EKONOMİ - 31 Mayıs 2020 Pazar 11:03

Ermenek’te zeytinden sonra çilekte yöre halkının umudu oldu

A
A
A
Ermenek’te zeytinden sonra çilekte yöre halkının umudu oldu

Karaman’ın Ermenek ilçesinde yaşanan maden kazasının ardından ocakların kapanmasıyla birlikte yöre halkı alternatif ürün üretimine yönlendi. İlçede zeytinden sonra çilekte yöre halkının umudu oldu.

Toroslar'ın zirvesinde bulunan Ermenek ilçesinde zeytin üretiminden sonra çilekte üretilmeye başlandı. 2009 yılında yapımı tamamlanan Ermenek Barajı'nın bölgenin iklim değişikliğine etkisi ile farklı bitkiler yetişmeye başladı. Yeni iklim koşullarına en uygun bitkilerden biri de çilek oldu. İlçede her geçen yıl üretimi artan çilek, bölge halkının yeni gelir kaynaklarından birisi olmaya başladı. Büyük bir kısmı baraj sularının altında kalan maden ocaklarının kapanmasıyla gelir kaybı yaşayan ilçe halkı, önce zeytin, bu yıl da üretimi artan çilekle yeniden gelirlerini artırdı. 2021 yılında çilek rekoltesinde ciddi artış beklenirken, ilçede kurulan helva ve kurutma fabrikası da istihdama katkı sağlıyor.

“Hedefimiz bin dekar”

Birçok tarımsal projenin koordinatörlüğünü yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Orhan İltaş, ilçede her geçen yıl çilek üretiminin artmasını beklediklerini belirterek, "Arazimiz yaklaşık 24 dekarlık bir arazi, yandaki bölüm ile beraber 42 dekar. Burada çilek ile ilgili olarak ilk çalışmalarımız ve ilk ürünlerimiz. Görüldüğü üzere hasada başlandı. Çilek gece ve gündüz sıcaklıkları arasında 15 derecelik bir sıcaklığı sever. 15 derecenin altında sıkışma olursa çilek biraz isyan edebilir. Yöremiz bu donelere çok uygun. Bu veriler doğrultusunda da bahçelerimiz kuruldu. Verimlerimizde tonaj olarak dekara yaklaşık 3-4 tonda başladı. İkinci yılda 5-6 ton ile devam edecek. Şu an itibariyle uygulamalarınız pilot bahçelerimizde hasat devam ediyor. Yaklaşık bin dekarlık bir hedefimiz söz konusu. Şu an çalışan insanlarımıza bir iş kaynağı, bir gelir elde ediliyor. Fabrikamız içinde sözleşmeli tarım yapılarak ürünlerimiz fabrikamızla tarladan sofraya getirilmiş oluyor’’ dedi.

“Bölgeye büyük kazanç sağlayacak”

Ermenek Ziraat Odası Başkanı Yusuf Özçelik ise, "2014 yılında yaşanan maden kazasından sonra bölgemizde tarım ürünlerini çeşitlendirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Yeni bir çalışma olarak da bölgemizde çilek üretimi başlamıştır. Bölgemizde bir de fabrika yapıldı ve bu fabrikanın da işsizliğe büyük bir katlısı olacak. Bölgemizde bin 500 ton civarında çilek üretimi beklentisi var. Hatta 200 dönümlük arazi üzerinde çilek üretimi planlanmaktadır. İlçeye açılan fabrikaya bölge dışından bile çilek gelmektedir. Şayet burada üretimi sağlıklı ve verimli bir şekilde yapabilirsek, bölge halkımıza büyük bir getiri sağlayacaktır. Bölgemizde araziler parçalı olduğu için iklimle birlikte çilek üretimine elverişlidir. İnşallah deneme üretimleri devam ediyor. Arkadaşlar iyi olduğunu söylüyorlar, daha iyi olacağına inanıyorum" diye konuştu.

Zekeriya Başar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.