SAĞLIK - 08 Mart 2019 Cuma 09:42

‘Gereksiz övgü, çocuğun narsist olmasına neden olabilir'

A
A
A
‘Gereksiz övgü, çocuğun narsist olmasına neden olabilir'

Kişilik bozukluğu olan narsistliğe sahip olan kişilerde görülen davranış biçimleri hakkında açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Ece Çalışkan Subaşı, narsisistliğe ebeveynlerin davranışlarının neden olabileceğini söyledi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ece Çalışkan Subaşı, narsisistik kişilik bozukluğunun oluşmasına sebep olan nedenler ve bir psikolojik rahatsızlığa sahip olan narsist kişilerde gözlemlenen davranış özellikleri hakkında bilgiler aktardı. Kişilik bozukluğu olan kişilerde gözlemlenen narsisistik kişilik bozukluğunun oluşmasının en büyük sebeplerden birisinin ebeveynlerin çocuklarına karşı gösterdiği davranışlardan kaynaklandığını söyleyen Subaşı, ailelerin çocuğuna hak etmediği övgülerde bulunmasının narsist kişiliğin oluşmasına neden olabileceğini ifade etti. Narsisistik kişilik bozukluğunun diğer psikolojik hastalıklara göre tedavisinin daha zor olduğunu belirten Subaşı, "Günlük hayatta etrafımızdaki pek çok kişiyi ‘narsist’ olarak tanımladığımız olmuştur ya da başkalarının size karşı bu kelimeyi kullandığını duymuş olabilirsiniz ancak tanı olarak bir kişide narsisistik kişilik bozukluğu olduğunu söyleyebilmek için belli başlı kriterler mevcuttur” dedi.

"Kendini diğerlerinden büyük görme duygusu"
‘Narsist’ kişilerde gözlenebilecek davranış özellikleri hakkında bilgiler aktaran Subaşı, “Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişilerde öncelikle kendini büyük görme, ‘büyüklenme’ duygusunu yoğun bir biçimde gözlemleriz. Başarı ve yeteneklerini abartarak olduğundan çok daha önemli ve üstün görünme beklentisine sahip olan bu kişiler, diğer insanlardan daha üstün olduklarını ve bu sebeple ayrıcalıklı davranılmayı hak ettiklerini düşünürler. Başkalarını kendi amaçları için kullanır, haset eder ve çoğunlukla başkalarının kendilerini kıskandığı düşüncesi içerisinde olurlar. Dış görünüşleriyle aşırı derecede ilgilenir, kendilerine hayran olunmasını beklerler. Başarısızlığa ve kaybetmeye tahammül edemeyen bu insanlar, eleştiriye de çok büyük öfke ve taşkınlıkla yanıt verirler. Diğer insanlarla empati kuramazlar, yakınlarının dahi duygu ve gereksinimlerine değer vermezler. Bu sebeple insanlarla ilişkilerinde bencil/ben merkezci olarak nitelendirilir ve tanınırlar” diye konuştu.

"Diğer psikolojik rahatsızlıklara göre narsisizmin tedavisi biraz daha zordur"
‘Bencil’ olarak tanınan bireylerin narsisistik kişilik bozukluğunu barındıramayabileceğini belirten Subaşı, narsisizmin tedavisinin diğer psikolojik rahatsızlıklara göre daha zor olduğunu dile getirerek, “Bencil olarak tanıdığımız herkese narsist diyebilir miyiz? Narsisistik kişilik bozukluğundan bahsedebilmek için bu saydığımız özelliklerin çoğunun bir arada bulunması gerekmektedir. Narsisistik kişilik bozukluğu, benmerkezci özelliğini barındırır. Fakat yalnızca bencillikle sınırlandırılamaz. Narsisizm psikolojik bir bozuklukken, bencillik sadece bir davranış biçimidir ve bencil olan herkese narsist demek doğru olmaz. Diğer psikolojik rahatsızlıklara göre narsisizmin tedavisi biraz daha zordur. Bunun başlıca nedeni narsist kişilerin kendilerine psikolojik tedavi görmeyi yakıştıramadıklarındandır. Kendilerini üstün ve mükemmel insan olarak gördüklerinden bu kişiler, narsist olduklarını düşündükleri için tedaviye başvurmazlar. Daha çok kaybetme, mesleki veya duygusal başarısızlığa olan tahammülsüzlükleri sebebiyle aşırı öfke patlamaları, kaygı problemleri, çökkünlükler veya depresyon sebebiyle terapiste başvurdukları görülür. Yine empati yoksunluğu sebebiyle yalnızca yüzeysel ilişkiler kurabilen bu kişilerin kişilerarası ilişki problemleri de başlıca terapiste başvurma sebeplerindendir” şeklinde konuştu.

