GÜNDEM - 21 Nisan 2021 Çarşamba 16:09

Dünya üniversiteleri ‘Etki Güçlerine’ göre sıralandı: İstanbul Gelişim Üniversitesi Kaliteli Eğitim’de 24’üncü sırada

A
A
A
Dünya üniversiteleri ‘Etki Güçlerine’ göre sıralandı: İstanbul Gelişim Üniversitesi Kaliteli Eğitim’de 24’üncü sırada

Dünya üniversiteleri sıralama kuruluşu Times Higher Education (THE) Etki Sıralaması (Impact Ranking) 2021 sonuçları açıklandı. Yapılan sıralamada, dünyanın en kaliteli eğitim veren üniversiteleri arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) 24’üncü sırada yer alarak büyük bir başarıya imza attı.

Saygın uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education, (THE) üniversitelerin toplumların sürdürülebilir kalkınmasına yaptığı katkıları ölçmeyi hedeflediği ‘Etki Sıralaması 2021' (Impact Ranking 2021) için 98 ülkeden 1240 başvuru aldığını açıkladı.

‘Kaliteli Eğitim' kategorisinde İstanbul Gelişim Üniversitesi, dünya çapında 1240 üniversite arasından 24’üncü olarak büyük bir başarının sahibi oldu. Üniversite aynı zamanda sıralamaya Türkiye’den katılan 45 üniversiteyi ise geride bırakarak 1’inciliği göğüsledi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) belirlediği on yedi sürdürülebilir kalkınma hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen ve üniversitelerin eğitim alanındaki çalışmaları ve yenilikçi projeleri ile topluma yönelik katkılarını değerlendiren sıralamada, “Sağlık ve Kaliteli Yaşam” kategorisinde Türkiye’de 4’üncü, “Erişilebilir ve Temiz Enerji” kategorisinde 2’nci, “Amaçlar İçin Ortaklıklar” kategorisinde 3’üncü, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” kategorisinde 10’uncu, “Temiz Enerji' kategorisinde alandaki çalışmalarıyla dünya üniversiteleri arasında 95’inci olma başarısını gösteren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin genel sıralamadaki konumunun dünyada 201 – 300 olarak açıklanırken, Türkiye’de ise 3’üncü olduğu belirtildi.

“72 basamak yükseldik, dünyada 24’üncü olduk”

Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) tarafından yapılan sıralamanın yükseköğretim kurumları açısından önemine değinen İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, “Kaliteli Eğitim” kategorisinde bir önceki yıl dünyada ilk yüz üniversite arasına 96’ncı olarak girmeyi başardıklarını hatırlatarak şöyle konuştu:

“Kalite Eğitim kategorisinde iddiamızı devam ettiriyoruz. Geçtiğimiz yıl aynı kategoride dünyada 96’ncı sırada yer alırken, bu sene açıklanan sonuçlarda 72 basamak birden yükselip 24’üncü sıraya yerleşmemiz hedeflerimizi gerçekleştirebildiğimizi gösteriyor. Toplumun sürdürülebilir kalkınması adına gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarımızın, dünyanın en saygın uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşlarından biri olan Times Higher Education (THE) tarafından değerlendirilip takdir edilmesi bizleri hem motive ediyor hem de gururlandırıyor. Eğitimde kalitede uluslararası düzeyde bir kez daha taçlandırdığımız bu başarımızı, önümüzdeki dönemde dünyanın ilk 10 üniversitesi arasına girmeyi hedefleyerek sürdüreceğiz’” dedi.

“İnsanlığın geleceği sürdürülebilirlik çalışmalarına destekle mümkün”

Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak amacıyla üniversite olarak sürdürülebilir kalkınma amaçlarını benimsediklerinin altını çizen Abdülkadir Gayretli, “Dünyanın ve insanlığın geleceği sürdürülebilirlik çalışmalarına destekle mümkün. Bu amaç doğrultusunda da eğitime ve araştırmaya özel önem gösteriyoruz. İnsanlığın barış ve refah içinde yaşaması, yoksulluğu ortadan kaldırılması bu hedeflerden geçiyor” dedi.

“Uluslararası eğitimde iddiamızı sürdürüyoruz”

