SAĞLIK - 12 Ekim 2018 Cuma 16:41

'Ergenlik sivilceleri bir hastalık değildir'

A
A
A
'Ergenlik sivilceleri bir hastalık değildir'

Gençlerin yaşadığı ergenlik sivilcelerinin doğal yöntemlerle çözülebildiğini vurgulayan Kozmetisyen Nesrin Sürer, "Ergenlik sivilceleri bir hastalık değildir. Doğal bir süreçtir" dedi.

Kozmetisyen Nesrin Sürer, ergenlikte gençler için sorun haline gelen sivilce ile ilgili açıklama yaptı. Ergenlikte görünen sivilcelerin sebebi kişilerin çocukluktan gençliğe geçiş döneminde yaşadıkları değişimlerden kaynaklandığını belirten Sürer, bu kişilerin en güzel dönemlerinde beliren sivilcelerin psikolojik sıkıntılara yol açtığını ve kişileri mutsuz ettiğini ifade etti. 

Artan sivilce problemlerinin sebepleri
Günümüzde maalesef sivilce problemlerinin oldukça arttığını, sebeplerinin başında gençlerin son derece sağlıksız beslenmesi olduğunu anlatan Nesrin Sürer, katkı maddeli gıdaları çok tükettiklerini, cilt temizliğine pek önem vermediklerini ve özellikle kızların çok fazla makyaj yaptıklarını, sonrasında da temizlemediklerini vurguladı. Bu tür durumların sivilcelerin çoğalmasına sebep olduğunu dile getiren Sürer, artık günümüzde bu sivilce sorunlarının doğal yöntemlerle çözümlendiğinin altını çizdi.

Fiziksel olgunluğu sağlayan hormonların yağ bezlerinin daha çok yağ üretmesine neden olduğunu, bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanalların, yoğunlaşmış yağ kütlesi nedeniyle tıkadığını, ciltteki gözeneklerin bu tıkanma sebebiyle nefes alamadığını, dış etkenlerden, yani toz, kir ve makyaj artıklarından dolayı siyahlaştığını sözlerine ekleyen Nesrin Sürer, ciltte görünen deri üstü siyah noktaların da bu şekilde oluştuğunu belirtti.

Sürer, "Ciltteki yağların temizlenmemesi halinde bakteriler bu siyah noktaların üzerinden, yani tıkanmış yağ bezleri üzerinden, kanalların içine sızarak iltihaba yol açar. Bu durumda ‘iltihaplı sivilce’ ye dönüşür. Gençlerin geçiş döneminde yaşadığı en büyük sorun budur’" ifadelerini kullandı.

“Doğal yöntemlerle sivilce sorunu çözülebiliyor”
Günümüzde özel geliştirilmiş yoğun bakım yöntemleriyle gençleri aynalara küstüren sivilcelere 1-2 yıl değil, 1-2 ay gibi kısa sürede çözüm getirildiğini söyleyen Nesrin Sürer, “Bu noktada ‘oleonol acit, moris nigra’ içerikli, ciltte antibiyotik etkisi oluşturan ‘hydro lotion’, ‘bio heating mask’la birlikte uygulanır ve yüz güldürücü neticeler alınıyor. Bu yaklaşım cildin yağ üretimini düzenleyerek yağ azaltıcı etkisiyle ciltte sivilce oluşumunu ve ilerlemesini önlüyor” dedi.

Yöntem nasıl uygulanılıyor?
Kozmetisyen Nesrin Sürer, yöntemin uygulanma yöntemini şöyle açıkladı: “İlk aşamada temiz cilde yağlanmayı önleyen ‘hydro lotion’ serumu sürülür. Yağ dengesini düzenleyen serum özel bir cihazla birlikte cilde iyice nüfuz ettirilir. Ardından ‘bio heating mask’ açmak gerekirse, mineral içerikli maskenin tüm yüz, boyun ve dekolte bölgelerine sürülür. Maskenin ısısı doğal olarak 42 dereceye kadar ısınıp tekrar 0 dereceye kadar düşerek soğuyor. Bu ısınıp ve tekrar soğuma işlemi esnasında etken maddelerin cilt altına nüfuz etmesi, soğumayla birlikte cilt gözeneklerinin sıkılaşması sağlanıyor".

