EKONOMİ - 15 Ocak 2008 Salı 10:47

Eski araçlar trafikten çekiliyor

A
A
A
Eski araçlar trafikten çekiliyor

1958 ile 1972 arasında model araçlar trafikten çekiliyor

Ulaştırma Bakanlığı, model yılları 1958 ile 1972 arasında değişen yaklaşık 59 bin 442 kamyon, otobüs, tanker ve çekiciyi bugünden itibaren trafikten çekmeye başlıyor.

Bu uygulama ile karayolunda güvenliği sağlamayı amaçlayan Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü, araç başına bin YTL ile 10 bin YTL arasında ödeme yapacak.

Taşımacılığın yüzde 98’inin yapıldığı karayolunda güvenliği sağlamak ve çevreyi korumak amacıyla söz konusu araçlar trafikten çekilecek. Bugünden itibaren başlayacak çalışma Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü ile Makine Kimya Endüstrisi tarafından yürütülecek. Toplanacak araçlar MKEK Hurda İşletmesi Müdürlüğüne Bağlı, Kırıkkale Hurda Müdürlüğü, İzmir-Aliağa Hurda Müdürlüğü ve Kocaeli-Seymen Hurda Müdürlükleri tarafından hurdaya dönüştürülecek.


Hangi araca ne kadar ödeme yapılacak?

25-50 yaş arasındaki 59 bin 442 araca ağırlıklarına bağlı olarak bin 650 ile 7 bin 500 YTL arasında ödeme yapılacak. Trafikten çekilecek taşıtlara ödenecek tutarın belirlenmesinde 9 Kasım 2007 itibariyle Karayolu taşıma Yönetmeliği kapsamında verilmiş yetki belgesine sahip taşıtlar için bin 500 YTL ile taşıt ağırlığının yüzde 60’ının toplamı esas alınacak. Diğer taşıtlara ise taşıt ağırlığının yüzde 60 ile 750’nin toplamı kadar ödeme yapılacak.

 

Trafikten çekilecek araçlara yapılacak ödeme (YTL) 

TaşıtınYetki Yetki
net ağ BelgeliBelgesiz
(Kg) TaşıtTaşıt
1.5002.4001.650
2.0002.7001.950
2.5003.0002.250
3.5003.6002.850
4.0003.9003.150
4.5004.2003.450
5.0004.5003.750
5.5004.8004.050
6.0005.1004.350
6.5005.4004.650
7.0005.7004.950
7.5006.0005.250
8.0006.3005.550
8.5006.6005.850
9.0006.9006.150
9.5007.2006.450
10.0007.5006.750

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.