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Prof. Dr. Yekta Saraç öncülüğünde Yeni Türkiye’nin 2023 ve 2053 vizyonu doğrultusunda stratejik adımlar attığını vurgulayan Abdülkadir Gayretli, “Prof. Dr. Yekta Saraç, Türk Üniversitelerinin dünya üniversiteleriyle yarışır olması ve uluslararası sıralamalarda öne çıkması gerektiği düşüncesiyle bizleri teşvik etti. İGÜ olarak biz de bu hedefler istikametinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 63 programımız uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edildi ve uluslararası standartlarda eğitim verdiğimizi tescilledik. Şimdi de taçlanan bu başarılarımızla, dünya üniversiteleri ile yarışarak uluslararası eğitimde iddiamızı sürdürüyoruz’’ ifadelerini kullandı.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Sahurdan sonra hemen uyumayın: Organları yoruyor Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, sahurdan sonra hemen uyumanın organları yorduğunu söyledi. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, Ramazan ayında beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili bilgi verdi. Ramazan orucunun vücuttaki toksinlerin temizlenmesine imkan sağladığını belirten Özer, sahurun önemli bir besin olduğuna dikkat çekti. Sahurdan sonra hemen uyumamak gerektiğine dikkat çeken Özer, iftardan sonra da çorba içtikten sonra bir kaç dakika bekleyip ana yemeğin verilen aranın ardından yenilmesi gerektiğini kaydetti. "Ramazan insan vücudunu yeniliyor" Ramazan ayında sağlıklı beslenmeye karşı herhangi bir engel bulunmadığını belirterek, “Aksine özellikle sağlıklı beslenme Ramazan’da mümkün olabilmektedir. Çünkü 11 ay boyunca yediğimiz gıdaların tamamının vücuttan atılması bir hayli zor. Ramazan orucu içerisinde yaşanan uzun süreli ‘açlık’ ile vücutta birikmiş toksinlerin temizlenmesine, insan vücudunun yenilenmesinin desteklenmesine destek olmaktadır. Orucun insanın beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan mevcut sıhhi durumunun iyilik halini daha iyiye taşıyabilmesini sağlaması üzerine oluşturulmuş bir sistem şeklinde düşünülebilir” dedi. “Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine dikkat edilmeli” Oruç tutarken uzak durulması gereken yiyeceklerle ilgili örnekler veren Özer, “Ramazan, aşırılıklardan ve abartıdan uzak kalma felsefesine sahiptir. Her anlamdaki aşırılık insana zarar verir. Gıdada da durum aynı şekilde, örneğin en sağlıklı olarak bilinen bir gıda abartılı bir biçimde fazla tüketilirse bu gıda kişiye zamanla zarar vermeye başlayacaktır. Ramazan’da, yani özellikle uzun süreli aç kalmış bir mideye, ilk besin maddesi olarak basit karbonhidratlar girerse burada sağlıklı beslenmeden kesinlikle bahsedemeyiz. Basit karbonhidratların özellikle Ramazan’da fazla tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Basit karbonhidrat içeren besinler olarak; toz şekerler, mısır şekerleri, beyaz ekmek gibi unlu mamullerden bahsedebiliriz. Bunların dışında fazla tuzlu yiyecekleler vücutta su tutacağı ve kişide su ihtiyacı uyandıracağı için özellikle Ramazan ayında bu tür beslenme şeklinden muhakkak kaçınılmalı. Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine de dikkat edilmeli” diye konuştu. “Özellikle kadınlar sahur yapmalıdır” Kadınların sahur yapmaları noktasında tavsiyede bulunan Özer, “Sahur oruç tutarken önemli, fakat olmazsa olmaz değil. Ramazan ayının her yıl değişmesinin beraberinde getirdiği açlık süreçleri de değişmekte, bunun oluşturduğu 16 saat ve üzeri açlık durumlarında hormonal dengenin korunması bakımından özellikle kadınların sahur yapmalarını tavsiye ederim. Ramazan’da yapılan en büyük yanlışlardan biri ise, günlük su tüketimini iftardan sonraki süreçte tamamlayabilmek adına tek seferde büyük yudumlarla su tüketmek. Günlük tüketilmesi gereken su miktarının yudum yudum içilerek tamamlanması istenilen faydayı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki hızlı içilen su vücuttan hızla atılırken yavaş yavaş/yudum yudum içilen su vücuttan daha yavaş atılır. Fazla susuzluk çekmemek ve gerekli mineral dengesinin sağlanabilmesi adına soda ve demirhindi şerbetinin (Osmanlı Saray Mutfağı’ndan) içilmesini öneririm. Eğer kişinin mide sorunu yoksa sodaya limon ve az miktarda tuz eklenip içilmesi faydalıyken, kişinin mide sorunu varsa kişi sodayı suyla karıştırarak içebileceği gibi yüksek mineralli su da tercih edebilir. Ramazan ayında yoğun baş ağrıları yaşanmaması adına su tüketimi oldukça önemlidir” şeklinde konuştu. “Sahurun hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır” Sahurda işlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Özer, “Sebzeden zengin, yumurta (haşlanmış, omlet vb), peynir ve az tuzlu zeytin tercih edilebilir. Meyve istenirse tüketilebilir; ancak içerisinde şeker bulunduğu için acıkmaya etki edeceği bilinmelidir. Salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdaları tüketmemeli ve fazla şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Doğallıktan uzaklaşmış gıdaları tercih listemizin dışında tutmalıyız. Vücudun kendi sisteminde organlar sürekli çalışma halindedir. İnsan uyuyunca organları daha yavaş çalışarak dinlenebilme sağlanırken, sahurda yiyecek-içecek tüketiminde bulunulup hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır. Yemek yedikten en iyi ihtimalle minimum bir saat sonra uyunmalıdır” ifadelerini kullandı. “İşlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır” Gluten hassasiyeti olanların Ramazan’da çok şanslı olduklarını söyleyen Özer, "Sağlıklı beslenmede bilinen yanlışlardan biri unlu mamulleri (örneğin ekmek) yersek tok kalırız düşüncesidir. Glutensiz beslenenler zaten undan uzak bir beslenme biçimleri olduğu için halihazırdaki sağlıklı beslenme biçimlerini koruyarak Ramazan ayını rahat geçirebileceklerdir. Sağlıklı beslenme rutininde yer alan sebze yemekleri ile proteince zengin yiyeceklerle beslenilirse açlık hissini yoğun yaşamayacaklardır. Ramazan ayında ve Ramazan ayı dışında da dikkat edilmesi gereken en önemli husus işlenmiş gıdalardan uzak durulmasıdır. Bu, gıda alerjisi olmayan kişiler için de geçerlidir” dedi.