Süer, yöntemin düzensiz ve sağlıksız beslenme, yanlış kozmetik kullanımı, kimyasallar, stres, adet düzensizliği, cilt temizliğinin ihmal edilmesi ve dış etkenler gibi sorunlardan kaynaklanan sivilcelerin düzelmesinde de son derece başarılı sonuçlar verdiğinin altını çizdi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Dünya biyoçeşitliliğine ilk kez kazandırılan 3 yeni tür: Fare, köstebek, gelengi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi’nde 53 yıllık birikim sonucu toplanan memeli hayvan koleksiyonunda dünya biyoçeşitliliğine ilk kez kazandırılan 3 yeni tür, 1 tane yeni alt tür bulunuyor. Türkiye’nin en büyük memeli hayvan koleksiyonlarından birine sahip OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’ndeki koleksiyonda yaklaşık 100 memeli hayvan türü bulunuyor. Bu hayvanlar arasında dünyada ilk kez teşhis edilen ’Microtus Dogramacı’ ‘Microtus Anatolica’ isimli tarla fareleri, ‘Talpa Hakkarensis’ ve ‘Talpa Levantis Dogramacı’ isimli köstebekler ve ‘Spermophilus Taurensis’ isimli gelengi de bulunuyor. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde görevli akademisyenlerin Türkiye’yi ilmek ilmek gezmesi sonucu elde edilen koleksiyon, bilimsel açıdan büyük önem arz ediyor. Gelecek nesillerin kendilerinden önce hangi canlıların yaşadığına dair bilgileri öğrenme şansı bulacağı koleksiyonda ayrıca tilki, tavşan, kirpi, gelincik gibi hayvanlar bulunuyor. "Böylesi Türkiye’de başka bir yerde görülmedi" Koleksiyon hakkında bilgi veren OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, "Burası memeli hayvan koleksiyonudur, tam olarak müze denilemez. Müze daha büyük ve değişik canlı gruplarını inceleyen bir yapıdır. Ama burası Türkiye’de önemli bir memeli hayvan koleksiyonudur. Burada Türkiye memeli hayvanlarının yüzde 70’ini temsil edecek kadar örnek vardır. Tabii ki bu bizim bir ömrümüzü aldı. Burada gördüğünüz örneklerin hepsi iyi korunduğu takdirde 200 yıl kadar hiç bozulmadan kalabilir. Bu da doğa çeşitliliğin gelecek nesillerin bilmesi kadar önemlidir. Çünkü ileri de nesli kaybolan türler olacaktır. Bu türler en azında böyle koleksiyonlarda saklanarak gelecek nesillerin bu türler hakkında bilgi sahibi olması sağlanır. Şu anki nesil içinde böyle koleksiyonlar çok önemlidir. Gençlerimizin hepsi doğadan uzak yaşadıkları, betonların arasında yaşadıkları için doğada göremeyeceklerini, hiç ulaşamayacakları türleri bu tip koleksiyonları ziyaret ederek görme imkanına kavuşacaklar. Bu tür koleksiyonların halka dönük ve biyoçeşitliliğe dönük faydaları olduğu gibi aynı zamanda bilimsel yönden de son derece önemli çıktıkları oluyor. Burada pek çok yeni tür vardır. Dünya için yeni türler vardır. Teşhis ettiğimiz ‘Microtus Dogramacı’, ‘Microtus Anatolica’ isimli tarla fareleri, ‘Talpa Hakkarensis’ ve ‘Talpa Levantis Dogramacı’ isimli köstebekler ve ‘Spermophilus Taurensis’ isimli gelengi dünya için ilk teşhislerdir. Dünya için yeni türler teşhis edilmesi bakımından OMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nün memeli kürsüsü bu anlamda çok iyi durumdadır. Dünya biyoçeşitliliğine 3 yeni tür 1 tane yeni alt tür verdi. Bu gerçekten azımsanamayacak durumdur. Böylesi Türkiye’de başka bir müzede görülmedi" dedi.
