SAĞLIK - 15 Ocak 2022 Cumartesi 14:43

Göz altı halka ve torbalarınızdan kurtulun

A
A
A
Göz altı halka ve torbalarınızdan kurtulun

Göz altı, hayati bir sağlık sorununa neden olmasa da oluşturduğu kaygılar bir çok insana kabus yaşatıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Serap Maden, özellikle ileri yaşta ortaya çıkan bu sorundan mezoterapi, gençlik aşısı ve ışık dolgusu gibi yöntemlerle kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi.

Göz altındaki koyu halkalar ve göz altı torbaları, yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan, yaygın kozmetik problemler olarak pek çok insan için rahatsız edici olabiliyor.

Uyku düzeninin bozuk olması, uzun süre televizyon, bilgisayar, tablet, telefon ekranına bakma alışkanlığı, sigara ve alkol tüketimi, yetersiz ve dengesiz beslenme, su içme alışkanlığının yetersiz olması gibi faktörler göz altında koyu halkalara ve torbalanmaların oluşmasına yada belirginleşmesine neden oluyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Serap Maden, güneşe aşırı maruz kalmanın da melanin artışını uyararak göz altlarında koyu görünüme neden olabileceğini söyledi. Uzm. Dr. Serap Maden bu sorunun nedenlerini anlatırken, “Göz altı torbalanmalarının ve koyuluklarının bir diğer nedeni de o bölgedeki dolaşım yetersizliğidir. Özellikle toplar damar yapılarındaki dolaşım yetersizliği bu durumun ortaya çıkmasına yol açar. Göz altı koyu halkaları ve torbalanmaları, yaşın ilerlemesiyle yakından ilgilidir. Zamanla ortaya çıkan bağ dokusu kaybı gözaltında koyu halkaların oluşumuna sebep olur. Aynı zamanda yağ dokusunun yer çekimi nedeniyle aşağı doğru göçü ve kemik yapının gerilemesi sonucu göz altında torbalanmalar ve koyu halkalar oluşur” sözleriyle açıkladı.

Kurtulmak mümkün!

Peki, bu rahatsız edici sorundan nasıl kurtulabiliriz? Uzm. Dr. Serap Maden, düzenli uyku, doğal beslenme ve bol su içmenin; cildin hızlı yaşlanmasına yol açan sigara ve alkolden uzak durmanın tüm cilde sağlık kattığı gibi gözaltındaki koyu halka ve torbalanmaların azalmasına da katkıda bulunduğunu vurguladı. Uzm. Dr. Maden, “Gözaltını uygun bir nemlendirici ile düzenli olarak nemlendirmek de koyu halkaları azaltacaktır. Genetik olarak sahip olunan koyu halkaları azaltmak için ve zamanın yıpratıcı olumsuz etkilerine karşı önlem almak amacıyla göz altına uygulanabilecek hem basit hem de etkili çeşitli kozmetik yöntemler de vardır” dedi.

En etkili kozmetik yöntemler: Mezoterapi, gençlik aşısı ve ışık dolgusu

Bu kozmetik yöntemlerin başında ise mezoterapi geliyor. Uzm. Dr. Serap Maden’in “Göz altı morluklarını ve torbalanmalarını azaltmada kullanılan etkin kozmetik işlemlerden biridir” sözleriyle tanımladığı mezoterapi uygulamasında; vitaminler, mineraller, amino asitler gibi besleyici maddeler içeren serumlar göz altındaki deri alanına çok ince uçlu enjektörlerle cilt altına enjekte ediliyor. Uzm. Dr. Maden, uygulamanın sonuçlarını “Böylelikle cilt nemlenir, beslenir ve cildin ışıltı kazanması sağlanır. 7-10 gün aralıklarla yapılacak 4-6 seanslık bir uygulamayla etkin sonuçlar almak mümkündür. Kişinin ihtiyacına göre altı ay sonra tekrarlanabilir” ifadesini kullandı.

Uzm. Dr. Serap Maden’in dikkat çektiği bir diğer uygulama ise gençlik aşısı olarak adlandırılıyor. “Hyaluronik asit ve polivitamin içeren gençlik aşıları, cildin bağ dokusu desteğini artırarak cilde canlılık, sıkılık ve parlaklık kazandırır” diyen Uzm. Dr. Serap Maden, “Mezoterapi uygulamasında olduğu gibi gençlik aşıları da göz altındaki deri alanına, çok ince uçlu enjektörlerle enjekte edilir. Ortalama 3-4 hafta aralıklarla yapılan bu uygulamada da 3 seans sonrası belirgin olumlu gelişmeler görmek mümkündür. Ortalama seans sayısı kişinin ihtiyacına göre belirlenir” ifadesini kullandı.

Göz altı koyu halkalarını düzelten bir diğer yöntem ise göz altı ışık dolgularıdır. Uzm. Dr. Serap Maden, “Bu yöntemde göz altında spesifik bir derinliğe enjekte edilen hyaluronik asit içeren dolgu materyali kullanılıyor. Bu uygulamada hyaluronik asit içeriği daha yoğundur ve etki süresi daha uzundur. Kişinin ihtiyacına göre 9 ay - 1 yıl aralıklarla tekrarlanabilir. Göz altı ışık dolgusu etkisini uygulama sonrasında hemen gösterir” şeklinde konuştu.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Serap Maden, bu kozmetik yöntemlerin özellikle ileri yaşlarda fazlaca belirginleşen göz altı torbalarında yetersiz kalabileceği konusunda ise uyarıda bulunarak, “Doktor tarafından değerlendirildikten sonra gerek duyulan durumlarda cerrahi olarak alt göz kapağı estetiği uygulanabilir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.