GÜNDEM - 05 Nisan 2020 Pazar 09:19

Eskişehir'deki cezaevlerinde virüs mücadelesi en üst seviyede

A
A
A
Eskişehir'deki cezaevlerinde virüs mücadelesi en üst seviyede

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından korona virüsüne (Kovid-19) karşı alınan üst seviye tedbirlerle cezaevlerinde bulunan mahkumların ve çalışan personelin sağlıkları ön planda tutuluyor.

Dünyanın mücadele ettiği korona virüsü (Kovid-19) ile Türkiye'de de alınan tedbirler hat safhaya çıkarıldı. Birçok alanda kısıtlamalara gidilirken, yoğun olarak kalınan alanlardan olan cezaevlerinde de mücadele en üst seviyeye çıkarıldı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından korona virüsüne karşı cezaevlerinde ve adliyede de önlemler alındı.

Korona virüs salgını nedeniyle, Adalet Bakanlığı ve Bilim Kurulunun tavsiye kararları doğrultusunda Eskişehir'de bulunan H Tipi Kapalı İnfaz Kurumu, L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Eskişehir 2 Nolu Açık Ceza İnfaz Kurumunda mahkumları ve çalışanları virüse karşı korumak için her türlü önlem alındı. Cezaevi girişlerinde ateş ölçer, maske ve eldivenler hazır bekletilirken, belirtilen kurumlar dezenfekte ile sıklıkla temizleniyor. Mahkumlarla iletişim kuran personel ise Eskişehir Valiliği tarafından tahsis edilen yurtlarda kalarak, sosyal hayattan virüsü cezaevine taşımaları önleniyor. Bunun yanı sıra, yurtlarda kalmayan personeller ise mahkumlar arasında güvenlik şeridi oluşturuldu. Bu sayede herhangi bir personelin virüsü kapma ihtimaline karşı mahkumların bulunduğu alana geçişine izin verilmiyor.

“Bugüne kadar çok şükür Türkiye çapında bu hastalığa rastlanmamıştır”

Cezaevlerinde alınan tedbirlerin en üst seviyeye çıkarıldığını belirten Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal, Türkiye genelinde bulunan hiçbir cezaevinde korona virüse (Kovid-19) rastlanmadığını ifade etti. Cumhuriyet Başsavcısı İrcal, konuşmasının devamında ise önlemler hakkında şunları söyledi:
“Öncelikle bu pandemi hastalığı Kovid-19 virüsünün dünyaya yayılması üzerine Sağlık Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan bilim kurulunun tavsiyeleri üzerine, Adalet Bakanlığımız derhal bu konuda bazı tedbirler almaya başlamıştır. Bu kapsamda öncelikle, ilk vakanın ülkemizde görülmesinden sonra hemen cezaevine giriş çıkışların izole edilmesi çalışması başlatılmıştır. Cezaevinden hastaneye sevkler kaldırılarak, uzman hekimlerin cezaevine götürülerek, hastaların orada muayene edilmesi şeklinde bir uygulama başlamıştır. Buna rağmen hastaneye gidilmesi gereken hükümlüleri de hastaneye gitmelerinin ardından tekrar cezaevlerine kabullerinde 14 günlük ayrı bir bölümde muhafaza edilmiştir. Cezaevlerine giriş çıkışlar ateş ölçer ile kontrol edilmeye başlanmış, 14 günün sonunda diğer hükümlülerle birleştirilmiştir. Dezenfekte çalışmaları yapılmış ve gerek adliyemiz, gerekse cezaevi giriş çıkışlarında dezenfekte çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda bugüne kadar çok şükür Türkiye çapında bu hastalığa rastlanmamıştır. Geçen hafta itibariyle de 12-12 şeklinde, 12 saat mesainin ardından evine gönderilmeyerek valiliğimizin tahsil ettiği yurtlarda, gardiyan infaz koruma memuru arkadaşlarımızın misafir edilmesi, buradan kimseyle muhatap olmadan direk cezaevine giderek görevlerini yaptıkları sistemine geçilmiştir. Bu da gardiyan arkadaşlarımızın toplumla izolasyonunu engellediği için hastalığın yayılmasına engel olacaktır” dedi.

Burak Tekin - Mustafa Kaplan - Aydın Sarıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.