GÜNDEM - 16 Ekim 2021 Cumartesi 16:54

Emine Erdoğan’ın gözyaşları Filistinli çocuklar için aktı

A
A
A
Emine Erdoğan’ın gözyaşları Filistinli çocuklar için aktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Üzeri silah dolu bir İsrail askerinin karşısında, küçücük yumruğunu kaldırmak zorunda kalan kız çocukları, hepimizin kalbini paramparça ediyor. Çocukların sesi en çok kahkahalara yakışır kardeşlerim, çığlıklara ve feryatlara değil. Onların gülmesini, parklarda oynamasını sağlamak boynumuzun borcudur" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Hepimiz Meryemiz Platformu tarafından Yenibosna'daki bir otelde düzenlenen "Kudüs'ün Meryemleri Sönmeyen Kandillerdir" konferansına katıldı. Programda ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Gençlik, Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Uluslararası Kudüs Eğitim ve Kültür Araştırma Derneği (UKEAD) Kurucusu, Türkiye Grubu Başkanı Ayşegül Bayıcı, Uluslararası Hepimiz Meryemiz Platformu Başkanı Hind Al Mutava, Kudüslü Murabıta Hatice Kuveys, Müslüman ülkelerden yabancı STK temsilcileri ve davetliler de hazır bulundu.

Burada bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Kudüs'ün Müslümanlar için sembollerle yüklü kutsal bir mekan olduğunu belirterek, Mesci-i Aksa'nın ilk kıble olduğunu hatırlatarak Müslümanlar için inşa edilen ikinci mescit olduğunu söyledi.

Kudüs'ün ilahi tebliğe şahit olmuş bir peygamber şehri olduğunu vurgulayan Erdoğan, Filistin'in, Osmanlı Devleti hakimiyeti altında olduğu dönemde farklı din ve mezheplerin barış ikliminde yaşadıklarını ancak şimdi işgal altındaki bu devlette büyük insanlık kayıplarının merkezi haline geldiğini ifade etti.

Gözyaşlarını tutamadı

Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Emine Erdoğan, "İnsanlık, çocuklara çevrilmiş namluların fotoğraf karelerini kendine nasıl açıklayabilir? Bazı çocukların, bir evden ya da doğumhaneden ziyade savaşta doğduğunun farkında mıyız? İnanıyorum ki çocukların şehit düştüğü bir dünyada, cehennem ateşini çok uzakta aramaya gerek yok. Bu çocuklar, başlarını kaldırdıklarında uçan balonları değil, gökten yağan bombaları görüyorlar. Üzeri silah dolu bir İsrail askerinin karşısında, küçücük yumruğunu kaldırmak zorunda kalan kız çocukları, hepimizin kalbini paramparça ediyor. Çocukların sesi en çok kahkahalara yakışır kardeşlerim, çığlıklara ve feryatlara değil. Onların gülmesini, parklarda oynamasını sağlamak boynumuzun borcudur" ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan’ın gözyaşları Filistinli çocuklar için aktı

Bu sorunun çözümünün iki ayağı olduğunu söyleyen Erdoğan, bunlardan birinin uluslararası toplumun uyanışı, diğerinin ise Müslüman ümmetinin dirilişi olduğunu kaydetti.

Uluslararası toplumun sıkça dillendirdiği demokrasi, insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları gibi evrensel değerlerin tüm insanların ihtiyacı olduğuna işaret eden Erdoğan, ancak dünyanın yarısının bu değerlere susamış halde olduğunu aktardı.

"Uluslararası toplum olarak el ele verip, bunu başaramazsak, dünya barışı ilelebet bir temenni olarak kalacaktır"

Adalet, sevgi ve merhamet gibi değerlerin yalnızca belli toplumlar ya da zümreler için geçerli olmasının samimiyetsizlik olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Adalet sağlarken ya da merhamet gösterirken, insanları dinlerine, ırklarına, mensubiyetlerine göre ayıramayız. Eğer insan hakları, bazı coğrafyaları teğet geçiyorsa, o haklar aslında hiç var olmamıştır. Çocuk haklarından bahsediyorsak, önce Filistinli çocukların hakkını teslim edelim. Kadın haklarından bahsediyorsak, Filistinli kadınlar İsrail hapishanelerinin meçhul koridorlarında karanlıklara karışmasın. Ne zaman ki uluslararası toplum, mülkiyet hakları gasp edilen Filistinlilerin yanında durur, o zaman tüm bu değerlerin evrenselliğinden bahsedebiliriz. Ne zaman ki Filistinli çocuklar ve kadınlar, insan haklarının kapsayıcılığına dahil olur, o zaman vicdanın yeniden ayağa kalktığına inanabiliriz. Uluslararası toplum olarak el ele verip, bunu başaramazsak, dünya barışı ilelebet bir temenni olarak kalacaktır."

Filistin davasını düşünürken, "Kim bir kötülük görürse eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse kalbiyle hoş görmesin ki, bu imanın en zayıf derecesidir" hadisinin akıllardan çıkarılmaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, Filistin'de her yaştan insanın cesaretin ve fedakarlığın en çarpıcı örneklerini sergilediklerini anlattı.

"Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ortak mirasıdır"

Müslümanların aksiyon insanı olması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bugün Filistin'de direnişin sembolü haline gelen her yaştan insan, cesaretin ve fedakarlığın en çarpıcı örneklerini sergiliyorlar. Zalimle zalimleşmeden, Müslümanca ve imanı hep taze tutarak mücadele etmeyi gösteriyorlar. Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ortak mirasıdır. Filistin, biz Müslümanlar için de bir aynadır. Bir anlamda, mensubu olduğumuz bu yüce dinin bizden beklediklerini yerine getirip getiremediğimizin sağlamasıdır" diye konuştu.

