TEKNOLOJİ - 20 Temmuz 2019 Cumartesi 09:51

Endüstri 4.0: Robotlar işlerimizi ele geçirecek mi?

A
A
A
Endüstri 4.0: Robotlar işlerimizi ele geçirecek mi?

Teknolojinin gelişmesiyle giderek daha belirgin hale gelen Endüstri 4.0 ve tam otomasyon devri pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Türkiye Endüstri 4.0’a hazır mı? Robotlar mesleklerimizin yerini alacak mı? İstanbul Aydın Üniversitesi Endüstri 4.0 Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cem Savaş Aydın ‘tam otomasyon’ ile akıllara takılan soruları cevapladı.

Robotların giderek iş gücünün yerini alması, yapay zeka ile kendi kendine karar verebilen makinelerin doğuşu, üreten, tüketen, lojistiği sağlayan ve hatta pazarlamaya el atabilecek robotların önümüzde 20 yıl içerisinde hayatımıza girmesi mümkün. Tam otomasyon insanlığı hem korkutuyor hem de gelecek hakkında heyecanlandırıyor. Peki korkmalı mıyız? Endüstri 4.0 tam olarak nedir? Neleri değiştirecek? İstanbul Aydın Üniversitesi Endüstri 4.0 Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cem Savaş Aydın herkesin aklına takılan soruları yanıtladı.

‘Yeni çağa ayak uydurabilenler kazanacak’

Endüstri 4.0’ın açacağı yeni çağı değerlendiren Aydın, “Endüstri 4.0 makinelerin kablosuz ağ bağlantıları ve sensörler aracılığıyla imalat hattının sanal kopyasını yapan, kontrol eden ve kendi başına karar verebilen bir sisteme bağlanmasını içeren yeni bir fabrika konseptine verilen isimdir” diyerek,“Endüstri 4.0 ile imalat teknolojileri ve süreçlerinde otomasyon ve veri paylaşımına yönelik bir trendi ifade etmektedir. Endüstri 4.0 siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, bulut bilişim ve yapay zekâ gibi birçok konsepti içerisinde barındırmaktadır. Endüstri 4.0 ile kesinlikle yeni bir çağa giriyoruz bu yeni çağ eskiden insanlar tarafından yapılan birçok işin makineler tarafından yapılmasına yol açacaktır. Bu süreç belirli iş kollarının kaybına yol açsa da dördüncü sanayi devriminin trenine atlayabilen ülkelerin üretkenlikleri ve refahlarında ciddi bir artışa yol açacaktır. Endüstri 4.0 ile kesinlikle bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi robotlar hayatımızı ele geçirmeyecek ancak işçilerin yeniden atanması olarak adlandırılan ve bazı işlerin ortadan kaybolmasıyla, bazı yeni işlerin doğmasına yol açan süreç hızlanacak ve fabrikalarda otomasyon ile enformasyon ve komünikasyon teknolojilerinin kullanımı artacaktır” şeklinde konuştu.

‘Endüstri 4.0 Almanya’da doğdu’

Tam otomasyon fikrinin tarihine değinen Cem Savaş Aydın, “Endüstri 4.0 aslında Alman hükümetinin imalatın dijitalleşmesini amaçlayan bir yüksek teknoloji stratejisidir. Endüstri 4.0 terimi 2011 yılında Hannover Fuarı’nda yeniden ortaya atılmış ve Ekim 2012’de Endüstri 4.0 çalışma grubu Alman Federal Hükümetine Endüstri 4.0 kurulumuna dair önerilerini sunmuştur. Endüstri 4.0 çalışma grubu üyeleri ve ortakları Endüstri 4.0’ın fikir babaları ve ardındaki itici güç olarak tanınmaktadır. Endüstri 4.0 stratejik girişimiyle Alman hükümeti Almanya’yı ileri düzey imalat çözümleri sağlayan öncü bir pazar haline getirmeyi amaçlamaktadır. Endüstri 4.0 stratejik girişiminin imalat sektöründe devrim yaparak dördüncü bir endüstriyel çağı başlatacağına inanılmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘Gelecek sanıldığı kadar uzak değil’

