GÜNDEM - 29 Ağustos 2019 Perşembe 12:37

Engelin olmadığını azmiyle gösterdi

A
A
A
Engelin olmadığını azmiyle gösterdi

İstanbul Başakşehir’de yaşayan Ömer Faruk Morkoç (19), 7 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Yazdığı şiirlerle ödül alan Morkoç, hayattan umudunu kesmeyerek ikinci kitabı olan ‘Aşikar’ı yazdı. Markoç, yazdığı diğer kitaplardan kazandığı gelirle yeniden yürüyebilmek için tedavi masraflarını karşılıyor.

Başakşehir’de yaşayan Ömer Faruk Morkoç, 12 yıl önce geçirdiği trafik kazasında engelli kaldı. Engelli kalmasına rağmen pes etmeyen Morkoç, kitaplarıyla yaşama tutundu. İki yıl aradan sonra ikinci kitabı olan Aşikar’ı çıkardı. 7 yaşında geçirdiği trafik kazası nedeniyle tekerlekli sandalyeyle yaşama tutunmaya çalışan Morkoç, bir arkadaşının verdiği kitapta Orhan Veli’nin şiirlerini okuduktan sonra şiir yazabileceğini fark ederek başladı. Yazdığı şiirlerle de ödül alan Ömer Faruk Morkoç, Aşikar adlı ikinci kitabını çıkarmanın heyecanını yaşıyor. Morkoç, kitabına Aşikar ismini engelli insanlara aşikar olması ve dertlerini sorunlarını anlatması için koyduğunu belirtti. 

12 yıldır tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdüren Ömer Faruk Morkoç, “Ben 7 yaşında çocukluğumu kaybettim. Şu an da 19 yaşındayım ve hala ağlıyorum çocukluğumu bulmak için. Engelli hiç kimse çocukluklarından, hayallerinden, umutlarından vazgeçmesinler. Vazgeçmek kaybetmektir. Kaybetmekten korkabilirler ama vazgeçmesinler” diyerek kendi gibi olan arkadaşlarına mesaj verdi.

“Kitabımın adı ‘Aşikar’ 

İlk kitabını önce ailesiyle paylaştığını anlatan Ömer Faruk Morkoç, “İlk kitabımı öncelikle aileme sundum, onların görüşlerini alıp şiirlerimi okudum. Ailem beğendikten sonra diğer insanlara yaymaya başladım ve sonunda kitap haline getirdim. İlk kitabımı çok zor şartlar da çıkardım. Sebebi de insanlara ulaşmamdaki sıkıntıydı. Başakşehir Belediyesi’nin desteğiyle okullar da güzel programlar yaptım. Bunları yaparken ikinci kitap için hazır olduğumu düşündüm. Birinci kitaptan iki sene sonra diğer kitabımı çıkardım. Buda benim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Kitabımın adı ‘Aşikar’, ismini de engelli insanlara aşikar olması ve dertlerini sorunlarını anlatması için bu ismi koydum” dedi.

“Tedavinin gelirini kendi yazmış olduğum kitaptan çıkarmaya çalışıyorum” 

İkinci kitabını tedaviye devam etmesi için çıkardığını belirten Morkoç, “İkinci kitabımın farklı bir amacı da var. Ben şu anda yürümek için bir tedavi görüyorum. Hayırlısıyla yakın bir zamanda ayağa kalkacağım. Bu tedavinin gelirini kendi yazmış olduğum kitaptan çıkarmaya, kendi emeğimin karşılığıyla yapmaya çalışıyorum. Bu kitabın satışıyla elde edilen gelirle tedavimi karşılıyorum. Sosyal medya da kampanya başlattım. İnsanlara da umut oluyorum. Bir kitap bir umut diyerek insanlara sevgiyi umudu ve hayallerimi aşılamaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Engelin olmadığını azmiyle gösterdi

“10 yıl içerisinde Nobel Edebiyat Ödülüne göz dikiyorum” 

İlerideki zamanda en iyi ödülü almayı hedeflediğini söyleyen Engelli Ömer Faruk Morkoç, “10 yıl içerisinde Nobel Edebiyat Ödülüne göz dikiyorum. Kendimi kanıtlayana kadar insanlardan çok fazla bir şey duymuyordum. Kendimi kanıtlamak için kitap yazdım, programlar düzenledim. Daha sonra insanların bakış açısının değiştiğini fark ettim. Ailem her zaman yanımda oldu. Kendimi şair olarak ifade etmiyorum. Necip Fazıl, Nazım Hikmet ve Mehmet Akif gibi kendine şair diyen insanları beğendiğim için kendimi yazar olarak ifade etmeyi seviyorum. Şair yakıştırmasını şu an kendime yakıştıramıyorum” dedi.

Engelin olmadığını azmiyle gösterdi

“7 yaşında çocukluğumu kaybettim” 

12 yıl önce talihsiz bir trafik kazası geçirdiğini anlatan Morkoç, “7 yaşında trafik kazası geçirdim. Samsun’da hastanede yoğun bakımda gözlerimi açtım. Taburcu olduktan sonra Amasya’daki evimize döndüğümüzde yüksek merdivenler vardı. Ben o merdivenleri ilk kez babamın sırtında çıktım. O an anladım engelli olduğumu. Unutamayacağım en kötü anılarımdan biriydi. Ben 7 yaşında çocukluğumu kaybettim. Şu anda 19 yaşındayım ve hala ağlıyorum çocukluğumu bulmak için. Engelli hiç kimse çocukluklarından, hayallerinden, umutlarından vazgeçmesinler. Vazgeçmek kaybetmektir. Kaybetmekten korkabilirler ama vazgeçmesinler” İfadelerini kullandı.  

Sevban Sevkal - Alper Suat Tutaşı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.