SPOR - 10 Aralık 2018 Pazartesi 17:17

Fatih Terim: 'Gomis’in satılması o gün için doğruydu'

A
A
A
Fatih Terim: 'Gomis’in satılması o gün için doğruydu'

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, sezon başında takımdan ayrılan Fransız golcü Bafetimbi Gomis'in satılmasında teknik ve idari olarak karar verdiklerini, o günün şartlarında satılmasının doğru olduğunu söyledi.

UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu altıncı maçında Galatasaray, yarın saat 20.55’te Türk Telekom Stadyumu’nda Portekiz ekibi Porto ile karşı karşıya gelecek. Mücadele öncesinde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. UEFA Kupası'nın alındığı dönemde de Şampiyonlar Ligi’nden gelindiğinin hatırlatılması üzerine Terim, "O günkü takımla bugün takım aynı mı ona bakmak lazım. Niye olmasın? Ümit ederim olur. Önce UEFA Avrupa Ligi’ne kalalım. Yarın Schalke - Moskova maçının sonlanmasının ardından kalıp, kalmayacağımız belli olacak. Eğer kalırsak UEFA Avrupa Ligi Galatasaray’ın daha önce kazandığı bir kupa. Sonuna kadar gitmek isteyecektir. Olur, olamaz bilmiyorum ama iddiası böyle olacaktır. Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi’nin düzeyine yakın. Çok kolay olmayacak bir yarışma gözüküyor. Hiç mağlup olmadan, Milan maçı ile başlayan serüven Kopenhag’da biten şampiyonluk, ümit ederim tekrarlarız. Ne olursa olsun Avrupa’da olmak isteriz. Galatasaray oralara alışkın bir takım. Şampiyonlar Ligi’nde istediğimiz olmadı. Porto ile oynadığımız maçta normal lig maçında bile o kadar pozisyona girmedik. İlk maçın oyunundan memnunum, skordan değil. Devre arasını da iyi kullanabilirsek her şey olabilir” diye konuştu.

“Eşit koşullarda yarışmıyoruz” 

Her toplantıda özellikle dile getirdiğini belirten Fatih Terim, “Bizim durumumuz gerek grubumuzda gerekse mücadele eden tüm takımlardan farklı. Şampiyonlar Ligi’ne de öyle başladık. Cezalarımız ve ligde yaşadıklarımız nedeniyle UEFA cezamızdan dolayı eşit koşullarda yarışmıyoruz. Bazı konuları değerlendirirken onların dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Transfer yasağımız var. Siz satmadan alamıyor bir durum içerisindesiniz. Makas çok açıldı. Her şey para değil cümlesi ile üstesinden gelemiyorsunuz. Neden gidemediğimizi değerlendirirken bir bahane değil, bu tespit. Bunun dikkate alınması gerektiği inancındayım” şeklinde konuştu.

“Komplo teorilerini önemsemiyorum” 

Schalke 04’ün Lokomotiv Moskova’ya sosyal medya hesabından teşekkür etmesi, Moskova’nın da ‘Siz de ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz' diye cevap vermesinin sorulması üzerine Terim, şöyle konuştu:
“Şampiyonlar Ligi çok yüksek bir kalibre oyun içerisinde. Bunları espri olarak kabul ediyorum. Ben Schake’nin sevincinden dolayı böyle bir mesaj attığını düşünüyorum. Bizim mağlubiyetimizi beklemiyordular. Moskova’nın da çok güzel bir espri yaptığını düşünüyorum. Bakalım ne yapacaklarını görelim. Ne yapacaklarını görmek istemiyorsak kendimiz kazanalım. Başka bir niyetin olduğunu düşünmüyorum. Yarın bizim kazanmamız halinde biz UEFA yolunda gideceğimiz için biz kendi işimize bakalım. Çok da öyle komplo teorilerini önemsemiyorum. Gönül isterdi biz mesaj atalım ‘Hadi Moskova’ diye. Porto maçı öncesinde ‘Hadi kalbimiz seninle’ diye. Ama şart böyle getirdi. Onun için ‘hadi Galatasaray’ demekte fayda var.”

