SPOR - 20 Şubat 2020 Perşembe 18:06

Galatasaray, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attı

A
A
A
Galatasaray, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attı

Galatasaray Spor Kulübü, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza atan Türkiye’nin ilk spor kulübü oldu.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu Basın Toplantı Odası’nda düzenlenen imza törenine Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Kutlu ve Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele katıldı.

Geçtiğimiz Kasım ayında Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubu’nu oluşturan Galatasaray Spor Kulübü, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (UN Global Compact) imzalayarak Türkiye’de bu inisiyatife üye olan ilk spor kulübü oldu. Kulüp ayrıca Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) 7 ilkesine uyacağını da taahhüt etti.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, bu anlaşmanın ilk olmadığını belirterek, "Birleşmiş Milletlerle daha önce gerek UNICEF gerek UNDP kapsamında iki iş birliğimiz daha olmuştu. Bu bize övünç veriyor. Galatasaray Spor Kulübü olarak dünya çapında oluşumlarda rol almak, onlara katkıda bulunmak; dünya barışına ve insani iş birliğine katkı yapmak bizi çok mutlu ediyor. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne attığımız imzayla neyi anlatmaya çalışıyoruz? Kulüp olarak biz dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan sözleşmeye, uluslararası ismiyle Global Compact'a imzamızı atıyoruz. Galatasaray bu inisiyatife üye olan ilk ve tek Türk spor kulübü. Rakiplerimize saygıyı bir kenara bırakmadan söylüyorum; böylece biz kulüp olarak yine olumlu anlamda bir ilki ve eni gerçekleştirmiş oluyoruz. Bununla da övünüyoruz. Bu sözleşmeyi toplumsal duyarlılık ve sürdürülebilirlik alanındaki tüm çalışmalarımızın ana çerçevesi olarak kabul ediyoruz. Bunun yanı sıra, ki en önemli bölüm bu, kadının güçlenmesi prensiplerinde; Global Compact Sözleşmesi'nin içindeki en önemli faaliyetlerden birisi kadının güçlendirilmesi, kadının toplumda daha güçlü hale getirilmesinin gerçekleştirilmesine yönelik ilkelerde Birleşmiş Milletlerle iş birliğine gidiyoruz. Özellikle son yıllarda kadınlarımıza yapılan şiddetin, haksızlıkların karşısında olduğumuzu; fiilen de dünya çapında etkinlik olarak değerlendirdiğimizi ilan ediyoruz. Bu taahhüdümüz ile, önümüzdeki günlerde insan kaynakları politikamızdan sporcu yetiştirme süreçlerine, taraftara ulaşmaya ve toplumda farkındalık sağlamaya kadar geniş bir yelpazede sorumluluk almayı hedefliyoruz. Şunu da belirteyim; biz UEFA'yla olan görüşmelerimizde de hep şunu anlattık. Galatasaray sadece bir futbol kulübü değil, diğer iki büyük kulübümüz gibi cumhuriyetimizle birlikte büyümüş bir spor kulübü. Diğer kulüplerimiz de giderek bu alanda faaliyetlerini artırıyor, bir görev ediniyor. Nedir bu görev? Bütün spor dallarında faaliyet göstermek, gençliğin eğitim ve öğretimine katkıda bulunmak. Ben buna övünçle, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı da katabilirim. Türk gençliğinin eğitim ve öğretimini, bazen neredeyse Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın üstlenmesi gereken görevleri üstleniyor, uhdesine alıyor. Zaten devlet bu nedenle genel olarak bu kulüplere yardımcı olmaya çalışıyor. Bunu lütfen bu bağlamda görün. Devlet, şu ya da kulüp puan alsın, maç kazansın diye kulüplere destekte bulunmuyor. Bizler sadece futbol kulübü değiliz. Bizlerin sosyal sorumlulukları var. Bakın bugün birlikteyiz, Birleşmiş Milletler'in bir programıyla birlikteyiz. Bir efor sarf ediyoruz. Demek ki büyük kulüpler sadece futbol kulübü değil, aynı zamanda toplumun çimentosu, onların eğitilip yetişmesinde önemli bir araç, enstrüman ve görev uhde ediyor" diye konuştu.