Kayseri Bakan Özhaseki: “İstanbul’da 14 tane konutu tedbir amaçlı boşalttık” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki; İstanbul’daki toprak kaymasına ilişkin “14 tane konutu tedbir amaçlı boşalttık. Mağdur vatandaşlar şuan yerleştirdiler ama zaman içerisinde barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde adımlarımızı atıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 31 Mart’taki mahalli idareler seçimlerinde yeniden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Memduh Büyükkılıç’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu söyleyerek, her tarafta her an bir deprem olabileceğini belirtti. Belediyelerin kentsel dönüşüme ağırlık vermesi gerektiğini kaydeden Özhaseki, “Görevim icabı durmadan ifade etmeye çalışıyorum. Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçeği bilelim ve ona göre hareket edelim. Bilim adamlarına göre şuanda kırılmamış 500’e yakın fay hattı var. Ülkenin her bir köşesi kendini emin görüp “Bizim burada bir şey olmaz, zaten baktığımız haritalarda burası 2. ve 3. bölge gözüküyor” gibi bir hayale kapılmasın. Her tarafta her an bir deprem olabilir. Bu gerçekliği bilerek hareket edelim. Şuan için ne yapıyorsak bu gerçekliğe uygun şekilde yapacağız. Evlerimizi ve iş yerlerimizi depreme dayanıklı yapacağız. Geçmişte kalan konutlarımızı ve işyerlerimizi yenileyebilmek için kentsel dönüşüm projelerimizi durmadan açıklıyoruz. Seçimler bitti, belediye başkanı arkadaşlar göreve başlıyorlar. Benim onlardan ricam şehirlerine depreme hazırlayacak şekilde, şehirlerinin depreme dayanıksız bölgelerinde hazırlıklar yapsınlar ve gelsinler, kapı sonuna kadar açık. Hangi parti olursa olsun. A’dan Z’ye aklınıza gelen bütün partiler gelsin, kentsel dönüşüm yapmak istediklerinde elimizden ne geliyorsa yapacağız. Çünkü deprem geldiğinde evlerimizi ve işyerlerimizi yıktığında kimseye cinsiyet sormuyor. Hangi mezheptensin diye sormuyor, ırkını, dinini, imanını sormuyor. En sevdikleriyle beraber alıp götürüyor. Böyle bir ortamda bizim adeta seferberlik ilan ederek bu konuları hassasiyet ile çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. "Tokat’ta ciddi şekilde korkulacak bir hasar tespiti gelmedi” Tokat’ta meydana gelen depreme ilişkin konuşan Özhaseki, “Tokat’ta oldu. Başka illerde de oldu. Bu haberleri alacağız ama en çok sevindirici tarafı bir ölüm olmaması. Hasar az. Zaten depremin ilk olduğu andan itibaren o bölgede bulunan bizim çevre ve şehirciliğin ne kadar birim varsa teyakkuzdalardı. Vali beyin emrindelerdi. AFAD ile birlikte çalışmaya başladılar. Onlar tespitleri yaptılar. Ciddi şekilde korkulacak bir hasar tespiti gelmedi” dedi. "İstanbul’da 14 tane konutu tedbir amaçlı boşalttık” İstanbul’da meydana gelen toprak kaymasına değinen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Dün akşamda İstanbul’da bir kayma hadisesi vuku buldu. Yine biz teyakkuzdaydık. TOKİ başkan yardımcımız ve kentsel dönüşüm başkanımız hep olay yerindeydi. Vali beyle yaptığımız istişareyle de o bölgede bulunan 14 tane konutu tedbir olarak boşalttık. Şuan yerleştirdiler ama zaman içerisinde barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde adımlarımızı atıyoruz” şeklinde konuştu.