ASAYİŞ - 26 Şubat 2020 Çarşamba 10:55

Eşi tarafından vurulan genç kadın gözünü kaybetti

A
A
A
Eşi tarafından vurulan genç kadın gözünü kaybetti

Gaziantep’te ayrılmak istediği eşi tarafından av tüfeğiyle vurulan genç kadın sağ gözünü kaybederken sol gözünde de görme kaybı oldu. Eşinin şiddetine maruz kalan genç kadın, “O cani benim gözlerimin katili. Benim hayatım bitti onun da hayatı bitsin” dedi.

Şahinbey ilçesi Perilikaya Mahallesi’nde yaşayan 21 yaşındaki Dilek Y., eşi Behzat Y. ile yaşadığı şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2018 yılının Kasım ayında ailesinin evine döndü. 10 aylık eşi Dilek Y. ile konuşma bahanesiyle Dilek Y.’nin annesi Tülay ve babası Veli D.’nin evine gelen Behzat Y., yanında getirdiği pompalı tüfekle evin içerisinde ateş etmeye başladı. Behzat Y.’nin ateşlediği pompalı tüfekten çıkan saçmalar Dilek Y.'ye isabet etti. Kafasına isabet eden saçmalarla kanlar içerisinde yere yığılan Dilek Y., olayın ardından 21 gün yoğun bakımda tedavi gördü.

Eşi tarafından vurulan genç kadın gözünü kaybetti

Sağ gözünü kaybetti, sol gözünde görme kaybı oldu

Ayrılmak istediği eşinin şiddetine maruz kalan genç kadın, gözlerine isabet eden saçmalar nedeniyle sağ gözünü kaybetti, sol gözünde de görme kaybı oldu. Sağ gözüne protez göz takılan Dilek’in sol gözü de yüzde 5 oranında görüyor. Saçmalar nedeniyle dişlerinin çoğu kırılan Dilek Y.'nin yüzünde saçma izleri hala duruyor. Eşinin gözlerinin katili olduğunu söyleyen Dilek Y., yetkililerden yardım bekliyor.

“Madde kullanıyordu, beni de teşvik ediyordu”

Olay gününü anlatan Dilek Y., eşinin madde kullandığını ve kendisini de teşvik ettiğini öne sürerek, “10 aylık bir evlilik yaşadım. Eşim madde bağımlısıydı. Ayrılmak istedim ve ailemi arayıp beni almalarını istedim. Madde kullanıyordu beni de teşvik ediyordu. Ailem beni evden gelip aldı ve ailemin evine gittim. Bir süre sonra iyi niyetle ailemin evine konuşmak için geldi. Sigara içme bahanesiyle dışarıya çıktı o sırada pompalı tüfek getirmiş. Gelirken her şeyi planlayarak gelmiş. Geldi ve bana doğru ‘ya benimsin ya kara toprağın’ diyerek silahı sıktı. Odanın içerisinde 5 kişiydik. Odanın içerisine pompalı tüfekle hunharca ateş etti. Kafama doğru sıktı ve saçmaların çoğu sağ tarafıma doğru geldi. Sağ gözümü komple kaybettim. Şuanda sağ gözüm protez ve görme yetisi yok durumda. Sol gözümde yüzde 90 görmüyor. Görme oranı sadece yüzde 5 durumunda. O şahıs bana hayatımı karattı, zindan etti, beni bitirdi. Allah’ım kendisini yattığı yerden çıkarmasın, gün yüzü göstermesin. Kadına şiddet son bulsun diyoruz ama maalesef son bulmuyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz. Kimse kimsenin canını almaya hakkı yok” dedi.

Eşi tarafından vurulan genç kadın gözünü kaybetti

“Benim çok iyi bir doktora ihtiyacım var”

Bir gözünü kaybeden, bir gözünde de görme kaybı olan şiddet mağduru kadın, gözlerine kavuşmayı hayal ediyor. İyi bir doktora ihtiyacı olduğunu kaydeden Dilek Y., “‘Ben bunu yaparım’ diyen doktora ihtiyacım var. Benim gözümün sorunu retinada. Ön kornea ve mercekte değil. Öyle bir doktorun çıkması lazım, beni sağlığıma kavuşturacak bir doktora ihtiyacım var. Bu yüzden devlet büyüklerimden, ağabeylerden, ablalardan, bilgisi olan kişilerden yardım istiyorum. Allah rızası için bu konuda ben şifama kavuşmak istiyorum. Maddi ve manevi yardım istiyorum” diye konuştu.

