GÜNDEM - 26 Mayıs 2022 Perşembe 12:41

Erbakan’dan kritik ‘DSÖ’ uyarısı: 'Egemenliğimizi kaybetmemize yol açar'

A
A
A
Erbakan’dan kritik ‘DSÖ’ uyarısı: 'Egemenliğimizi kaybetmemize yol açar'

Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan, yaptığı açıklamada, “Cenevre’deki DSÖ Genel Kurulu’nda sağlık alanında ulusal egemenliğimizi kaybetmemize yol açacak maddelere asla kabul oyu verilmemesi ve DSÖ İstanbul Ofisi’ne verilen ‘devlet içinde devlet’ yetkilerinin bir an önce ortadan kaldırılması için Hükümeti uyarıyoruz” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün Cenevre’de devam eden Genel Kurulu’nda oylanacak yeni tüzüğün kabul edilmesi halinde; DSÖ’nün yetkilerinin orantısız bir şekilde arttırılacağını ve sağlıkla ilgili gelecekteki ‘acil durumlar’ ile ‘salgınlar’ süresince, uluslar üstü tek yetkili kurum olarak, hangi sağlık önlemlerinin ülkelerde uygulanacağına doğrudan doğruya DSÖ’nün karar vereceğini ve böylelikle ulus devletlerin egemenliğinin halk sağlığı alanında kaldırılmış olacağı uyarısında bulundu.

“DSÖ İstanbul Ofisi anlaşmasını feshedeceğiz”

Erbakan, DSÖ’nün İstanbul ofisinin de devlet içinde devlet gibi çalıştığını belirterek, Yeniden Refah Partisi iktidarında ‘DSÖ İstanbul Ofisi’ anlaşması dahil, DSÖ ile ilgili tüm diğer anlaşmaları gözden geçireceklerini, uygun görülmeyenlerin feshedileceğini ve suç teşkil eden durumlar hakkında adalet mekanizmasını işleteceklerini söyledi.

"DSÖ İstanbul ofisi Türkiye içinde bir devlet gibi"

Erbakan, ‘adeta devlet içinde devlet kurmaya ve ulusal egemenliğimizi devretmeye yönelik’ dediği maddeleri şöyle sıraladı:

“DSÖ İstanbul Ofisi’nin açılmasına ilişkin Anlaşma, 2 Mayıs 2017’de Ankara’da imzalandı. İki yıl sonra, 18 Mayıs 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmak üzere TBMM’ye sunuldu. 21 Ağustos 2020’de onaylandı ve Resmi Gazete’de yayınlandı. DSÖ İstanbul Ofisi, 10 Eylül 2020’de Mecidiyeköy’de açıldı. Tüm bu yetkilerle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İstanbul Ofisi, Türkiye devleti içinde bir devlet haline gelmiştir. Bu adım aynı zamanda dış mihrakların uzun zamandır hedefledikleri, tek bir merkezden yönetilen ‘tek dünya devleti’ yolunda atılmış önemli bir adımdır.”

“DSÖ’nün önde gelen bağışçıları Siyonist vakıf ve kuruluşlar”

“Bağışçıları çoğunlukla önde gelen Siyonist vakıf ve kuruluşlar olan ve bu bağışçıların aldığı kararlarda etkili olduğu DSÖ’ne ülkemizde bu olağanüstü imtiyazların sağlanması kabul edilebilecek bir durum değildir” diyen Erbakan, “Şimdi de, Cenevre’deki Birleşmiş Milletler merkezinde Dünya Sağlık Örgütü’nün Genel Kurul yapılıyor. DSÖ’ye üye 196 ülkenin delegeleri, Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nün çeşitli maddelerinde yapılacak değişiklikleri oylayacaklar. Değişikliklerin genel kurulda kabul edilmesiyle, Tüzükteki değişikliklerin kabul edilmesi halinde, DSÖ salgın riski olduğunu her ilan ettiğinde, halk sağlığına yönelik olarak küresel boyutta ülkelerin hepsine birden aynı anda ya da istediği ülkelere teker teker müdahalede bulunabilecek.

DSÖ’ye verilen bu yeni yetkilerle, DSÖ ülkelere kendi belirlediği önlemleri uygulama zorunluluğu getirmektedir. Ülkeler bu önlemleri uygulamazlarsa ekonomik cezalarla karşı karşıya kalacaklar. Eğer tüzük değişiklikleri kabul görürse, tüm ülkeler halk sağlığı konusunda ulusal egemenliklerini kaybedecekler, bu konuda tek karar mercii de DSÖ olacak. Bu noktada Cenevre’deki DSÖ Genel Kurulu’nda sağlık alanında ulusal egemenliğimizi kaybetmemize yol açacak maddelere asla kabul oyu verilmemesi için ve DSÖ İstanbul Ofisi’ne verilen ’devlet içinde devlet’ yetkilerinin bir an önce ortadan kaldırılması için hükümeti uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ahmet Furkan Gülap

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.