Sadece futbol kulübü olmadıklarını söyleyen Cengiz, "Bizler spor kulübüyüz, genel anlamda 13-14 dalda, binlerce sporcusu olan kulüpleriz. Sadece Galatasaray'da 1700 sporcu var. Kadın, erkek... Basketbol, voleybol, judo, atletizm... Aklınıza gelebilecek tüm dallarda, hiçbir ayrım gözetmeden her iki cinse eşit yaklaşarak görevimizi yapıyoruz. Birleşmiş Milletler'in de bu bağlamda bu iş birliği için bizi seçmesinden, yine rakiplerimize saygıyı bir kenara koymadan, onur duyuyoruz. Teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.

Dilek Kutlu: "Galatasaray her zaman ilkleri yapar ve öncüdür"

Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Kutlu ise, sarı-kırmızılı kulübün kadın yönetim kurulu üyelerine verdiği destekten dolayı Başkan Mustafa Cengiz’e teşekkür etti ve sözlerine şöyle devam etti:
"Galatasaray’ın iki kadın yönetim kurulu üyesinden biriyim. Çocuklarımızın, dünyamızın geleceği için harekete geçmeli, her taşın altına elimizi sokmalıyız. Bugün imzalayacağımız bu anlaşma ile de bu sorumluluk duygusu yatmaktadır. Sayın Mustafa Cengiz’e sunduğumuz her projede kadınlara verdiği sonsuz destekten dolayı teşekkür ediyorum. Biz bugün çok büyük bir işe ve işbirliğine imza atıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık oluşturmak için pek çok etkinliğimiz olacak. Her kesimden Galatasaraylı bu konuda bize destek oldu, hepsine teşekkür ediyorum. Sporun birleştirici gücü ile yapılması gerekenleri yapacağımıza inancımız tamdır. Galatasaray her zaman ilkleri yapar ve öncüdür. 2020 yılında Galatasaray’da her türlü şiddetle mücadeleyi görev edindik. Kadına şiddet konusunda bir çalışma başlatmayı tercih ettik. Tabi sadece şiddet kadına değil, çocuklara, insana şiddet konusunda da program çalışmalarımız olacak."

Galatasaray, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attı

Melda Çele: "Spor kulüpleri, geniş kitlelere ulaşma gücüne sahip"

Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele de, "Spor kulüpleri, dünya genelinde milyonlarca insanın takip ettiği spor müsabakaları ve taraftarları aracılığıyla geniş kitlelere ulaşma ve onları daha iyi bir dünya için dönüştürme gücüne sahip. Bu gücünün farkına vararak etkisini sürdürülebilir bir dünya için kullanmaya karar veren ve bunu UN Global Compact’i imzalayarak kamuoyu ile paylaşan Galatasaray Spor Kulübü’nü tebrik ediyorum. İnsan, insanlık olarak zor ve karmaşık bir konjonktürden geçiyoruz. Ortak bir geleceğin hayali için, inşası için beraber çalışmalı ve iş birlikleri kurmalıyız. Türkiye’den UN Global Compact’i imzalayan ilk spor kulübü olarak başlattığınız bu dönüşümün ve öncülüğün kar topu etkisine neden olarak yaygınlaşmasını temenni ederim. UN Global Compact olarak imzacısı olan kuruluşlarımızı sürdürülebilir bir gelecek için daha fazla sorumluluk almaya teşvik ediyor, onları bu yolculuklarında kaynaklarımız, uzmanlığımız ve programlarımızla destekliyoruz. Mustafa Başkanım, Dilek Hanım, bu konudaki farkındalığınız, öncülüğünüz ve daha da önemlisi eyleme geçtiğiniz için sizlere teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.

