DÜNYA - 13 Ekim 2021 Çarşamba 18:47

DSÖ: 'Naser, Türkiye'de daha parlak bir geleceğe doğru ilk adımlarını atıyor'

A
A
A
DSÖ: 'Naser, Türkiye'de daha parlak bir geleceğe doğru ilk adımlarını atıyor'

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Türkiye ile birlikte yürütülen Mülteci Sağlığı Programı kapsamında Türkiye’de tedavi gören Suriyeli Muhammed Naser hakkında yaptığı açıklamada, “Sırtından vurulduktan sonra felç kalan Suriyeli hukuk öğrencisi, Türkiye'de daha parlak bir geleceğe doğru ilk adımlarını atıyor” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa Çalışma Programı’nın (EPW) bir parçası olarak Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için sağlık hizmetlerine daha iyi erişime imkan tanıyan Mülteci Sağlığı Programı’ndan övgüyle söz ettiği bir açıklama yaptı. DSÖ’nün yaptığı açıklamada, Mülteci Sağlığı Programı kapsamında Türkiye’de tedavi gören Suriyeli Muhammed Naser’ın hikayesini ve Türkiye’deki iyileşme sürecini ele aldı. Açıklamada, Suriye'nin Halep kentinde yaşayan 28 yaşındaki Naser’in hukuk fakültesinde 2. sınıfta olduğu sıralarda kimliği belirsiz kişilerce sırtından vurulduğu belirtildi. Sırtına isabet eden kurşun nedeniyle omurgası zarar gören Naser’in felç kaldığı ifade edilerek, ağır yaralanmasına rağmen Suriye'den kaçmayı başardığı aktarıldı. Türkiye’ye götürülen Naser’in, Türkiye'deki ilk günlerini ülkenin güneydoğusunda Suriye'ye yaklaşık 50 km uzaklıkta bulunan Gaziantep'te yoğun bakım ünitesinde geçirdiği belirtildi. Belden aşağısı felç olan Naser’in, Türkiye'de ikamet eden aile üyelerinin yardımıyla annesi, babası ve kardeşleriyle birlikte kalmak üzere İzmir'e gönderildiği aktarıldı. Açıklamada, Naser’in Mülteci Sağlığı Programı kapsamında Türkiye’de gördüğü tedavi ile hızla iyileştiği vurgulanarak, “Sırtından vurulduktan sonra felç kalan Suriyeli hukuk öğrencisi Naser, Türkiye'de daha parlak bir geleceğe doğru ilk adımlarını atıyor” denildi.

Naser’in 2019 yılında hayatının Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği'nin İzmir'deki Mülteci Sağlığı Eğitim Merkezi'ne (RHTC) ulaşması ile birlikte değiştiği belirtildi. Naser’in, DSÖ’nün Türkiye ile birlikte yürüttüğü Mülteci Sağlığı Programı'nın yardımıyla ihtiyaç duyduğu tıbbi tedaviye ulaşabildiğinin altı çizildi. DSÖ’nün açıklamasına göre, Naser başlangıçta bir doktor ve merkezde çalışan bir sosyal hizmet uzmanı tarafından evinde düzenli olarak ziyaret edilirken, Naser’in sağlık durumu nedeniyle İzmir'deki Merkez'i düzenli olarak ziyaret edemediğinin tespit edilmesinden sonra düzenli olarak evinde ziyaret edilmesi için özel bir Toplum Sağlığı Destek Ekibi (TSSB) görevlendirildi.

"O an hem bizim için hem de onun için çok mutlu bir andı”

Naser’in 2020'de İzmir'deki Aktif Yaşam Merkezi (ALC) adlı yeni bir pilot proje kapsamında rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmaya hak kazandığı belirtilerek, ALC'ye gidişini olabildiğince sorunsuz hale getirmek için Naser’e araç tahsis edildiği ifade edildi. Naser’in evden alınması ve eve bırakılmasında Alaa Alkswani ve Mustafa El Abdulkadir görevlendirildi. Alaa ve Mustafa, “Ziyaretlerimizin başında Muhammed yatağında hareketsiz yatıyordu, kendi başına ne dönebiliyor ne de oturabiliyordu. Sık sık ne kadar zayıf hissettiğinden şikayet ediyordu ancak düzenli fizyoterapi egzersiz seansları ile gücünü yeniden kazandığını fark ettik. Bir gün odasına girdiğimizde doğrulup oturmayı başardı. O an hem bizim için hem de onun için çok mutlu bir andı” şeklinde konuştular.