"Narsisistik kişilik bozukluğunun oluşumunda ailenin bireyi yetiştirme tutumunun payı büyüktür"
Narsizmin oluşmasına aile içindeki iletişimin neden olabileceğini söyleyen Subaşı, “Terapiye başvuran kişinin narsisistik kişilik bozukluğuna sahip olduğunu tespit etmek ve buna uygun tedavi yöntemleri belirlemek çok önemlidir. Kronikleşme eğilimi gösteren bu hastalığın tedavisi zor olsa da imkansız değildir. Narsisistlik kişilik bozukluğunun oluşumunda ailenin bireyi yetiştirme tutumunun payı büyüktür. Narsist kişiliğin oluşumunda aşırı şımartan fakat bir yandan soğuk, uzak ve manevi anlamda ilgisiz bir ebeveyn tutumu büyük rol oynar. Çocuğunu hak etmediği durumlarda dahi övgüye boğan, her durumda savunan, her hatasını kapatan, diğer çocukların olduğu bir ortamda çocuğunu kuralsız bir biçimde diğerlerinin önüne geçirmeye çalışan anne ve babanın narsist bir birey oluşturması oldukça muhtemeldir. Ailenin çocuk hiçbir şey yapmasa dahi onu ödüllendirmesi, çocuğun talebini veya isteğini çocuk hiçbir çaba göstermeksizin yerine getirmesi, ona her yaptığının doğru olduğunu düşündürmesi, bireyde dışarıda da üstün ve ayrıcalıklı davranılmayı hak ettiği düşüncesini uyandırmaktadır” ifadelerini kullandı.

