ASAYİŞ - 28 Eylül 2020 Pazartesi 23:08

Engelli eşini darp etti, 7 aylık kızını 12. kattan atmaya kalktı

A
A
A
Engelli eşini darp etti, 7 aylık kızını 12. kattan atmaya kalktı

Evlendiği günden bu yana eşinden şiddet gördüğünü söyleyen Mersinli Buse Akın, "Özgecan gibi olmak istemiyorum" diyerek yetkililerden yardım istedi. Son olarak iki gün önce eşi tarafından darp edilen yüzde 90 engelli Buse, hamileyken de eşinin kendisini dövdüğünü söyledi. Buse, “Çocuğumu 12. katın balkonundan sarkıtarak aşağıya atmakla tehdit etti” dedi.

14 yaşında geçirdiği trafik kazasında beli kırılan ve bir yıl boyunca hiç yürüyemeyen, bugün ancak koltuk değnekleriyle ayakta durabilen yüzde 90 engelli 22 yaşındaki Buse Akın’ın hayatı, Mersin’den fizik tedavi için gittiği Kütahya’da hastanede Ş.F.A. tanışmasının ardından kabusa döndü.

Tedavi gördüğü hastanede fizyoterapi teknikeri olarak çalışan 25 yaşındaki Ş.F.A.’nın evlilik teklifini kabul eden 7 aylık bir çocuk annesi Buse, iddiaya göre nişanlılık döneminden bu güne kadar eşinden sürekli fiziki ve sözlü şiddet gördü. 28 Nisan 2019’da evlendiği eşinin, son olarak 25 Eylül Cuma’yı cumartesiye bağlayan gece yumruklarla kendisini darp etmesinin yanında 7 aylık kızını da 12. kattaki evlerinin balkonundan sarkıtarak aşağı atmakla tehdit ettiğini iddia etti. Çocuğu, Ş.F.A.’nın elinden çağırdığı polislerin kurtardığını belirten Buse, olayın ardından annesinin evine sığındı. Buse, sosyal medyadan video yayınlayarak, yetkililerden yardım istedi.

“Balayımızın ilk günü şiddet uyguladı”

Buse Akın, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Ş.F.A. ile evlenip Kütahya’da yaşamaya başlayan genç kadın, daha evlendikleri ilk gün balayı için gittikleri Antalya’da şiddete maruz kaldığını söyledi. Akın, “Balayımızın ilk günü bana şiddet uyguladı, içti, vurdu. Orada zaten uyuşturucu aramaya başlamıştı, ‘yapma’ dediğim için beni havuza atıp vurmaya kalktı. Sesimi çıkaramadım, çünkü elim kolum bağlıydı. Hep iyimser bakmaya çalıştım. Bu şiddet hep devam etti. Balayından döndükten sonra da en ufak bir olayı bahane ederek, mesela bir yastık yere düştüğü için bana bağırıyordu, temizlik yaparken yere düşüyordum, gelip vuruyordu. Ailesi de tedavi görmesi gerektiğini söylüyordu ama kendisi tedavi görmek istemedi” dedi.

Engelli eşini darp etti, 7 aylık kızını 12. kattan atmaya kalktı

“Hamileyken de beni darp etti. Bir hafta hastanede yattım”

Eşinin fiziki ve sözlü şiddetinin hiç durmadığını dile getiren Buse, “Hamileyken de beni darp etti. Beni yerlerde sürükledi. Hem psikolojik hem fiziksel şiddete maruz kaldım. Düşük tehlikesi nedeniyle bir hafta hastanede yattım, kanamam vardı. Tedavi gördüm ve bunu örtbas ettiler. Şiddet hep vardı, sözlü ya da fiziksel hep devam etti. Sürekli küfür ediyordu. Ailesi her zaman ‘değişir, sen alttan al, seslenme’ diyerek beni susturdu” diye konuştu.

“Çocuğumuzu 12. katın balkonundan sarkıtarak, aşağı atmakla tehdit etti”

Çift, durumları belki düzelir düşüncesiyle bir ay önce Mersin’e taşındı ancak şiddet burada da devam etti. Son olarak geçtiğimiz cumayı cumartesiye bağlayan gece eşinin kendisini darp ettiğini söyleyen Buse, “Gözümün önünde çocuğumun beşiğine tekme attı. Çocuğu aldı, yalvardım, ‘Yapma, beni annemlere götür, yarın yine konuşuruz’ diyerek alttan almaya çalıştım. Gece yarısı bir kadınla konuşuyordu, ‘emlakçı’ dedi, kabul ettim. İçki içmişti, alkollüydü. Çocuk kucağındaydı, ‘alkollüsün, çocuğa o şekilde yaklaşma’ dediğim için bana şiddet uyguladı. Arkam dönüktü, bana yumruk attı. Sersemledim, engelli olduğum ve dengem olmadığı için yere düştüm. O sırada canımın yanmasıyla ‘yardım edin’ diye bağırdım. Beni duymasınlar diye ışıkları kapattı. Balkona gidip çocuğumuzu 12. kattan aşağıya sarkıttı ve ‘Sus, çocuğu atarım’ dedi. Elleri titriyordu, zaten sarhoştu. Gidip ayağına yapıştım atmaması için. Sırtıma vurmaya başladı. Zaten belimde platin var, çatlamıştı. Daha kötü olmam için bile bile platinlerime vurdu. Saçlarım koptu” ifadelerini kullandı.