“En ağır şekilde cezasını çeksin”

Gaziantep Adliye Sarayı’nda olayın ardından başlatılan davanın sürdüğünü dile getiren Dilek Y., yakın bir zamanda duruşmanın görüleceğini belirterek, Behzat Y.’nin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Behzat Y.’nin kendisini öldürmeye kalkıştığını aktaran Dilek Y., “Ben o şahıstan sonuna kadar şikayetçiyim. En ağır şekilde cezasını çeksin. Ben ağırlaştırılmış müebbet verilmesini istiyorum. Hiçbir şekilde oradan çıkmasını istemiyorum. Oradan çıkmasına hiçbir sebep yok. Olay apaçık ortada.Kandil gecesinde millet camide namaz kılarken o cani benim canıma kıymaya kalkıştı” ifadelerini kullandı.

Eşi tarafından vurulan genç kadın gözünü kaybetti

“Benim geleceğimin, gençliğimin katili”

Gözyaşları içerisinde olay anını anlatan Dilek Y., “Saçmalar ağzımdan içime girmiş. Dişlerim kırılmıştı. Sağ tarafımdaki akciğer komple sönmüştü. Bir ciğerle yoğun bakımda çapaladım. Hayata tutunmaya çalıştım. Sağ ciğerime tüp takıldı. O şahıs beni mahvetti. Geldi bir gecede ayrılmak istiyorum diye beni mahvetti. Ayrılmayı istiyorum diye ölmeyi hak etmedim ben. Bu kadarını hak etmedim ben. İnsan gibi ayrılalım derken bunları yaşadım. Bu şahıs benim gözlerimin katili. Benim geleceğimin, gençliğimin katili. Beni ölmekten kötü etti. Ben sürünüyorum. Ölüm gerçekten kurtuluş. Benim ailemin durumu ortamda. Benim dökülen kanlarıma yazık değil mi? Ben devlet büyüklerimizden yardım istiyorum, onun oradan çıkmasını istemiyorum. Antep Herifleri Grubu benim karşıma çıkana kadar ben hiçbir yere varamadım. Bir avukat dahi tutamadım. Antep Herifleri Grubu benim hayatıma girdi ve sağ olsunlar avukat tuttular. Benim hayatım bittiyse onun hayatı da bitsin” diye konuştu.