"Ailenin içi boş övgü ve şımartmaları, bireyin öz saygısını yanlış temellendirmesine yol açar"
Ebeveynlere çocuklarına karşı göstermiş oldukları davranışlarda yapmaları gerekenler konusunda uyarılarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Ece Çalışkan Subaşı, “Ailenin içi boş övgü ve şımartmaları, bireyin öz saygısını yanlış temellendirmesine yol açar. Aile içinde gördüğü pohpohlanma ve yanlış övgü ile dışarıda karşılaştığı koşullar birbiriyle çatıştığında birey içten içe hayal kırıklığı ve mutsuzluk yaşar. Çocukları henüz başaramadığı veya sahip olmadığı niteliklere rağmen sanki tüm o mükemmel özelliklere sahipmiş gibi öven ebeveynin çocukları narsistik olmaya adaydır. Bu sebeple ebeveynin çocukla gerçek bir duygusal bağ ve empati kurarak ona da ilişki ve empati kurmayı öğretmeleri çok önemlidir. Başarılarını gerektiği şekilde ve ölçüde övmeyi bilmeli, ona her istediğinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı onunla iletişim kurularak anlatılmalıdır. Yine aile içinde çocuğun istekleri ve sorumlulukları konusunda sınırlar ve kurallar koyarak çocuğun bu kurallara uymasını sağlamalı, çocuğa dışarıda da uyması gereken sınırlar ve kurallar olduğu bilinci aktarılmalıdır” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da 6. ve 9. sınıflar için ikinci ortak sınavlar yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ülke genelinde resmi ve özel okullarda öğrenim gören 6 ve 9. sınıflar için uygulanan ortak sınavlar, Muğla’nın 13 ilçesinde başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakanlığınca öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve uygulama birliği oluşturmak amacıyla ortak sınavların ikincisine, tüm Türkiye’de olduğu gibi Muğla’daki 6. ve 9. sınıf öğrencileri katıldı. 26 ve 27 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen ortak sınavlara, ortaokullardaki 6. sınıflar Türkçe ve matematik derslerinden, liselerdeki 9. sınıflar ise Türk dili ve edebiyatı ile matematik derslerinden girdiler. 6. sınıf Türkçe ortak sınavlarında 16 soru sorulurken bunlardan 14’ü çoktan seçmeli, 2’si ise açık uçlu soru oldu. 6. sınıf matematik sınavında ise 10 açık uçlu soru soruldu. 9. sınıf ortak sınavında Türk dili ve edebiyatından 7 açık uçlu, matematik dersinden de 8 açık uçlu soru soruldu. 6. sınıf Türkçe dersi sınavı sorularının puanlaması, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen bir yazılım aracılığıyla, ülke genelinde gönüllü olarak çalışmaya katılan 4 bin öğretmen tarafından dijital ortamda yapılacak. Açık uçlu sınav değerlendirmesinde Muğla’dan 45 öğretmen de görev alacak. 6. sınıf matematik, 9. sınıf matematik ve Türk dili ve edebiyatı derslerinin sınavları ise okullarda, ilgili derslerin öğretmenleri tarafından puanlanacak. Uluslararası sınavlardan PISA, TIMSS ile ulusal izleme araştırması olan Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) Araştırması’nda olduğu gibi her öğrenci cevabı iki kere puanlanacak. Öğrencilerin cevap kâğıtları il ölçme değerlendirme merkezi müdürlüklerince taranarak yazılıma yüklenecek. Öğrencilerin açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar, öğrenci bilgileri gözükmeyecek şekilde puanlayıcı öğretmenin önüne gelecek ve öğretmen puanlama anahtarına göre öğrenci cevabını puanlayacak. Aynı öğrencinin cevabı başka bir ildeki öğretmen tarafından bir kez daha puanlanacak ve iki öğretmenin aynı puanı vermesi durumunda öğrencinin puanı belirlenmiş olacak. İki öğretmenin farklı puan vermesi durumunda ise öğrencilerin cevabı soruları hazırlayan ekipte yer alan üst puanlayıcı tarafından puanlanacak. Puanlama 15-19 Nisan tarihleri arasında yapılacak. Puanlamaya katılacak öğretmenler 81 ilin tamamından gönüllü olarak başvuranlar arasından valiliklerce seçildi. Seçilen öğretmenlere puanlama işlemleri başlamadan il ölçme değerlendirme merkezi müdürlükleri tarafından puanlama eğitimi verilecek.
