GÜNDEM - 14 Ekim 2019 Pazartesi 12:04

Enver Yücel: “Dünya ülkeleri Türkiye'ye haksızlık yapıyor”

A
A
A
Enver Yücel: “Dünya ülkeleri Türkiye'ye haksızlık yapıyor”

Bahçeşehir Üniversitesi, Almanya’nın başkenti Berlin’de Berlin International University işbirliği ile “Güvenli Bölge ve Göç Paneli” düzenledi. Panelde konuşan BAU Global Başkanı Enver Yücel Türkiye’nin göç konusunda verdiği sınav ortada diyerek, “Dünya medyasını incelediğimizde Türkiye'ye büyük haksızlık yapılıyor” dedi.

Berlin International Üniversitenin Berlin'deki kampüsünde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Narlı gerçekleştirdi. Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Eski Devlet Bakanları Burhan Kara, Eyüp Aşık'ın konuşmacı olduğu panele çok sayıda akademisyen ve davetli katıldı.

BAU Global Başkanı Enver Yücel, Berlin International Üniversitesi'nde düzenlenen Güvenli Bölge ve Göç panelinde konuştu. Türkiye'nin göç konusunda verdiği sınav ortada diyen Yücel, "Bölgemizde şu an bir hareketlilik hakim. Dünya medyasını incelediğimizde Türkiye'ye büyük haksızlık yapıldığını görüyoruz. Ancak gelişmiş ülkeler başta AB bunun çözümü konusunda herhangi bir şey yapmadı" ifadelerini kullandı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Berlin International Üniversitesi Rektörü Hans-Dieter Klingemann, Türkiye sınırındaki hareketliliğe dikkat çekerek, "Güvenli bölge oluşturma fikri yerinde bir karar. Türkiye aksiyon almak zorunda" dedi. Bahçeşehir Üniversitesi olarak göçün başladığı ilk günden bu yana çalışmalar yaptıklarını dile getiren Enver Yücel, "İlk göç hareketleri başladığı zaman bölgeye giderek New York Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi olarak araştırmalarda bulunduk. O günden bu yana bu meseleyi takip ediyoruz. Hocalarımız bu konuda araştırmalar yapıyor. Bundan 3 yıl önce de bir göç merkezi oluşturduk. Bu bizim önemli bir meselemiz. Türkiye'nin önemli bir meselesi ama bu dünyadan ayrı bir mesele değil" dedi.

“Türkiye 3.6 milyon Suriyeli misafiri ağırlıyor”

Dünyanın bu konuya dikkatini çekmek için çok çalıştıklarını ve New York'ta 20 gün önce bir panel yaptıklarını hatırlatan Enver Yücel, şöyle devam etti:

"Yine göç ve güvenli bölge konusunu masaya yatırdık. Bugün Berlin International Üniversitesi'nin davetiyle güzel bir panel gerçekleştirdik. Meseleyi dünyanın her platformunda anlatmamız gerektiğine inanıyorum. Harekatın panel öncesinde başlayacağını bilmiyorduk. Bölgemizde şu an bir hareketlilik hakim. Dünya medyasını incelediğimizde Türkiye'ye büyük haksızlık yapıldığını görüyoruz. Türkiye Suriye'den 3.6 milyon misafiri ağırlıyor. Ama özellikle gelişmiş ülkeler başta AB ülkeleri bunun çözümü konusunda herhangi bir şey yapmadılar. Ama bugün kendi sınırlarımızın güvenliğine uluslararası hukuktan aldığımız güçle BM'nin 51'inci maddesine göre başlayan bu haklı meselemizde bütün dünya bir oldu. 'Niye oldu, niçin oldu' diye bir sorgulamaya girdi. AB Komisyonu Başkanı'nın ifadesi; 'Güvenli bölge oluştuğu takdirde biz oraya yardımda bulunmayacağız' demiş bugüne kadar zaten bir yardımda bulunmadı ki, bir şeyler yapmadılar ki. Biz kendi güvenliğimizi sağlamak durumundayız. Bana göre Türkiye'ye büyük haksızlık yapılıyor. Türkiye'nin göç konusunda verdiği sınav ortada. Eski Devlet Bakanı Burhan Kara çok güzel ifade etti. 'İnsanlıkla ilgili bir Nobel verilseydi bu Türkiye'nin olurdu, çünkü Türkiye ruhsuz bir dünyanın ruhu olmuştur, bu yönüyle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye, eski bir siyasetçi ya da bir Türk vatandaşı olarak değil bir insan olarak teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum dedi. Bahçeşehir Üniversitesi olarak biz çalışmalarımıza devam edeceğiz." Devlet Eski Bakanı Sayın Eyüp Aşık ise konuşmasında, “Türkiye’nin bu haklı mücadelesinin kararlılıkla devam edeceğini, Almanya gibi güçlü ülkelerin de bu noktada Türkiye ile birlikte eşgüdüm içerisinde hareket etmesi gerekiyor, bu her iki ülkenin de çıkarına olacaktır” dedi.

