GÜNDEM - 18 Mayıs 2019 Cumartesi 09:57

Futbolcular gibi transfer oluyorlardı şimdi yüzüne bakan yok

A
A
A
Futbolcular gibi transfer oluyorlardı şimdi yüzüne bakan yok

Tekirdağ’daki terzilik mesleğinin yarım asırlık ustaları mesleğin geçmişten günümüze düştüğü durumu anlattı. Terzilik mesleğinin ustaları eskiden futbolcular gibi transfer olduklarını ama günümüzde yetiştirecek çırak bulamadıklarını anlattı.

Tekirdağ’ın Çorlu ve Süleymanpaşa ilçesinde yarım asırdır mesleklerini sürdüren terzi ustaları konuştu. Ustalar günümüzde çırak yetiştirmenin çok zor olduğunu, bu mesleği yapacak genç neslin olmadığını anlatarak, eskinden futbolcular gibi transfer olduklarını ve bu mesleğin o zamanlar çok değerli olduğunu söylediler. Çorlu Terziler Odası Başkanı da olan 43 yıllık Terzi Nazmi Çolak 1976 yılında başladığı ve sadece askerlik arası verdiği mesleğini severek sürdürüyor. Çırak bulmakta sıkıntı yaşadıklarını kaydeden terzi Çolak, mesleğin tükenmek üzere olduğunu da kaydediyor. Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’da 63 yıldır terzilik mesleğini yapan ve sokakta yürürken, pencerede gördüğü yazıyla rekorlar kitabına girme düşüncesi zorlaşan Mehmet Eren, "Bir hadisi şerifte diyor ki, ‘en iyi ticaret bezzazlık, kumaş satmaktır. En iyi sanatta terziliktir’ diyor" diyerek, eskinden hacca gidenlerin hac parasına haram para karışmasın diye paralarını terzilerle değiştirdiğini söyledi.

"Dükkan açan daha yok" 

Bu mesleğe 1976 yılında başladığını kaydeden İsmim Nazmi Çolak (57) 10 yıllık çıraklık ve kalfalıktan sonra 1986 yılında askerden geldikten sonra kendi işyerimi açtım. O günden bu güne devam ediyoruz çok şükür. En son 1986 ‘da ben işyerimi açtım. Çorlu’da benden sonra da çırak olarak yetişip de dükkan açan daha yok. Yani yanımızda çalışanlar da genelde emekli arkadaşlarımız var. O da zaten çalıştıran da pek yok herkes kendi işinde kendisi çalışıyor” dedi.

"Bizim gibi ufak esnaflar tükenecek" 

Terzilik mesleğinin tükenmek üzere olduğunu kaydeden Çolak, “Meslek tükenmek üzere. Ancak böyle fabrikaya gidip makinacılığı öğrenenler, fabrikadan ayrıldıktan sonra tamirat yaparak, pantolon paçası yaparak mesleğini yapıyor. Belki tamir yapanlar tükenmeyecek ama sıfırdan yeni yetişen bizim gibi ufak esnaflar tükenecek. Ne var büyük stilistler var ama bizim ufak esnaf dediğimiz azalıyor maalesef azalıyor” diye konuştu.

"Çocuklarını yaz tatillerinde de olsa bir terzinin yanına çırak olarak versinler" 

Anne ve babalara tavsiyeleri de olan Nazmi Çolak, “Aslında ben ailelere tavsiye ederim, çocuklarını yaz tatillerinde de olsa bir terzinin yanına çırak olarak versinler oradan yetişsin. İnanın zaten bir sürü üniversiteli işsiz var. Bu mesleği açsın çok üniversiteliden de daha iyi parasını kazanır. Kendisini çok da güzel geçindirebilir. Fabrikaya gidip asgari ücretler çalışmaktansa kendi iş yerini açtığı zaman severek te isteyerek te yaparsa çok güzel yere gelebilir. Şu anda insanlar diktirecek olsa usta kalmadı gibi bir şey. Çorlu 300 binin üzerinde nüfusu var. Benim bildiğim güzel şöyle iyi bir giyilebilecek gibi elbise diken 6 kişiyi geçmiyor Çorlu’da. Onlarda yaş kemale geldi. en genci 60 yaşında. Sıkıntı yani böyle giderse bilemiyorum artık” şeklinde konuştu.