Oğuzhan Ort - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Kardeş ülke Azerbaycan’dan İzmir zirvesi Türk ve Azerbaycanlı firmalar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaretin artması için İzmir Ticaret Odasında bir araya geldi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi gerçekleştirildi, İzmir Ticaret Odası ve Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği arasında iş birliği anlaşması imzalandı. "İş Dünyası 100 Yılın Zirvesi İzmir" etkinliği, İzmir Ticaret Odası (İZTO) ile Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği (KOBSKA) iş birliğinde, Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Gelişimi Ajansı (KOBİA) desteği ile düzenlendi. Etkinlikte; İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova ve Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev açılış konuşması yaptı. "Ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacminin 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnunuz" Konuşmasına toplantının, Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı ve Azerbaycan Cumhuriyetinin lideri Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yıl dönümünde düzenlenmesinin derin bir anlam taşıdığını belirterek başlayan İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, “Dost ve kardeş ülke Azerbaycan ile tarihsel olarak çok güçlü bağlara sahibiz. Sosyal ve kültürel yakınlığımızın yanı sıra ekonomik ve ticari alanlarda da kuvvetli bir iş birliğimiz bulunuyor. 2019’da ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi 2.2 milyar dolar iken, aradan geçen 4 yılı aşkın zamanda söz konusu rakamın 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnuniyet duyuyoruz; ancak inanıyoruz ki bu rakam, ülkelerimiz arasındaki potansiyeli tam olarak yansıtmıyor. Bu noktada, birlikte yapabileceğimiz daha çok iş, geliştirebileceğimiz birçok alan olduğu kanaatindeyiz” dedi. KOBİA olarak, Azerbaycan-Türkiye kobileri arasındaki iş birliği potansiyelini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini belirten KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, “Azerbaycan-Türkiye ilişkileri en üst düzeyde ve her yöndeki iş birliği başarıyla gelişiyor. Azerbaycan’ın ana ticaret ortaklarından biri olan Türkiye ile tercihli ticaretin kolaylaştırılması için imzalanan anlaşma kapsamında bazı tarım ve gıda ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin karşılıklı olarak azaltılması sağlandı. Bu kapsamda Türkiye’den partner devlet kuruluşları, iş dünyası dernekleri, girişimciler ve yatırımcılarla yakın işbirlikleri yapılıyor. Son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerinden odalar Azerbaycan’a ziyaret düzenleniyor. Bu toplantılarda KOBİA olarak, iki ülke KOBİ’leri arasında B2B toplantıları düzenlenmesine özel önem veriyoruz” diye konuştu. "Yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz" KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova da, iş dünyası 100 yılın zirvesinin son etkinliğinin İzmir’de gerçekleştiğini vurgulayarak, "İlişkilerin artırılması iki ülke arasındaki iktisadi güce güç katacaktır" dedi. Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari faaliyetlerin gelişmesi ve yatırım fırsatlarının yönlendirilmesi amacıyla KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin faaliyete başladığı açıklayan Alasgarova, "Bu adım, iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirme ve ticari ilişkileri artırma hedefiyle atılmış önemli bir adımdır. Bu gelişme, Türk ve Azerbaycanlı iş insanlarının bir araya gelerek ortak projeler geliştirmesini, ticaretin artmasını ve ekonomik ilişkilerin daha da derinleşmesini destekleyebilir. KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin kurulmasıyla birlikte, her iki ülke girişimcileri arasındaki iş birliği ve yatırım imkanları artacak, bölgesel ticaret ve ekonomik entegrasyon güçlenecek” dedi. 2023 yılının temmuz ayında İstanbul’da faaliyete geçen Azerbaycan Cumhuriyeti Ticaret Temsilciliğinin, Azerbaycan ve Türk iş insanları arasında köprü görevi gördüğüne dikkat çeken Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev, “Azerbaycan olarak 10 ülke ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları sayesinde yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz. Yatırım yapmak isteyen iş insanlarına yönelik; indirimli kredi imkanları, sigorta primlerinde teşvik, su, elektrik, doğal gaz ödemelerinde teşvik veriyor, işgalden kurtulmuş bölgelere ek kaynak sağlıyoruz. Temsilciliğimiz her zaman Türk iş insanlarının yanında olacak” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen ikili iş görüşmeleri bölümünde, 17 Azerbaycanlı firma ve İzmir Ekonomi Üniversitesinin stant açtı. 100’e yakın İzmirli firmanın katıldığı etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi yapıldı.
