GÜNDEM - 10 Şubat 2018 Cumartesi 08:21

Elektronik sigara ve nargile sigaradan daha zararlı!

A
A
A
Elektronik sigara ve nargile sigaradan daha zararlı!

9 Şubat Dünya Sigara Bırakma Günü kapsamında uyarılarda ve bilinçlendirmelerde bulunan Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Sağlık Bakanlığı dışında artık sadece kendi ceplerini düşünen sigara bıraktırma kartelleri var. Bunların içinde olan elektronik sigara ve entelektüel bir havaya sokulan nargile sigaradan daha zararlıdır” dedi.

Dünyanın ve Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri olan sigaraya farkındalık oluşturmak üzere her yıl 9 Şubat Dünya Sigara Bırakma Günü olarak idrak ediliyor. Son zamanlarda bilinçlendirilmenin artması ile birlikte insanlar sigarayı bırakmak için farklı yöntemlere başvuruyor. Fakat artık büyük bir pazar payı oluşturan bu yöntemler ve ürünler tartışma konusu olurken, Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aydın da önemli uyarılarda bulundu. Özellikle elektronik sigaralar ve ilaçlı yöntemler için ‘sigaradan daha zararlıdır’ diyerek konunun önemine dikkat çeken Aydın, “Elektronik sigara olsun, akupunktur yöntemleri, sigara çiğneme sakızları, haplar yani sigarayı bıraktırmak için uygulanan tüm diğer yöntemler sigaradan daha zararlıdır. Tütün ve tütün mamullerini insanları alıştırarak daha çok ekonomik girdi sağlamaya çalışan bir takım kartellerin yanı sıra aynı şekilde , ‘gelin biz size sigarayı bıraktıralım’ diyerek insanları farklı yöntemlere iten ve kendi ceplerini doldurmaya çalışan bir kısım karteller de var. Fakat hepsi aynı. Çünkü elektronik sigaralar sigaradan çok daha tehlikeli. Diğer tıbbın tasvip etmediği yöntemlere de asla tenezzül edilmesin” dedi.

“Nargileye entelektüel bir hava katılmak isteniyor”

Sağlık Bakanlığı’nın sigara konusunda çok hassas çalıştığını ve bu anlamda birçok sigara bıraktırma merkezlerini açıldığını dile getiren Aydın bunun dışından herhangi bir yönteme başvurulmaması gerektiğini söyledi. Aydın aynı zamanda entelektüel bir hava katılma istenen nargileye de ayrıca değindi. Özellikle bir kısım tarafından özendirme yoluyla nargilenin kullanılmasındaki tehlikelerden bahseden Aydın, “Nargile de aynı şekilde sigaradan çok daha tehlikeli bir ürün. Fakat maalesef bu tütün üreticileri nargileyi daha cazip hale getirmek için nargile kafeler, nargile sohbetleri gibi nargileye ayrıca bir entelektüel bir özellik katmaya çalışarak onu daha cazip hale getirmeye çalışıyorlar. Oysa nargile kullanımında suyun içerisinden geçen duman nemleniyor. Yani ıslak dumanı ağzınıza çekmiş oluyorsunuz. O duman ağzınızdaki ıslaklıkla da birleşerek ciğerlerinize doğru giderken bütün nikotini boğazınıza yapıştırıyor. Hele ki bunun yanında çay ya da şekerli birtakım içecekler içiyorsanız, glikozla birleşerek ve karışarak tamamen boğazınızda bir tabaka oluşturuyor. Hepsinin sonu gırtlak kanseridir” şeklinde konuştu.

Tüm dünya tarafından bir sorun olarak kabul edilen sigaranın verdiği zararlar hakkında da hem sayısal açıdan hem de sağlık açısından bilgilendirmelerde bulunan Aydın, sözlerine şu şekilde devam etti;

“Geleceğimizi katlediyor”

“Sigaranın hala dünyada ve ülkemizde sağlık, ekonomik ve sosyal problemin baş aktörü olduğunu görüyoruz. Hala yılda 6 milyon insan sigaradan hayatını kaybetmeye devam ediyor. 10 bine yakın çocuk sigara içmediği halde sigara içenler tarafından pasif içici olarak öldürülüyor. Ormanlarımızın yarısını sigaranın sebep olduğu yangınlardan dolayı kaybediyoruz. Sigara içen kadınlarımızın yüzde 25’i engelli çocuk dünyaya getiriyorlar. Kalp damar hastalığın en büyük sebebi de sigaradır. Türkiye’deki ölümlerin yüzde 35’inden fazlası sigaradan kaynaklanıyor. Bu da yetmiyor 35-40 milyon TL civarındaki parayı biz sigaraya yatırıyoruz. Hâlbuki bu paralarla biz ülkemiz ve halkımızı için neler neler yapabiliriz. İnsanlığı, geleceği katleden bu vebanın insanlar tarafından hala kullanılıyor olması özellikle de 11 yaş gibi çocuk yaşı dediğimiz yaştakiler tarafından kullanılması bizleri gerçekten üzüyor ve sıkıntı içine sokuyor.”

“Sayı düştükçe sigaraya başlama yaşı da düşüyor”

“Tütün ve tütün mamulleri yasası çıkmadan önce Türkiye’de 30 milyon tütün ve tütün ürünü kullanan kişi vardı. Bu anlamda sigara, tütün ve tütün ürünlerine karşı ciddi bir işbirliğine gidildi ve konulan yasaklarla ve bilinçlendirmelerle bu rakam 20 milyon civarına indi. Tabii ki bu sayı yeterli değil. Sigara içen sayısı aşağıya iniyor fakat sigaraya başlama yaşı da aşağıya iniyor. Bundan 15-20 yıl önce sigaraya başlama yaşı 15-16 civarındaydı. Şimdi 11 yaşına indi. Sigara kartelleri o kadar çok kirli reklam yapıyorlar ki, sanatçılarla birlikte özendirme yoluna gidiliyor. Çünkü sigara özenti yoluyla bulaşan bir hastalıktır.”

Fahri müfettişlik uygulaması geliyor

Son olarak da sigarayla savaşma anlamında neler yapılabilir sorusunu da değerlendiren Mustafa Aydın, “Tütün ve tütün mamulleri ile ilgili çıkan kanunların tam uygulanması lazım. Kapalı yerlerde sigara içilmesi yasak fakat sigara içsinler diye işletmeler yapay kapalı alanlar oluşturuyor. Denetim çok zayıf. Koyulan kanunların kolluk kuvvetleri tarafından denetlenmesi lazım fakat bu konuda kolluk kuvvetlerimiz sayıca yetersiz kaldıkları için denetimlere yetişemiyorlar. Türkiye Sigarayla Savaş Derneği olarak biz artık trafikte uygulanan fahri müfettişlik kavramını bu alanda da hayata geçirmeye çalışıyoruz. İşletmeler sigara cezası olarak kesilen paralardan çok daha fazlasını sigara içirerek kazandırdığı için onlara bu maddi ceza da az geliyor. Hele akşam saat 22.00’den sonra sigara fiilen her yerde serbest. Bu yüzden hep birlikte dört bir yandan el ele vererek seferberlik ilan edersek eğer, bu probleme büyük oranda çözüm sağlamış oluruz” diyerek sözlerini tamamladı.

ŞEYDA CEYLAN GÖRGENÇ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.