GÜNDEM - 04 Kasım 2018 Pazar 09:38

Gülmekten bayılan adam bir kez daha krize girdi, kendine gelemedi

A
A
A
Gülmekten bayılan adam bir kez daha krize girdi, kendine gelemedi

İzmir’de sahnelenen ‘Başroldeki Kadınlar’ adlı tiyatro oyununu izlerken bayılan Ali Aralar isimli vatandaş, rahatsızlanması nedeniyle tekrar oyunu izlemeye davet edildi. Oyun sonrasında yine gülme krizine giren yaşlı adam, bir müddet kendini gelemeyince ortaya renkli görüntüler çıktı. Bazı oyuncular ise krize giren ve rahatsızlanmasından korktukları adamı ellerindeki kitapları yelpaze gibi sallayarak serinletti.

Çağlar İşgören’in yönetmenliğimi yaptığı, Çağrı Turnalı ve Hüseyin Çur'un başrollerini paylaştığı ‘Başroldeki Kadınlar’ adlı tiyatro oyunu, Sahne Tozu Tiyatrosu’nda sergilenmeye devam ediyor. 2 saat 15 dakikalık oyun, izleyenleri kahkahaya boğarken, geçtiğimiz günlerde Ali Aralar isimli bir vatandaş oyunu izlerken gülmekten baygınlık geçirdi. Sağlık görevlilerin müdahale ettiği 60 yaşındaki adam, rahatsızlanması nedeniyle oyunun bazı bölümlerini izleyememişti.

Sahne Tozu Tiyatrosu'nun yöneticileri de, Aralar'ı tekrar oyunu izlemesi için davet etti. Oyunu izlemeye gelen Ali Aralar, tıklım tıklım dolan salonda tekrar koltuğuna oturdu ve 2 saat 15 dakikalık oyunu keyifle izledi. Aralar, oyunun bazı bölümlerinde yine krize girdi. Bazı seyircilerde oyun boyunca gülmekten kendini alamadı.

Gülmekten az kalsın yine rahatsızlanıyordu
60 yaşındaki Aralar'ın gülme krizi ise oyun sonrasında da geçmedi. Salon girişinde soluklanan Aralar'ın oyuncularda sakinleştirmek istedi; ama Ali Aralar dakikalar boyunca katıla katıla güldü. Aralar, bir ara yine soluksuz kaldı. Salon görevlileri de pencereyi açarak yaşlı adamın nefes almasını sağladı. Bazı oyuncularda, rahatsızlanmasından korktukları adamı ellerindeki kitapları yelpaze şeklinde sallayarak serinletmeye çalıştı. Ali Aralar'ın güldüğü anlarda ise ortaya ilginç görüntüler çıktı.
Ali Aralar, o kadar krize girdi ki gazetecilerin sorularını bile zaman zaman yanıtlayamadı. Yaşadıklarını anları anlatan Aralar, "İlk perdenin aşağı yukarı 15. veya 20. dakikasıydı, çok güldüm. Ondan sonra çok fazla güldüğüm için; dedim ki seyirci rahatsız olmasın dışarı çıkayım dedim; ama o anda başımda bir boşluk. Merdivenlerden aşağı iniyorum, indim, bir daha indim ondan sonra düze gelmeye kalmadı hatırlamıyorum bayılmışım. Gülünmeyecek gibi değil ama ya" dedi.

Yönetmen ve oyuncularda şaşkın
Sahne Tozu Genel Sanat Yönetmeni ve Kurucusu Çağlar İşgören de ilk defa böyle bir şeyle karşılaştıklarını söyledi. İşgören, "Ben sonradan şahit oldum, oyunun belirli bir bölümünde fenalık geçiriyor; gülmekten bayıldığını söylediler. Önce inanmadım sonra hemen Haldun Dormen hocamın söylediği şeyler aklıma geldi. Biz de benzer şeyleri yaşamıştık zaten eskiden Dormen tiyatrosunda gülme krizine giren seyirciler koltukları parçalarlarmış; hiç ama hiç böylesini yaşamamıştım yani çok şaşırdım. Şaka yapıyorlar sandım önce; sonra işin gerçek olduğunu anladım. Hemen personel yardımcı olmuş sağlık görevlileri vardı onlar yardımcı olmuşlar" şeklinde konuştu.

"Gelsinler, görsünler; ama bayılmasınlar"
Başrol oyunculardan Çağrı Turnalı da "Oyun anında tabii bundan haberdar değildik; perde arasında haberdar olduk ve bir yerde hem üzüldük sevindik. Dedik; başarıya ulaşabilmişiz. Sonra üzüldük; çünkü sonuçta birisi gülerek da olsa bayıldı; ama bir yerde pozitif bir şey bu o yüzden mutluyuz yani. Hocamın da dediği gibi; koltuk kıranlar, olduğu koltuktan düşenler oldu, çığlık atanlar oldu; ama ilk defa bayılan biri oldu o yüzden mutluyuz. İzmirlileri canı gönülden oyuna davet ediyorum. Gelsinler, görsünler; ama bayılmasınlar" diye espirili bir dille yanıt verdi.

Bir başka başrol oyuncusu Hüseyin Çur da şu ifadelere yer verdi:
"Biz ilk duyduğumuzda bayılmayı beğenildiği anlamında düşündük. Oh çok güzel beğendi seyircilerimiz dedik; ama personel şey deyince; 'gerçekten bayıldı' deyince acaba biz 'ona ne olacak' diye tedirginlik içerisinde kaldık. İlk defa böyle bir şeyle yaşıyoruz. Zaten genç olduğumuz için hayatımızda ilk defa böyle bir şey oldu ve çok çok erken geldi bizim için bu büyük bir tecrübe oldu."  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.