SPOR - 01 Ekim 2019 Salı 14:22

Ersun Yanal: 'Bu sene şampiyon olacağız'

A
A
A
Ersun Yanal: 'Bu sene şampiyon olacağız'

Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, takımda hala bazı sıkıntıların olduğunu ve bunları aşmak zorunda olduklarını belirterek, “Biz bu sene şampiyon olacağız” dedi. Yanal, Emre’nin takımın mentörü olduğunu, Volkan Demirel’i de takımda tutmak için ikna ettiklerini ifade etti.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, Samandıra Can Bartu Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek sohbet toplantısı yaptı. Yanal, takımla ilgili birçok konuya samimi cevaplar verdi. İlk olarak geride kalan 6 haftayı değerlendiren ve şu anda konuşmanın çok erken olduğunu ifade eden Yanal, takımda hala bazı sıkıntıların olduğunu ve bunları aşmak zorunda olduklarını ekleyerek, “Biz sezon sonunda şampiyon olacağız” diye konuştu.

“Derbilerde güç gösterisi vardır”

Hafta sonunda oynanan Galatasaray derbisiyle ilgili konuşan Ersun Yanal, “Gürültüsüz patırtısız bir derbi geçti. Bizim açımızdan rahat geçti. Bir tek gelirken bir trafik çektik. Ciddi bir sıkıntı var bu noktada. Allah korusun bir durum olsa, bizim için de değil, başka bir problem yaşansa, insanlar bir yere gidemeyecek. Stadın giriş-çıkışı sıkıntılı. Statta da maçta da hiçbir problem olmadı. Oyuncular da çok iyiydi. Bizim arkamızdan, önümüzden, sağımızdan, solumuzdan ne küfür edildi ne bir şey atıldı” diyerek derbinin centilmence geçtiğini ifade etti.

"Derbide galibiyeti kaçıran biz olduk"

Falcao’nun penaltı pozisyonunun kendisine göre penaltı olmadığını ve öncesinde de topun elle alındığını kendisinin de gördüğünü söyleyen Yanal, Galatasaray’ın kötü olduğu eleştirilerine de katılmadığını ifade etti. Derbilerde sıralamadan çok takımların birbirlerine karşı güç gösterisinin ortaya çıktığını da söyleyen Ersun Yanal, “Geçen sene iç sahada 10 kişiyle berabere kalmıştık. Deplasmandaki maçta da 2-0’dan 2-2’ye getirdik. Bu haftaki maçta oyunda bir strateji vardı ve bizim stratejimiz tuttu. Galatasaray da pozisyona girdi ama bakıldığında 2 puanı biz kaçırdık. Galatasaray 2 pozisyon yakaladı ve iki pozisyonda da biz çıkarken topu kaptırdık. Nagatomo’nun bir pozisyonu var ve Lemina’nın bir pozisyonu var. Son dakikadaki pozisyonumuz var, maçın başında bir pozisyonumuz var. Bence galibiyeti kaçıran biz olduk. Skor 0-0 değil de başka bir skor olsaydı, herkes farklı konuşurdu. Biz Galatasaray’ı ceza sahamızdan çok uzak tuttuk. Etkisiz alanda topla buluştular” açıklamasını yaptı.

“Kural hatası var ya da yok, bu konulara ben girmiyorum”

Savunma konusunda Zanka ve Jailson’un çok iyi oynadığını söyleyen Ersun Yanal, Alanyaspor maçında eleştirilen savunma hatalarıyla ilgili de konuştu. Hata ve kazanın farklı şeyler olduğunu söyleyen Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, “Mesela biz Alanya’da kaza yaptık. Jailson’un yaptığı hata değildi, kazaydı. Kural hatası konusunda da müracaat edildi. Orada bir kural var. Bunun dışında biz zaten bununla ilgilenmiyoruz, saha içinden kopmuyoruz. Bu konularla ilgilenen yöneticiler var ve gerekli başvuruları yaptılar” dedi.