Metin Faruk Tamer
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa YÖK Başkanı Erol Özvar: "Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 99.8’i dolu" Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Arama Konferansı’ programına katılmak için Bursa’ya geldi. Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferans, saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı’nın okunmasıyla beraber BTÜ Rektörü Profesör Doktor Naci Çağlar’ın konuşmasıyla başladı. Çağlar, YÖK Başkanı Erol Özvar’ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, "Bugün burada üniversitemizin ‘Arama Konferansı’ için toplandık. Üniversitemizin mevcut durumunu, şehrimizin ve bölgemizin potansiyelini, ülkemizin yeni yüzyıldaki yerini ve dünyadaki trendleri dikkate alarak bu arama konferansında ‘2030 yılı ve sonrasında üniversitemizi nerede görmek istiyoruz’ sorusuna cevap arayacağız. Hepinize, katılımınızdan dolayı teşekkür ederim" dedi. “Üniversitelerimizde 4 milyonu örgün olmak üzere toplam 7 milyon öğrencimiz var” Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferansta konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, "Yükseköğretim Kurulu olarak, mümkün olan her fırsatta Yükseköğretim Sistemi’nin paydaşlarıyla bir araya gelmeye ve fikir alışverişinde bulunmaya büyük bir gayret verdiğimi söyleyebilirim. Başlıca hedefimiz olan Türk yükseköğretiminin dünya üzerinde rekabetçi, yenilikçi, sürdürülebilir ve nitelikli bir yapıya sahip olması için ortaya koyulan her türlü görüş ve önerinin çalışmalara katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Burada da fevkalade neticeler alacağımızın kanaatindeyim. Bugün ülkemiz 208 üniversitesi yaklaşık 185 bin akademisyeni ve 4 milyonu örgün eğitim olmak üzere 7 milyona ulaşan öğrencisi ile son derece büyük bir kapasiteye ulaşmıştır. Bu kapasite ile Avrupa üniversiteler alanının en önemli paydaşlarından bir tanesidir. Bu kapasiteye ulaşılmasında başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde son 20 yılda Yükseköğretim Sistemi’ne yapılan yatırımların katkısı müstesnadır. Ülkemizde yükseköğretime erişim talebi güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2023 yılında 3 buçuk milyondan fazla öğrencimiz üniversite sınavlarına başvurmuş, üniversite kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 99.8 gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu yoğun ve güçlü talebe, doğru politikalar ile cevap vermek Yükseköğretim Kurulu’nun en temel hedeflerinden biridir. YÖK olarak bir taraftan ülkemizin yükseköğretimde sahip olduğu kapasitenin ve gücün önemini vurgularken, diğer yandan yükseköğretimimizin kalitesini daha da yükseltme irademizi her platformda ifade etmeye devam ediyorum. Üniversitelerimizin uluslararası alandaki saygınlıklarını ve görünürlüklerini yükseltmek, akademisyenlerimizin projelerini artırmak AR-GE faaliyetlerini teşvik etmek ve nihayetinde ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli beşeri sermayeyi artırmak başta olmak üzere kaliteyi önceleyen bir anlayış ile YÖK olarak hareket ettiğimizi buradan paylaşmak isterim. Üniversitelerimizdeki kalite süreçlerini yakından takip etmemiz, bu süreçlerde üniversiteleri her şekilde desteklememiz bu anlayışımızın bir tezahür olarak görülmelidir" ifadelerine yer verdi. "Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler için vardır" Türk yüksek eğitiminde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma konularında son yıllarda çok önemli mesafeler katedildiğini belirten Özvar, "2016 yılında YÖK tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması programı hayata geçirilmiştir. Bu program sayesinde 25 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında bulundukları bölgelerin dinamiklerini esas alarak projeler hazırlamaları ve bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmeleri sağlanmıştır. Bu bakımdan, son yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında bu misyon ile hareket eden üniversitelerimizde önemli gelişmeler kaydedildiğini, bölgesel kalkınma üniversitelerimizin çokça görünür katkılar sağladığını görmekten sadece YÖK değil, bölge insanlarımızın da memnuniyet ile ifade etmiş olması bu alanda yapmış olduğumuz çalışmaların ne kadar isabet kaydettiğini göstermektedir. YÖK’ün gelecek vizyonunda