SPOR - 12 Eylül 2019 Perşembe 13:29

Galatasaray Genel Kurul Üyeleri’nden Türk futbolu hakkında açıklama

A
A
A
Galatasaray Genel Kurul Üyeleri’nden Türk futbolu hakkında açıklama

Bir grup Galatasaray Kulübü Genel Kurul Üyesi, Türkiye Futbol Federasyonu ve Türk futbolu hakkında ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada Türk futbolunun acilen dönüşerek, modernleşmeye ihtiyacı olduğu ifade edildi.

Galatasaray Kulübü Genel Kurul Üyeleri, Galatasaray eski Başkan Yardımcısı Ahmet Özdoğan önderliğinde ortak bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada Türk futbol camiasının kendisini yenilemediği aktarılırken, şu ifadelere yer verildi:

"Dünyada futbol giderek gelişen, gelirleri hızla artara ve eğlence sektörü içindeki payı ciddi oranda büyüyen bir endüstri haline gelmiştir. Bu ortamı sağlayan temel faktörler adil ve şeffaf yönetim, kurumsallık, eşit paydaşlık ve futbolun içinden gelen liyakatli kişilerin centilmence görev yapması ve yönetimidir. Türkiye’de ise kendisini yenileyemeyen Türk futbol camiası; Federasyonu, milli takımları ve kulüpleri ile küresel yarışta rakiplerinden her geçen gün açılan bir farkla geride kalmaktadır. Maalesef Türk futbolu, 20. yüzyıldan bugüne modem bir yapıya kavuşturulamamasından ve kurumsallık yerine, kişiler ve kişiler arası ilişkilere bağlı bir anlayış ile yönetilme eğiliminden dolayı çok büyük bir sıkıntı içerisindedir.”

"Federasyonun her kulübe eşit mesafede adil davrandığı sorgulanır hale gelmiştir”
Türkiye Futbol Federasyonu’nun beklentileri karşılayamadığının altı çizilirken, “Karşılaştıkları her eleştiride Türk futbolunun marka değerine dikkat çeken, bütün kamuoyunun kendilerinden Türk futbolunun adil, şeffaf, kurumsal, geliştirici adımlar atmalarını beklediği Türkiye Futbol Federasyonu ve futbol yöneticileri, bu beklentileri karşılayamadıkları gibi, adeta futbol idaresinin dar bir çerçevedeki kişilere bağlı kalması için özel bir uğraş verir gibi görünmektedirler. Yayın haklarından sponsorluklara, saha içindeki kuralların uygulanmasından sağlanan disipline kadar her alanda farklı standartlar uygulanması, keyfi olarak algılanabilecek kararlar verilmesi, başlarında hukukçu olmayan yöneticilerin bulunduğu hukuk kurullarının aldıkları kararların tutarlılık arz etmemesi sonucunda; hatta basından takip edildiği kadarıyla PFDK Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı’nın ortak kitap yazdığı ve ortak ofislerinin bulunduğu, üyelerinin bazılarının bazı kulüp yöneticileri ile çeşitli ilişkiler içinde olduğu bir ortamda Federasyon’un her kulübe eşit mesafede, adil ve şeffaf bir görüntü sunup sunmadığı sorgulanır hale gelmiştir. Bu durum, futbolumuzun gerçek marka değerini oluşturan taraftarların futbola olan ilgisini azaltmakta, Türkiye’de futbolun adil bir rekabet içerisinde oynandığı inancını baltalamakta, bu da paydaşların ilgisinin azalmasına sebebiyet vermektedir. Buna örnek olarak yayın ihalesini alan firmanın çok ciddi zarar ettiği gerekçesiyle sezon başında yayından çekilmeyi veya sözleşmesinde iyileştirme yapılmasını istemesini göstermek mümkündür” denildi.

