği bal insanın ağzının tatlandıran bir ürün. İnşallah üreticilerimizin de ağzının tadı hiç bozulmaz, bu verimli üretim bereketli kazançlara dönüşür, dönüşecektir. Bütün üreticilerimize bu hasat döneminin hayırlı olmasını, bereketli olmasını, bereketli kazançlara vesile olmasını, emeklerinin karşılığını almalarına vesile olmasını diliyorum. Birçok alanda olduğu bu arıcılık alanında yaptıkları üretimle hem ilimizin ekonomisine, hem ailelerinin ekonomisine hem de ülkemizin ekonomisine yapmış oldukları katkılardan dolayı da teşekkür ediyorum." Kurt: "İnşallah sandal ve kırbalı hasadından da umutluyuz" Mersin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Kurt da Mersinli arıcılar olarak ’bismillah dediklerini’ ifade etti. Limon ve portakal çiçeklerinden oluşan yılın ilk narenciye balı hasadını yaptıklarını ve üretim yolculuklarının başladığını belirten Kurt, "Düşünün ülke genelinde birçok yer kar, kış kıyamet altındayken, biz Mersin’imizde geçenlerde polen hasadımızı ve akabinde bugün narenciye balı hasadımızı yaptık. Yaklaşık bir ay sonra da sandal balı hasadımızla bu yolculuğumuza devam edeceğiz. 32 bin 500- 3 bin rakımlarda Toroslar’da kırbalı hasatlarımızla yaz yolculuğumuzu tamamlayıp tekrar kış yolculuğuna başlamış olacağız. 2024 yılı narenciye balı hasadı açısından gerçekten güzel, verimli bir yıldı. İnşallah sandal ve kırbalı hasadından da umutluyuz. Bahar yağmurlarından umutluyuz. Daha da iyi olacağını umut ediyoruz. İnşallah bereketli bir yıl olur" dedi. Etkinliğin gerçekleştirildiği alanda katılımcılara sıkma ayran da ikram edildi.