önemli yer tutan bir diğer husus ise ‘İstihdam’ konusudur. Çeşitli vesileler ile ifade ettiğimiz üzere piyasayla, istihdamla, kültür-sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu vesile ile toplantının hazırlanmasında ve organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Sivas Maraş ve Tokat depremlerini önceden bildirmişti, İstanbul için rahatlatan tahmin Kahramanmaraş depreminin uyarısını 2 hafta öncesinden yaparak gündem olan Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, geçtiğimiz gün gerçekleşen Tokat depremini de 3 saat öncesinden haber vererek yeniden gündem oldu. İçelli’den bu kez İstanbul’u azda olsa rahatlatacak bir açıklama geldi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, 7 büyüklüğün üstünde beklenen İstanbul depremiyle ilgili yaptığı açıklamada kendi çalışmalarına göre beklenen depremin en fazla 6 ila 6.5 büyüklüğünde olabileceğini söyledi. İcelli, “İstanbul’da büyük bir deprem beklentim yok. Orada bulunan fay 180-190 kilometre uzunluğunda. Bu fay 123 yıl içerisinde 3 kez kırıldı. 2 kez 7 üzeri bir kez de 6 büyüklüğünde. 1912’de Mürefte depremi, 1999 Gölcük depremi zaten burayı rahatlatmıştı, 1963’te de 6.3’lük bir depremle Çınarcık fayı yırtılmıştı ve neticesinde Marmara genel olarak rahatladı. Burada yırtılmayan sadece 30-35 kilo metrelik bir kırığımız kaldı. Buda 6-6,5 büyüklükte deprem oluşturabilecek bir potansiyele sahip. Sismik kesitlere baktığımızda, 12 kilo metrenin altında bir sürünme olduğu zaten bariz olarak bellidir. Deprem silsilesine baktığımızda da bunu teyit edebiliyoruz” dedi. “Sulusaray depremi Kuzey Anadolu zonunu tetiklemez” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan depremlerin yine Tokat sınırları içerisinden geçen Kuzey Anadolu fay zonunu tetiklemeyeceğini belirten İçelli, “Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremlerin Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durum yok. Çünkü depremi oluşturan küçük bir fay. Böyle küçük depremler büyük fayları tetikleyemez. 7 büyüklüğün üzerinde bir deprem olsaydı bunu düşünebilirdik. Özellikle depremlerin odak mekanizma çözümlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. İki gündür biz bunu inceliyoruz. Özelikle Buğdaylı fayının üzerinde, 23 kilo metrelik bu fayın sağına ve soluna her hangi bir baskı uygulamadığını düşünüyoruz“ diye konuştu. “Beklenen büyük Tokat depremi en fazla 6.2 büyüklükte olabilir” Tokat’tan geçen Kuzey Anadolu Fayında beklenen depremle ilgili değerlendirmede bulunan İçelli, “Bölgemizde bir çok kırığımız var. Özellikle Merzifon Esençay fayı 6.5 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyele sahip. Faylar tesadüfen depremler üretmiyor. Belli bir deformasyon enerjisini biriktirip, kinetik enerjiye çevirmesi gerekiyor. 1939 yılındaki Erzincan depremi vardır. 42-43 depremleri o bölgeyi zaten rahatlatmıştı. Yıllık 2.5 santimetrelik yamulma hızını hesap ettiğimizde şuanda odada ki potansiyel enerji 6-6.2 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyeldedir” ifadelerini kullandı. “Sulusaray’da 5 büyüklükte yeni depremler beklenebilir” İçelli 2 gündür depremlerle sallanan Tokat’ın Sulusaray ilçesindeki fayda 5 büyüklükte yeni depremler beklenebileceğinin altını çizerek şunları söyledi. “Tokat Sulusaray’da halen 5 büyüklüğünde depremler bekliyoruz. Panik yapmaya gerek yok. Özellikle Tokat buradaki depremleri çok fazla hissediyor. 5.6’lık depremlerde 4.5’lik artçılar gelmeni normaldir. 5 büyüklükte depremlerde oluşabilir ama daha büyük bir deprem beklemiyoruz.”
Yozgat Yozgat’ta depremin izleri gün ışıyınca ortaya çıktı Tokat’ın Sulusaray ilçesinde dün meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından Yozgat’ta sabahın erken saatlerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, depremde 147 ev, 14 ahır ve 8 camide hasar oluştuğunu söyledi. Tokat’ın Sulusaray ilçesinde dün saat 18.11’de meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem, Yozgat merkez ve ilçelerinde de hissedildi. Özellikle Kadışehri ilçesinde ve köylerinde hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar büyük panik yaşarken, depremin izleri gün ışıyınca ortaya çıktı. Bölgede çok sayıda yapı hasar görürken, cami minarelerinin yıkıldığı ve ahırlarda hasar oluştuğu görüldü. Ekipler Kadışehri, Aydıncık ve Çekerek