GENEL - 11 Aralık 2009 Cuma 18:04

DTP kapatıldı

A
A
A
DTP kapatıldı

Demokratik Toplum Partisi (DTP) kapatıldı.



Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, DTP'nin "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün aleyhine eylemlerin odağı" haline geldiğinin tespit edildiğini ve Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince bu partinin kapatılmasına karar verildiğini söyledi. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliklerinin düşürülmesine karar verildiğini söyleyen Kılıç, 37 DTP'liye siyasi yasak getirildiğini açıkladı. Partinin tüm malvarlığına el konulmasının kararlaştırıldığını ifade eden Haşim Kılıç,
kararların oy birliğiyle alındığını bildirdi.


Kendilerine süreçle ilgili eleştiri yöneltileceğini tahmin ettiklerini belirten Kılıç, "Yapılacak eleştirileri şimdiden görebiliyorum. Verilecek kararın zamanlaması için verilen tarihin amaçlı olduğu söylendi. Bu yorumlar çok acımasız. Biz 2 yıldır bu davayı görüşüyoruz. Eksikliklerimiz vardı ve bu eksikler raportörümüz aracılığıyla giderilmeye çalışıldı ve bu zamana denk geldi" dedi.


TÜRK VE TUĞLUK'UN MİLLETVEKİLLİKLERİ DÜŞÜRÜLDÜ


DTP'nin kapatılmasının ardından çok sayıda DTP'li yöneticiye siyasi yasak getirildi. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekillikleri düşürüldü.


Beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ahmet Ay, Ahmet Ertak, Ahmet Türk, Ali Bozan, Ayhan Ayaz Aydın Budak, Ayhan Karabulut, Aysel Tuğluk, Bedri Fırat, Cemal Kuhak, Deniz Yeşilyurt,i Ferhan Türk, Fettah Dadaş, Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tekçe, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Farisoğlulları, Necdet Atalayı, Nurettin Demirtaş ve Selim Sadak'ın Anayasa'nın 69. maddesinin 9. fıkrası gereğinde, gerekçeli kararın Remi 5 yıl süreyle, bir başka partinişn kurucusu, yönetici denetçisi olamayacaklarına, Beyan ve eylemlerle partinin kapatılmasına neden olan Mardin Mile Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliklerinin, gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra, sona ermesine. Parti tüzel kişiliğinin kapatma kararı verildiği tarihte son verilmesine gereğinin yerine getirilmesi için karar örneğinin Başbakanlığa ve Yargıtay'a gönderilmesine karar verildi. 

HAŞİM KILIÇ'TAN ELEŞTİRİLERE YANIT

Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, konuşmasının devamında davayla ilgili yüksek mahkemeye yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Mahkemenin davayı öne almasına ilişkin kendilerine yöneltilen 'demokratik sürecin sabote edildiği', 'siyasi darbe' nitelemelerinin yapıldığını hatırlatan Kılıç, yöneltilen bu eleştirileri çok haksız ve acımasız olarak değerlendirdiklerini ifade etti. DTP hakkında açılan kapatma davasının 2.5 yılı aşkın süredir Yüksek Mahkeme'de görüldüğünü
hatırlatan Kılıç, bu süreçte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sunduğu 141 iddia ile ilgili eksiklikleri tamamlamaya çalıştıklarını söyledi. Kılıç, demokratik açılım süreciyle Yüksek Mahkeme'nin verdiği karar arasında hiçbir bağlantı olmadığına vurgu yaparak, "Bizim bu partiye ilişkin gündemi tespit ederken, dışarıda sürmekte olan bir demokratikleşme süreciyle ilgili herhangi bir öngörümüz, herhangi bir değerlendirmemiz ya da buna bağlı olarak herhangi bir tasarrufumuz asla olmamıştır" ifadelerini kaydetti.


Anayasa Mahkemesi'nin hak ve özgürlükler konusunda birey ile devletin menfaatleri, devletin menfaatleri ve çıkarları ile anayasada koruma altına alınmış değerler arasında denge kuran bir kurum olduğuna işaret eden Kılıç, "Bu dengeyi kurarken, özgürlükler arasındaki bu sınırı çizerken, tabii ki anayasaya, yasalara, uluslararası hukuka ve hukukun üstün kurallarına da bağlı kalarak daima bu dengeyi korumaya çalışılmıştır" diye konuştu.


