EKONOMİ - 28 Ocak 2020 Salı 05:54

Gemlik’te ilk kazma mayısta

A
A
A
Gemlik’te ilk kazma mayısta

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), fabrika inşaatı için zemin etüdü çalışmalarına başladı. CEO M. Gürcan Karakaş, temelin mayıs ayında atılacağını söyledi.

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), yıllık 175 bin adetlik kapasitesiyle 2022’de üretime başlayacak Gemlik’teki fabrikanın temelini, bahar ayında atmaya hazırlanıyor. C-SUV modeli başta olmak üzere, fabrika yatırımı ve imalat gibi önemli konu başlıklarının ele alındığı toplantıda konuşan TOGG CEO’su M. Gürcan Karakaş, kısa vadedeki hedeflerini ilk defa açıkladı. Belirlemiş oldukları zaman çizelgesine sadık kalarak ilerlediklerini söyleyen M. Gürcan Karakaş “Fabrika inşaatı için çalışmalara başladık. Mayısta temel atılacak. Kaba inşaatın 12 ay süreceğini tahmin ediyoruz. 2022 itibarıyla ön üretim araçlarımızı bantlardan indireceğiz. 22 milyar TL’lik yatırımla yıllık ortalama 175 bin adetlik üretim kapasitesine ulaşacak fabrikamızda, 2032 yılına kadar bir milyon aracı bantlardan indirmeyi hedefliyoruz” dedi. Kurulacak fabrikanın akıllı fabrika konseptinde olacağına dikkat çeken Karakaş “Fabrikanın plan projesi hazır. İki binadan oluşacak ikonik bir tasarıma sahip olmasını hedefliyoruz. Öte yandan dünyada imalat hattı konusunda en iyi firmalar ile görüşüyoruz” diye konuştu.

BEŞ ÜLKEDE ARAŞTIRMA
Marka isminin belirlenmesi konusunda da çalıştıklarını ve bu konudaki nihai kararlarını sonbaharda açıklayacaklarını söyleyen M. Gürcan Karakaş “Olabilecek en doğru markayı belirleyeceğiz. Dünyanın önde gelen bütün büyük pazarlarını içine alacak şekilde en doğru ismi, sadece Türkiye’de değil global ölçekte de kabul edilebilir bir ismi hedefliyoruz. Araştırmalarımızı Norveç, Almanya, Rusya, Fransa ve Türkiye’de gerçekleştirdik. Markamızın ismini sonbaharda duyuracağız” dedi.

YOLDA KALMAYACAĞIZ
Otomobilden fazlasını yapmak üzere yola çıktıklarını anlatan Gürcan Karakaş “Sadece otomobil yapmak üzere yola çıkanların çoğu yolda kaldı. Otomobilden sonrasını tasarlamadığınız sürece, ürün sadece ‘a’ noktasından ‘b’ noktasına giden araçta kalıyor. Doğru zamanda yola çıktık. Gelecekte kazanacakların kriterlerinin değiştiğini görüyoruz. Eski büyükler sadece büyük oldukları için kazanamayacak artık. Gelecek, olanlarda değil. Daha çevik, iş birliğine açık ve kullanıcı odaklı organizasyonlar başarılı olacak. Biz Türk mobilite sisteminin çekirdeğini oluşturmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

KAZANDIĞIMIZI YATIRIMA
Dünyanın her yerinde devletlerin bu tip projeleri desteklediklerini belirten M. Gürcan Karakaş “Bu uzun vadeli bir proje ve yolculuk. On beş yıllık projede finansmanın da sağlanmış olması lazım. Dünyanın en iyileriyle iş birliği yapıyoruz. Hata yapma lüksümüz yok. Fırsat penceresi 2023’ten itibaren daha hızlı kapanacak. Dolayısıyla başarı kriterlerinin hepsini dantel gibi işleyerek 2022’nin sonunda otomobilimizi çıkarmamız gerekiyor. Müşterilerin isteği doğrultusunda geliştirilmeyen her ürün ölü doğar. Dünyanın en iyileri ile çalışarak büyüyoruz. Belirli noktalarda ülkemizde henüz tecrübe yok. Olmaması problem değil, biz onun için uğraşıyoruz. 2022’de Türkiye’de ödenmiş sermayesi en yüksek otomobil şirketi olacağız. Kazandığımız parayı yeni yatırımlara, yeni ürünlere harcayacağız” değerlendirmesinde bulundu.