Naser’in tedavisi ile ilgilenen Fizyoterapist Elif Canbolant, bireysel olarak tasarlanmış ve ruh sağlığına odaklanan rehabilitasyon programının önemine dikkat çekerek, “Sürekli egzersizle Muhammed sadece kaslarının kontrolünü kazanmakla kalmadı, aynı zamanda büyük bir güven de kazandı. Kendini dengelemek için paralel çubuklara güçlü bir şekilde tutunurken ilk adımlarını atmak için kendini zorladı. Muhammed'in kendine olan güveninin artması Türkçe dil sertifika programını tamamlayarak geleceğine yatırım yapmasına ve kısa sürede B1 seviyesinde İngilizce sertifikası almasına neden oldu” dedi.

Mülteci Sağlığı Programı

Almanya’da hükümetin Kalkınma Bankası aracılığıyla sağladığı mali destek ile DSÖ, Sağlık Bakanlığı ile yakın işbirliği içinde “Türk sağlık sisteminde Suriyeli personelin istihdamının desteklenmesi” adlı bir proje yürütüyor. Proje kapsamında DSÖ Türkiye, Suriyelilerin çok ihtiyaç duyduğu evde bakım hizmetlerini ana dillerinde sağlayan Suriyeli sağlık destek personelini istihdam etmek için farklı ortaklarla birlikte çalışıyor. Mülteci Sağlığı Programı kapsamında ise engellilik, ileri yaş veya diğer sağlık problemlerine yönelik stratejik konumlandırılmış göçmen sağlık merkezlerine erişemeyen Suriyeli mültecilere ulaşarak hizmet sunuyor.

Öte yandan, şu anda Türkiye'de geçici koruma altında 3.7 milyondan fazla Suriyeli mülteci bulunurken, Suriyelilere ana dillerinde 1. basamak sağlık hizmeti sunmak ve Türk sağlık sisteminin yükünü hafifletmek için Sağlık Bakanlığı ve DSÖ Türkiye Mülteci Sağlığı Programı, Suriyeli sağlık ve evde bakım personelini eğitmeye ve istihdam etmeye devam ediyor.