ilçelerinde hasar tespit çalışmalarına hızla devam ederken, bölgelere yardım ulaştırılması için koordinasyon sağlanıyor. Yozgat’ın Kadışehri ilçesi Yelten köyünde kimi vatandaşlar AFAD tarafından verilen çadırlarda kalırken, kimi vatandaşlar da traktör römorklarını çadıra dönüştürerek geceyi geçirdi. Yozgat Valiliği öncülüğünde depremden etkilenenlere 200 çadır ve bin battaniye dağıtılarak, vatandaşların yemek ihtiyacı karşılandı. “200 çadır, bin battaniye dağıttık” Depremde herhangi bir can kaybı ve yaralanmanın yaşanmadığını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, şu ana kadar 147 ev, 8 cami ve 14 ahırda zarar oluştuğu yönünde ihbar geldiğini belirtti. Vali Özkan, “Arkadaşlarımız sahada günün ışımasıyla birlikte tekrardan görev aldılar ve hasar tespit çalışmaları bir yandan binalarda, bir yandan tarımsal hasar tespit çalışmaları, bir yandan da bina içlerindeki mal zararına dönük hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor. Çok şükür çok ciddi denilebilecek bir sorunumuz, bir problemimiz yok. Gerek evinde oluşan hasardan gerekse endişeden dolayı evine giremeyen insanlarımız vardı. Bu surette de derhal çadır dağıtımını AFAD ve Kızılay üzerinden gerçekleştirdik. Gece sabaha kadar kurulumların çoğunu bitirdik. Bunların yanı sıra battaniye dağıtımlarımızı yaptık. Şu ana kadar 140 çadırın kurulumunu yaptık. Tabii sabah gidince orta çadırlar da isteyen oldu. Onlarla beraber 200’e yaklaştı çadır sayımız. Bine yakın da battaniye dağıtımımız oldu. Gelen talepleri de karşılıyoruz. Hiçbir problemimiz yok” dedi. Depremden etkilenen Yelten köyü sakinlerinden Bekir Taşkın, “Evimizin arka tarafı komple çökmüş, eşyaları annem ve babam dışarı çıkarmış. O eşyaları başka yere taşıyacağız” dedi. “Evden çıkmakta zorlandım” İzzet Balta ise hasarın çok olduğunu, evden çıkmakta zorlandığını söyleyerek, “Evimizin duvarları komple döküldü, ahırımız zarar gördü. Geceyi çadırda geçirdik. Rabbim devletimizin yokluğunu vermesin” şeklinde konuştu. “Rabbim kimseye bu durumu yaşatmasın” Sefer Sağlamer ise, “Rabbim kimsenin başına vermesin bu durumu, çok kötü sallandık. Ben Ankara’dan buraya misafirliğe gelmiştim, şiddetli deprem oldu. Köylerde hasar çok oldu. İki gündür geceyi dışarıda çadırlarda geçiriyoruz. Rabbim devletimizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
İstanbul Kartlı ödemeler 1,18 trilyon liraya ulaştı Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile mart ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 126 artarak 1 trilyon 181,4 milyar TL oldu. Mart ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 121,4 milyon, banka kartı sayısı 192,0 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 93,3 milyon adet oldu. 2023 yılının Mart ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 17’lik, banka kartı adedinde yüzde 10’luk, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 23’lük artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 406,7 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artış gösterdi. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) 2024 Yılı Mart ayı verilerini açıkladı. Buna göre, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile mart ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 126 artarak 1 trilyon 181,4 milyar TL oldu. Kartlı ödemelerin 991,8 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 167,8 milyar TL’sinde banka kartları, 21,8 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 138, banka kartı ile yapılan ödemelerde yüzde 71 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 157 oldu. Toplam ödeme adedi yüzde 25 arttı Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile mart ayında yapılan toplam ödeme adedi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artarak 1,45 milyar adet oldu. Kartlı ödemelerin 817,7 milyon adedi kredi kartları ile yapılırken 518,2 milyon adedinde banka kartları, 116,9 milyon adedinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartları ile yapılan ödeme adetlerinde büyüme oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27, banka kartları ile yapılan ödeme adetlerinde yüzde 15 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödeme adetlerinde ise bu oran yüzde 59 oldu. İnternetten kartlı ödemeler, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 135 artarak 355 milyar TL’ye yükseldi. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin toplam içindeki payı ise yüzde 30 oldu. Mağaza içi yapılan her 5 kartlı ödemeden yaklaşık 4’ü temassız İnternetten kartlı ödeme adedi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artarak 219,6 milyon adede yükseldi. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin toplam içindeki payı ise yüzde 16 oldu. Kartlarla yapılan temassız ödeme adedi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artarak 916 milyon adet oldu. Temassız ödeme tutarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 155 artarak 327,2 milyar TL oldu. Mart ayında mağaza içi yapılan her 5 kartlı ödemeden yaklaşık 4’ü temassız gerçekleşti.
Samsun İl Emniyet Müdürü Arıbaş: "Olaylara karşı tüm tedbirleri alıyoruz" Samsun İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, "Mahallelerde yapılan anlık şok uygulamalarla oluşabilecek narkotik, asayiş olaylarının önüne geçildi. Vatandaşlarımızın huzur ve refah ortamını sağlamak için üst düzey çaba sarf edip gerekli tüm tedbirleri alıyoruz" dedi. İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, beraberindeki emniyet amirleri ile birlikte Samsun Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Öztürk ve dernek üyelerini ziyaret etti. İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş ziyarette, dernek başkanı ve muhtarlar ile sohbet ederek, mahallelerdeki huzur ve güvenin sağlanması için muhtarlara önemli görevlerin düştüğünü kaydetti. "Sokak ve parkları zehir tacirlerine dar ediyoruz" Arıbaş, muhtarlardan narkotik ve güvenlikle ilgili her konuyu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmelerini, sonrasında ekip ve devriyeleri NARKOALAN uygulamasından izlemeleri gerektiği aktardı. Arıbaş, Narkotik Veri Analiz Sistemi (NARVAS) Projesinden gelen verilerin analizi ile cadde, sokak, park ve bahçelerin zehir tacirlerine, torbacılara ve uyuşturucu içicilerine dar edileceğini, ekiplerin 7 gün 24 saat görevde olduğunu bildirildi. Muhtarlara ve vatandaşlara emniyet güçlerinin kapılarının her zaman açık olduğunu ifade eden İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, "Mahallelerde yapılan anlık şok uygulamalarla oluşabilecek narkotik, asayiş olaylarının önüne geçildi. Vatandaşlarımızın huzur ve refah ortamını sağlamak için üst düzey çaba sarf edip gerekli tüm tedbirleri alıyoruz" diye konuştu. İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş ayrıca, muhtarlar ile belirli periyotlarla tekrar bir araya geleceklerini sözlerine ekledi. Muhtarlar, şehirde yürütülen çalışmalardan ve alınan tedbirlerden dolayı başta İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş olmak üzere Samsun polisine teşekkür etti.
İstanbul İstanbul’da Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında pazar günü bazı yollar trafiğe kapatılacak İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada 21 Nisan Pazar günü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde 11.00-17.00 saatleri arasında bazı yolların trafiğe kapatılacağı belirtildi. İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce 21 Nisan 2024 Pazar günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde 11.00 - 17.00 saatleri arasında bazı yolların trafiğe kapatılacağı ve alternatif güzergahların oluşturulduğu belirtildi. Kapatılacak yollar ve alternatif güzergahlar şöyle: Cumhuriyet Mahallesi Kazım Orbay Caddesi, Silahşör Caddesi girişinden itibaren Harzemşah Sokak kesişimine kadar araç trafiğine kapatılacaktır. 19 Mayıs Mahallesi Veteriner Hilmi Sokak, Doktor Şevket Bey Sokak girişinden itibaren Hamidiye Suyu Sokak Kesişimine Kadar Araç Trafiğine Kapatılacaktır. Yayla Mahallesi Sebahattin Delice Sokak, Talimhane Sokak girişinden itibaren Eczacı Sokak kesişimine kadar araç trafiğine kapatılacaktır. Mecidiyeköy Mahallesi Çağlar Sokak, Kısmet Sokak girişinden itibaren Lati Lokum Sokak kesişimine kadar araç trafiğine kapatılacaktır. Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Aydın 1 Sokak, Mithat Paşa Caddesi girişinden itibaren Örnek Sokak kesişimine kadar araç trafiğine kapatılacaktır. Alternatif Güzergahlar: Silahşör Caddesi Harzemşah Sokak Doktor Şevket Bey Sokak Opr. Raif Bey Sokak Talimhane Sokak Hilal Sokak Kısmet Sokak Mithatpaşa Caddesi Örnek Sokak.