Bir siyasi partinin terör, şiddet, baskı içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip olmadığını vurgulayan Kılıç, "Terör ve şiddet içeren eylemlerle ya da söylemlerle, barışçıl söylemleri ve önerileri birbirinden ayırmak zorundadır" dedi. Bu konuda AİHM'nin verdiği kararlara işaret eden Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bir siyasi partinin terör ve şiddete yakınlığı meşru göstermeye çalışması, propagandası, övülmesi, ona yardım ve yataklık yapılması, açık ve gizli ona destek verilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne asla uygun görülmemiştir. Bu konuda verilmiş kapatma kararları, sözleşmeyi ihlal olarak da nitelendirilmemiştir. Bir siyasi parti demokratik ortam içerisinde amacı ve bu amaca ulaşmak için kullandığı araçlarını demokratik toplum değerleriyle uyum içinde kullanmak zorundadır. Eğer bu uygunluk yoksa, bu siyasi partinin siyasi alanda bir toplum modeli önerme hakkı da yoktur. Bir partinin savunduğu ya da önerdiği, inandığı toplumsal projesi ne kadar kutsal olursa olsun, yöntem olarak eğer terör ve şiddetle ilişki kurmuşsa bu amacının bence hiçbir anlamı yoktur. Anayasa Mahkemesi son yıllarda verdiği kararda da AİHM'nin yapmış olduğu kriterleri ciddi anlamda kullanıyor ve buna olarak en son verdiği Hak-Par kararı bunu uygulamıştır. Terör ve şiddetle olan eylemlerle, terör ve şiddetten ayrı tutulmuş barışçıl
yöntemleri birbirinden ayırarak bu ölçüde vermeye çalışmaktadır."


Hukukun yükünü mahkemelerin çektiğini, siyasetin yükünü de siyasetçilerin çekmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, konuşmasında siyasi partilere çağrıda bulundu. Kılıç, "Kimse mahkemelerden siyasi bir görev gibi yardım beklememelidir, bekleme hakkı da yoktur. Siyasi partiler ilgili ve ihtiyaç duyulan anayasal ve yasal değişiklikleri yapması için her fırsatta burada çağrıda bulunduk. Ancak bu çağrıları biz siyasilerimize duyuramadık, duyurmayı başaramadık. Hemen belirtelim ki, bu çağrının içinde siyasi partilerle ilgili gerek anayasal gerekse yasal düzenlemelerde teröre izin veren düzenleme asla yapılmaz. Bu konuda çağrımız yok. Değişiklikler konusunda yaptığımız çağrı tamamen bunun dışındadır" diye konuştu.


Kılıç, terör eylemlerinin korku, endişe, güvensizlik oluşturarak toplumun moralini bozmayı amaçlayan eylemler olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kurumları ve sistemleriyle açıtlığını kaydeden Kılıç, "Yılgınlık ve umutsuzluk bizim toplumumuzun tarihinde yoktur ve olmayacaktır. Milletimizin terör konusunda asil ve vakur bir duruş sergilemiştir" dedi Kılıç, "Sorun ne olursa olsun çözüm yeri parlamentodur" diyerek, terör konusundaki çözüm yeri olarak TBMM'yi işaret etti. Kılıç, öfke ve siyasi gelecek kaygısıyla diyalog kurulmaması gerektiğini, milletin layık olduğu anayasal ve yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesini istedi.


Kılıç daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin 'partinin tüzel kişiliği bugünkü kararın ardından sonra erdi. Bu karar hemen meclise bildirilecek mi' sorusu üzerine Kılıç, kararın TBMM'ye ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderileceğini ve Resmi Gazete'de yayınlanacağını söyledi. Kılıç, siyasi yasak getirilen milletvekillerinin ise gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından vekilliklerinin düşeceğini ifade etti. Bir soru üzerine Kılıç, verilen ara kararlarda
davanın esasını etkileyecek önemli kararlar almadıklarını da kaydetti.
Kılıç, Anayasa Mahkemesi'ne yöneltilen eleştirileri talihsizlik olarak nitelendirerek, görülmekte olan bir davayla ilgili yorum yapılmamasının anayasada açıkça yer almasına ra
ğmen, kendilerine eleştiri yöneltildiğini söyledi. Kılıç, DTP'ye verilen kararda AİHM'nin İspanya'daki Batasuna Partisi hakkında verdiği 'ihlal yoktur' kararının göz önünde tutulduğunu sözlerine ekledi.


