ASAYİŞ - 27 Şubat 2020 Perşembe 14:44

Eski hakim ve eşi cinayet sanığı oldu

A
A
A
Eski hakim ve eşi cinayet sanığı oldu

Küçükçekmece’de balkondan düşen Cengiz E.’nin ölümüne ilişkin davada eski hakim Mehmet Engin A. ile eşinin yargılanmasına başlandı. Duruşmada eski hakimin eşi Mehtap A., Cengiz E. ile arasında bir birliktelik olduğunu söyledi. Tutuksuz sanıklar ilk savunmalarında cinayet suçlamasını kabul etmedi.

Küçükçekmece’de 6 Temmuz 2018’de Cengiz E.(43), karşı komşusu eski hakim Mehmet Engin A.’nın(66) 12. kattaki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında maktulün, eski hakimin eşi Mehtap A.(44) ile bir birlikteliği olduğu ortaya çıkmıştı. Eski hakim ve eşinin ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapsi talep edilirken, 2 sanık tutuksuz olarak yargılanmaya başlandı.
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık eşler Mehmet Engin A. ile Mehtap A. hazır bulundu. Duruşmaya müştekiler ile taraf avukatları da katıldı. Sanık avukatları müvekkilinin eski hukukçu olması nedeniyle duruşmanın kapalı yapılması talebinde bulundu. Mahkeme ise bu talebi reddetti.

“Kendi evladım gibiydi hayatımın şokunu yaşadım”

Duruşmada savunması sorulan eski hakim Mehmet Engin A. olay günü oturdukları site içerisinde çocuklara yönelik bir etkinlik olduğunu ve oğlunu alarak o etkinliğe gittiğini söyledi. Etkinlik esnasında oğlunun akülü arabasının şarjının bittiğini ve maktul Cengiz E.’yi kendi çocuğu ile birlikte önünden geçerken gördüğünü de söyleyen sanık “Ben de onların peşinden çok uzun zaman geçmeden çocuğun yedek akülü arabasını almak için yukarı çıktım. Maktulün evinin kapısı açıktı. Eşim ise bizim evin kapısından bakıyordu. Sonra yatsı vakti geldiğini fark ettim ve namaz kıldım. Namaz bittikten sonra eşim yanıma geldi. ‘Sana bir şey söyleyeceğim ama kızma’ dedi. ‘Cengiz içeri girdi benimle zorla ilişkiye girmek istedi sonra karşı koridordan sizin geldiğinizi duyunca beni bıraktı balkona yöneldi ‘ dedi. Ben maktul Cengiz’i aramaya başladım. Kapılarının ziline iyi niyetle bastım. Eşim ‘Cengiz düşmüş galiba bulamadım’ dedi. Site güvenliğini ve 112’yi aradım. Sonra aşağıya baktığımda birinin yattığını gördüm. Benim onun yaşında kızım vardır. Kendi evladım gibiydi hayatımın şokunu yaşadım. Güvenlik ile maktulün cesedini bulduğumuz sırada 112 ekipleri geldi. Kimseyi öldürmedim suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Sanık, eşi ile maktul arasındaki ilişkiyi ise olaydan sonra duyduğunu söyledi.

Maktulün kendisine yakınlaşmaya çalıştığını söyledi

Sanık Mehtap A. ise olay günü eşinin zile bastığını ve diyafondan bakıp kapıyı açtığını söyleyerek “Tekrar zil çaldı. Kapıyı açtığımda Cengiz vardı. Kendi oğlunu evinin kapısında sırtından itip ‘sen gir içeri ben geliyorum’ dedi. Yakınlaşmaya çalıştı. Kocamın eve doğru geldiğini söyledim. Bana ‘sen beni mi kandırıyorsun? Çocuğunuzun akülü arabası bozuldu onu tamir ediyorlar’ dedi. Sonra tekrar yakınlaşmaya çalıştı” şeklinde konuştu.