Engelli eşini darp etti, 7 aylık kızını 12. kattan atmaya kalktı

Silahla tehdit etmiş

Şiddet ilk başladığı anda fırsat bulup annesini ve polisi aradığını anlatan Buse, Ş.F.A.’nın eve gelen polisleri görünce çocukla birlikte yeniden balkona koştuğunu söyledi. Eşinin elinden çocuğu polislerin kurtardığını belirten Buse, karakola gidip şikayetçi olduğunu, darp raporu aldığını ve Ş.F.A.’ya 6 ay uzaklaştırma verildiğini kaydetti. Eşinin ruhsatsız iki silahı olduğunu ve sürekli silahla tehdit ettiğini dile getiren Buse Akın, “Eşim, ‘Benden ayrılırsan çocuğu alırım, Hollanda’ya götürürüm’ diyordu. Kütahya’dayken gitmeye kalktım, ‘Silahlarım var, hepinizi vururum, kim gelirse vururum, seni buradan alamazlar’ diyordu. İki silahı vardı, polislere söyledim ikisine de el konuldu. Yerde mermiler vardı, polisler aldı. Silahları ruhsatsızdı. Silahları beni korkutmak ve tehdit etmek için almıştı” şeklinde konuştu.

“'Hapse girersem de öldürmeden girmeyeyim' demiş”

Eşinin şu anda serbest olduğunu dile getiren Akın, annesinin çocuğun eşyalarını almak için eve gittiğinde de Ş.F.A'nın şiddetine maruz kaldığını söyleyerek, “Annemle teyzem o yokken eve gittiğinde gelmiş, kapıyı kırmaya çalışmış, ‘Hapse girersem de öldürmeden girmemeyim. Öldüreceğim onları’ demiş. Polislerin yardımıyla çıkabilmişler evden” diye konuştu.

“Özgecan gibi olmak istemiyorum”

Boşanma davası açmaya hazırlanan Buse, yetkililerden yardım isteyerek, “Özgecan gibi olmak istemiyorum. Çocuğumla yaşamak istiyorum. Benden uzak dursun” dedi.