"Hakemlerimize güveniyorum"

Hakemler hakkındaki soruyu da yanıtlayan tecrübeli teknik adam, “Hakemlerimize güveniyorum. Ben daha önce hakemlerimizin kötü yönetildiğini söylemiştim. Bir hakemimizin kokartı elinden alındı, kokartı alındıktan sonra 4 tane önemli maça verdiler. Bunları söyledim ben. Ama bunun dışında hakemlerle ilgili ben konuşmam. Cüneyt hoca da maçı yönetmesi gerektiği gibi yönetti. Uzun zaman sonra ben bir hakemin sahada olup olmadığını hissetmedim. Bu çok önemli. Eğer maç sonrasında futbolcular birbirine sarılıp forma değiştiriyorsa, hakem iyidir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Deniz, Rodrigues, Moses sahada olursa, alanı daraltmalıyız”

Futbolcuların bundan sonraki periyotta bölgesel olarak devşirileceğini ifade eden Yanal, “Artık kaleciler daha farklı oynamaya başladı. Biz daha önce kalecileri takımdan uzaklaştırdık. Kalecileri ayakla oynamaya zorlayacak kurallar değişince, kalecilere daha çok iş düşmeye başladı. Oyuna hakim olmaya başladılar, geriden oyun kurup, oyunu hızlandırmaya başladılar. Oyuncuların bölgelerini oyunun senaryosuna göre değiştirirsin. Ama bazen öyle bir durum oluyor ki, sadece 1 oyuncu değiştirme hakkınız oluyor ve senaryoyu komple değiştiremiyorsunuz” diye konuştu.

Deniz Türüç’ün Galatasaray maçında oyundan çıkmasıyla ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Yanal, “Top kaybetmeye başladık. Rakip son 15 dakika ve uzatmalarda toplam 123 saniye top tuttu. Rakibe top vermiyoruz. Ama böyle bir durumda top kayıpları vardı. Bu nedenle topu kaybedecek oyuncuları seyreltmem gerekiyordu. Ayrıca oyuna sonradan girdi, sonra tekrar çıktı diyorlar. Böyle bir şey yok. Bunu büyütmenin anlamı yok. Deniz, Moses, Rodrigues gibi oyuncular oynadığı zaman oyunu daraltmak zorunda” ifadelerini kullandı.

“Emre bu takımın mentörü”

Emre Belözoğlu’nun oyun aklının çok önemli olduğuna da vurgu yapan Ersun Yanal, “Emre oyunun şefi, temponun da karakteri. Bu takımda son dönemde liderlik özelliği olmayan bir grup meydana gelmişti. Ben de geldiğimde ilk tespitim buydu. Emre gibi bir oyuncuya da ihtiyaç vardı. Emre’nin Fenerbahçeliliği tartışılmaz. Onun bize, bizim ona olan güveni tartışılmaz. Bizim için önemli bir karakter. Oyunculuktan daha öte görüyorum ve bunun öyle olmasını isteyenlerin başında ben varım. Emre kendisine çok iyi bakıyor. Bu işin 3 ayağı var. Beslenme, rejenerasyon, yükleme. Bunlarda inanılmaz bakıyor kendine” dedi.

“Volkan Demirel’i ikna ettik”

Volkan Demirel’in de teknik ekibe dahil edilmesiyle ilgili konuşan Yanal, “Volkan Demirel 17 sene burada oynadı ve bu şekilde veda etmesini ben sindiremezdim. Ülkemizdeki spor geleceği, bu tarz sportmen kişiliklere teslim edilecek. Volkan’ın da burada görev alması gerekirdi. Ben oynamasından yana tavır da gösterdim. Şans bulurdu, bulamazdı o başka bir şey. Başkanımız da kesinlikle Volkan’ın takım içinde kalmasını istiyordu ve biz de Volkan’ı ikna ettik” diyerek Volkan’ın takımda kalmasını sağladıklarını söyledi.

“Ozan kendisine güzel bir hayat kurdu”

Ozan Tufan’da yaşanan değişimin önemine dikkat çeken başarılı teknik adam, “Ozan geçen sene devre arasında takıma geri geldi. Sergen hoca onu çok istiyordu. Burada takımın içinde Ozan’ı bir yere getirmek sıkıntı. Kredisi de yoktu. Başkana söyledik ve Sergen’in istediğini de ilettik. Kendisi sağolsun özel ilgilendi onunla. Biz de ilgilendik. Biz kendi maçımızdan çıkıyorduk Ozan’ı arıyordum. Sergen de ona inanılmaz bir disiplin getirdi. Orada bunu gördü. Daha çok genç. Kendisine güzel bir hayat kurdu şu anda. Futbolun ihtiyacı olan donanımları sağladı, Alanya’da çok toparlandı. Sonrasında bizimle başladı ve ardından Emre takıma dahil oldu. Doğru örnekler çok önemli. Abilik bu işte çok önemlidir. Emre burada doğru abilik yapıyor hepsine. Takım içinde ilk kez uzun zaman sonra abilik konusunda böyle bir hava var” dedi.
Kaleci Altay’a da değinen Yanal, genç file bekçisinin uzun süredir özel bir psikologla çalıştığına dikkat çekerek, “En basiti nerede ne söyleyeceğini çok iyi bilen bir oyuncu” ifadesini kullandı.

