GENEL - 06 Kasım 2018 Salı 09:51

Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ayaz: “60 milyon insan savaş olmadığı halde hayatını kaybetti”

A
A
A
Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ayaz: “60 milyon insan savaş olmadığı halde hayatını kaybetti”

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü, Diplomasi Araştırmaları Derneği Ulusal Güvenlik Strateji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (USAM) ortak çalışmasıyla organize edilen ‘Savaş ve Diplomasinin Değişen Yüzü’ başlıklı konferans İAÜ’de düzenlendi. Konferansta USAM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ayaz: “60 milyon insan savaş olmadığı halde hayatını kaybetti” dedi.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca’nın moderatörlüğünde gerçekleşen “Savaş ve Diplomasinin Değişen Yüzü’” başlıklı konferansta açılış konuşmasını USAM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ayaz yaptı. Ayrıca Nişantaşı Öğr. Üyesi Dr. Rüştü Salim Savaş Biçer, Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, Uludağ Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Barış Özdal’da hazır bulundu.

“Milli silah sanayinin önemi artıyor”

İçinde bulunduğumuz yüzyılda, değişimin çok yoğun yaşandığını söyleyen USAM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ayaz, “Küreselleşme dediğimiz bu olgu, siyasal, sosyal ve kültürel etkilerinin yanında savaş ve diplomasi olgularını da etkiledi. Diplomasi sadece Dışişleri ekibinin yaptığı bir aktivite değil, artık STK’ların, kanaat önderlerinin de destek verdiği bir eylemdir. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana büyük bir savaş olmamasına rağmen, 60 milyon insan çatışmalarda hayatını kaybetti. Bu nedenle savaşların diplomasi yoluyla önlenmesi çok önemli. Günümüzde savaşların türü de değişti. Ekonomik, siber ve benzeri yöntemlerle savaşlar yapılıyor. Gelişmiş ülkelerin savaşta da diplomaside de başarılı olduğu göz önünde bulundurulursa, milli silah sanayisi daha da geliştirilmelidir” dedi.
 

“Artık savaşlar dijital ortamda yapılacak”

İçinde bulunduğumuz yüzyılın değişimin en yoğun yaşandığı yüzyıl olduğunu ifade eden Uludağ Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Barış Özdal, “Küreselleşme dediğimiz olgu, siyasal, sosyal ve kültürel etkilerinin yanında savaş ve diplomasi olgularını da etkiledi. Diplomasi sadece dışişleri ekibinin yaptığı bir aktivite değil, artık STK’ların, kanaat önderlerinin de destek verdiği bir eylemdir. İkinci Dünya Savaşı'na kadar olan süreçte klasik anlamda bir savaş ve diplomasiden bahsedebiliriz. 1991 ve sonrasında savaş ve diplomasinin konsepti tamamen değişti. Temel parametrelerin değişimi; uluslararası sistemin değişimi, tehdit ve riskler, karşılıklı bağımlılık olarak üçe ayırabiliriz. Dünyada uluslar üstü örgütler, çokuluslu markalar ve diller üzerinden karşılıklı bağımlılık gelişti. Artık diplomasi ve savaş masa başında veya sahada değil, dijital ortamlarda yapılacak. Bu nedenle dünyayı artık farklı açılardan görmemiz lazım. Algı, savaş ve diplomasiyi değiştirir” ifadelerinde bulundu.

“Ana sebep hegemonların egemenliklerini yaymak istemesi”

Savaş ve diplomasinin tarih boyunca ele alınan iki kavram olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, “Dünya çok kutupluluğa değil merkezliliğe evriliyor. Kutupluluk hegemonik bir yapı gerektirir. Dünya ne zaman hegemonik bir yapıda olmazsa savaş çıkar. Çünkü dünya savaşlarının ana sebebi birkaç hegemonun egemenliğini dünyaya yaymaya çalışmasıdır. Bugün benzer bir süreci yaşıyor olsak da teknolojik gelişimi her zaman göz önüne almamız gerekir” diye konuştu.

“Savaşlar değişse de savaştan zarar görenler değişmiyor”

Konuşmasına savaş bölgelerinden zarar gören çocukları gösteren video ile başlayan Nişantaşı Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Rüştü Salim Savaş Biçer, “Savaşlardan kazançlı çıkan hiç olmadı. Aslında zarar görenler, hep aynı. Sürekli bir değişim var. Her şey değişiyor. Sanayi 4.0, 5.0, 6.0 olmasına rağmen biz hep sıfırız. Savaşta hep çocuklar, masumlar ağlıyor. Aslında değişenler kıyafetler, teçhizatlar daha ağır silahlar her şey değişse de savaştan zarar görenler değişmiyor” dedi.

“Diplomasi gündelik hayattan düşmeyecek”

Habil'le Kabil arasında dökülen kandan bu yana savaş ve diplomasinin gündelik hayattan ve uluslararası boyuttan asla düşmeyeceğini söyleyen Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, “Savaş gelişmenin motorudur. Nüfus sayımı, düzenli ordu, vergi toplama savaşın toplumlara kazandırdığı hususlardandır. Savaşmadan güçlü olmanın, nükleer gücü temsil etmenin yolu diplomasi masasında güçlü olmaktan geçer” dedi.

Konferansın sonuna doğru öğrencilerin sorularının yanıtlanmasının ardından panelistlere teşekkür belgesi takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.