“Hacca gidenler paralarını terzilerle değiştirirlerdi” 

63 yıllık terzi Mehmet Eren ise yaptığı açıklamasında, “1957 yılı Eylül ayında mesleğe başladım. Ustam Ahi Ocaklarında yetişmiş, Ahi bir ustanın çırağı olarak mesleğe başladım. 63 yılı geçirdik devam etmeye çalışıyoruz. Terzilik mesleği hakikaten çok daha önce anlatıldığı gibi güzel değerli bir meslekti. Hatta Osmanlı zamanında terzilik o kadar değerliymiş ki, helal para kazandıklarını düşünen bazı hacca gitmek isteyenler gelip terziden paralarını değiştirirlermiş. Yani helal para kazanırlar, paraları helaldir. ‘Bizimkiler olur ya belki bir şeyler karışmıştır’ gibi yani. Yıllar geçti şuanda terzilik son demlerini yaşamaya başladı. Eleman artık yok herkes daha güzel bir meslek edinmeye çalışıyor. Konfeksiyonlar çıkınca terzilik darbe aldı. Ama biz yine de yapmaya çalışıyoruz” dedi.

Penceredeki yazı hayalini zorlaştırdı 

Rekorlar kitabına girmek istediğini de ifade eden 80 yaşındaki terzi ustası Mehmet Eren, “Hatta düşündüm rekorlar kitabına gireyim diye fakat bir gün Çiftlikönü’ne bir yerden geçerken baktım pencerede bir yazı. ’70 yıllık sanat hayatıma son verdim. Müşteriler hakkını helal etsin’ diyor. Bende 60 yılım olmuştu o zaman. Düşündüm benim işim zor ama gayret edeceğim. Onu geçmeye çalışacağız dedik ama bilemiyorum ömrümüz yeter mi sordum ustaya yazı doğru mu diye evet 12 yaşında başladım yaşım 84 doğru hesap. E bizde rekora doğru gidelim dedik. İnşallah Allah izin verirse devam edeceğiz” diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Define ararken mağarada ölen baba ile oğlu toprağa verildi Bursa’nın İznik ilçesinde mağarada kaçak define kazısı yaptıkları esnada jeneratörden sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybeden baba ve oğlu Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde toprağa verildi. Edinilen bilgiye göre, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinden yola çıkan Tevfik Özdemir (68), oğlu Okan Özdemir (42) ve arkadaşları İbrahim Ergün (38), define aramak için 2 gün önce Bursa’nın İznik ilçesine gitti. Gürmüzlü Mahallesi’nde kahvehanede çay içip etraftakilerle sohbet eden Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün gecenin ilerleyen saatlerinde Karadere mevkiinde giderek mağarada kaçak kazı çalışması gerçekleştirdi. Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’den uzun süre haber alamayan yakınları endişe içinde durumu Mahalle Muhtarı Zeynel Çetin’e iletti. Çetin ise olayı 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Bunun üzerine İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma ve sağlık ekipleri harekete geçti. Daha önce bölgede kaçak kazı yapılan bölgelere yoğunlaşan ekipler, mağara girişinde Teyfik Özdemir’in cansız bedeniyle karşılaştı. Jandarma iz sürme -arama köpekleri ‘Meftun’ ve ‘Damga’ ile mağara içerisinde yapılan aramada Okan Özdemirile İbrahim Ergün’ün cansız bedenlerine de ulaşıldı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından cenazeler mağaradan çıkarıldı. Baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’ün cansız bedenleri savcı ve ekiplerin incelemesinin ardından Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Baba, oğul ve arkadaşları jeneratörden mağara içine sızan karbondioksit gazından zehirlenerek hayatını kaybettiği belirlendi. Otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilen baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi. Baba ve oğlunun Kavaklı Mahallesi Kavaklı Sanayi Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Özdemir’in yakınları, sevenleri ve Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer katıldı. Cenaze namazının ardından baba ve oğlun cenazeleri İhsaniye Mezarlığına defnedildi. Öte yandan, Tevfik Özdemir’in emekli olduğu, Okan Özdemir’in ise bir dönerci dükkanında kurye olarak çalıştığı öğrenildi. Gürmüzlü Mahallesi’ne 6 kilometre uzaklıktaki Elbeyli Mahallesi’nde, 5 yıl önce aynı tarihte yapılan kaçak kazı sırasında 1 kişi hayatını kaybettiği 6 kişi de kurtarıldığı ortaya çıkmıştı.