“Tolga’nın sakatlığından dönen futbolcu sayısı çok az”

Tolga Ciğerci’nin yaşadığı sakatlığın oldukça ciddi olduğunu ve bu futbolcunun da büyük bir özveriyle çalıştığını söyleyen Ersun Yanal, “Tolga’nın sakatlığından dönen futbolcu sayısı çok az. Geçen sene her gün buraya geliyordu ve bireysel antrenmanını yapıp takımla birlikte bütün maç toplantılarına giriyordu. Tolga adeta iğne ile kuyu kazdı. Çok sabretti ve bu sakatlığı atlatarak döndü. 11 bin metrenin altında koşmuyor şu anda. İnşallah milli takıma da çağrılır” diyerek oyuncunun yaşadığı değişime dikkat çekti.

“Vedat’ı devre arasında almak istedik”

Vedat Muriqi’nin transferi için kendisinin de elinden geleni yaptığını söyleyen Yanal, “Bu oyuncunun takıma dahil olmasını devre arasında da istiyorduk. O dönemde çok istedik ama transferi olmadı. Bu futbolcunun gelmesinde herkesin katkısı oldu” açıklamasında bulundu.

Geride kalan 6 maçın, fikstürün zor kısmı olduğuna dikkat çeken Yanal, “Geride kalan 6 haftaya göre en formda takımlar Gazişehir, Başakşehir, Galatasaray, Trabzonspor diyebiliriz. Ama fikstür açıklandığında bunu bilemezsiniz. Fikstürün zor olup olmayacağı, lig başladıktan sonra belli olur” şeklinde konuştu.

Sezon başındaki kadro mühendisliğine de değinen Yanal, “Biz bu sene, geçen seneye göre yaklaşık 20 milyon Euro’ya yakın maaş tasarrufu yaparak takım kurduk. Oyuncular da geç geldi takıma. Bizim takımı anlamak, hissetmek için zamana ihtiyacımız var. Münih’e gittik, stoper yoktu. Oynadığımız takımlar Bayern Münih, Real Madrid. Devre arasında da sıkıntımız vardı. Sadık’ı aldık. Tolgay kaçıncı hafta geldi, Serdar kaçıncı hafta geldi. Zajc’ı son gün aldık. Almanya’ya gittiğimizde, Bayern Münih bizim maça son Şampiyonlar Ligi maçına çıkan kadronun aynısıyla sahaya çıktı” ifadelerini kullandı.

Mehmet Ekici’yi üzülerek kadrodan çıkarttıklarını söyleyen Yanal, Serdar Aziz’in de sakatlığında kırığın boyutunun büyük olduğunu belirterek, “Serdar Aziz’in kolunda uzun bir kırık var. Allah korusun maçta bir düşse, ameliyat olması gerekiyor. Şu anda oynayanlar da iyi oynuyor bu bölgede” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yolda yatan köpeğin üzerinden otomobili ile geçti Sakarya’nın Karasu ilçesinde bir otomobilin yolda yatan köpeğin üzerinden geçip yoluna devam ettiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Ezilen köpeğin sahibi ve mahalle sakinleri, yaşanan acı olaya tepki gösterdi. Olay, Karasu Yalı Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinlerinden Güler Yaşar’ın sahibi olduğu köpek, yol kenarında yattığı sırada bir arabanın üzerinden geçmesi sebebiyle yaralandı. Ayakları kırılan köpek, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. Otomobil sürücüsünün, köpeğin üzerinden geçerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, üzerinden otomobil geçen köpeğin acı içerisinde yerde kıvrandığı anlar yer aldı. "Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz ama öyle bir şey olmadı" Yaşanan olaya mahalle sakinleri ve köpeğin sahibi Güler Yaşar tepki gösterdi. Yaşar, “Köpek yol kenarında yatıyordu, araba 14.58’de köpeğin üzerinden geçmiş. Tümseğin üzerinden geçtikten sonra hiç fren yapmadan geçti, hiç durmadı. Köpeğin sesini duyunca aşağıya indik, tedaviye gönderdik. Hızla gelip çarpmıyor. Yavaş yavaş geliyor, üzerinden geçiyor. Mahalle içinde çocuklar var, yaşlılar var. Bir hayvanın üzerinden geçiyor ve durmuyor. Tepkimiz bu yüzden. Telefonuna mı bakıyordu, önündeki hayvanı görmüyor. Nereye bakıyordu? Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz. Öyle bir şey de olmadı” diye konuştu.
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.