SAĞLIK - 26 Mart 2020 Perşembe 12:23

'Eldiven taktım' deyip elleri yıkamamak hastalığa davetiye çıkarıyor

A
A
A
'Eldiven taktım' deyip elleri yıkamamak hastalığa davetiye çıkarıyor

Dünya genelinde hızla yayılan korona virüsüne karşı dışarıda eldiven kullanan vatandaşlara, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Soysal’dan uyarı geldi.

Doç. Dr. Soysal, “Gün boyunca aynı eldivenle dolaşmak ve ‘nasıl olsa eldivenim var’ diyerek elleri yıkamamak, hastalığa davetiye çıkarır. Virüs, plastik yüzeyde kalabiliyor. Taktığınız eldivenleri usulüne uygun olarak takıp çıkartmak kaydıyla sık sık değiştirin" dedi.

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Soysal, korona virüsü ile mücadele kapsamında Sağlık Bakanlığının önerilerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, bu süreçte nasıl beslenilmesinin faydalı olacağına ilişkin tavsiyelerde bulundu.

Doç. Dr. Soysal, "Doğru beslenmek, hastalıkla mücadele için büyük önem taşıyor" diyerek, "Bu süreçte ortaya atılan birçok bilgi var. Sosyal medya ya da farklı mecralarda aktarılan her bilgiyi de doğru kabul edemeyiz. Her duyduğumuza inanmak yerine, yetkilileri dikkate almalıyız. Beslenme konusunda karşımıza pek çok öneri çıkıyor. Örneğin; ‘Her gün kelle paça yemek, virüsün bulaşmasını önler mi?’ ya da ‘Sirkeyi tüm yemeklerde kullanalım mı?’ gibi sorular bana da geliyor. Kelle paçanın, besleyici özelliği var. ‘Kelle paça yemeyin’ demiyorum; ama bilimsel olarak kelle paçanın virüse karşı koruduğuna, virüsün bulaşma riskini azalttığına ilişkin bilimsel bir veri bulunmuyor. Sirkeyi de her yemekte kullanmamıza gerek yok” dedi.

Vücudun kapasitesi var

Doç. Dr. Soysal, şöyle devam etti: "Yiyeceğimiz besinlerin temizliği ve pişme süresi çok önemli. Et ve sebzeleri iyi pişirin. Sebzeleri çiğ tüketmeyin. Kabuklu meyveleri tüketmeden önce sabunlu su ile bol yıkayın, sonra kabuklarını soyun ve yiyin. Evde zaman geçirmek durumunda kaldığımız bu süreçte, yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Meyveler, vitamin yönünden oldukça zengin; ancak insan vücudunun da bir kapasitesi var. Sağlıklı bir insan, günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeli. Mevsime göre günde 3 veya 4 adet meyve (portakal, elma, muz gibi) yemek ve bunu sürdürebilmek sadece bu dönemde değil, sağlığımız açısından her zaman önemli. Özellikle diyabet ya da kalp hastalığı olan kişiler bu konuda çok daha dikkatli olmalı. Ev içerisinde uzun vakit geçirmek durumunda kaldığımız bugünlerde, ev içinde veya evin bahçesinde yapılacak günlük basit egzersizler de çok önemli. Ayrıca günde 7 veya 8 saat uykuyu da unutmamamız gerekiyor."

"NASIL OLSA ELDİVENİM VAR"

