SPOR - 11 Ağustos 2018 Cumartesi 15:50

Fikret Orman: 'Yönetim kurulunun enerjiye ihtiyacı var'

A
A
A
Fikret Orman: 'Yönetim kurulunun enerjiye ihtiyacı var'

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Divan Kurulu Toplantısı’nda kürsüye ikinci kez gelip, konuşmalara cevap verdi. Yönetim kurulunun enerjiye ihtiyacı olduğunu söyleyen Orman, her gelenin gitmesini bilmesi gerektiğini söyledi.

Beşiktaş’ta Vodafone Park’ta gerçekleşen Olağan Divan Kurulu Toplantısı’nda Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ikinci kez kürsüye geldi. İlk konuşmasında olağanüstü seçimli genel kurul kararı aldığını açıklayarak yönetim kurulunda değişikliğe gitmek istediğini ifade eden Orman, ikinci konuşmasında ise, kendisinden önce kürsüye gelen 11 divan kurulu üyesinin konuşmalarına cevap verdi. Divan Kurulu Toplantısı’nın hesap sorma yeri olmadığını söyleyen Fikret Orman, “Burası istişare makamıdır. Yönetim Kurulu buraya gelip, akil insanlarla görüşür. Bunun için kurulmuş bir yerdir burası. Biz her şekilde Divan Kurulu’nu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Süleyman Abi, Serdar Başkan ve Yıldırım Başkan, 28 senelik süreçte, benim kadar Divan Kurulu Toplantısı’na gelmemiştir” dedi.

“SİZİN KALBİNİZ KIRILIYOR DA BENİM Kİ KIRILMIYOR MU?” 

Dönem dönem kendisinin de fevri hareketlerde bulunduğunu söyleyen Fikret Orman, “Ben de insanım. Stadı bitirip şampiyonluk maçına çıktığımız dönemde genel kurulda, öyle hakarete varan konuşmalar olmuştu ki, başka genel kurula geldim diye düşündüm. Bizimle ilgili kötü olan ne varsa, Şeref abi bunu algılıyor. Birebir cevap verdiğim zaman, “Kalbimizi kırıyorsun” diyorlar. Benim kalbim yok mu? Benim ve arkadaşlarım hakkında iftira atıp hakaret edecekler, ben üzülmeyecek miyim? 2006 kongresinde ben size telefon açıp “Dışarıdan adam gelecekmiş” demiştim. Siz içeriye adam aldınız demedim, siz içeriye adam alınmasına müsaade ettiniz. Bu yalan değil, kayıtlar ve görüntüler var. Siz Divan Kurulu Başkanı’ydınız ve biz o dönemlerde hayati şeyler yaşadık. O dönemlerde neyi görmüyordunuz da, bu dönemde her şeyi görüyorsunuz. Duymak istediklerinizi duyuyorsunuz ve sizin dediklerinize katılmıyorum. Benim hakkımda kim nerede ne konuşuyor, ben hepsini duyuyorum. Sizin kalbinizin kırıldığı kadar benim de kalbim kırılıyor. 1984’ten bu yana kongrelere gelirim ve kimlerin ne yaptığını bilirim. Benimle alakalı birisi, geçmişle ilgili birisi konuştuğu zaman, ben geçmişi bildiğim için bildiklerimi konuşuyorum. Beşiktaş Kulübü 2012’de kurulmuş bir kulüp değil ki. Bunun öncesi var. Sinan Vardar altyapıyla ilgili konuşuyordu. Altyapıdan sorumluydu kendisi. O dönemde bu futbolcular konteynerde soyunuyordu. Fulya’daki sahanın üzerinde yürünmüyordu. Madem bu kadar dehaydınız, benden önce siz sorumluydunuz, neden yapmadınız. Ben zaten geçmişi biliyorum, yaşayarak geldim. Benden sonraki gelene anlatırsınız bunları. Ben Beşiktaş’ın çeklerinin gezdiği dönemleri biliyorum. Ne zorluklarla bu paraların ödendiğini yaşadım. Benimle ilgili bir şey söyleyecek olan bir insanın, geçmişi bildiğimi bilmesini istiyorum. Finans uzmanları çıkıyor, 2004’ten 2012’ye gelene kadar, borç 16 milyon Dolar’dan 330 milyon Dolar’a gelene kadar neredeydiniz. Ben her divan toplantısında o zaman konuştum, transfer yapmayın dedim. Kayıtlarda var. Ben Beşiktaş’ın her dakikasını yaşayarak buraya geldim, şu anda da yaşıyorum. Kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. Benim kimseyle şahsi ne problemim olabilir” diye konuştu.

