GÜNDEM - 28 Eylül 2020 Pazartesi 11:13

“Ermenistan barıştan yana olmadığını defalarca göstermiştir”

A
A
A
“Ermenistan barıştan yana olmadığını defalarca göstermiştir”

Ermenistan'ın Azerbaycan'a gerçekleştirdiği saldırının ardından yaşanan çatışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sosyolog ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Behlül Aliyev, Ermenistan’ın barıştan yana olmadığını defalarca gösterdiğini belirterek, “Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri artık Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemlerdeki gibi değildir. Arkasında dost ve müttefik ülkeler olmakla birlikte gelişmiş silahlara, donanımlı ve eğitimli askerlere ve uluslararası tecrübeye sahiptir” dedi.

Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden (İGÜ) Sosyolog ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Behlül Aliyev, Temmuz ayında Tovuz bölgesinde yaşadığı ağır hezimetten sonra Ermenistan tarafının yeni bir eskalasyon hazırlığına vurgu yaparak, “Bu taarruz aslında beklenen bir taarruzdu. Temmuz hezimetinden sonra iç siyasette çok eleştiri alan Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan hem kendi prestijini korumak hem de dengede tutamadığı siyasi yolunu istikrara kavuşturmak için büyük çaplı savaş hazırlığındaydı.” dedi ve ekledi: “Kamuoyunu oyalamak için iki hafta önce işgal altında olan Karabağ’da düzenlenen askeri eğitimlere başbakanın eşi Anna Akopyan’ın da katılması, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyelerine destek için nota göndermesi, Sırbistan’dan bir milyon euro değerinde silah alınması, Rusya’dan İran üzerinden 40 ton silah sevkiyatı yapılması gibi hususlar yakın zamanda Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarında istikrarı bozmak için silahlı çatışmaya gireceğinin habercisiydi. Ayrıca dünya ülkelerinin Beyrut’ta yaşanan patlamanın sorunlarıyla uğraştığı zamanda Ermenistan Lübnan’dan ermeni asıllı soydaşlarını Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarına yerleştirmesi ve bölgeye Irak’tan ve Suriye’den PKK teröristlerinin sevk edilmesi Ermenistan tarafının ciddi hazırlıklarından haber vermekteydi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 24 Eylül’de BM Genel Kurulu’nun 75. Olağan Toplantısında bu hususu dile getirmiş, dünya kamuoyunun dikkatini konuya çekmişti”

“Çatışmalar azerbaycan topraklarında”
Ermenistan tarafının konuyu uluslararası düzeye çıkarmasının anlamsız olduğuna dikkat çeken Dr. Aliyev, “Ermenistan ilk gün yaşadığı ağır yenilgiyi hazmedemediği için durumu kurtarmak adına çok sayıda telefon trafiğiyle dünya liderlerine müracaatlar ederek Azerbaycan tarafını durdurmak için baskı yapılmasını istedi. Ayrıca, KGAÖ üyelerinden de antlaşmanın gereğinin yerine getirilmesini talep etmektedir. Burada unutulmaması gereken konu Karabağ’ın tüm dünya ülkeleri tarafından Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğunun kabul edildiği gerçeğidir. Çatışmaların Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlı topraklarda değil, Azerbaycan’ın işgal altında olan topraklarında olduğunu göz önünde bulundurulduğunda KGAÖ’nün herhangi bir bağlayıcılığı kalmamaktadır. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri korumakla görevli olduğu bölgenin güvenliği için gerekeni yapmaktadır” dedi.

“Ermenistan barıştan yana olmadığını defalarca göstermiştir”
Ermenistan tarafının hemen her defasında masaya oturmaktan vazgeçtiğine vurgu yapan Aliyev “Ermenistan her zaman statükonun korunmasından yana olduğunu aslında farklı mecralarda dile getirmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin kayıtsız şartsız Azerbaycan topraklarından çıkarılmasını talep eden 822, 853, 874, 884 sayılı kararları günümüze kadar farklı bahanelerle icraatsız kalmıştır. Dağlık Karabağ’da kurduğu kukla rejimle bölgeyi ileri karakol olarak kullanan Ermenistan bütün uluslararası çağrılara rağmen Dağlık Karabağ’a bağlı olmayan 7 rayonun (il) sözde Cumhuriyetin yönetiminde kalmasına ısrar etmesi de olayın başka bir boyutuna işaret etmektedir” diye konuştu.