İstanbul İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı hakkında konuşan Kurum: “Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar” İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar Tanıtım Toplantısı’nın lansmanı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı hakkında konuşan Kurum, “Dini, dili, ırkı, inancı, mezhebi ne olursa olsun o anlayışla çalışacağız. Onların ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar. İşe başlama töreni ve farklı farklı törenler yaparak gündemi başka noktalara çekmeye çalışıyorlar ama nafile” dedi. Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Şişli’de bir otelde düzenlenen İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar Tanıtım Toplantısı’nın lansmanında ilk 6 ay ve 1 yıllık acil eylem planını detaylı bir şekilde anlattı. Kurum, program çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İBB’ye ait iştiraki şirketlerde maaş konusunda yaşanan grevlerle ilgili soruları yanıtlayan Kurum, adaletin meydanlarda gezmekle sağlanamadığını belirtti. Kurum, İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı çıkarması ve mal beyanı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaştı. “Mal beyanını 1 gün önce farklı, 1 gün sonra farklı vermez” Bir gazetecinin “Ekrem İmamoğlu’nun 1,5 milyarlık villa mevzusu olduğunu, Murat Kurum’un başına böyle bir şey gelse ne olurdu? sorusunu cevaplayan Kurum, “Murat Kurum’un başına böyle bir süreç gelmez. Çünkü Murat Kurum milletten bir şey gizlemez, saklamaz. Mal beyanını 1 gün önce farklı, 1 gün sonra farklı vermez. Mal beyanını verip 1 gün sonra 1,5 milyarlık malı olmaz. Üstüne böyle bir malı geçirmez. Biz kendimizle, kendi işlerimizle ilgileneceğiz. İstanbul’a mal beyanı niye açıklanmadı, bunu kendilerinin net bir şekilde açıklaması, ifade etmesi gerekir. Maalesef bunları hala açıklamıyorlar. Bunları soracak televizyon programlarına katılmaktan imtina ediyorlar. Hatırlamıyoruz, vaatlerimiz unuttuk, balya balya paralarını cevaplarını vermekten imtina ediyorlar. İstanbullular 31 Mart geldiğinde sandıkta hesabı kesecekler. İstanbullular sandıkta kendilerini unutanlara, kendisinin zor gününde yanında olmayıp balya balya kuleler yapanlara 31 Mart’ta gereken cevabı verecek” diye konuştu. “Biz bu projeleri tüm İstanbul’la birlikte yapacağız” Tanıtım toplantısı ile ilgili konuşan Kurum, “Şu çalışma bizim için çok kıymetlidir. İstanbul’un içine düşmüş olduğu durumu ve bu durumdan kurtarabilmek adına atacağımız adımları burada ifade etmeye çalıştık. CHP’li yönetimin 5 yılda yaptığı işlerin 6 ayda, 1 yılda nasıl yapılacağını tüm İstanbul’a anlatmaya çalıştık. Biz bu projeleri tüm İstanbul’la birlikte yapacağız. İstanbul’un, İstanbulluların yüzü gülecek. Hep birlikte o huzuru ve mutluluğu hissedeceğiz” dedi. “Davranışlarınızla samimi, yaptıklarınızla adaletli olacaksınız” Kendisine yöneltilen ‘Şu anda İBB’ye ait iştiraki şirketlerinde maaş konusunda yaşanan grevler hakkında neler söylemek istersiniz?’ soruyu yanıtlayan Kurum, “O haksızlıkları gidermemiz lazım. ‘Hak, hukuk, adalet’ deyip meydanlarda gezmekle adalet sağlanmıyor. Bir kere adaletli olacaksınız. Davranışlarınızla samimi, yaptıklarınızla adaletli olacaksınız. Dürüst olacaksınız, mal beyanınızı gizlemeyeceksiniz. Dolayısıyla biz attığımız her adımda dürüst, samimi olacağız. İstanbullular bu dürüstlüğü her alanda görecekler. 5 yıldır İstanbul’un gündemine gelen taksi sorununun 6 ayda çözüldüğünü göreceksiniz. 6 ayda o yarım bırakılan metroların nasıl bitirildiğini, 5 yıldaki o hatlardan daha fazla hattın nasıl açıldığını, depremle ilgili 5 yılda yapılan işlerin daha fazlasının 6 ayda nasıl yapılabildiğini tüm İstanbul’a göstereceğiz. Bu süreçleri hep birlikte yürütüyor olacağız” şeklinde konuştu. “Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar” Kurum bir gazetecinin ‘Sayın İmamoğlu Kürtçe bir seçim şarkısı çıkardı, son zamanlarda Kürtçe kelimeleri de dillendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ise, “İstanbullular 5 yıldır samimiyetin olup olmadığını gördüler. Kim samimi, kim değil, kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bunu net bir şekilde ortaya koydular. Artık 2 gün sonra 31 Mart’ta İstanbullular kendilerine hizmet edenle, etmeyeni, doğru söyleyenle söylemeyeni sandıkta ayıracaktır. Biz tüm İstanbulluların oyuna talibiz. Burası tüm etnik kökenlerin, inanışların, tüm medeniyetlerin bir arada yaşadığı yer. İstanbul’u böyle tarif ediyoruz. Bizim kimseyle bir sorunumuz yok. Bizim kırmızı çizgimiz terördür. Dolayısıyla bunun dışındaki her bir vatandaşımız başımızın tacıdır. Dini, dili, ırkı, inancı, mezhebi ne olursa olsun o anlayışla çalışacağız. Onların ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar. İşe başlama töreni ve farklı farklı törenler yaparak gündemi başka noktalara çekmeye çalışıyorlar ama nafile” diyerek yanıt verdi. ‘Muammer Keskin’in paralar ile ilgili adliyeye ifadeye gitmesi hakkında ne diyeceksiniz?’ sorusuna cevap veren Kurum, “Adli süreç yürüyor. Hakimlerimiz, savcılarımız takip ediyor, gereği yapılacaktır” dedi.