“DEMİRÖREN’İ ELEŞTİRİRKEN 1 KEZ HAKARET ETMEDİM” 

Yapılan eleştirileri yanıtlamayı sürdüren Fikret Orman, “Süleyman Seba’nın mallarını sattırmayız, Beşiktaş Beşiktaşlılarındır, buraya Çinliler’i getirmeyiz” diyorlar. Kim davet etmiş Çinlileri. Olmayan şeyler üzerinden konuşuluyor. Aynı konuşmalar genel kurulda yapıldı. Niyet belli. Benim derdim kimseyi karalamak değil. Hasan Bozkurter eskiden beri tanıdığımız bir isim. Çok mu rahatsızsınız Beşiktaş TV’nin kapalı olmasından, seçimde kimi destekliyorsanız, gelsin açsın Beşiktaş TV’yi. Kavga görüntüleri, küfürler havada uçuşuyor. Ben Yıldırım Demirören’i en ağır şekilde eleştirmiş kişiyim, 1 kez hakaret etmedim. Süleyman Abi’nin ayrıldığı dönemde karşısında olanların hepsini biliyoruz” dedi. Ali Koç’u gören Beşiktaş taraftarının heyecanlandığıyla ilgili sözleri yanıtlayan Orman, “Fenerbahçe Başkanı’nı televizyonda görünce, kalbi pıt pıt atan Beşiktaş’lı tanımıyorum ben. Bizim gizli kapaklı bir şeyimiz yok ki. Bizi gökten Allah yollamadı, sütten çıkmadık, hatalar yapıyoruz, tenkit de edileceğiz tabii ki. Bizi ne üslupla eleştirirseniz, aynı üslupla cevap vereceğim” ifadelerini kullandı.

“HER GELEN GİTMESİNİ BİLECEK” 

Olağanüstü seçime gidilmesi durumunda dahi tüzükte olduğun gibi mayıs ayında seçim yapılacağını sözlerine ekleyen Fikret Orman, “Tüzüğümüze göre 2019 Mayıs ayında seçim olacak. Olağanüstü seçime gidilse dahi bu seçim yine yapılacak, benim de öyle bir niyetim yok. Süleyman Abi gibi de 15 sene başkanlık yapma gibi bir niyetim de yok. Allah Rahmet Eylesin, Süleyman Abi bugün başkan olsa, neler çekerdi. Sosyal medya, telefon Bugün dışarı çıkıp yemek yiyemiyorsun. Çocuklarımla kendi tekneme gidiyorum, başkan tatile gitti diyorlar. Ben kimsenin memuru değilim ki, ben de insanım. Ben Beşiktaş Başkanı olurken, sabah saat 7’de mesaiye gelirim diye taahhütte mi bulundum. Süleyman Abi hariç benden fazla mesai yapan başkan oldu mu? Geçende bir abimin düğünü olmuş, gidemedim, “Tenezzül göstermediniz” diye mesaj atmış. Benim tatil yapma hakkım yok mu? Ben birilerinin emir subayı mıyım? Beşiktaş Başkanı olmak çok güzel ama çok zor bir iş. Mesela bir insanı kötü göstermek için 3 gün yan yana fotoğraf verelim, ondan kötüsü yok. Yani bu iş çok uzun dönem yapılacak bir iş değil. Biz buraya bir misyonla geldik, her gelen de gitmesini bilecek. Alttan insanlar yetiştireceğiz. Projeleriyle gelecekler. Biz hizmet için geldik, yaptık, bitecek ve gideceğiz” dedi. Ali Koç’la ilgili olarak da konuşan Orman, “Büyük Beşiktaşlı Rahmi Bey’in oğlu, Fenerbahçe’nin Başkanı oldu. Türk futboluna yeni bir üslup geldiği için, bir masanın etrafında oturduğumuz için çok mutluyum. Türkiye’de maçı başkanlar oynamıyor. Sahada futbolcular var ve biz gidip izliyoruz. Bazen Beşiktaş taraftarı gelip “Maç niye böyle bitti” diye soruyor. Ben nereden bileyim, taktik mi verecektim. Bizim tek yaptığımız transferler ve bütçe. Ondan sonrası teknik heyetin işi. İslamın şartı 5, 6.’sı haddinizi bileceksiniz. Ben şimdi Şenol Güneş’e gidip ne diyebilirim. Taktik mi verebilirim. Bizim Fenerbahçe ile hiçbir problemimiz yok. Geldiğimiz günden bu yana Fenerbahçe’yle kavga ediyoruz. Geçen sene Galatasaray şampiyon oldu. Biz bu kavgayı yapacak olsak Galatasaray’la yaparız. Ama çıkıp da bir kulübün başkanı, Beşiktaş ile ilgili konuşursa, biz de susacak değiliz. Gidenin arkasından konuşmayalım. Tarih, bizim yaptıklarımız ve insanların üzerinde bıraktıklarımızla anılacaktır” açıklamasında bulundu.