Duruşmada eski hakim olan sanık fenalaştı

Mehtap A.’nın beyanları esnasında, sanık kocası rahatsızlandığını söylediği için duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından savunmasına devam eden Mehtap A. maktulün yakınlaşmasına devam ettiğini söyleyerek “Eliyle kapıyı tutuyordu, kapı aralıktı. ‘Söz bir kere sonra gideceğim’ dedi. Ardından kapıyı kapattı ve yüzüme afallayarak bakarak ‘Engin ağabey’ dedi ve evin içine doğru koşmaya başladı. Sonra eşim ve oğlum eve girdi. Eşim namaz vaktinin geldiğini söyleyerek namaz kıldı. Ben de evin içinde maktulü aradım ama bulamadım. Balkondan aşağıya baktığımda ise yerde yüz üstü yattığını gördüm. Sonra yaşananları eşime söyledim. O ise maktulün eşi Damla’yı aramamı söyledi. Damla’yı aradım ve geldi” dedi. Maktul ile ilişkisi sorulması üzerine sanık Mehtap A. ara ara Whatsapp ve sms yolu ile konuştuklarını söyledi.

Maktulün eşi müşteki Damla E. ise sanık Mehtap A. ile eşi arasında bir ilişki olduğunun açık olduğunu söyleyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu beyan etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti dinlenilmeyen tanıkların dinlenmesi ve tutuksuz 2 sanık hakkındaki imza adli kontrol şartının devam etmesine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 6 Temmuz 2018’de Küçükçekmece’de meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede olay günü saat 22.05’te alkollü olan maktul Cengiz E.'nin çocuğunu kendi evine bıraktıktan sonra sanıkların bulunduğu eve gittiği ve sanık Mehtap A. ile ilişki yaşadığı aktarılmıştı. O sırada saat 22.10’da diğer sanık ve Mehtap A.’nın eşi Mehmet Engin A.’nın çocuğu ile birlikte eve girdiği de açıklanmıştı. Mehmet Engin A.’nın gelmesinin ardından maktulün, sanıkların evinin balkonuna çıktığı da iddianamede belirtilmişti. Maktulün balkondan düşerek hayatını kaybettiğinin ifade edildiği iddianamede, evli olan sanık Mehtap A. İle maktul Cengiz E.’nın ilişkisinin olduğu ve intihar etmesi için bir neden olmadığı açıklanmıştı. Olay yerinde yapılan incelemelere de yer verilen iddianamede, balkon korkuluğunun 140 cm olduğu aktarılarak, maktulün balkondan ayağının kayarak ya da yanlışlıkla düşmesinin mümkün olmadığı ifade edilmişti. Sanık Mehmet Engin A.’nın karısı ile maktulün ilişkisi sırasında eve geldiğinin de açıklandığı iddianamede, maktulün sanıkların zorlayıcı bir hareketi ile düştüğünün tespitine yer verilmişti. Sanık eşler hakkında kasten öldürme suçundan dava açılması için yeterli delil ve şüphe olduğu da iddianamede belirtilmişti. Mehtap A. ile eski hakim Mehmet Engin A.’nın ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapisleri talep edilmişti.