Kıymet Gökçe-Koray Ünlü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer Afet Merkezi envanterini güçlendirdi Nilüfer Belediyesi’nin kente kazandırdığı Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi, envanterine 22 adet son teknoloji kentsel arama ve kurtarma malzemeleri daha ekledi. Hayat kurtaran malzemeler hakkında bilgi alan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Deprem, her zaman gündemimizde ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz” dedi. Nilüfer Belediyesi’nin 2017 yılında kente kazandırdığı, bünyesindeki simülasyon odaları ve envanteriyle Türkiye’de ilklere sahip olan Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi, bir yandan çalışmalarını titizlikle sürdürürken, bir yandan da envanterine son teknolojiye sahip, hayat kurtaran yeni malzemeler ekliyor. Kentte yaşanan afet ve acil durum niteliği taşıyan tüm olayların 7 gün 24 saat takip edildiği merkez, yeni kentsel arama ve kurtarma malzemelerini bünyesine katarak daha donanımlı hale geldi. Sismik enkaz altı dinleme cihazı, havalı enkaz kaldırma seti, enkaz altı görüntüleme kamerası, termal kameralı drone, spiral hortumlu duman tahliye fanı, aydınlatma, taşlama, kesme, kırma aletleri gibi 22 adet malzemeyi envanterine ekleyen merkez, afet ve acil durum anlarında artık daha nitelikli hizmet verecek. Başkan Şadi Özdemir: "Halkın bilinçlenmesi önemli" Deprem başta olmak üzere her türlü afetle mücadeleye büyük önem veren, deprem parkları ve deprem lojistik merkezi gibi projeler hayata geçirmeyi planlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’ne giderek, kentsel arama ve kurtarma malzemelerini yerinde inceledi. Nilüfer Belediyesi Sivil Savunma Amiri ve İş Güvenliği Uzmanı Fatih Işık’tan malzemeler hakkında detaylı bilgi alan Başkan Şadi Özdemir, halkın afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklar hakkında bilinçlenmesinin önemine değindi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’ndeki kullanım ömrünü tamamlamış aletleri yenilediklerini, ayrıca envantere yeni malzemeler de kazandırdıklarını belirtti. Nilüfer Belediyesi’nin afet ve acil durum konusundaki bilincinin yüksek olduğuna dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Bu merkezde hem afetle mücadelede halkın her an hazır olması için eğitimler veriliyor hem de kentteki afet ve acil durum niteliğindeki durumlar 7 gün 24 saat takip ediliyor. Halkın bu merkezde verilen eğitimlere katılarak, bilinçlenmesi çok önemli” dedi. Deprem parkları ve lojistik merkezi Muhtemel bir deprem sonrasında hızlı müdahaleyi sağlamak ve kargaşayı önlemek adına deprem parkları ve deprem lojistik merkezi gibi önemli projeleri kente kazandırmayı hedeflediklerini de ifade eden Başkan Özdemir, “Deprem sonrası, en az iki günlük acil ihtiyacın içinde olduğu, temel yaşam malzemelerinin yer aldığı mekanlar oluşturmayı düşünüyoruz. Deprem sonrası alet ve edevat ihtiyacı da çok yüksek oluyor. Basit aletlerle birçok insanın hayatını kurtarmak mümkünken, eksiklerden dolayı birçok insan yaşamını yitiriyor. Bu nedenle deprem lojistik merkezi yapma hedefimiz var. Deprem anında ihtiyaç duyulabilecek her türlü alet ve edevata sahip bir mekan oluşturmayı, afet sonrası ihtiyaç bölgelerine hızlıca eriştirilmesini hedefliyoruz” diye konuştu. Bursa’nın bir deprem kenti olduğunu, Nilüfer’de alüvyonlu toprakların yer aldığını hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, depremin her zaman gündemlerinde olduğunun altını çizdi. Başkan Şadi Özdemir, “Çalışmalarımızı, bu bilinçle yapacak, tedbirlerimizi alacağız. Yeni planlamalarda, kentsel dönüşüm çalışmalarında fay hatlarını dikkate alacağız. Önemli olan Nilüferliler’in deprem konusunda bilinçli olması. Biz, her zaman onların yanındayız” ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da ’21. Yüzyılda Öğretmen Olmak’ konulu panel düzenlendi Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nin iş birliğinde gerçekleştirilen "21. Yüzyılda Öğretmen Olmak" konulu panel Merinos AKKM Orhangazi Salonunda gerçekleştirildi. Programa Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, İl Milli Eğitim Müdürlüğü idarecileri, akademisyenler ve öğretmenler katıldı. Panelin açılışında konuşma yapan Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu şunları söyledi: "20. yüzyılın başında Cumhuriyetin temel dinamiğini, temel enerjisini sağlamış olan öğretmenlerdi. Bunu eğitim tarihi okumalarımızdan biliyoruz. Yeni bir yüzyılın başındayız, coğrafyada yalnızız ve güçlü olmak zorundayız. Çocuklarımızı daha iyi ve nitelikli yetiştirmek zorundayız. Aramızdaki iletişimi ve anlaşma şekillerini güçlendirmek durumundayız. Okullarımızda, çalışma iklimlerimizde, iyi bir iletişim platformu içerisinde çocuklarımıza güçlü bir değeri ulaştırmak zorundayız. Bunun için güçlü olmak ve kendimizi yenilemek durumundayız. Ülkemizdeki çalışma sektörleri arasında kendini sürekli geliştiren, kararlılık, istek ve heves içerisinde olan en fazla kitlenin öğretmenlerimizin olduğunu düşünmekteyim. Bu anlamda gerçekten diğer çalışma alanlarından farklıyız, daha istekliyiz, daha hevesliyiz. Dolayısıyla ciddi anlamda kültürel dönüşüm, insanların şehre ayak uydurmaları, yeni çocukların, yeni insanların sürekli içerisinde varoluşlarını tamamlamak bunların tamamı bizlerden geçiyor. Bu anlamda güçlü olmak durumundayız. Türkiye’nin önemli büyükşehirlerinden, önemli kurucu başkentlerinden birindeyiz. Dolayısıyla bu etkinlik çok değerli. İnanıyorum ki yapılacak tüm çalışmalar, Bursa’mızın eğitiminin daha nitelikli, daha güzel, öğretmeninin daha mutlu olmasına katkı sunacak. Bugün burada panelist olarak aramızda bulunan değerli üniversite hocalarımıza ve çalışmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi. Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, "Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün kurmuş olduğu Öğretmen Akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen Akademisi kapsamında yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle iş birliği içerisinde yürüterek Bursa’mızın öğretmenlerine bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız. Bursa İl Milli Eğitim Müdürümüz Ahmet Alireisoğlu başta olmak üzere projede emeği geçen herkese teşekkür ediyor, başarılar diliyorum." dedi. Panelde "Geçmişten Günümüze Geleceğe Öğretmen Olmak" konusu üzerine konuşma yapan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan 20. ve 21 yüzyılında eğitim, öğretim ve öğretmenliğin gelişim süreçlerinden, Prof. Dr. Şeref Tan ise Türk Milli Eğitim Sisteminde Gelişimsel Ölçme ve değerlendirmeden bahsetti. Panel, etkinliğin düzenlenmesinde vermiş olduğu desteklerden dolayı ‘Özel Arena Eğitim Kurumları ve Kurucusu Celal Arslan ‘a teşekkür edilmesi, konuşmacılara çiçek ve plaket takdiminin ardından sona erdi.