Adana Adana’da açık saha tesislerinin toplu açılışı düzenlendi Adana’da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde Adana, Adıyaman, Batman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Mardin, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa olmak üzere 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Bu kapsamda Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri ile AB Türkiye Delegasyonu ve Alman Kalkınma Bankası üst düzey yetkililerinin katılımıyla Çukurova ilçesindeki 100. Yıl Mahallesi’ne inşa edilen açık saha tesislerinin açılış töreni düzenlendi. “Tüm gençlere hizmet verecek” Törende konuşan Vali Köşger, "Adana’nın en güzel noktasında, gençlerimiz, geleceğimiz, istikbalimiz, evlatlarımıza yönelik çok güzel bir faaliyet için bir aradayız. Çukurova hızla gelişen bir bölge. Ancak şuana kadar burada bir spor stadyumu, bir futbol sahası mevcut değildi. Avrupa Birliği’nin, Alman Kalkınma Bankası’nın katkılarıyla, bakanlığımız ve hükümetimizin çalışmalarıyla burada bu hizmet gerçekleştirildi. Bölgemizde bir türlü istikrar gerçekleşmiyor ve ülkemizin etrafında, her tarafta sıkıntılı durumlar var. Kendi ülkesinde can güvenliği kalmayan çok sayıda komşumuzu da misafir ediyoruz. Burası ülkemiz gençlerine hizmet ettiği gibi onların da hizmetinde olacak. Türkiye kendi gençliğine yetişmeye çalışırken, onların ihtiyaç duyduğu spor alt yapısını gerçekleştirmeye çalışırken bir taraftan da ülkemize dışarıdan gelen gençlerimiz var. Buna yetişmekte zorlanıyoruz. AB bu anlamda devreye girdi ve bu tesislerin yapılmasında imkan sağladı. Onlara teşekkür ediyoruz, gençlerimize de hayırlı, uğurlu olsun diyoruz" dedi. Konuşmaların ardından, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi folklor ekibi halk oyunları gösterisi sundu. Daha sonra protokol üyeleri hazırlanan platformda butona basıp açık saha tesislerinin açılışını gerçekleştirdi. Gençler, çok sayıda spor dalına yönelik etkinlik alanlarının oluşturulduğu tesiste gönüllerince spor yapıp, sosyalleşme imkanı buldu.
Bitlis Bitlis’te ‘yayla muzu’ uçkunun fiyatı, ‘Anamur muzunu’ üçe katladı Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğal olarak yetişen ve ‘yayla muzu’ olarak da adlandırılan uçkun, 150 TL’lik fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişen ve yöre halkı tarafından ışkın veya yayla muzu adıyla bilinen ve sevilerek tüketilen ekşimsi uçkun bitkisi, Tatvan’da satışa sunulmaya başlandı. Dağların yüksek zirveleri ve eteklerinden büyük zorluklarla toplanarak tezgâhlarda kilosu 150 TL’den satılan bitki, kent merkezinde çoğu insanın da başlıca geçim kaynağı oldu. Vatandaşlar binbir zorlukla topladıkları uçkunları torbalarla getirdikleri şehir merkezindeki ana caddelerde satışa sunarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Bölge insanı tarafından büyük bir beğeniyle tüketilen bitkinin, özellikle sarılık, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği iddia ediliyor. Vatandaşlar, binbir zorlukla toplayarak kilosunu 150 TL’den satışa sundukları yayla muzu, fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Hizan yaylalarında topladıkları yayla muzunun şeker, tansiyon gibi hastalıklara ilaç olduğunu iddia eden Ercan Sepet isimli satıcı, “Yayla muzunu nisan ayında toplamaya başlıyoruz. Bu bitkinin yaklaşık 1 ay gibi bir ömrü var. Yılda bir kez çıkıyor, bizler de ekmeğimizi yayla muzunu satarak kazanıyoruz” dedi. Bir kış boyunca yayla muzunun çıkmasını beklediklerini söyleyen Oğuz Uçak da, “Her derde deva olan yayla muzunu herkese tavsiye ediyorum. Bir kış bu bitkinin çıkmasını bekledim. Ekşimsi bir tadı olduğu için de ayrı bir aroma veriyor” ifadelerini kullandı.