Son dönemde dışarı çıkan vatandaşların maskenin yanı sıra eldiven takmaya da başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Soysal, "Eldiven, hijyen sağlayıcı ve koruyucu bir unsur olarak kullanılabilir; ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken kurallar var. Aynı eldiveni gün boyunca kullanan, defalarca takıp çıkaran kişiler var. Bu durum büyük risk oluşturur. Yarar yerine zararlı olabilir. Unutulmamalı ki virüs, plastik yüzeyde 5 güne kadar; lateks yüzeylerde ise 8 saate kadar bulaşıcılığını koruyabiliyor. Elimizle birçok noktaya temas ettiğimizi düşünürsek, aynı eldivenle gün boyu dolaşmanın da yanlış olduğunu anlayabiliriz. Taktığımız eldivenleri, sık sık değiştirmeliyiz. ‘Nasıl olsa eldivenim var’ diye el yıkamayı bırakırsak, büyük hata yapmış oluruz” dedi.
Doç. Dr. Soysal, sözlerini şöyle sürdürdü: "John Hopkins Üniversitesinin yaptığı bir açıklama, virüsün dış ortamda sıcaklık, nem ve üzerinde bulunduğu materyale göre bulaşıcılığını koruyabildiği göstermiştir. Kendimizi dış ortamdaki bu materyallerle temasımızı sınırlayarak ve sık sık elimizi bol sabunla yıkayarak koruyabiliriz. Virüs DNA’sının koruyucu ince bir lipid (yağ) tabakası ile çevrili olduğu, sabunun bu yağ tabakasını parçaladığı, bu nedenle ellerimizi 20 saniyeden az olmamak üzere yıkamamız gerektiği bildirilmektedir. Sirkenin ise bu yönde bir faydası gösterilmemiştir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 11 Ukraynalı kadının hazırladığı ‘Sanatçıların Gözünden Alanya’ sanat sergisi açıldı Ukrayna’nın farklı şehirlerinden 11 kadın sanatçının eserlerinden oluşan “Sanatçıların Gözünden Alanya” sanat sergisi Kızılkule’de açıldı. Serginin açılışına Alanya Belediye Başkan Vekili Murat Levent Koçak katıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Alanya Belediyesi ve Alanya Müze Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen sergide, Alanya’nın doğal güzelliklerinin yorumlandığı eserler yer alıyor. Sergiyle ilgili Alanya Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın farklı şehirlerinden gelerek bir süre Alanya’da yaşayan sanatçılar önce Alanya’nın doğal güzelliklerini ve sosyal hayatını gözlemlediler, daha sonra gözlemlerini tuvale işlediler. Bahse konu sanatçıların Alanya’mıza dair gözlemlerinin eserlerinden oluşan sergi bugün saat 16.00’da Kızılkule’de açıldı. 2 gün devam edecek serginin, Haziran ayında Kiev Büyükelçiliğimizin Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’de de tekrarlanması planlanıyor. Her iki serginin de Ukrayna’da Alanya’nın tanıtımına önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz” denildi. "Sanatçıların Gözünden Alanya" sanat sergisi ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.
Gümüşhane Gümüşhane’de toz bulutu etkili oldu Gümüşhane’ye dün akşam saatlerinden itibaren Mısır ve Libya üzerinden gelen çöl tozları kenti adeta kızıla boyadı. Ülke genelinde etkili olan toz taşınımı Gümüşhane’de de etkisini gösterirken, sabah saatlerinde yoğun olan toz bulutu nedeniyle bazı vatandaşlar nefes almakta güçlük çekti. Görüş mesafesinin azaldığı kent merkezinde yaşayan Mustafa Akbulut, hemen her yıl gerçekleşen ama bu yıl etkisi daha fazla görülen toz taşınımının çocuk ve hasta olan yaşlıları rahatsız ettiğini söyledi. Sabah kalktıklarında gökyüzünün kızıla boyandığını ve bir toz bulutunun gökyüzünü ve şehri kapladığını anlatan Akbulut, “Dün akşam ay ışığını net göremiyorduk. Sabah kalktığımızda gökyüzünün kızıla boyandığını gördük. Araştırdığımızda Afrika üzerinden gelen toz taşınımının şehrimizin üzerini kapladığını öğrendik. Toz bulutunun bereket olduğu da söyleniyor. Bunun için yağmur olması lazım. Yağış olmayınca şehrin üzerinde bayağı kaldı ve hala da var. Umarız yakın zamanda bereketli bir yağmur yağar ve bu toz taşınımı topraklarımızı bereketlendirir. Bu durum başta astım hastaları olmak üzere akciğer hastalarının düşmanı. Bu tür havalarda çocukların ve yaşlıların, astım hastalarının dışarı çıkmamaları gerekiyor. Umarız yaşlılarımız rahatsız olmamıştır” dedi. Cuma gününden itibaren etkisini kaybedeceği tahmin edilen toz bulutu nedeniyle Meteoroloji Genel Müdürlüğü de uyarı yaparak, toz taşınımının meydana getireceği başta sağlık problemleri olmak üzere görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma, çamur şeklinde yağış ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi.