EKONOMİ - 11 Haziran 2021 Cuma 14:35

Enerjisa Enerji’den 'Patentli Dijital Dönüşüm Modeli'

A
A
A
Enerjisa Enerji’den 'Patentli Dijital Dönüşüm Modeli'

Enerjisa Enerji, hizmet ve çözümlerini dijitalleştirmeye devam ediyor. Şirket, dijitalleşme sürecini dünyada enerji alanında patent koruması alınan ilk dijital dönüşüm modeli olduğu belirtilen ‘E-Ternal’ adıyla markalaştırarak tasarladı ve yürürlüğe koydu. 2009’dan bu yana bünyesindeki teknoloji ekosistemi ile birlikte gerçekleştirdiği dijital dönüşüm sürecini 1,5 milyar TL’nin üzerinde yatırımla hayata geçiren şirket, paydaşları ile birlikte değer oluşturmaya devam edeceği belirtildi.

Elektrik dağıtım ve perakende satış şirketi Enerjisa Enerji, faaliyet gösterdiği bölgelerde yaşayan 21 milyonu aşkın nüfusa yönelik sürdürdüğü hizmet ve çözümleri dijitalleştirmeye devam ediyor. Dijitalleşme vizyonunda 'Müşterilerimize Enerji Ulaştırırken, Dünyamıza, İnsanımıza ve İşimize, Teknolojinin Gücü ile Daima Değer Katmak” anlayışıyla hareket eden şirket, 2009’dan beri bünyesindeki geniş teknoloji ekosistemi ile birlikte sürdürdüğü ve 1,5 milyar TL’nin üzerinde yatırımla hayata geçirdiği, dünyada enerji alanında patent koruması alınan dijital dönüşüm modelini markalaştırarak E-Ternal adıyla yürürlüğe koydu.

Şirketin vizyonundaki önemli noktalardan biri olan dijitalleşmenin global trendler ile güçlenerek atılan adımda verimliliğin de artırılması hedefleniyor. Bu anlamda, enerji sektörü için sürdürülebilirlik göz önünde tutularak şirketin dijitalleşme yolculuğu sürecinde farklı departmanlar ve iş alanları için özgün programlar oluşturuldu. Dijital dönüşümün tüm detayları gözetilerek ortak çalışma alanları ve iş yapış doğası da düşünüldü. Müşteri, operasyon, enerji piyasası ve teknolojiyi odağına alan 4 temel yapıya yayılan 12 boyutlu bir model çerçevesinde oluşturulan 14 program altında, önümüzdeki 5 yıl için 500 yeni dijital inisiyatif kapsama alındı. Şirketin geleceğini şekillendirecek bu programlarda, kendi coğrafyasından ve dünyada büyük etkiler oluşturan bilim insanlarının ilgi alanlarına paralel olarak adlarıyla eşlik edilmesi sağlandığı belirtildi.

Dijital dönüşüm projesi E-Ternal’ın şirket yapısına sirayet eden bir değişim sağladığını belirten Enerjisa Enerji Bilgi Teknolojileri ve Dijital İş Yönetimi Bölüm Başkanı Mehmet Fırat, "Hayatımıza dokunan ve bizleri geleceğe taşıyacak dijitalleşme modelimizin merkezinde ve yaptığımız her şeyin içinde, dünyamız, insanımız ve işimizi kapsayan şirketimizin üst amacı yer alıyor. Varoluş amacımız elektrifikasyon ve şehirleşme gibi global trendler ile güçlenirken, attığımız her adımda verimliliği sağlayarak ilerliyoruz. Uzun vadeli planlarımızda ve alacağımız konumda, enerji sektörü için dekarbonizasyon, dağıtık üretim, dijitalleşme, demokratikleşme ve deregülasyon olmak üzere 5D olarak adlandırdığımız trendleri dijital dönüşüm bakış açımızda da değerlendiriyor olacağız" dedi.

Projenin özünde çalışanları ve şirket kültürünü konumlandırdıklarını belirten Fırat, sözlerine şöyle devam etti: "İşimizin özü iç kanatlarında yer alan 4 temel yapıdan oluşurken, her bir yapı içinde 3’er olmak üzere toplam 12 boyutlu bir model kurduk. Bugünden geleceğe gitmek için, 500’ü aşkın yeni dijital inisiyatif, bu boyutlar ile ilişkilendirilerek, uzun vadede gitmek istediğimiz yolu somutlaştırdı. Tüm bu kanatları bir arada tutan çerçevede ise çalışan ve kültür yer alırken, geleceğin işimize etkilerini ve gelecekteki iş yapma biçimlerimizi şimdiden hayal ederek, veri odaklı organizasyon odağında ilerliyoruz. Yaptığımız her işte olduğu gibi, her adımımızı, üst çerçeve olarak sürdürülebilirliği düşünerek atmaya devam edeceğiz".

Paydaş katkıları ile zenginleşen proje yapısı
2009 yılından beri atılan tüm dijital inisiyatifleri kapsayan projenin kapsamında iç ve dış paydaşların katkıları da yer alıyor. Bu anlamda global karşılaştırmalar yapılarak farklı proje modellemeleri değerlendirilmiş ve danışman şirketlerle yapılan geçmiş çalışmalar göz önüne alındığı belirtildi. Eşzamanlı olarak şirket içi çalışmalar ile organizasyon geneline yayılmış ve tüm birimlerce sahiplenilen, global ve yerel trendlere uygun bir proje yapısı geliştirildi.

Enerji alanında patent koruması alınan ilk dijital dönüşüm modeli olduğu belirtilen ‘E-Ternal’, çalışanlar ve şirket kültürü merkeze konularak, operasyon, müşteri, enerji piyasası ve teknoloji dikeylerine yayılan 14 programa yerel ya da küresel anlamda büyük etki yapmış bir ismin adı verildi.

Yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi:

Operasyon ayağında
"İbn-i Sina programı ile dijital kabiliyetler güçlendirilerek iş kazaların ve çevreye gelebilecek zararların engellenmesi amaçlanıyor. İSG alanındaki çalışmalar ise teknoloji ile daha da güçleniyor. Görüntü işleme teknolojileriyle iş güvenliği artırılarak, yapay zeka çözümleri sunuluyor. İSG-Ç saha uygulamalarında dijital sistem ve altyapı güçlendirilerek, mobil denetim, e-zimmet, dijital imza, dijitalleşen çevre ve İSG Web hizmetleri veriliyor.

Nicola Tesla programı ile 21 milyonu aşkın tüketici için kesinti süreleri en aza indirilip arz sürekliliği sağlanıyor. Uçtan uca veriye dayalı arıza yöneyimi gerçekleştirilerek, bakım, aydınlatma, sistem optimizasyonu gibi alanlarda yeni dijital inisiyatifler hayata geçiriliyor. Ayrıca SCADA’nın yayılımımım da artırılması ve şebekenin akıllandırılması hedefleniyor.

Michael Faraday programı ile enerji şebekelerinin uçtan uca yönetimi yapılıyor. Enerjisa Enerji varlıklarının hayat döngülerinin sahada takip ve sistemsel olarak yönetimi sağlanıp, yatırım süreçleri, saha operasyonları, coğrafi bilgi Sistemleri güçlendiriliyor. Dijital kanallar ile yatırım talep yönetimi, e-kabul, e-devir gibi hizmetler ile süreçler hızlandırılıyor.

Marie Curie programında yeni teknolojiler ve analitik kabiliyetleri kullanarak operasyonel ihtiyaçlar çerçevesinde, her seviyede bakımı etkin bir şekilde organize etmek amaçlanıyor. Yeni teknolojiler kullanılarak dijital ve drone keşifleri sağlanırken, performans iyileştirme ile tahminleme ve önleyici bakım alanında kalite ve performansın iyileşmesi amaçlanıyor.

Müşteri boyutunda
Graham Bell programı ile müşterilere yeni teknolojiler kullandırılarak, iyi hizmet ve deneyimin sunulması amaçlanıyor. Müşteri ile teması güçlendirmek ve dijital kabiliyetler ile hizmet kalitesinin yükseltilmesi için chatbotlar, konuşma ve metin analitiği, duygu analizi, otomatik arama Sistemleri ve ses tanıma teknolojilerinin yanı sıra, müşterilerin işlemlerini kendilerinin tamamlamasını sağlayacak self-servis olanaklarının da arttırılması amaçlanıyor.

Leonardo Fibonacci programı ile insan, teknoloji ve müşteri odaklı yaklaşımlarla, kullanıcı dostu ürün ve hizmetler ile enerji sektörüne dijital çözümler sunulup farklılaştırmak amaçlanıyor. Sahada dijital satış kabiliyetleri kazanıp, süreç robotizasyonu ile hız kazanılması sağlanıyor olacak.

Louis Pasteur programı ile hızla esneyen ve adapte olan, entegre ürün/servis geliştirme kabiliyetleri ile müşteri beklentilerinin karşılanması amaçlanıyor. Ürün geliştirme altyapısı güçlendirilerek esnek ürün geliştirme altyapısı kuruluyor. Müşteriye özel yeni ve mevcut ürün ve fiyatlamaların yanı sıra, uzun süreli iş birliği araçları geliştirmeleri sürdürülüyor. Mevlana programı ile çalışanlara iyi dijital deneyimin sunulması amaçlanıyor. Dijital raporlama kabiliyetleri ve otomasyon artırılarak, entegre yönetim anlayışı ile yeni nesil teknolojiler ve analitik süreçleri insan kaynakları bünyesinde konumlanmaya devam ediyor.

Enerji piyasası boyutunda
Harizmi programı ile finans odağında dijital raporlama kabiliyetlerinde otomasyon artırılarak, tedarik süreçleri portaller, dijital akışlar ile hızlandırılıyor olacak. Piyasada yürütülen işlemlerin dijital takip ve yönetim kabiliyetleri güçlendiriliyor olacak.

Albert Einstein programı ile enerji piyasasındaki faaliyetlerin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Enerji yönetiminde entegre uygulamaları hayata geçirilip, piyasa performanslarını arttırmaya yönelik, çok sayıda analitik ve teknolojik altyapı hayata geçirilecek.

Cahit Arf programı ile tüketimden tahsilata doğru ilerleyen sürecin, müşterilerin ihtiyaçlarına yanıtını ve performansını arttırmak için otomasyon hizmetleri, müşterilerin başvuru ve talep yönetimi, operasyonel performans ve denetimi başta olmak üzer çok sayıda alanda inisiyatif hayata geçiyor olacak.

Teknoloji boyutunda
Hezarfen programı ile tüm çalışma süreçleri için gerekli teknoloji tabanını ve operasyonel altyapısını kurup, tüm bölgelere yayılması amaçlanıyor. Mimar Sinan programı ile teknolojik altyapısı geleceğin ihtiyaçlarına uyumlaştırılması amaçlanıyor. Dijital imza ile dijital arşiv hizmeti verilirken ileri veri analitiği, siber güvenlik ve veri yönetişimi de sağlanıyor. Yeni teknoloji ve çalışma altyapısı ile teknoloji yol haritası, dijital çalışma alanı ortaya koyuluyor. Alan Turing programı ile operasyonların teknoloji ve verinin gücü ile daha etkin olması amaçlanıyor".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.