“Minsk grubu başarısız, halk öfkeli”
1992 yılından bu yana Ermenistan – Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun çözümü için kurulan Minsk Grubu’nun bu zamana kadar hiçbir kayda değer ilerleme göstermediğine vurgu yapan Aliyev “1992 yılında AGİK (şimdi AGİT) tarafından kurulan ve 1 Ocak 1997’den itibaren ABD, Rusya ve Fransa’nın eş başkanlığında yürütülen AGİT Minsk grubu bu zamana kadar çatışma bölgelerinde mütemadiyen yürütülen gözetim faaliyetleri dışında hiçbir ilerleme göstermemiştir. Çözüm için önerilen formatlara da Ermenistan tarafı yaklaşmamıştır. Bu durum Minsk üçlüsüne olan güveni sarsmış, 30 yıla yakın faaliyet yürüten bu kurumun güvenirliğinin sorgulanmasına neden olmuştur. Ayrıca Minsk grubu eş başkanlarından Rusya’nın Ermenistan’ın müttefiki olması, ABD ve Fransa’da güçlü Ermeni lobisinin bu devletlere baskıları Minsk grubunun faaliyetine gölge düşürmekle birlikte tarafsızlığını da ciddi şüphe altına almaktadır. Azerbaycan halkı 30 yıla yakındır oyalanmaktan bezmiş, barışa giden her yolu engellemeye çalışan Ermenistan’la gerekirse silah kullanarak şiddet diliyle konuşmayı ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü korumayı talep etmektedir” şeklinde konuştu.

“Türk ordusu küçümsenemeyecek kadar güçlü”
Ermenistan yönetiminin dünya kamuoyuna 27 Eylül’de çıkan çatışmaların bizzat Azerbaycan tarafından Türkiye’nin aktif yardımıyla başladığı konusunda kasten yanlış bilgi vermesini ve böylece dezenformasyon yaymasını değerlendiren Dr. Behlül Aliyev sözlerine şöyle devam etti:
“Ermenistan’ın bu saldırıya aylardır hazırlandığı artık sır değil. Her geçen gün iç siyasette daha çok sıkıntı çeken Paşinyan hükumeti ani saldırıyla prestijini yeniden kazanmaya umutluydu. Yenilgiye beraat kazandırmak için Türkiye kartını oynaması da bu yüzdendir. Türkiye’nin Ukrayna, Pakistan ve İsrail gibi Azerbaycan’a açık desteğini ifade etmesini bahane eden Ermenistan yönetiminin geçtiğimiz ay Nahçivan’da her sene yapılan Türkiye-Azerbaycan askeri eğitimlerini koz olarak kullanarak hem dünya kamuoyunda çatışmaların uluslararası boyutta olduğu hakkında yanlış fikir uyandırma, hem de geleneksel ‘mağdur retoriği’yle ulusal ve uluslararası destek kazanma çabalarından başka bir şey ifade etmez. Türk Silahlı Kuvvetleri Dünya’nın en güçlü ordularından biridir. İşin içinde Türk ordusu da olsaydı onu durduracak hiçbir kuvvet olmazdı ve 24 saat içinde Türk ordusu bütün bölgeyi kontrol altına alabilirdi. Türk ordusunun küçümsenemeyecek kadar güçlü olduğunu Ermenistan tarafı da çok iyi bildiğinden böyle bir dezenformasyona başvurmaktadır.”

“Azerbaycan, toprak bütünlüğünü korumaya muktedirdir”
Son zamanlarda modernizasyon ve eğitimlerle Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası düzeyde tecrübe kazandığını söyleyen Aliyev sözlerini şöyle sonlandırdı: “Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri artık Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemlerdeki gibi değildir. Arkasında dost ve müttefik ülkeler olmakla birlikte gelişmiş silahlara, donanımlı ve eğitimli askerlere ve uluslararası tecrübeye sahiptir. Azerbaycan yönetimi, sorunun her ne kadar barışçıl ve uluslararası hukuka dayalı çözümünde yana olsa da, bu çabaların sonuç vermeyeceği takdirde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya muktedir olduğunu da defalarca dile getirmiştir.”
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.