GÜNDEM - 14 Mart 2022 Pazartesi 16:18

Dünden günümüze 14 Mart Tıp Bayramı

A
A
A
Dünden günümüze 14 Mart Tıp Bayramı

Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Bilir, 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihçesi ile günümüzdeki yansımalarına değindi.

14 Mart Tıp Bayramı çeşitli etkinlik ve kutlamalarla devam ediyor. Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Bilir, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, Bu etkinlik haftasının, sağlık çalışanlarının bütün sorunlarının tartışıldığı, çözüm yolarının arandığı ve ileriye dönük öngörü ve analizlerin yapılarak ülke sağlık yönetimi sistemi içerisinde yer aldığı paylaşımların yapıldığı bir hafta olarak kutlandığını ifade etti.

Tıp Bayramı’nın tarihi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ayhan Bilir, “Padişah 2’nci Mahmut döneminde, tıp öğreniminin ayrı okullarda verilmesi gerektiğine inanan Mustafa Behçet Bey’in uğraşları sonunda, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk cerrahhanesi 14 Mart 1827’de Şehzadebaşı’nda bulunan Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kuruldu. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, günümüzde Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır” dedi.

Tıp Bayramı’nın 1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü kutlandığını hatırlatan Prof. Dr. Bilir, bunun sebebinin Türkçe tıp derslerinin bu tarihte başlaması olduğu fakat zamanla bu uygulamadan vazgeçildiğini belirtirken, ilk kutlamanın 14 Mart 1919 yılında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleştiğini söyledi.

Prof. Dr. Bilir, o dönem yaşanan tarihsel olayı şu cümlelerle anlattı:

“Canlarını milli mücadele için feda ettiler”
“Üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet Boran önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmışlar bu protestoya devrin ünlü doktorları da destek vererek işgali protesto etmişlerdi. Böylece Tıp Bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurtlarını savunma hareketi olarak başladı. Daha sonra bu ruhun temsilcileri, yeni ve bağımsız bir devletin kurulma kadrolarının da şekillendiği Çanakkale de Gelibolu muharebelerine katılmışlar ve canlarını ülkeleri ve idealleri uğruna hiç tereddüt etmeksizin feda etmişlerdir.”

Birinci Dünya Savaşı'na katılan 765 tıp öğrencisinden 346’sının şehit düştüğünü, 1915 yılında eğitime başlayan birinci sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale’de şehit düşüğünü hatırlatan Prof. Dr. Bilir, “Böylesine kutsal ve fedakarlık isteyen, ihtiyaç duyulduğunda hiç çekinmeden ileriye atlayan canlarını ve bedenlerini ülkeleri ve insanlık için feda edebilecek bir mesleki gurubun üyeleri olmak onuru her şeyin üstündedir” şeklinde konuştu.

Yakın dönem sıkıntılarına da değinen Prof. Dr. Bilir, “Günümüzde kontrolsüz nüfus artışına paralel olarak aşırı ve doyumsuz üretim arzusu kaybolan topraklar kirlenmiş sular ve yetersiz besleme faktörlerine bağlı olarak hasta ve hastalık sayılarında ciddi artışlar meydana gelmiştir. Bu durum başta hekimlerimiz olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına ağır sorumluluklar yüklemektedir. Ülkemizde hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarının sorunlarına yöneticilerin hiç zaman kaybetmeden eğilmeleri ve çözüm yolları oluşturmaları elzemdir. Şöyle ki, 385 sağlık çalışanının koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiği dikkate alınırsa COVID-19 ve benzeri hastalıklar nedeniyle sağlık çalışanlarının özlük haklarının yasal olarak yeniden düzenlenmesi, şiddet içermeyen bir sağlık çalışma ortamının oluşturulması sağlanmalıdır” diye konuştu.

Prof. Dr. Bilir, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı, kendi hayatlarını hiç umursamadan hiç tanımadığı ve yüzünü görmediği insanlar için, en güzel gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde gerekirse beyaz gömleğinle laboratuvarda ölebileceksin diyebilen Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ve bu uğurda canlarını kaybetmiş her kademede sağlık çalışanların anıları önünde saygıyla eğilerek kutluyor ve bütün sağlık çalışanlarının sosyal ve özlük haklarının hak ettikleri şekilde düzenlenmesini ve topluma daha verimli hizmet verme ortamlarının sağlanmasını diliyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.