EDA HAN-ANKARA



Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Serdar Topraktepe’nin ilk derbi heyecanı Portekizli teknik direktör Fernando Santos ile yollar ayrıldıktan sonra takımın başına geçen Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe, Fenerbahçe maçıyla A takımla ilk derbi heyecanını yaşayacak. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü saat 19.00’da Ülker Stadyumu’nda Fenerbahçe ile karşılaşacak. Geride kalan haftalarda 15 galibiyet, 6 beraberlik, 12 yenilgi sonucu topladığı 51 puanla dördüncü basamaktan yer alan siyah-beyazlılar, şampiyonluğu bu sezon için rafa kaldırdı. Avrupa’da mücadele edebilmek için Türkiye Kupası’nı müzesine getirmeyi hedef belirleyen Kartal, aksi bir duruma karşı da ligi ilk 4’te bitirmek istiyor. Bu bağlamda gerek puan sıralamasındaki yerini sağlamlaştırmak gerekse de taraftarına derbi galibiyeti elde etmek için Beşiktaş’ta tek hedef galibiyet. Serdar Topraktepe’nin derbi heyecanı Teknik Direktör Fernando Santos’la geçtiğimiz haftalarda yollarını ayıran siyah-beyazlılarda takımın başına Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe geçti. Ligde iç sahada MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup eden Topraktepe idaresindeki Kara Kartal, rakibiyle Türkiye Kupası yarı final ilk maçında deplasmanda ise golsüz berabere kaldı. Bu sezon Rıza Çalımbay’ın ayrılığının ardından da Santos dönemi başlayana kadar 3 maçta bu görevi üstlenen Serdar Topraktepe, 2 galibiyet, 1 mağlubiyet almış ve 7 golle de 2.3 gol ortalaması yakalayarak, bu sezonki teknik direktörler arasında en yüksek gol ortalamasına sahip isim olmuştu. Cumartesi günü Fenerbahçe müsabakasıyla futbol A takımıyla ilk derbi heyecanını yaşayacak olan 47 yaşındaki antrenör, Kadıköy’de alacağı 3 puanla kariyeri için de önemli bir adım atmanın peşinde.
Malatya MTÜ’de beyaz önlük töreni Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde mesleğe ilk adımlarını atan hekim adayı öğrencilerin Beyaz Önlük Giyme törenleri gerçekleştirildi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde mesleğe ilk adımlarını atan hekim adayı öğrencilerin Beyaz Önlük Giyme törenleri gerçekleştirildi. Törene Malatya Turgut Özal Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, rektör yardımcıları Prof. Dr. İlhan Erdem, Prof. Dr. Orhan Gündüz, dekan yardımcıları, akademik ve idari personel ile öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirildi. Törende konuşan Prof. Dr. Recep Bentli, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin henüz 4 yaşında olduğunu belirterek, “18. yüzyıla kadar hekimlerin kıyafetlerinin siyah renkte olduğu rivayet edilmektedir. Modern tıbbın henüz gelişmediği dönemde doktora ya da hekime gitmek son çare olarak görülürmüş. 19. yüzyıldan sonra modern tıbbın gelişmesiyle ve özellikle 20. yüzyılla beraber antibiyotik ve insülin gibi ilaçların keşfedilmesiyle birlikte modern tıp ve hekimlik insanlık tarihinde çok önemli kritik adımlar atmış ve ortalama insan ömrü de o keşiflerden sonra yükselmeye başlamış. 