ÇEVRE - 12 Temmuz 2020 Pazar 13:03

Göbeği olanlar giremiyor, girebilenler temmuzda karın tadını çıkartıyor

A
A
A
Göbeği olanlar giremiyor, girebilenler temmuzda karın tadını çıkartıyor

Bunaltan yaz sıcaklarında serinlemek isteyen Sivaslılar, temmuz ayında karın tadını çıkartmak için o mağaraya giriyor.

Sivas’ın Zara ilçesi Tuzlagözü köyünde yaşayan vatandaşlar, bunaltıcı sıcaklarda 1 saat yol kat ederek ulaştıkları kar mağarasından çıkarttıkları karı yiyerek serinliyorlar. Mağaraya girmek için 40 santimetre genişliğindeki geçitten geçen köylüler, 80 kilo üstünün ve göbeği olanların mağaraya girmelerinin tehlikeli olduğunu belirtti.

Sivas kent merkezine 75 kilometre, Zara ilçe merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan Tuzlagözü köyü, Yuva mezrasında yaşayan vatandaşlar, bunaltıcı sıcaklarda 2 bin 200 rakımlı Çatalkaya dağında bulunan kar mağarasından çıkardıkları kar ile serinliyorlar. Yuva mezrasına 3 kilometre uzaklıkta bulunan ve araç ulaşımının olmadığı dağa yaya olarak çıkan köylüler, kar mağarasına 1 saatte ulaşabiliyorlar. Mağaraya girebilmek için 40 santimetrelik geçitten geçen vatandaşlar, yanlarında getirdikleri baltalarla karı keserek çıkarıyorlar. Bunaltıcı sıcakta yaklaşık 3 kilometre yol yürüyen vatandaşlar, mağaradan çıkardıkları karı, üzerine pekmez dökerek afiyetle tüketiyor. Yanlarında getirdikleri kovalarla evlerine de kar götüren vatandaşlar, hava sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu bunaltıcı havalarda ailelerini de lezzetiyle damak çatlatan karlı pekmezden mahrum bırakmıyorlar. Kar mağarasına gelmek isteyen vatandaşlara kilo uyarısında bulunan Tuzlagözü köyü muhtarı Kudret Şimşek, 80 kilo üstü ve göbekli vatandaşlara mağaraya girmeme uyarısında bulundu.

“Mağara içerisinde hava eksi 15 derece, 5 dakika durabildim”

Tuzlagözü köyü muhtarı Kudret Şimşek, mağara içerisinde hava sıcaklığının yaklaşık eksi 15 derece olduğunu ve mağara içerisinde soğuk havaya dayanmanın zor olduğunu belirterek, “Kar mağarasındayız şu an, Temmuz’un 10’u bugün. Bu sıcak günlerde her yıl mağarada karımız eksik olmaz, 12 ay boyunca burada kar var. İstanbul’dan, yurt dışından kara hasret kalan vatandaşlarımız, burada gelip kar hasretini gideriyor. Burası yaklaşık 2 bin 200 rakımlı bir yer, mağaraya 1 saatte gelinebiliyor. Yuva mezramıza uzaklığı 3 kilometre, mağaraya 20-30 metre kala soğuk hava kendini hissettiriyor. Bilmeyen biri de gelip, burayı bulabiliyor. Mağaranın içerisinin soğukluğu eksi 15-20 derece var. İçeride en fazla 5 dakika durabildim, içerisi çok soğuk. Mağaramıza kar yemek için gelecek arkadaşlarımıza tavsiyemiz, mağaranın arasının çok dar olduğu için 80 kilo ve üzeri, göbekli arkadaşlarımızın girmesi biraz tehlikeli. Mağaraya giriş esnasında kayalar arasında sıkışıp kalabilirler. İçeriye girip, çıkamayabilirler de. İçeride kalan birisinin çıkarılması ancak kayaların kırılmasıyla mümkün olabilir. Soğuk olduğu için donma tehlikesi de var, içeride en fazla 5 dakika kalabilirler” dedi.

Mağaranın girişi dar olduğu için buraya yan girmek zorundayız, düz girilemiyor”

Yuva mezrasında yaşayan Emre Başeğmez de mağaraya girebilmek için içerisinden geçtikleri geçitten yan şekilde geçebildiklerini belirterek, “Şu anda yaklaşık 2 bin 200 rakımlı Çatalkaya dağındayız, Mağaraya gelebilmek için yaklaşık 3 kilometre kadar yol kat ettik. Buraya çıkmamız 1 saati buldu ama bu sıcakta çıktığımıza değdi. Karımızı aldık, arkadaşlarımızla dağın zirvesinde kar yiyeceğiz. Mağaranın girişi dar olduğu için buraya yan girmek zorundayız, düz girilemiyor. Mağaranın içerisi derin olduğu için daha aşağısına gidemiyoruz. Mağara komple kar dolu. Yazın bu sıcak günlerde ferahlamak için köy halkı olarak biz buraya çıkarız. Karla pekmezi birleştirdik, yedik. Bizler için değişiklik oldu. Biz her yıl bu mevsimde böyle yaparız” diye konuştu.

“Biz karları baltayla kestik, kovalara koyup dışarı çıkarttık”

Yuva mezrasında yaşayan Ömer Faruk Çatalkaya ise mağara içerisinde bulunan kar kütlelerini baltayla kestiklerini belirterek, “Mağaranın girişi dar, içeriye yan olarak giriyoruz, içi ise geniş. Mağarada yılın 12 ayı kar bulunuyor. Kara hasret kalan herkesi buraya bekliyoruz. Biz karları baltayla kestik, kovalara koyup dışarı çıkarttık. Buradan kar almak biraz zahmetli ama zahmete değiyor. Bunaltıcı sıcakta serinliyoruz. Bu çıkardığımız karları köye götürüp ailemiz ile birlikte yiyeceğiz” dedi.

Seda Özel - Veysel Korkmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.