Filistin'in ayrıca Müslümanların makro düzlemde sıkıştırıldığı kapanın bir yansıması olduğunu aktaran Erdoğan, İslamofobinin dünyada hızla yükseldiğine dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gizli bir salgın olarak zihinden zihne bulaşıyor, kalpleri kirletiyor. Müslümanlara her alanda yapılan saldırılar etrafımızdaki nefret çemberinin gittikçe daraldığına işaret ediyor. Tüm bunlar, artık birbirimize kenetlenmemizin vaktinin geldiğini söylemiyor mu? Bizim aramızda, harita üzerinde, suni sınırlar olabilir. Ama Müslüman ümmeti, sınırların üstünde bir kardeşliğin parçaları olmalıdır. Konuştuğumuz dillerin, pratik ettiğimiz kültürlerin birbirinden farklı olması bizi uzak kılmaz. Çünkü hepimiz kelime-i şehadetin çatısı altında birleşiyoruz. Bu şuuru hiç kaybetmeden, birbirimize yakınlaşmalı ve Kudüs’ün manevi sorumluluğu etrafında birleşmeliyiz.”
Filistin'de uygulanan zulmün İslam coğrafyasının başka yerlerinde de devam ettiğinin altını çizen Emine Erdoğan, Suriye savaşının üzerinden 10 yıl geçtiğini, sayısız insanın göç yollarına düştüğünü, dünyanın birçok kapısının yüzlerine kapandığını söyledi.

Emine Erdoğan’ın gözyaşları Filistinli çocuklar için aktı

Türkiye'nin 4 milyona yakın sığınmacıyı misafir ettiğini hatırlatan Erdoğan, Müslümanın Müslümana kardeş olduğu inancını hiçbir zaman terk etmediklerini aktardı.

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kadınların, savaşın yakıp yıktığı hayatların ortasında, eş, anne, evlat ve kardeş gibi nice sıfatlarla verdiği mücadelenin sesi oldunuz. Vatan müdafaasında ortaya koydukları cesaretin ortağısınız. Kadınların dünyanın her yerinde dezavantajlı olduğu bir düzende, Filistin'de kadın olmanın zorluğunu gösterdiniz. Allah sizlerden razı olsun. Allah'tan, kardeşliğimizi arttırmasını niyaz ediyorum. Yan yana geldiğimizde yeryüzünün en güzel insanlık tablosunu oluşturacağımıza yürekten inanıyorum."

Bakan Yanık: "Filistin’in haklı davasını, Filistinli kadınların davasını savunmaya devam edeceğiz"

Programda bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “İsrail’in uyguladığı adaletsizlikler tüm dünyanın gözü önünde sahneleniyor. Buna dikkat çeken burada biz Kudüs dostlarını buluşturan, Hepimiz Meryemiz platformu bu anlamda çok kıymetli bir dayanışma örneği sergiliyor. Ben kendilerine bir kez daha çok teşekkür etmek istiyorum. Saygıdeğer hanımefendi, değerli katılımcılar; İsrail, 1967’den bu yana uluslararası hukuku hiçe sayarak yürüttüğü işgal politikası ve saldırılarla Filistin topraklarında tam bir utanç devleti olarak varlığını sürdürüyor. Filistin’i ve Filistinlileri destekleyen her oluşuma gönülden destek vermeye, ortak olmaya, içinde olmaya çalışıyoruz. Kudüs’te gece gündüz, yaz kış demeden, Mescid-i Aksa’yı bekleyen bu rabıt hanımlar gibi bizler de birer Meryem olmak üzere haksızlıklara itiraz etmeye devam ediyoruz haddimiz olmayarak. Filistinli kadınların arkasında duracak, onların haklı davasını tüm dünyaya taşımasına yardımcı olacağız her türlü platformda. Her türlü uluslararası platformda Filistin davasını, Filistin’in haklı davasını, Filistinli kadınların davasını dile getirmeye, savunmaya, gündem yapmaya devam edeceğiz. Alınan karar gereği uluslararası toplumdan nerede olurlarsa olsunlar Filistinli kadın mültecileri desteklemeleri ve haklarını hayatın her alanında korumalarını istedik. Toplantıda ayrıca sayın cumhurbaşkanımızın girişimleriyle kurulan İslam İş Birliği Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi’nin sunumunu da gerçekleştirdik. Saygıdeğer konuklar, kadınları güçlenmesi bizim açımızdan hem insan haklarının bir gereği hem de İslam dünyası olarak gelecek meselemizdir. Bunun için Türkiye olarak İslam dünyasındaki kadın potansiyelini hayata geçirme gayretini bugüne kadar kararlılık gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu: "Kudüs'ü korumak her birimizin borcu"

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise Kudüslü kadınların verdiği mücadeleye değinerek, "Aziz Filistin toprağı talan ediliyor. Yıldırma politikaların sonu gelmiyor. Bu zorluklara karşı ön cephede yiğit, cesur, cefakar Kudüslü kadınlar var. Rabbim bu mübarek şehri ilk kıblemizi savunan tüm kardeşlerimizden razı olsun. Kudüs hepimize aziz bir emanet. Dolayısıyla Kudüs'ü korumak her birimizin borcu. Kudüslü kardeşlerimiz her gün türlü türlü zorluklara ve haksızlıkla dolu muameleyle karşı karşıya kalıyorlar. Kudüslü kadınlardan öğrenecek çok şey var. Onların Kudüs'e olan sadakati bizler için önemli bir ilham kaynağı. Ben bu vesileyle tüm şehitleri rahmetle yad ediyorum. Rabbim bu bilinci ümmetin çocuklarından eksik etmesin" diye konuştu.

Medeni Topaloğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.