“YÖNETİM KURULUNUN ENERJİSİ DÜŞTÜ” 

Olağanüstü seçim kararıyla ilgili açıklamada bulunan Orman, “Yönetim Kurulu’yla ilgili aklınızda soru işareti olmasın. 7 senedir beraber yürüyoruz. Yolculuk içinde üzüntüler oluyor, kişisel durumlar oluyor, 7 senede enerji de düşüyor. Bunlar normal şeyler. Türkiye bir süreçten geçiyor ve bizim aktif olarak çalışmamız gerekiyor. Yönetim Kurulu’ndaki çoğu kişi arkadaşım. Yönetim kurulundan çok memnunum ama enerji düştü. Silkelenip devam etmemiz gerekiyor” dedi. Şenol Güneş’in transfere karışmamasıyla ilgili eleştirileri yanıtlayan Beşiktaş Başkanı, “Ben Beşiktaş Genel Kurulu’na, Divan Kurulu’na ve taraftarlara karşı sorumluyum. En kolay söylem, “Hocam istedi diye aldık” demektir. Böyle olunca hocayı insanların önüne atarsınız. Sorumlu olan biziz. Hocalar da futbolcular gibi belirli bir kontrat yapıyorsunuz. Hoca gittiği zaman, istediği futbolcu yine sizin oyuncunuz. Bu nedenle biz karar veriyoruz. Tabii ki hocaya soruyoruz. Ama futbolda karar mekanizması biziz. Beşiktaş’ı Beşiktaş Yönetim Kurulu yönetiyor. Şenol Güneş, Beşiktaş Yönetim Kurulu’nun üzerinde değil. Sorumlulukları bize karşı olan birisi. Bazı şeyleri fazla abartan ya da yeren bir milletiz. Burası Beşiktaş Kulübü. Biz ilk defa Şenol Güneş’le şampiyon olmadı. Çok iyi bir teknik direktör ama mali konular kendisinin işi değil. Mali konuların kararı hocanın kararı değildir. Geçenlerde bir oyuncu gelip bana dedi ki, “Ben çok iyi oynadım, iyi performans sergiledim.” Ben de kendisine “Sen uzaydan mı geldin. Daha önce şu takımda oynadın olmadı, bu takımda oynadın olmadı. Bu kulüp ve bu camia olduğu için böyle oynadın” diye konuştu.

“YERLİ OYUNCULAR DÖVİZ KURUNU, YABANCIDAN DAHA İYİ BİLİYOR” 

Porto kulübünün örnek olarak gösterilmesiyle ilgili konuşan Fikret Orman, “Porto ideal bir kulüp. Şehrin nüfusu 400 bin. Biz 20 milyonluk bir camiayız. Porto’yu yönetmekle bir değil. Biraz önce mesaj atmışlar, Aboubakar’ı al diye. Ben ne anlatıyorum, gelen mesaja bak. Borcumuzu ne zaman ödeyeceğimizin 2, 3 formülü var. Ya malımızı satacağız, ya sermaye koyacaksınız ya da kar üreteceksiniz. Beşiktaş’taki yerli oyuncuları bir tarif etmemiz gerekiyor. Yerli oyuncuların çoğu yabancı menşeili. Bugün geçmişe dönük tenkit yapmak kolay. Bugüne kadar doğru strateji sözleşmeleri Euro üzerinden yapmaktı. Bugün belki, yanlış yaptığımızı düşünebiliriz. Olay bittikten sonra konuşmak çok kolay. Hayatın içinde bunlar hep var. Şu anda herkesin kontratını TL’ye çevirmek mümkün değil. Ayrıca yerli oyuncular döviz korunu yabancılardan daha iyi biliyorlar” dedi. Altyapıdan futbolcu çıkmamasıyla ilgili olarak konuşan Orman, “Her hocanın kendi kariyeri var. Takıma gelince kendi kariyerini düşünür. Şampiyon olunca hoca da şampiyon olur. Taraftara baktığınız zaman Beşiktaş kulübünde başarı şampiyon olmaktan geçiyor. Oğuzhan’ı falan dışarıdan alarak getirdik. 2012’deki kadro kısıtlıydı ve bu nedenle şans buluyordu genç oyuncular. İddia ediyorum, o zaman aldığımız Oğuzhan’ı bu kadroya alsaydık, şans bulamazdı” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL MEDYADA KÜFÜR ETTİREN ŞEREFSİZDİR” 

