ASAYİŞ - 27 Ekim 2020 Salı 09:26

Esenyurt’ta 'koronabüsler' virüs saçıyor

A
A
A
Esenyurt’ta 'koronabüsler' virüs saçıyor

İstanbul’da artan vak'a sayıları ve tüm uyarılara rağmen toplu taşımalarda manzara yine değişmedi. Esenyurt’ta minibüsler tıklım tıklım yolcu taşırken, buna bide maske takmayan minibüs şoförleri de eklendi. Vatandaşların “Koronabüs” diye adlandırdığı minibüsler virüse davetiye çıkardı.

İstanbul’da hızla artan korona virüs vak'a sayıları ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın uyarılarına rağmen toplu taşımada yine aynı görüntüler oluştu. Maske takmayan minibüs şoförleri ile sosyal mesafeyi hiçe sayan yolcular korona virüse davet çıkardı. Esenyurt minibüs hattında çekilen görüntülerde sınırlı sayıda yolcu alması gereken minibüsler tıklım tıklım görüntülendi. Buna bide maskeyi hiç takmayan ya da çenesinin altında taşıyan dolmuş şoförleri eklenince korona virüse adeta davetiye çıkarıldı. Yoğunluk sebebiyle minibüsler içinde zaman zaman yaşanan tartışma yaşandığı görüldü. Bu tartışmalardan biri de kameralara da yansıdı.

Esenyurt’ta 'koronabüsler' virüs saçıyor

“Minibüslerde virüse bile yer yok”

Vatandaşlar ise denetleme olmadığından dert yanarak, zorunluluktan binmek zorunda kalıyoruz diye kendilerini savundu. Minibüsten inen bir vatandaş ise, ”Bazı minibüsler kurallara uyarken, bazıları hiç uymuyor. Virüse bildiğin yer yok. Maske var ama sosyal mesafeye hiç uyulmuyor. Vatandaşlarımızda çok duyarsız. Bir yerde uygulama olsa cep telefonuyla haber veriyorlar o yolu kullanma diyorlar. Dezenfekte koymuşlar dolmuşlara ama içinde su var. Şoför dolmuşta sigara içiyor maske bile takmıyor” dedi.

Okula gitmek için zorunluluktan minibüse binmek zorunda kalan bir kız çocuğu ise, “ Minibüsler tıklım tıklım dolu. Bindiğim minibüste şoförde maske yoktu insanlar 2-3 kez uyardı ancak umursamadı. Sadece bir minibüs şoförü değil hepsi böyle yapıyor. Her gün okula geliyorum ve minibüs kullanmak zorundayım. Her gün bu çileyi çekiyorum maalesef. Bu konuda acilen önlem alınmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Esenyurt’ta 'koronabüsler' virüs saçıyor

Erdal Can İçelli
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.