ŞARJ ALTYAPISI 2022’DE
Şarj altyapısı konusunda Norveç, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD ve Çin’i yakından incelediklerini anlatan Gürcan Karakaş şunları söyledi: Bu bağlamda bir sistem geliştirdik. Türkiye’de kamudaki paydaşlarımızla paylaştık. Burada önemli olan başkalarının bu konuda yaptığı hataları tekrar etmemek. Şarj altyapısı 2022’de hazır olacak. TOGG olsun olmasın 2022’de Türkiye elektrikli araçlara girecek ve şarj altyapısını oluşturacak. Çünkü içten yanmalı motora sahip araçlar için pazar, yüzde 50’nin altına inecek...

KİMSE BU ARACA TOZ KONDURAMAZ
Türkiye’den çok kaliteli bir otomobil çıkmasını kimsenin beklemediğini, bunun en önemli sebebinin 2022’deki EuroNCAP şartları olduğunu anlatan M. Gürcan Karakaş, şunları anlattı: Savunma sanayiinden bize gelen arkadaşlarla birlikte, modelleme ve simülasyonlarla beraber buna hazırlanıyoruz. Yurt dışına çıktığımız zaman kimsenin otomobile toz konduracak bir durumu kalmayacak. Direksiyonda biz varız. Bizim ihracat pazarı olarak ilk etapta gördüğümüz pazar Avrupa... Ve altyapısı hazır olduğu sürece bazı Türk Cumhuriyetleri olacak. Bu süreç ölçek ekonomisi ile katlanabilir ve hızlandırılabilir...

İLK TANITIM İSPANYA'DA
TOGG, ilk defa İspanya’nın Barcelona kentinde düzenlenecek Mobile World Congress (MWC) etkinliğinde sergilenecek. C-SUV modeli şubat sonundaki etkinlikte ilk defa Avrupa’dan dünya arenasına çıkmış olacak. Türkiye’nin otomobilini geliştirirken önemli bir vizyon ortaya koyduklarını belirten M. Gürcan Karakaş “Klasik bir otomobil şirketi değiliz. O sebeple yıkıcı teknolojilerin peşinden gidiyoruz. Kendimizi mobilite odaklı teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. TOGG olarak kabuk değiştiren otomotiv sektörüne, çığır açan teknolojilerimizle öncülük edeceğiz” dedi.

EN İYİLER İLE ÇALIŞIYORUZ
TOGG için ürünlerin hedef maliyetlerini belirlemek ve üretim süreçlerini kısaltmak üzere profesyonel destek aldıklarını anlatan M. Gürcan Karakaş şunları söyledi: Araç entegrasyonu konusunda teknoloji partneri olarak Alman mühendislik firması EDAG’ı seçtik. Yine Myra, İngiltere’nin kabul gördüğü, özellikle mekanik aksamlarda şasi sistemleri konusunda partnerlerimizden birisi... Onlarla beraber bunları Türkiye’de nasıl yerleştirebiliriz diye de bakıyoruz. Tasarlarken bunu Türkiye’de kim uygulayabilir, nasıl uygulayabilir; bunlara da bakıyoruz. Ekiplerimiz, aradığımız 105 farklı komponenti tek tek araştırdı. Varsa Türkiye’de yoksa dünyanın en iyileri ile çalışıyoruz. Tedarikçi ile oturduğumuzda maliyet net bir şekilde hesaplanıyor, pazarlıklarımızı, görüşmelerimizi gerçekleştirebiliyoruz. Biz 48 aylık süreç belirledik. Başkalarının nasıl yapabildiğine bakıp öyle yola çıktık. Nisan-mayıs gibi tedarikçi seçimlerimizi de tamamlamış olacağız. Görüşmeleri sürdürdüğümüz ancak pazarlık gücümüzü azaltmasın diye henüz isimlerini açıklayamadığımız markalar da var...