Tam otomasyon çağının sanıldığı kadar uzak olmadığını belirten Aydın, çeşitli fabrikalarda üretim sisteminin değiştirildiğini söyledi. Aydın, “Endüstri 4.0 ile sağlanan verimlilik artışıyla dünyanın birçok bölgesinde insanların daha önce satın alamadıkları birçok ürüne nispeten ucuz fiyatlarla erişimi mümkün olacaktır. Dördüncü sanayi devrimiyle yeni iş kolları ortaya çıkarken belirli bir takım iş kolları ortadan kalkacaktır. Örneğin siber-fiziksel sistemlerin imal edilmesi ya da bu tarz sistemlerin otonom kararlar verebilmeleri için çeşitli algoritmaların yazılması bu yeni iş kollarına örnek olarak verilebilir. Erik Brynjolfsson ve Andrew McAfee, isimli MIT üniversite profesörleri İkinci Makine Çağı isimli kitaplarında, doğru eğitime veya özel yeteneğe sahip bir işçi olmak için günümüzden daha iyi bir zaman olmadığını çünkü bu insanların teknolojiyi kullanarak değer üretebileceği bir çağda yaşadığımızı ifade etmektedir. Aynı kitapta ise günümüzün sıradan yeteneklere ve ustalığa sahip işçiler için çok kötü bir zaman olduğunu çünkü bilgisayarların, robotların ve diğer dijital teknolojilerin bu yetenekleri ve ustalığı alışılmışın ötesinde bir hızla öğrendiklerini ifade etmektedir. Dolayısıyla değişime ayak uydurmak isteyen ve değişen dünyada değer üretebilmek isteyen insanların kendilerini yeni teknolojiler konusunda donanımlı hale getirmesi önemlidir. Endüstri 4.0 ile imalat sektöründe yaşanacak değişimin çok uzakta olmadığını belirtmekte fayda var, bu değişim süreci oldukça hızlı ilerliyor, örneğin bugün Almanya’da 300’ün üzerinde örnek fabrikada tesis ekipmanlarının bağlantıları, enformasyon teknolojisi sistemleri ve iş modelleri üzerine araştırma enstitüleri ve şirketler tarafından yenilikçi çözümler üretilmektedir” dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Çayırova’da Sıfır Atık Yaşam Sokağı kuruldu Çayırova’da Sıfır Atık Yaşam Sokağı kuruldu. Boyanan ve süslenen sokakta lastik, sürahi, bot, palet, küvet kabini, klozet gibi ürünler, mahalle sakinlerince saksı olarak kullanıldı. Çayırova Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri, pilot bir uygulamayı devreye aldı. Özgürlük Mahallesindeki 243/3 Sokak’ta yapılan pilot uygulama sonrasında alan "Sıfır Atık Yaşam Sokağı" olarak belirlendi. Sokak sakinleri ve Çayırova Belediyesinin iş birliğiyle oluşturulan Sıfır Atık Yaşam Sokağında atıklardan oluşturulan saksılar ve ağaç süsleri renkli görüntüler oluşturdu. Çayırova Belediyesi ekiplerince boyanan ve süslenen sokakta lastik, sürahi, bot, palet, küvet kabini, klozet vb. ürünler, mahalle sakinlerince saksı olarak kullanıldı. Ayrıca sokakta yer alan ağaçlar da süslenerek çok güzel bir görüntü elde edildi. Oluşturulan Sıfır Atık Yaşam Sokağını inceleyen Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, çalışmalarından ve çevreye karşı duyarlı davranışlarından dolayı mahalle sakinlerine teşekkür ederek, bu çalışmanın yaygınlaşması adına gayret göstereceklerini belirtti. Bünyamin Çiftçi, "Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, temiz bir çevredir. Çevreye duyarlı ve bilinçli nesillerin yetişmesi amacıyla komşularımızla birlikte Özgürlük Mahallemizde pilot uygulama olarak kurduğumuz Sıfır Atık Yaşam Sokağı ilçemize hayırlı olsun" dedi.
Erzurum Bir babanın çocuğuna yaptığı akıl almaz görüntüler Erzurum’da bir babanın çocuğunu halı sahada feci şekilde darp etmesi saniye saniye kameralara yansıdı. Yakutiye Hilalkent semtinde meydana gelen olayda, bir şahsın küçük yaşlardaki çocuğu feci şekilde dövmesi vatandaşlardan tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Halı sahada gerçekleşen olayda; bir adamın çocuğu tekme tokat darp ettiği görülüyor. Alınan bilgilere göre; olayın ortaya çıkmasından sonra H.K’nın darp ettiği talihsiz çocuğun oğlu H.İ.K. (9) olduğu belirlendi. Çocuğunu tekmeleyerek yere düşüren baba, oğlunun boğazına sıktıktan sonra yeniden yere fırlattı ve sonrasında tekrar sırtına tekme attığı görüldü. H.İ.K.’nin halı saha içerisinde ilerleyerek top oynamaya devam ettiği anlarda ise hıncını alamayan baba H.K.’ye yeniden saldırdı. Çocuğuna bu sefer de kafa atan baba, ardından yeniden tokat atıp tekmelemeye devam etti. Bu anları kameraya alan vatandaşın tepki dolu sözleri de gözlerden kaçmadı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipler ihbar üzerine harekete geçti ve yapılan çalışma sonucu babanın kimliğini belirlendi. Polis, baba hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan işlem yaptı. Baba H.K., verdiği ilk ifadesinde oğlu H.İ.K.’nın küçük kardeşine küfür ettiği için darp ettiğini söyledi. Savcılığa sevk edilen baba hakkında soruşturma devam ediyor.
Zonguldak Polisliği bırakıp dünya turuna çıktı, Malezya’da kaçırıldı 13 saat dehşeti yaşadı Zonguldak’ta yaşayan Melih Bektaş, 5 ay önce polislik mesleğini bırakarak dünya turuna çıktı. 12 ülke gezen Bektaş, Malezya’da bıçaklı gaspa uğradı. Tapınakta 13 saat rehin tutulan gencin, kamera, dron, ehliyet ve pasaportunu çalan zanlılar, bankadan da 62 bin lirasını aldı. Malezya Polisi ile zanlılardan 2’sini yakalatan Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. 31 yaşındaki Melih Bektaş, dünyayı gezmek için 10 yıl boyunca görev yaptığı polislik mesleğinden 5 ay önce istifa etti. Dünya turuna çıkan Bektaş, bir taraftan da sosyal medyada içerik üretmeye başladı. Türkiye’de bulunduğu zamanda birçok gezgini evinde ağırlayan Bektaş, Güney Amerika ziyaretinin ardından Asya kıtasına ziyaretler gerçekleştirdi. Hindistan, Sri Lanka ülkelerinin ardından Malezya’ya geçen Bektaş, burada otostop çekerek yoluna devam etmek istedi. Kendisini görünce duran bir kişinin “Gideceğin yere kadar bırakırım” demesiyle aracına binen Bektaş, “On dakika arkadaşıma uğrayıp para alacağım” diyerek gittikleri yerde çetenin bulunduğu bölgeye geldiklerini fark ettiğini anlattı. Polislik mesleğinin tecrübesiyle arkadaşına konum attı Etrafını saran kişilerin “Kaçma; seni öldürürüz” diye tehditlerde bulunduğunu anlatan Melih Bektaş; “Beş ay önce istifa ettim. Asya’yı gezmeye başladım ve Asya kıtasındaki ülkeleri gezmek için yola çıktım. İlk durağım Hindistan’dı, Hindistan’dan sonra, Sri Lanka’dan Malezya’ya geçtim. Malezya’da da üçüncü günümde başıma böyle bir olay geldi. Orada kaçırıldım, gasp edildim. Ben uzun süredir gittiğim ülkelerde de otostopla seyahat ediyorum. Yine çok merkezi bir yerde bu hızlı geçiş işlemlerin altında kameraların olduğu bir yerde bir otostop çektim. Bir şahıs durdu. Arabanın içerisinde bir şahıs vardı. Ve şahıs beni gideceğim yere kadar bırakacağını söyledi. Çok otostop çektiğim için herhangi bir şüphe görmedim durumda. Sonra sadece yolda giderken on dakika arkadaşına uğramak istediğini, ondan para alacağını söyledi. Oraya gittiğimizde de artık zaten örgüt içerisindeydim. Beni gasp eden bir tane uyuşturucu karteli ve yanında bulunan beş kişi vardı. Bunlar beş kişiydi. Etrafımda, başımda bekleyenler vardı. ‘Kaçma. Bak seni öldürürüz’ diyen bazı insanlar vardı. Orada beni gasp ettiler, bıçakla gasp ettiler bu arada. Elimdeki bütün malzemeleri zorla aldılar. Olayı anladığım esnada artık tamam. Melih yani on yıllık mesleğin verdiği tecrübeyle de. Arkadaşıma konum atmıştım. Zaten o da son konum oldu” dedi. Malezya’da polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattı Önce bir süre Hindu tapınağında tutulduğunu, burada ensesinden bıçaklandığını, başında bıçak bilendiğini anlatan Bektaş, çetenin elinden kurtulduktan sonra Malezya Polisi ile birlikte polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattığını anlattı. Havanın aydınlanmasının ardından gözleri ve elleri bağlı şekilde ıssız bir yere bırakıldığını, ellerini çözdükten sonra çantasına baktığında kamera, dron, ehliyet ve pasaportunun olmadığını gören Melih Bektaş, yoldan geçen araçları durdurmaya çalıştığını anlattı. Kendisini görünce yavaşlayan bir motosiklet sürücüsünün telefonuyla Türkiye Büyükelçiliğini aradığını söyleyen Bektaş şöyle devam etti: “Havanın aydınlanmasını beklediler. Yani on üç saat. Neden on üç saat derseniz eğer, artık beni bıraktıkları zaman artık yavaş yavaş hava aydınlanma aşamasına gelmişti. Issız bir yerde bıraktılar beni. Ve ellerim, gözlerim bağlı bir şekildeydi. Ben zaten indikten sonra direkt gözümü açtım. Zaten telefon kablosuyla bağladılar bu arada elimi. Biraz boşluk bırakmıştım. Ondan rahat bir şekilde kurtulup çantamı kontrol ettim. Baktım çantada zaten pasaport falan hiçbir şey yok. Ondan sonra araç durdurmaya çalıştım. Bulunduğum yerde tek tük nadir araçlar geçiyor ve araçlar durmuyorlar korktukları için. Orada da en son bir motosiklet yavaşladı. Yavaşladığını gördüm. Üzerine önüne doğru geçip ellerimi açınca artık orada durdu ve dedim ki lütfen polisi ara. Çünkü baldırım kanıyor. Ensemde, boynumda kan lekesi var. Dedim ki soyuldum, gasp edildim, bıçaklandım, polisi ara. Bir yandan da orada çocuğun telefonundan büyükelçiliğin acil numaraları var. O numarayı bulup oradan büyükelçiliğe telefon ettim.” Samuray kılıcı ile başında bekleyen zanlıların, kendisine ait banka kartlarıyla ATM’den para çektiğini de anlatan Bektaş, Malezya Polisi’ne yaptığı ihbar sonrası tapınağın bulunduğu bölgede iki zanlıyı yakalattığını söyledi. İki haftalık soruşturma sürecinden sonra arkadaşlarının yardımıyla uçak bileti alarak Türkiye’ye gelen Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. Bektaş, “Polislerle önce konuma gittik. Konumda orada bir tane şahıs. Onu yakaladılar. Tapınakta. Hemen bir şahsı gördük. O şahıs da benim başımda bekleyen dediğim gibi bana saldırmayın. Ama benim başımda nöbet bekleyen, kaçmayın etmeyeyim diye. Bekleyen bir şahıstı. Ben orada olay olduktan sonra beş altı gün boyunca kaldım. Yani uçak biletini arkadaşlarım aldı. O süreyi bekliyordum. Ve buraya geldim. Ben telefonla oradaki polislerin WhatsApp telefon numarasını aldım. Telefonla iletişime geçmeye çalışıyorum. Açmıyorlar. Yoğun olduklarını söylüyorlar. Ve bu arada onlar bana diyorlardı sana ulaşabilir miyiz filan diye. Şu anda ben burada avukat tuttum. Kendi imkanlarımla iletişime geçmeye çalışıyorum. İçerik ürettiğim için enstrümanım, laptop, telefonum, pasaportum, kimlik kartlarım. Sürücü belgemi aldılar. Aslında avukat tutma sebebi de bir devlet bankasındaki hesabımdan 62 bin lira çekildi. Zarara uğradık. İstediğimiz şey tek adaletin tecelli etmesi, kanunun yürümesi. Bunun için de yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Hala bu mücadelem devam ediyor. Çünkü hala mağduriyetim devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir pasaporta sahibiz ve gittiğimiz yerlerde de başımıza böyle bir olay gelebilir. Umarım kimsenin başına gelmez. Umarım kanun işler ve bu şahıslar bulunur. Malzemelerim bulunur” dedi. Dünyayı gezmeyi sevdiğini, tanıştığı insanlarla kültür alışverişi yaptığını söyleyen Bektaş, gezilerine devam edeceğini sözlerine ekledi.