Yayın ihalesi konusunda TFF’nin yeterince şeffaf davranmadığı vurgulanırken, “Kulüplerimizin içinde bulunduğu maddi sorunlar ortada iken, bunları düzeltmeye yönelik atılan adımlar içerisinde UEFA’nın uyguladığı “kendi kendini disipline etme” anlayışının dışına çıkarak kulüplerin iç işleyişine karışma yetkisi bulunan bir yapılanmaya gidilmesi, bu çalışmaların şeffaflıktan son derece uzak şekilde ve kulüplerin paydaşlarının bilgisi dışında gerçekleştirilmesi, bu yaklaşımların arkasındaki niyet hakkında soru işaretleri oluşturmaktadır. Futbolun en hassas konularından bir tanesi olan ve küresel bazda çok büyük skandallarla gündeme gelen bahis sektörünün ülkemizdeki işletmesinin eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın konsorsiyum ortağı olduğu bir şirkete verilmiş olması ise; bahis oyunlarının çeşitliliği noktasında yapılan zenginleştirmelere), modern bahis sektöründe görülen ürünler ile uyumluluk göstermesi sağlanmasına rağmen, kamuoyunda Türkiye’de futbolun adil bir oyun olup olmadığının sorgulanmasına yol açmıştır. Kulüplerimizin en önemli gelir kalemini oluşturan yayın gelirlerinin sözleşme süresi bitmeden yayıncı kuruluş tarafından revize edilmesi talebi ile başlayan sürecin nasıl yürütüldüğü bilgisi, aynı bu ihalenin düzenlenmesi sırasında olduğu gibi kamuoyu bilgilendirme esaslarından ve şeffaflıktan uzak bir şekilde gerçekleşmiştir. Sürecin sonunda kamuoyu ile sadece yayın gelirlerinde hatırı sayılır bir düşüş olduğu bilgisi paylaşılmıştır. Her ortamda futbolumuzun marka değerini vurgulayanların bu tarz bir indirimi onaylıyor olmaları, her şeyden önce kendi başarısızlıkların kabulü gibi görünmektedir” açıklaması yapıldı.

"Türk futbolunun modernleşmeye ihtiyacı vardır”
Türk futbolunun modernleşmeye ihtiyacı olduğu belirtilirken, şu ifadelere yer verildi:
“Sponsorluk tarafında uzun yıllardır kamu kurumlan ve kulüp başkanlarının kendi şirketleri haricinde modem spor pazarlaması teknikleri ile elde edilen gelirler, kulüplerin giderleri ile karşılaştırıldığında yok denecek kadar azdır. Yurtdışında görmeye alıştığımız rakamların onda birine dahi ulaşılamamaktadır. Bu fark, ülkemizin ekonomik koşulları veya kur farkları ile açıklanamayacak büyüklüktedir. Yeri geldiğinde dünyanın en kalabalık taraftar gruplarına sahip olduğunu söyleyen ve taraftarının gücüne güvenen, sosyal medyada milyonlarca takipçisi bulunan kulüplerimiz, konu gelir oluşturmak olduğunda bu taraftar gücünü itici bir kuvvete dönüştürememektedir. Türk futbolunun derhal tepeden tırnağa bir modernleşmeye ve dönüşüme ihtiyacı vardır. Kulüplerimizin haftanın bir gününde rakip ancak geride kalan altı gününde ortak olduklarını hatırlamaları lazımdır. Ayrıca ligimizin adil bir şekilde yönetimi için Lig statüsünün dünyanın gelişmiş tüm liglerinde olduğu gibi tam anlamda özerk bir yapıya kavuşturulması şarttır. Yöneticilerin, taraftarları yeri geldiğinde bir müşteri, yeri geldiğinde de adeta kendi hatalarını örtmek için kullandıkları bir sosyal güç olarak görmek yerine, futbolun gerçek değerleri olarak kabul etmeye başlayan; taraftarlara hak ettikleri kalitede, adaletli, şaibelerden uzak, keyif veren bir rekabet ortamı sağlayan; futbolun masa başında değil sadece sahada oynandığına ve alman neticelerin hakkaniyetli olduğuna, yapılan hataların arkasında art niyet olmadığına inandıran bir yönetim anlayışını acilen tesis etmeleri gerekmektedir.”