“Suriyeli vatandaşlar hakkında toplumda yanlış bilgiler var”

Suriyeli vatandaşları tanıma konusunda Türk vatandaşların bazı önyargıları olduğunu dile getiren Gökçe Ok ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Algılar her zaman olduğu gibi olguların önüne geçiyor. Böyle olunca da tabi yanlış olan ama doğru olarak bilinen birtakım meseleler sürekli gündemde tutuluyor. Özellikle Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de kamunun verdiği hizmetlere ücretsiz olarak eriştiği gibi bir durum söz konusu. Bunlar doğru bilgiler değil. Bunların doğruluğu kamu kurumlarının bazı kanallarından test edilebilir. Özellikle yabancılar iletişim merkezinin bir uygulaması var. Hem interaktif sayfalar hem de çağrı merkezi şeklinde hem de sosyal medya hesapları üzerinden bunlar araştırılabilir. Bunun yanında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü sayfasından bunlar araştırılabilir. Türk vatandaşları bunlara rahatlıkla ulaşabilir. Kamuoyunda bugün Suriyeliler üzerinden yapılmaya çalışılan ve onların kalıcılığı, aldıkları hizmetlerle ilgili bilgilerin çoğu manipüle ve doğru değil. Doğru iletişim kanallarına ulaşıldığı takdirde Suriyeli göçmenler üzerine son derece şeffaf açık bilgilere erişilir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde Geç Osmanlı dönemine ait tarihi bina alevlere teslim oldu Kırklareli’nde Geç Osmanlı dönemine ait tarihi binada henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın itfaiye ekiplerince kontrol altına alındı. Alınan bilgiye göre, Karakaş Mahallesi Karakaşbey Caddesinde kafe olarak kullanılan Geç Osmanlı dönemine ait 2 katlı tarihi binada henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Haber verilmesi üzerine bölgeye itfaiye, AFAD, 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede büyüyen yangına itfaiye, AFAD, TOMA müdahale etti. Ekiplerin müdahalesi ile yangın kontrol altına alındı. Vali Birol Ekici, Belediye Başkanı Derya Bulut bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Belediye Başkanı Bulut yaptığı açıklamada yangında anına müdahale ettiklerini söyledi. Bulut devamında, “Yaklaşık 5, 6 dakikalık telefon trafiği ve itfaiye araçlarımızın buraya ulaşmasıyla yangına 7, 8 dakikalık bir sürede müdahale edilmeye başlanıyor. Tarihi bir bina gördüğünüz üzere tescilli bir bina, restoran olarak kullanılan bir bina. Yandaki ek binada yangının ilk çıktığı tespit ediliyor. Tabi arkadaşlar çalışmalarını yapıyorlar ama muhtemelen oradaki bilgisayar odasından teknik bir arızdan çıktığı tahmin ediliyor yangının, kesin sonuç rapordan sonra belli olacak. Hepimizi sevindiren unsur çok şükür can kaybımız yok sadece maddi hasar şeklinde yansıdı" dedi. Kırklareli halkına geçmiş olsun temennisinde bulunan Bulut yangın söndürüldüğünü tamamen kontrol altında alındığını ve şuanda soğutma çalışmaları devam ettiğini anlattı.