Eski futbolcu ve yöneticilere sosyal medyada küfür edilmesiyle ilgili konuşan Beşiktaş Başkanı, “Sosyal medyada eski yönetici ve futbolculara küfür ediyorlar, ne yapacağız bilmiyorum. Benim 2 avukatım var bu konuyla ilgilenen. Bu büyük bir nezaketsizlik ve bunu yaptıran da şerefsizdir. Ama ben nasıl engel olabilirim bilmiyorum. Ben sosyal medyadaki küfürleri bilmiyorum, çünkü okumuyorum. İlgi alanımda değil sosyal medya, moralimi bozmak istemiyorum. Üslup aşağı düştükçe kaliteyi yukarı çıkarmak mümkün değil. Herkes aynı fikirde olmayabilir. Ama sosyal medyadaki küfür ülkenin büyük bir sorunu. Ben ve arkadaşlarım hiçbir şekilde taraftarla sosyal medya işine girmedik. O eski Beşiktaş’ta var. Benim işim iyiyi, düzgünü öne çıkarmak, onu ödüllendirmek, kötüyü de kaale almamak. Beşiktaş’a zarar verip, “Ben büyük Beşiktaşlıyım” diyorlar, yemezler. Beşiktaş’a zarar vermiş, bir yerde bir iş kurmak için Beşiktaş’ı kullanıyor. Yok öyle bir şey. En büyük problem, futbolu bırakmış, gidip ya medyaya yöneliyor, ya da gelip altyapıya girmeye çalışıyor. Alınmadıkları zaman internette sallıyorlar. Herkese bir şey verirsen, en iyi sensin. Benim kişilerle şahsi ne problemim olabilir. Bu kulübe namusumuzu teslim etmeye gelmedik, hizmet etmeye geldik. Ben Beşiktaş Başkanı’yım ve bana kimse hakaret edemez. 2019’da seçim var. Beni beğenmeyenler varsa aday olsunlar” dedi.

“TÜZÜKTE 4 MADDEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUZ” 

Tüzükte yapılması planlanan değişikliklerle ilgili de bilgi veren Fikret Orman, “Tüzükte değişiklikler yapacaktık. 4 maddeyi değiştirmeye niyetimiz var. Bir tanesi bu raporların zamanlamaları. Her seferinde 2 gün önce, 3 gün önce geldi deniliyor. Genel af getirelim istiyorum, sicil affı. Yönetim Kurulu sayısının aşağıya çekilmesi. Bana kalırsa sicil kurulunu da iptal edip, denetlemeye bağlamak lazım. Kulüpler artık öyle büyüdü ki, profesyonelleşmeye gitmek gerekiyor. Yöneticilere görev veriyorsunuz, futbol harici görev alanlar mutlu olmuyor. Profesyonelleştiğimiz departmanlarda çok başarılı işler yapıyoruz. Yönetim Kurulu sayısını aşağıya indirmek istiyorum, takdir genel kurulundur. Şu andaki tüzük, bizim çalışmamıza mani bir tüzük değil. Beşiktaş Başkanlığı’nda 2019’da aday olup seçilirsem, çok radikal şeylerle genel kurulun önüne gideceğim. Benim fikrim, başkanın da maaş alması yönünde. 100 milyon Dolar’ın altına imza atıyorsunuz, borç artıyor. Benim amacım benden sonraki başkan, benim uğraştığım işlerle uğraşmasın ve rahat etsin. Bana soruyorlar, bu paralar nereye harcanıyor diye. Burada denetleme kurulu var, genel sekreterimiz var. Gidin sorun. Bu paraları eve götürdük diyorum artık. Sıkıldım cevap vermekten çünkü” diyerek sözlerini tamamladı. 

Bozhan Memiş - Ozan Buğra Koşar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.