19. yüzyıldan itibaren hekimler, sağlıkçılar beyaz kıyafetler, beyaz önlükler giymeye başlamışlar” ifadelerine yer verdi. Beyaz rengin saygınlığı, güveni, cesareti, fiziki ve vicdani temizliği temsil ettiğinden dolayı sağlıkçıların da bu rengi giydiğini belirten rektör Prof. Dr. Recep Bentli, “Biz toplum olarak biliyoruz ki, hekimlik çok kutsal bir meslek. Geçtiğimiz yıllarda çok büyük bir pandemi atlattık. Pandemi ile beraber tekrardan hekimliğin çok önemli bir meslek olduğunu hep beraber görmüş olduk. Pandemi sırasında ben de Malatya’da İl Sağlık Müdürü olarak çalışıyordum. Gerçekten hekimlerimiz o kadar özverili çalıştılar ki dünyaya örnek oldular. O süreçte N95 maske ile dışarı çıkmayan insanlar varken hekimlerimiz hasta başında sadece cerrahi maske ile pozitif hastaların yanında işlem yapıyorlardı. Sadece entübasyon yaparken N95 takarak çok güzel bir şekilde hem Malatya’da hem ülkemizde bu süreci yönettiler” dedi. İtalya ya da Fransa gibi ülkelerde huzurevlerinde hastaların veya yaşlıların yer bulamadıklarından dolayı toplu ölümlerinin gerçekleştiğini ancak bizim ülkemizde böyle bir manzaranın yaşanmadığının altını çizen Rektör Recep Bentli, pandeminin ilk günlerinde Malatya Huzurevi’nde birkaç pozitif vakanın ortaya çıkması ile birlikte tüm huzurevi sakinlerini hastaneye yatırarak takip ettiklerini ve bu sayede huzurevi sakinlerinde herhangi bir vefatın yaşanmadığını dile getirdi. Rektör Recep Bentli, hekimlerin ve diğer sağlık personellerinin özverili ve gayretli bir şekilde çalışmaları ile birlikte pandemi ve deprem gibi doğal afetlerde ortaya çıkması muhtemel kayıpların önüne geçildiğini belirtti. Depremden birkaç saat sonra hastaneye giderek kontroller gerçekleştirdiğini ifade eden rektör Recep Bentli, o ortamda bulunan herkesin depremzede olmasına rağmen tüm hekimlerin acilde yoğun bir şekilde çalıştığının altını çizdi. Bentli, “Belki de kendi yakınları yaralanan ya da vefat edenler olmasına ve Elazığ’dan ya da başka şehirlerden gelen hekimler gelene kadar tüm hekimlerimiz ve sağlık personelimiz yoğun bir şekilde hasta tedavilerine başlamışlardı” diye konuştu.
Van Van YYÜ’de gala konseri büyük beğeni aldı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Akademik Orkestrası, gerçekleştirdiği gala konseri ile büyük beğeni aldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, lisans, lisansüstü öğrencileri, Van Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çeşitli kurumlarda görev yapan müzik öğretmenleri ve Hakkari Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan Van YYÜ Akademik Orkestrası tarafından gala konseri düzenlendi. Cengiz Andiç Kültür Merkezinde gerçekleşen konsere Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ve eşi Duygu Şevli, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Yükrük, Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serap Yükrük, akademik ve idari personel ile birçok öğrenci yer aldı. Konserde, çoksesli Türk müziği ve klasik batı müziğinin seçkin eserlerinden oluşan 9 sanat eseri icra edildi. Konser sonrasında Şef Fatih Marufoğlu’na çiçek takdiminde bulunan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Van YYÜ Akademik Orkestrası’nın 2023 yılının ekim ayından itibaren çalışmalara başladığını ifade etti. Van YYÜ Akademik Orkestrası’nın şehrin ve bulunduğu bölgenin sanatsal-kültürel yaşamında önemli bir yer edineceğini belirten Şevli, “Bugün Van Yüzüncü Yıl Üniversitemizin tarihindeki dönüm noktalarından biri. Çünkü üniversitemiz bugünkü konserle birlikte bilimsel çalışmalar, araştırmalar ve elde edilen başarılarının yanı sıra sanatsal yetkinliğini ortaya koymuş bulunmaktadır. Elbette sanatçı ortaya koyduğu sanatın seyirciler veya izleyiciler tarafından beğenildiğini görmek, hissetmek ister. Bilim insanları olarak bizler bir makale yazdığımızda çalışmalarımız atıf aldığında büyük mutluluk duyarız. Bu, çalışmalarımıza başkaları tarafından değer gösterilmiş olmasının göstergesidir. Sizlerin de beğeni ile konseri izlemesi, ilgi göstermesi hem sanatçılarımızı hem de bizleri çok memnun