Samsun Dünya biyoçeşitliliğine ilk kez kazandırılan 3 yeni tür: Fare, köstebek, gelengi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi’nde 53 yıllık birikim sonucu toplanan memeli hayvan koleksiyonunda dünya biyoçeşitliliğine ilk kez kazandırılan 3 yeni tür, 1 tane yeni alt tür bulunuyor. Türkiye’nin en büyük memeli hayvan koleksiyonlarından birine sahip OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’ndeki koleksiyonda yaklaşık 100 memeli hayvan türü bulunuyor. Bu hayvanlar arasında dünyada ilk kez teşhis edilen ’Microtus Dogramacı’ ‘Microtus Anatolica’ isimli tarla fareleri, ‘Talpa Hakkarensis’ ve ‘Talpa Levantis Dogramacı’ isimli köstebekler ve ‘Spermophilus Taurensis’ isimli gelengi de bulunuyor. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde görevli akademisyenlerin Türkiye’yi ilmek ilmek gezmesi sonucu elde edilen koleksiyon, bilimsel açıdan büyük önem arz ediyor. Gelecek nesillerin kendilerinden önce hangi canlıların yaşadığına dair bilgileri öğrenme şansı bulacağı koleksiyonda ayrıca tilki, tavşan, kirpi, gelincik gibi hayvanlar bulunuyor. "Böylesi Türkiye’de başka bir yerde görülmedi" Koleksiyon hakkında bilgi veren OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, "Burası memeli hayvan koleksiyonudur, tam olarak müze denilemez. Müze daha büyük ve değişik canlı gruplarını inceleyen bir yapıdır. Ama burası Türkiye’de önemli bir memeli hayvan koleksiyonudur. Burada Türkiye memeli hayvanlarının yüzde 70’ini temsil edecek kadar örnek vardır. Tabii ki bu bizim bir ömrümüzü aldı. Burada gördüğünüz örneklerin hepsi iyi korunduğu takdirde 200 yıl kadar hiç bozulmadan kalabilir. Bu da doğa çeşitliliğin gelecek nesillerin bilmesi kadar önemlidir. Çünkü ileri de nesli kaybolan türler olacaktır. Bu türler en azında böyle koleksiyonlarda saklanarak gelecek nesillerin bu türler hakkında bilgi sahibi olması sağlanır. Şu anki nesil içinde böyle koleksiyonlar çok önemlidir. Gençlerimizin hepsi doğadan uzak yaşadıkları, betonların arasında yaşadıkları için doğada göremeyeceklerini, hiç ulaşamayacakları türleri bu tip koleksiyonları ziyaret ederek görme imkanına kavuşacaklar. Bu tür koleksiyonların halka dönük ve biyoçeşitliliğe dönük faydaları olduğu gibi aynı zamanda bilimsel yönden de son derece önemli çıktıkları oluyor. Burada pek çok yeni tür vardır. Dünya için yeni türler vardır. Teşhis ettiğimiz ‘Microtus Dogramacı’, ‘Microtus Anatolica’ isimli tarla fareleri, ‘Talpa Hakkarensis’ ve ‘Talpa Levantis Dogramacı’ isimli köstebekler ve ‘Spermophilus Taurensis’ isimli gelengi dünya için ilk teşhislerdir. Dünya için yeni türler teşhis edilmesi bakımından OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nün memeli kürsüsü bu anlamda çok iyi durumdadır. Dünya biyoçeşitliliğine 3 yeni tür 1 tane yeni alt tür verdi. Bu gerçekten azımsanamayacak durumdur. Böylesi Türkiye’de başka bir müzede görülmedi" dedi.