GÜNDEM - 18 Ekim 2020 Pazar 09:33

Ekim ayında en çok o balık tüketiliyor

A
A
A
Ekim ayında en çok o balık tüketiliyor

Karadeniz’de bu günlerde bol miktarda avlanan palamut, sofraların vazgeçilmezi olurken pişirme yöntemiyle farklı lezzete bürünüyor.

Trabzon’un Akçaabat ilçesi Yıldızlı mahallesi sınırları içerisinde yer alan ve işletmeciliğini Kaan Bayram’ın yaptığı balık restoranı Trabzonlular'ın yanı sıra şehir dışından gelenlerin de uğrak yeri olurken müşteriler genellikle palamudun buğulamasını, kızartmasını ara ara da ızgarasını tercih ediyor.

Şu an palamudun dönemi olduğunu ve gelen müşterilerin çoğunlukla palamut tercih ettiğini belirten işletme sahibi Kaan Bayram, palamudun her gün yenmesinin pek tercih edilmediğini bunun da nedeninin ise ağır bir balık olduğundan kaynaklandığını söyledi.

Palamudun bir çok pişirme yöntemleri bulunduğunu kaydeden Bayram, “Şu an tam palamut dönemindeyiz ve müşterilerimiz çoğu bu balığı tercih ediyor. Balığın yağlanma durumuna göre tavası, kızartması, buğulaması, ızgarası olsun bir çok çeşidi yapılabiliyor. Biz genellikle müşterilerimize buğulamasını ya da yağda hafif kızartmasını ara ara da ızgarasını tavsiye ediyoruz" dedi.

"Pişirme teknikleri balığın lezzetine etki eder"

Palamutun pişirme teknikleri hakkında bilgi veren Bayram, “Balığı pişirirken normalde tel ızgaralar kullanılır. Bu eskiden beri süre gelen bir durumdur. Balık ve köfte ızgaralar dediğimiz sade ızgaralar vardır. Daha çok maşa ile çevrildiği zaman hem balık ezilmez hem de dağılmaz. Bir de balığın marine durumu vardır. Balığı sabahtan ayıkladığınızda belli aromalarda belli yağlarda marine edebilirsiniz. Bu durum hem balığın yapışmamasını hem de, çok daha farklı lezzet bırakmasına sebep olur. Şu an palamut çok tüketiliyor ancak; yine de bir kere yediğinizde belki de bir hafta sonra yemek isteyeceksiniz .Her gün istemezsiniz çünkü; biraz ağır bir balıktır. Etli balık olduğu için insanı sıkar, boğar. Onun için belli aromalarda, marine edildiğinde çok farklı lezzetlerle her gün tüketilebileceğine inanıyorum” diye konuştu.

"Palamutu çıtlatın"

Diğer pişirme tekniklerinden birinin de çıtlama olduğunu belirten Bayram, "Çıtlama, çok eski bir tekniktir. Eskiden fırın vs. bir çok şey yoktu. Balığı daha çok suda haşlayıp, yağını sonradan ya da pişirirken ilave edilerek içine birkaç parça biber, domates, patates, soğan ilave edilirdi. Biz bunu sade suda yaptık. En hafifi palamudun gerçek tadını alabilmek için yapılabilecek en güzel yemek pişirme yöntemidir” şeklinde konuştu.

"Yurt dışından gelen müşterilerimiz var"

Yurt dışından müşterilerinin bulunduğunu ifade eden Bayram, “Yurt dışından gelen müşterilerimiz çok var. Uzaktan gelenler lezzetin peşine geliyor. Tepkiler iyi yönde oluyor. Biz memnunuz, onlar da memnun ayrılıyor. Amacımız müşterilerimize en taze balığı temin ederek en güzel şekilde pişirip sunmak. Şu an palamut var ancak sarıkanat, lüfer kendini çok göstermesi gerekiyor. Maalesef yok gibi bir şey. Bir ay, bir buçuk ay sonra hamsinin gelmesi gerekiyor. Ondan da şu an bir iz bir ışık yok. Şu an sadece palamut ile kendimizi döndürmeye çalışıyoruz. Palamuttan memnunuz palamut gayet güzel” dedi.

"Balıklar giderek lezzetlerini yitirmeye başladı"

Balıkların giderek lezzetini kaybetmeye başladığını da kaydeden Kaan Bayram, “Geçen yıl palamut, bu sezona göre pek yoktu. Artık balıklar da lezzetlerini giderek yitirmeyi başladı. Eski tatlar, eski lezzetler balıklarda artık zor bulunuyor. Belki de denizin çok kirletilmesinden kaynaklanabilir. Bunun farklı sebepleri olabilir. Biz şu an balığın bolluğunu tartışıyoruz ancak ilerleyen dönemlerde balığın lezzetini konuşmaya başlayacağız. Artık o eski lezzetleri bulamayacağız. Eski pişirme yöntemleri olsun hepsi tarihe karışıyor. İnşallah bizim gibi restoranların sayısı artar. Lezzet arkeologları piyasa çıkar. İnsanlar çok eskiden bu yana daha eski pişirme yöntemleriyle bugüne nasıl geldiğini ve aynı şekilde bu güne nasıl getirebiliriz onun mücadelesini verirsek çok iyi olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Bekir Koca - Ozan Köse
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”