etmektedir” dedi. Üniversitenin Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünden Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı ve Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı lisans programlarının Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından 2+3 yıllığına akredite edildiğini ifade eden Rektör Şevli, her başarının disiplinli ve sürekli bir ekip çalışması ile elde edildiğini vurguladı. Konserin bu aşamaya gelinceye kadar birçok kez prova edildiğine ve hem sahne önü hem de sahne arkasındaki ekibin büyük fedakarlıklarla çalıştığına şahitlik ettiğini belirten Rektör Şevli, emeği geçen herkese teşekkür etti.
Gaziantep Diyetisyen kadrosu genişletiliyor SANKO Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde de uzman kadrosunu genişletiyor. Uzm. Diyetisyen Tuğba Demirkıran ve Diyetisyen Meltem Demirci, SANKO Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde danışanlarını kabul etmeye başladı. Uzm. Diyetisyen Tuğba Demirkıran 1999 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk ve ortaokul eğitiminin ardından 2017 yılında Yasemin Erman Balsu Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. 2017 yılında SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde lisans eğitimine başlayan Uzm. Diyetisyen Demirkıran, çeşitli polikliniklerde stajyer diyetisyen görev alarak 2021 yılında bölüm birincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl özel bir üniversitede yüksek lisans eğitimine başlayan Uzm. Diyetisyen Demirkıran, “Obezite” konusunda tez hazırladı. 2023 yılında yüksek takdir derecesiyle mezun olarak ‘Uzman Diyetisyen’ unvanını aldı. Eğitim hayatı boyunca birçok konferans, seminer, sempozyum ve kursa katılan Uzm. Diyetisyen Demirkıran 2024 yılı Nisan ayı itibariyle SANKO Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde danışanlarını kabul etmeye başladı. Diyetisyen Meltem Demirci 1998 yılında Gaziantep’te doğdu. 2016 yılında Vedat Topçuoğlu Anadolu Lisesi’nden, 2020 yılında SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun oldu. 2018 yılında özel bir sağlıklı yaşam merkezinde staj yapmaya başlayan Diyetisyen Demirci, 2019 yılında Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, Engelsiz Yaşam Merkezi Aktif Yaşam Merkezi, 25 Aralık Devlet Hastanesi ve SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde stajyer diyetisyen olarak görev yaptı. Nisan 2021’den bu yana SANKO Üniversitesi Hastanesinde Diyetisyen olarak görev yapan Demirci, Nisan 2024 itibariyle Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde danışanlarını kabul etmeye başladı. Diyabette Beslenme, Gebelik ve Emziklilik Döneminde Beslenme, Kilo Alma Programları, Besin İntoleranslarında Beslenme, Kalp Damar Hastalıklarında Beslenme, Böbrek Hastalıklarında Beslenme, Nörolojik Hastalıklarda Beslenme, Sindirim Sistemi Hastalıklarında Beslenme, Yeme Bozukluklarında Beslenme, Organ Naklinde Beslenme, Cerrahi Hastalıklarda Beslenme, Enteral-Paranteral Beslenme ve Çocuk Hastalıklarında Beslenme ve Yaşlılık Döneminde Beslenme alanlarında çalışmaları sürmektedir. Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD), Klinik Enteral Paranteral Nütrisyon Derneği (KEPAN), Pediatrik Diyetisyenler Derneği (PEDİDER) üyesidir. Karbonhidrat-Protein-Yağ Sayımı Eğitimi (Tip1-Tip2 DM) Obezite Cerrahisi ve Bariatrik Diyetisyenliği, Yaşlılarda Tıbbi Beslenme Tedavisi Eğitimi, Renal Diyetisyenlik Kurs Programı, ISO 18001 Eğitimi, ISO 14001 Eğitimi, ISO 9001 Eğitimi, Güncel Yaklaşımlarla Klinik Nütrisyon Kursu ve Bilimsel Fitoterapi Eğitimi sertifikaları bulunmaktadır.