"TFF’den şeffaf futbol beklemek her futbolseverin hakkıdır”
Şeffaf yönetimin tüm Türk futbol severlerin hakkı olduğu anlatılırken, açıklama şu şekilde tamamlandı:
"Bunlar gerçekleştirilmediği takdirde, UEFA tarafından bir Avrupa Ligi üzerinde çalışılması, milli takımlar seviyesinde eleme gruplarından kademeli lig usulüne geçilmesi ve benzeri atılanlar ile taraftar yapılarının artık milli sınırlar ile kısıtlanmadığı bir ortamın oluşması sonucunda Türk Futbolu çok yakın bir tarihte seyir kalitesi, ekonomik güç ve yetiştirebileceğimiz oyuncu kalitesi açısından uluslararası rakipleri ile mücadele edemeyecek bir duruma gelecektir. Bir an önce bu tehlikenin değerlendirilmeye alındığı, Türk halkının özlemlerinin sonsuz futbol sevgisinin karşılığını verebilecek, bağımsız, adil ve kurumsal kişiler ve egolardan şeffaf bir futbol yönetimini hem Türkiye kulüplerimizden beklemek hem Türkiye Futbol Federasyonu’ndan beklemek Türk futbolseverin en doğal hakkıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Gökyüzünden denize pedal çevirecekler Kemer’de bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Sky To Sea (Gökyüzünden Denize) Dağ Bisikleti Yarışı için hazırlıklar tamamlandı. Kemer Kaymakamlığı’nın destekleriyle Kemer Belediyesi ana sponsorluğunda 20-21 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek yarışlara Türkiye, Rusya, Norveç, Romanya ve Gürcistan’dan 85 sporcu katılacak. Dünya’da kar üzerinde başlayıp denizde biten tek yarış olma özelliğine sahip Sky To Sea, Kemer bölgesinin bisiklet turizmi alt yapısını ve benzersiz coğrafyasını ön plana çıkarmak amacıyla düzenleniyor. 21 Nisan Pazar günü Tahtalı Dağı’nın 2 bin 365 metrelik zirvesinden yarışa başlayacak sporcular, 34 kilometrelik etapta patikaları ve köy yollarını geçerek Kemer sahilinde bulunan denize atlama rampasındaki bitiş çizgisine ulaşmaya çalışacaklar. Yarışlar ile ilgili açıklama yapan Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer’de turizm sezonunun uzatılması amacıyla hayata geçirdikleri Bisiklet Rotaları Projesi ile Kemer bölgesini bisiklet turizmi ile tanıştırdıklarını söyledi. Başkan Topaloğlu, Sky To Sea Dağ Bisikleti Yarışı’nın Kemer turizmine büyük katkısı olduğunun altını çizerek, “Bisiklet potansiyelini çok iyi tanıtacak ve anlatacak bir yarış etkinliği. Bu yarıştan sonra gelecek hafta da Akra Gran Fondo yol bisikleti yarışlarına ev sahipliği yapacağız. Ayrıca şu anda Kemer Belediyesi Göynük Atatürk Spor Salonu’nda yapılan Bekir Özer Türkiye Gençler, U23 ve Elite Büyükler Bay-Bayanlar Muaythai Şampiyonası’na katılan bin 100 sporcu Kemer’de. Geçen gün Uluslararası TEN PRO -Turkish Bowl Tenis Turnuvası ile açılan Corendon Tennis Club Kemer’de 44 ülkeden 8 -16 yaş arasında 200 üst düzey sporcu ağırlanıyor. Kemer’de öncelikli hedefimiz, nisan ve mayıs aylarını bu tip spor etkinlikleri ile doldurmak ve turizm hareketliliğini bu aylara spor turizmi sayesinde yaymak istiyoruz. Kemer’i spor turizminin zirvesine taşımak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Samsun Mevsim geçişlerinde çocuklarda ishale dikkat Çocuklarda ishalin en sık nedeninin virüsler olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, “İshal, daha çok mevsim geçişi dönemlerinde gözlenir. Sulu kakaya; ateş, kusma, karın ağrısı ve iştahsızlık da eşlik edebilir. Bakteri ve parazitlerin sebep