DSÖ'nün Avrupa Çalışma Programı, DSÖ ve Avrupa'nın Mülteci Sağlığı Programı, sağlık hizmetlerini insan merkezli hale getirmeye odaklanarak, mültecilerin ve göçmenlerin sağlık ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Sağlık bakanları ve DSÖ Avrupa Bölgesi'nin 53 üye devletinin temsilcileri, göç ve sağlık için stratejik öncelikleri tartışmak üzere 2022'de İstanbul'da üst düzey bir toplantıda bir araya gelecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Girdi maliyetleri yüzünden çifti üretimden vazgeçmektedir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, finansal sorunlarla mücadele eden çiftçinin girdi maliyetleri nedeniyle üretimden vazgeçtiğini söyledi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, temel gıda ürünlerinin üretimiyle doğrudan ilişkili olan ve küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kritik bir role sahip olan tarım sektörünün sorunlarına değindi. Doğan, "Gübre, tohum, ilaç ve yakıt gibi girdi maliyetlerindeki artış, tarımsal üretim maliyetlerini yükseltmekte ve üreticilerin kar marjlarını azaltmaktadır. Finansal sorunlarla mücadele eden çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte yaşanan kuraklık ve yanlış su kullanımı, özellikle sulama gerektiren tarım alanlarında verim kayıplarına neden olmaktadır. Toprak erozyonu, arazi parçalanması ve mülkiyet sorunları gibi arazi sorunları tarım arazilerinin verimli kullanımını engellemektedir. Adil fiyatlarla pazarlanmayan ürünler ve dağıtım kanallarına erişimde yaşanan zorluklar gibi pazarlama ve lojistik sorunlardan dolayı üreticiler ürünlerini satmakta zorlanmaktadır. Yaşanan finansal sorunlarla modern tarım teknikleri ve makineleşmeye kaynak ayıramayan üretici, üretim verimliliğini ve kalitesini arttıramamaktadır" dedi. Doğan, şöyle devam etti: "Tarımsal üretimin büyümesi için devlet destekleri ve tarım sigortası gibi mekanizmalar güçlendirilmeli, üreticiler piyasa dalgalanmalarına karşı korunmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik adımlar atılmalı, su yönetimi ve sulama tekniklerinde iyileştirmeler yapılmalı, su tasarrufu teşvik edilmelidir. Toprak koruma uygulamaları ve arazi planlaması gibi alınacak önlemler tarım arazilerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Tarım ürünlerimizin ulusal ve uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştıracak lojistik ve pazarlama altyapısının geliştirilmesi için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim tekniklerinin modernizasyonu için verilecek destekler ve üreticilere yönelik eğitim programları, sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Tarım sektörünün karşılaştığı sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanması için tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir."
Uşak Bakan Bayraktar açıkladı: "Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraklar, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraklar, bir dizi ziyaret ve inceleme için Uşak’a geldi. Sektör Temsilcileri ile İstişare Toplantısı’na katılan Bayraktar, yaptığı konuşmada “2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini çok şükür yaptık. Sakarya gaz sahasında bugün 3,7 milyon metreküp günlük gaz üretiyoruz ama daha yolun başındayız. İnşallah oradaki gaz üretimimizi günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız. Bu sayede bugün 1,4 milyon haneye yeten oradaki doğal gaz üretimimiz 15 milyon haneye kadar çıkacak yani nerdeyse 60 milyonluk nüfusun kullanabileceği doğal gazı kendimiz üreteceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, Sakarya gaz sahası yakınlarında yeni keşfedilen gaz kuyusundan bahsederek, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Ramazan ve Uşak’ın bereketiyle, bu kuyumuzdan önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yeni bir keşif ve ilave bir rezerv inşallah buluruz. Bütün çalışmamız, gayretimiz bu yönde olacak. Dolasıyla Göktepe 1 kuyumuz da bu anlamda hayırlı olsun. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık. İlk kez kamuoyunda sizlerle paylaşmış olduk” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek" dedi. Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Nikah Sarayında Doğu ve Güneydoğu iftar programı düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, İlçe Başkanı Salim Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Büyükşehirler arasında yatırım oranı en fazla azalan ilin İstanbul olduğunu ifade etti. “Kimlikleri siyasetin malzemesi haline dönüştürmüyoruz” Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hiçbir zaman kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimlikleri siyasetin malzemesi haline de dönüştürmüyoruz. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimliklerimizin ve farklılıklarımızın ötesinde geniş bir ortak zeminimiz var. Aynı tarihten gelen, aynı değerleri paylaşan ve aynı gelecek ufkuna sahip, kederde, tasada ve sevinçte bir olan bir milletiz” ifadelerini kullandı. “Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı” Cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan muhalefet masasına değinen Cevdet Yılmaz, “Tabiri caizde 7 düvel birleşti, olmadık masalar kuruldu. Ne oldu seçimden sonra? Masa kaldı mı ortada? Dağıldı gitti. Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı. Hatta bazı insaflı muhalifler seçimden sonra ‘iyi ki biz kazanmamışız’ dediler” ifadelerini kullandı. “İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” 31 Mart seçimlerine değinen Yılmaz, “Büyükşehirler arasından yatırım oranı en fazla azalan il hangisi olmuş biliyor musunuz? İstanbul. Bir önceki dönem AK Parti döneminde yatırımların toplam harcamalar içinde oranı yüzde 55. Bu dönemde ne olmuş diye baktığınızda yüzde 38’e düşmüş. Tam 17 puan yatırımlarda bir düşüş olmuş. Bundan daha güzel bir gösterge olamaz. Laf ile bunu kapatabilir misiniz? Şovlarla, polemiklerle, kutuplaştırıcı bir takım söylemler ile bu gerçeğin üstünü örtebilir misiniz? Örtemezsiniz. İstanbul’un çok ciddi anlamda yatırıma ihtiyacı var. 5 sene yatırım yapmadan idare edebilirsiniz. Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.