Çorum Sağlıklı yaşam için dedeler ve torunlar sporda buluştu Çorum’da sağlıklı bir yaşam için çocuklar aile büyükleriyle sporda buluştu. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde çocuklar, dedeleri ve nineleri ile birlikte egzersiz yaptı. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, gözetiminde gerçekleştirilen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, egzersiz faaliyetlerin hem kalp hastalarının üzerindeki olumlu etkileri hem de insan yaşamında önemine dikkat çekildi. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nin kalp krizi geçiren, bypass olan, stent takılan, kalp pili takılan veya kalp kapakçığı değişen hastaların egzersizlerle yaşamlarına devam ettiği bir ünite olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, kardiyak rehabilitasyonun son yıllarda önemi daha fazla bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. “Kalp hastaları egzersiz yapabilir” Geçmişte kalp hastaları için “bu kalp hastası egzersiz yapmasın, iş yapmasın, herhangi bir şey olur” kaygılarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karavelioğlu, “Kalp hastalarının kriz geçirdikten sonra 1-2 hafta sonrasında bile egzersiz yapabilmesinin güvenli olduğunu hem de uzun dönemde ölüm oranlarının azaldığını biliyoruz. Özellikle 1970 ve 1990’larda kalp hastalarının egzersiz yapabileceğine yönelik ivme daha da arttı. Avrupa’da ve Amerika’da kalp hastalarının işe dönüşlerinin de hızlandığını biliyoruz. Bu nedenle Kardiyak Rehabilitasyonu önemsiyoruz. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 40’lı yaşlardan başlayarak 80’le yaşlara kadar egzersiz yaptığımız hastalarımız var” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde burada çocukların aile büyükleriyle birlikte spor yapmalarını istediklerini anlatan Prof. Dr. Karavelioğlu, “Burada dedeler ve ninelerin kendi torunlarıyla egzersiz yapmasını istedik. Sadece çocukluk, gençlik döneminde değil ikinci bahar olarak tanımladığımız ileriki yaşlarda da egzersiz alışkanlığının önemli olduğuna dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenledik. Kardiyak Rehabilitasyon bir ekip işi. Tek bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Fizyoterapistten, kardiyolojisi, fizik tedavi bölümü, kardiyak rehabilitasyon hemşireleri, diyetisyenden psikososyal danışmanımıza kadar büyük bir ekibin ortaya koyduğu özverili bir çalışma bu. Bu nedenle burada görevli ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Merkeze egzersiz için gelen Fatma Doğan, merkezden memnun olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığımız, başhekimimiz Sinan bey ve Yusuf hocamıza bu imkanı bize tanıdıkları için teşekkür ediyoruz. Bu merkezde sosyal bir aktivitemiz oluyor. Bu bizi mutlu ediyoruz. Sağlıklı bir yaşam için egzersiz yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 7 yıla yakındır tedavi gördüğünü anlatan Fatma Tunç da, “Buradaki aktivitelere spor yapıyorum. Burada kendimi zinde hissediyorum. Yapılan aktivitelerle hasta psikolojisinden kurtularak hastalığımızı geri plana atıyoruz. Sporla sağlıkla yaşamımıza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kalp sağlığı ilgili büyük problemlerinin bulunduğunu anlatan Aylin Tura ise, “Oğlumu kaybettikten sonra Yusuf hocamızın büyük desteklerini gördüm. Bugünlere beni getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Spor yapıyorum ve şimdi iyiyim” dedi. Etkinlik sonunda Başhekim Prof. Dr. Sinan Zehir ve Kamu Hastaneleri Hizmet Başkanı Dr. İhsan Demirbaş, programa katılan çocuklarla birlikte pasta keserek günlerini kutladı.
İstanbul Merkez Bankası faizi değiştirmedi Para Politikası Kurulu, politika faizinin yüzde 50 seviyesinde sabit tutulmasına karar verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK) , politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Karar metninde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğinin altı çizildi. Karar metninde Mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleştiği ifade edilerek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etti. Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir” denildi. Metinde Kurul’un; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürdüğü işaret edilirken, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edileceği ifade edildi. Metinde likidite gelişmelerinin yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılmaya devam edileceği vurgulandı. Metinde şu ifadeler yer aldı: “Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”