“Gomis’in satılması o gün için doğruydu” 

Fransız futbolcu Bafetimbi Gomis’in sezon başında transfer olması konusunda açıklamalarda bulunan deneyimli teknik adam, “Ben bu konuda hiç konuşmadım. Koca bir takımı bir oyuncuya bağlamak doğru değil. Gomis iyi bir golcü. Bizde de iyi iş yaptı. Kendisine hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim. Koca Galatasaray takımı, Gomis’in yerine iki oyuncu alma niyeti olmasa Gomis’i verir mi? Bir değil, iki oyuncu söylendiği için öyle karar teknik ekip olarak evet dedik. Ayrıca satmadan alamayan takımdan bahsediyoruz. 0’lara bakıyoruz. Her 0 da bize uygun olmuyor. Öyle zaman zaman bazı yerde okuyorum teknik heyet evet dedi. Teknik heyetin evet demesinin bir sebebi var. Galatasaray’ın menfaati neyse teknik heyet evet der. An vardı hayatta. O anlarda onu geri getiremezsiniz. O günün şartlarında verilen karar bugün verilen yanıtlar aynı manayı ifade etmez. O gün idari olarak da teknik olarak da karar verildi. Dururken niye hayır diyelim. Ekonomik, idari sebepleri oldu. Gomis olsa bazı şeyler değişebilir miydi? Evet. Bunu inkar etmememiz lazım. Gruptan çıksaydık hiçbiri aklınıza gelmezdi. Ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde kötü sonuçlar alınca doğal. Bir takım şeyler eleştirilmeli, hatırlatılmalı hatta nedeni de sorulmalıdır. Henüz hiçbir şey bitmediği için dikkatli sorulası gerekir. Yolumuz uzun. Bazen çok istedikleriniz olmuyor. Bir tarafa yıkılma çabası görüyorum. O gün için o kararın verilmesi doğruydu. Demekki iki taraf da bunu istedik. Bundan sonra o dedi bu dedi gerek yok” ifadelerini kullandı.

“Porto’ya başarılar diliyorum” 

Porto'nun iyi bir takım olduğunu belirten deneyimli teknik adam, “Çok beğendiğim bir takım. Kalacak olan takımlar dünyanın en iyi takımları görünüyor. İşleri kolay olmayacak. Porto’da bu isteği görüyorum. Başarılar diliyorum. İkili maçlar bütün skorlara açıktır” dedi.

“Bizim geniş ve derin kadromuz yok” 

“Ligdeki cezalar ve sakatlıklar herkesin malumu. Ben de sizi özlemişim. Allah’tan Şampiyonlar Ligi var. Ben de saha kenarını özledim” diyen Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benle ilgili değil, takımın rotasyonunda oturmuş 11’i de yok. Cezalar ve sakatlıklar bunu engelledi. 4 kulvar var. 11 oyuncumuz milli takımlara gitti. Vermekten de şeref duyuyoruz. Emre’nin ayağı kırıldı. Yuto’nun ciğeri söküldü. Futbol hayatımızda görmediğimiz şey denk geldi. Maçların uzak mesafeleri var. Yuto Ocak ayında Asya Kupası’na gidecek. Bizim geniş ve derin kadromuz yok. Bunu kabul edelim. Cezaların başka sıkıntılar da var. Cezalar sakatlık riskini arttırıyor. Belirli oyunculara yük biniyor. Biz de bu konuda istikrar ve dengeyi sağlayamadık. Benin gibi hayatı hücum geçmiş bir hoca yok. Derin kadrolarda kayıp yoktur. Her milli takım dönüşlerinde sıkıntılar oldu. Bundan arayışlar başladı. Fizikçi mi iyi, doktor mu iyi. Hepsi kendini ispat etmiştir” şeklinde konuştu.

“Galatasaray bunların üstesinden gelir” 

Galatasaray’ın güçlü bir marka olduğunu vurgulayan Terim, “Unutulmamalıdır. Bu güçlü marka kendini yenileyebilir. Avrupa maçlarının atmosferini, ortamını ve kıymetini iyi bilir. Porto maçında kendi seyircisi önünde şartları zorlayarak, inancımızı bitirmeden bir maç oynayacağız. İlk maçta 10’dan fazla pozisyonumuz vardı. Galatasaray bunların üstesinden gelir. Biz hep beraber bir araya gelmeye devam etmeliyiz. 40 bin küsur bir antrenmana değil, tüm camia öyle bir araya gelmek zorundayız” açıklamasını yaptı.

“Melo ve Sneijder’i çağırsak geleceklerini biliyoruz” 

Eski futbolcular Felipe Melo ve Wesley Sneijder’in devre arasında gelip, gelmeyeceğinin sorulması üzerine Fatih Terim, “İkisi de bize çok emeği geçmiş büyük oyuncular. Şartlar ne getirir bilmiyorum ama şu ana bu konuda temas olmadı. Onlarla temasımız olması gerekmiyor. Bir çağırsak geleceklerini biliyoruz. Galatasaraylılar bu kadarını bilsin yeter. Onların ismini söyleyince bile yüzüm gülüyor” diye cevap verdi.  

Oğuzhan Ort - Ozan Buğra Koşar - Uygar Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.