Melike İnal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Sahurdan sonra hemen uyumayın: Organları yoruyor Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, sahurdan sonra hemen uyumanın organları yorduğunu söyledi. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, Ramazan ayında beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili bilgi verdi. Ramazan orucunun vücuttaki toksinlerin temizlenmesine imkan sağladığını belirten Özer, sahurun önemli bir besin olduğuna dikkat çekti. Sahurdan sonra hemen uyumamak gerektiğine dikkat çeken Özer, iftardan sonra da çorba içtikten sonra bir kaç dakika bekleyip ana yemeğin verilen aranın ardından yenilmesi gerektiğini kaydetti. "Ramazan insan vücudunu yeniliyor" Ramazan ayında sağlıklı beslenmeye karşı herhangi bir engel bulunmadığını belirterek, “Aksine özellikle sağlıklı beslenme Ramazan’da mümkün olabilmektedir. Çünkü 11 ay boyunca yediğimiz gıdaların tamamının vücuttan atılması bir hayli zor. Ramazan orucu içerisinde yaşanan uzun süreli ‘açlık’ ile vücutta birikmiş toksinlerin temizlenmesine, insan vücudunun yenilenmesinin desteklenmesine destek olmaktadır. Orucun insanın beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan mevcut sıhhi durumunun iyilik halini daha iyiye taşıyabilmesini sağlaması üzerine oluşturulmuş bir sistem şeklinde düşünülebilir” dedi. “Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine dikkat edilmeli” Oruç tutarken uzak durulması gereken yiyeceklerle ilgili örnekler veren Özer, “Ramazan, aşırılıklardan ve abartıdan uzak kalma felsefesine sahiptir. Her anlamdaki aşırılık insana zarar verir. Gıdada da durum aynı şekilde, örneğin en sağlıklı olarak bilinen bir gıda abartılı bir biçimde fazla tüketilirse bu gıda kişiye zamanla zarar vermeye başlayacaktır. Ramazan’da, yani özellikle uzun süreli aç kalmış bir mideye, ilk besin maddesi olarak basit karbonhidratlar girerse burada sağlıklı beslenmeden kesinlikle bahsedemeyiz. Basit karbonhidratların özellikle Ramazan’da fazla tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Basit karbonhidrat içeren besinler olarak; toz şekerler, mısır şekerleri, beyaz ekmek gibi unlu mamullerden bahsedebiliriz. Bunların dışında fazla tuzlu yiyecekleler vücutta su tutacağı ve kişide su ihtiyacı uyandıracağı için özellikle Ramazan ayında bu tür beslenme şeklinden muhakkak kaçınılmalı. Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine de dikkat edilmeli” diye konuştu. “Özellikle kadınlar sahur yapmalıdır” Kadınların sahur yapmaları noktasında tavsiyede bulunan Özer, “Sahur oruç tutarken önemli, fakat olmazsa olmaz değil. Ramazan ayının her yıl değişmesinin beraberinde getirdiği açlık süreçleri de değişmekte, bunun oluşturduğu 16 saat ve üzeri açlık durumlarında hormonal dengenin korunması bakımından özellikle kadınların sahur yapmalarını tavsiye ederim. Ramazan’da yapılan en büyük yanlışlardan biri ise, günlük su tüketimini iftardan sonraki süreçte tamamlayabilmek adına tek seferde büyük yudumlarla su tüketmek. Günlük tüketilmesi gereken su miktarının yudum yudum içilerek tamamlanması istenilen faydayı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki hızlı içilen su vücuttan hızla atılırken yavaş yavaş/yudum yudum içilen su vücuttan daha yavaş atılır. Fazla susuzluk çekmemek ve gerekli mineral dengesinin sağlanabilmesi adına soda ve demirhindi şerbetinin (Osmanlı Saray Mutfağı’ndan) içilmesini öneririm. Eğer kişinin mide sorunu yoksa sodaya limon ve az miktarda tuz eklenip içilmesi faydalıyken, kişinin mide sorunu varsa kişi sodayı suyla karıştırarak içebileceği gibi yüksek mineralli su da tercih edebilir. Ramazan ayında yoğun baş ağrıları yaşanmaması adına su tüketimi oldukça önemlidir” şeklinde konuştu. “Sahurun hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır” Sahurda işlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Özer, “Sebzeden zengin, yumurta (haşlanmış, omlet vb), peynir ve az tuzlu zeytin tercih edilebilir. Meyve istenirse tüketilebilir; ancak içerisinde şeker bulunduğu için acıkmaya etki edeceği bilinmelidir. Salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdaları tüketmemeli ve fazla şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Doğallıktan uzaklaşmış gıdaları tercih listemizin dışında tutmalıyız. Vücudun kendi sisteminde organlar sürekli çalışma halindedir. İnsan uyuyunca organları daha yavaş çalışarak dinlenebilme sağlanırken, sahurda yiyecek-içecek tüketiminde bulunulup hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır. Yemek yedikten en iyi ihtimalle minimum bir saat sonra uyunmalıdır” ifadelerini kullandı. “İşlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır” Gluten