22 MİLYAR LİRALIK YATIRIM
2022’de ilk ön üretim araçlarının banttan ineceğini söyleyen Karakaş “On beş yılda yapacağımız 22 milyar TL’lik yatırımla yıllık ortalama 175 bin adetlik üretim kapasitesine ulaşacak fabrikamızda 2032’ye kadar toplamda bir milyon aracı bantlardan indirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.
Antalya Bakan Ersoy: "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da Doğu ve Güneydoğulu iş insanlarının iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, Antalya ve ilçelerinde gerçekleştirdikleri ziyaret ve buluşmalarda yapılan çalışmaları inceleme ve eksiklikleri yerinde tespit etme imkanını bulduklarını söyledi. “Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik” diyen Ersoy, Antalya’nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta şehrin röntgenini çektiklerini aktardı. "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız" Turizm konusuna da değinen Bakan Ersoy, küresel düzeyde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sektörün büyük sorunlar yaşadığını belirterek, "Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimi doğru politikalar ve geliştirdiğimiz stratejiler neticesinde hem şehrimiz hem de ülkemiz adına büyük bir başarı elde ettik. Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız. Peki bu başarıların elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya’ya çevirmesi, Danimarka’da insanların Antalya’daki kültürel mirası araştırması sadece tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı çözümler geliştiriyoruz” dedi. “Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz” Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sağlık, doğa, inanç, gastronomi, spor gibi alanlarla turizmi çeşitlendirdiklerini kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın dört bir yanında, 200’den fazla ülkede Antalya’nın, Kemer’in tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz. Çin’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Manavgat’ı, Kemer’i, Side’yi tanıtıyoruz. İnsanlık tarihinin en önemli kültürel mirasına sahip olan bölgemizde bu mirasın gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın şehrimizi, ilçelerimizi ziyaret etmesi için tarihin en yoğun arkeoloji çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, restorasyonları, galerileri, festivalleri Antalya’mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen uluslararası filmlerin Antalya’da çekilmesini sağlıyoruz.” “Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister” İlçelere yapmış olduğu ziyaretlerde, gördüğü ve duyduklarını paylaşan Ersoy, "Biz dünyanın bir ucunda Avustralya’da gözbebeğimiz Antalya’nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi arttırmanın çabası içine girmişken şehrimizdeki bazı yerel yöneticilerimizin temel görevlerini dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu güzel şehir ve bu şehrin insanları kaybetmesin diye yerel yönetimlerin sorumluluğundaki birçok soruna el atıyoruz. Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya’nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz. Diğer bakanlıklarımızla görüşerek şehrin ihtiyaçlarının karşılanması adına elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Biz Antalya’nın turizmde dünyanın süper ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, yerel yönetimlerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Sadece kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik aynı zamanda bilgi ister, çalışma ister, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister. İyi bir belediye başkanı kendini değil kentini düşünen kişidir” diye konuştu. “Antalya bunu hak etmiyor” Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya’nın temel altyapı problemlerini çözme konusunda yeterli olamadığını ileri sürerek, "Tüm desteğimize rağmen sosyal ve kültürel yatırımlar konusunda, şehrin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz, Antalya’nın dünyanın en önemli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef bazı yerel yöneticilerimiz bu iddianın çok uzağında kaldılar. Eğer biz Antalya’nın küresel bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de böyle iddialı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya’nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim şehir için çalışan, dinamik kadrolara ihtiyacımız var. Antalya’nın bugün burada olduğu gibi birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten kadrolara ihtiyacımız var. Bu şehirde yaşayan, bu şehir için üreten, kalbi bu şehir için atan vatandaşlarımıza yönelik; ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine saygı duyan, herkese eşit davranan, adil yerel yöneticilere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.