olduğu ishaller mikrobun bulaştığı yiyecek-içecek veya temas etmiş ellerin ağıza götürülmesi ile bulaşır. İshal sık karşılaşılan ve nadiren ciddi seyreden bir hastalık olmakla birlikte küçük bebeklerde ateş ve kusmanın eşlik ettiği durumlarda çocuk doktoruna başvurmak oldukça önemlidir” dedi. Liv Hospital Samsun Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, mevsim geçişlerinde çocuklarda sıklıkla görülen ishal konusunda açıklamalarda bulundu. Çocuklarda ishalin en sık nedeninin virüsler olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Çebi, “İshal, daha çok mevsim geçişi dönemlerinde gözlenir. Sulu kakaya; ateş, kusma, karın ağrısı ve iştahsızlık da eşlik edebilir. Bakteri ve parazitlerin sebep olduğu ishaller mikrobun bulaştığı yiyecek-içecek veya temas etmiş ellerin ağıza götürülmesi ile bulaşır. Virüslerin sebep olduğu ishaller temas ile kolayca bulaşabilmektedir. İshal sık karşılaşılan ve nadiren ciddi seyreden bir hastalık olmakla birlikte küçük bebeklerde ateş ve kusmanın eşlik ettiği durumlarda çocuk doktoruna başvurmak oldukça önemlidir” diye konuştu. "Belirtiler bir veya iki gün sürebilir” Çocuklarda ishalin genellikle 24-48 saat içinde düzelen kusma atağı ile başladığını belirten Uzm. Dr. Çebi, “Belirtiler bir veya iki gün süren hafif ishal ve bulantıdan, birkaç gün süren şiddetli ve bol sulu dışkılamaya kadar değişkendir. İshal, genellikle 24 saat içinde en az üç kez gözlenen yumuşak kıvamlı veya sulu dışkılama olarak ifade edilmektedir” şeklinde konuştu. "Yüksek ateş görülebilir" Uzm. Dr. Çebi, çocuklarda ani başlangıçlı ishalin yaygın belirtileri ile ilgili şunları söyledi: " Yumuşak kıvamlı veya sulu dışkılama, dışkılama ile rahatlayan ve kramplar halinde gelen karın ağrısı atakları, bulantı ve kusma, yüksek ateş, kas veya baş ağrısı. Yumuşak kıvamlı dışkılama, bağırsaklar normal düzenine dönmeden bir hafta kadar daha sürebilir. Bazı çocuklar, akut ishalden sonra zaman içinde düzelen geçici bir laktoz intoleransı geliştirirler; bu durumda süt içtikten veya süt ürünleri tükettikten sonra yumuşak kıvamlı dışkılarlar. İdrar çıkışında azalma, ağız kuruluğu, gözyaşında azalma, göz kürelerinde çöküklük, halsizlik ve huzursuzluk sıklıkla gözlenebilen dehidratasyon belirtileridir. Ancak, acil tıbbi yardım alma gereksinimi ifade eden uykuya meyilllilik, soluk veya alacalı bir cilt, soğuk el ve ayaklar, ıslak bez sayısında ciddi azalma, hızlı ve yüzeysel soluma gibi belirtiler dehidratasyonun şiddetli olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı. "Bol su tüketimi önemli" Bol su tüketiminin öneminden bahseden Uzm. Dr. Çebi, “Çok sulu sümüksü ve kanlı dışkı, siyah-katran rengi dışkı, idrar yapamama ya da idrar renginde kırmızılık önemlidir. Bu durumu çocuk doktorunuzla mutlaka görüşmelisiniz. Evde bol su ve anne sütü ile sık besleme uygulanmaktadır. Şekerli, yağlı salçalı gıdalar verilmemelidir. Yağlı gıdalar, meyve suları ve çok şekerli içecekler ishali arttırabilir. İshale yönelik ilaç tedavisi doktorunuz önermedikçe gerekli değildir. Destek için doğal ya da ilaç formunda probiyotikler kullanılabilir. 1 yaşından küçük bebekler, kanlı ishal, kusma ağızdan beslenememe, uyuklama hali, halsizlik, ağız kuruluğu, idrarda azalma ve yüksek ateş durumunda hemen çocuk doktoruna başvurulmalıdır, gözetim altında tutulmalıdır" açıklamasında bulundu.