hassasiyeti olanların Ramazan’da çok şanslı olduklarını söyleyen Özer, "Sağlıklı beslenmede bilinen yanlışlardan biri unlu mamulleri (örneğin ekmek) yersek tok kalırız düşüncesidir. Glutensiz beslenenler zaten undan uzak bir beslenme biçimleri olduğu için halihazırdaki sağlıklı beslenme biçimlerini koruyarak Ramazan ayını rahat geçirebileceklerdir. Sağlıklı beslenme rutininde yer alan sebze yemekleri ile proteince zengin yiyeceklerle beslenilirse açlık hissini yoğun yaşamayacaklardır. Ramazan ayında ve Ramazan ayı dışında da dikkat edilmesi gereken en önemli husus işlenmiş gıdalardan uzak durulmasıdır. Bu, gıda alerjisi olmayan kişiler için de geçerlidir” dedi.
Bursa Bursa’da yanan ormanların yerine 48 bin fidan dikildi Bursa’da 11 Ağustos 2018 tarihinde Mudanya ilçesinde çıkan orman yangınında 36 hektar alan zarar gördü. Zarar gören alanlara Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, 2024 yılından itibaren 15 bin adeti tıbbi aromatik bitki olmak üzere 48 bin fidan dikti. Bursa’nın Mudanya ilçesi Çağrışan Mahallesi’nde 11 Ağustos 2018 tarihinde çıkan orman yangınında 36 hektar alan zarar görmüştü. Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin çalışmaları ile birlikte yanarak zarar gören ağaç ve diğer bitkilerin temizlenmesinin ardından toprak işlendi. 4 ay süren çalışmaların ardından aralık ayında ilk fidan toprakla buluşturuldu. Yangında zarar gören alanı tekrar ormanlaştırma çalışmaları çerçevesinde, 15 bin adeti tıbbi aromatik bitki olmak üzere toplam 48 bin fidan dikilen alan zamanla eski görünümüne kavuşacak. "Saha içerisinde hiçbir alan kaybımız olmadı" Orman yangınında zarar gören alanın tamamının ormanlaştırıldığını ifade eden Bursa Orman Bölge Müdürü Esat Şimşek, "İçinde bulunduğumuz alan 11 Ağustos 2018 yılında çıkan Mudanya Çağrışan alanı içerisindeyiz. Burada 36 hektarlık alan orman yangınında zarar gördü. Bu 36 hektarlık alan içerisinde çalışma arkadaşlarımız hızlı ve etkili müdahale ile 1 gün içerisinde bu alanı kontrol altına aldılar. Hemen arkasından bu alanın tekrar orman olabilmesi için gerekli adımların atılması, başka bir faaliyet ve amaç için kullanılmaması için çalışmalara başladılar. İlk iş olarak içerisinde zarar görmüş ağaç ve çalıları temizleyerek araziyi toprak işlemesi yaparak fidan dikimi haline getirdiler. Kısa bir süre içerisinde ağustos ayından aralık ayına kadar bu faaliyetleri yerine getirdik. İlk fidanı da aralık ayında toprakla buluşturduk. Toplam saha içerisinde 48 bin fidan toprakla buluşturuldu, bunun 15 bin tanesi de tıbbi aromatik bitki. Saha içerisinde hiçbir alan kaybımız olmadı" şeklinde konuştu. Son 10 yılda çıkan 774 yangından zarar gören 2 bin 398 hektar alan tekrar ormanlaştırıldı Orman yangınlarında zarar gören alanların orman bölge müdürlüğü ekipleri tarafından tekrar ormanlaştırıldığını ve kesinlikle farklı bir amaçla kullanılmadığının altını çizen Şimşek, "Türkiye ormanlarında 1 metrekare bile yanan alan başka bir faaliyet ve amaç için kullanılmıyor. Son 10 yıl içerisinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’nde 774 adet yangın 2 bin 398 hektarlık alan da bu yangınlardan zarar gördü. Bu alanlar içerisinde de şimdiye kadar tamamında bu faaliyetleri yerine getirdik, tamamında da ağaçlandırma çalışmalarını yaptık. Her sene bu alanlarda koruma kontrollerimizi ve bakım çalışmalarımızı yapıyoruz. 2023 yılı içerisinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’nde 76 adet yangın meydana geldi. Bu yangınlarda da 395 hektarlık alan zarar gördü. Şu ana kadar 2023 yılında çıkmasına rağmen 218 hektarlık alanda 265 bin fidanı toprakla buluşturduk. Bu günden sonra da 175 hektarlık alanda 180 bin fidanı yıl sonuna kadar toprakla buluşturarak 1 yıl içerisinde ormanlaştıracağız" ifadelerini kullandı. "Orman yangınlarının önlenmesi için proje geliştiriyoruz" Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin muhtemel orman yangınlarına karşı daima hazırlıklı olduğunu ifade eden Şimşek, "2024 yılı ile ilgili çalışmalarımızda Bursa Orman Bölge Müdürlüğü olarak orman yangınlarını önleme ve mücadele çerçevesinde 2 helikopter, 55 arazöz, 12 su ikmal aracı, 19 iş makinesi, bu konularda uzman 175 kişilik teknik uzman kadromuz ve 529 yangın personelimiz ile hazır bir şekilde orman yangınlarını önleme ve mücadele konusunda çalışmalarımıza başladık. Yangınların çıkmaması için eğitimler ve bu konu ile alakalı vatandaşları bilgilendirme çalışmalarına önem verdik. 2024 yılı içerisinde hedefimiz 10 bin kişiye bir proje geliştirip orman yangınlarının önlenmesi ile ilgili eğitimler planlayıp yangınların çıkmaması için bir proje geliştiriyoruz" dedi.