ÇEVRE - 05 Temmuz 2020 Pazar 09:33

Gümüşhane'nin görkemli kaleleri göz kamaştırıyor

A
A
A
Gümüşhane'nin görkemli kaleleri göz kamaştırıyor

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve önemli geçiş yollarının üzerinde bulunan Gümüşhane'nin görkemli kaleleri yüzlerce yıldır zamana direniyor.

Gümüşhane'de yaşayan birçok uygarlık ticaret yolları üzerindeki yüksek zirvelere kaleler ve gözetleme kuleleri yaptı. Bunlardan günümüze kadar ayakta durabilen il genelindeki 17 kale tescillenirken, gözetleme kuleleriyle birlikte bu rakamın 50’yi aştığı ifade ediliyor.

Literatürde Türkiye’deki en güzel 100 kale içerisinden 2 tanesine ev sahipliği yapmasının yanında Doğu Karadeniz bölgesinin en görkemli 3 kalesine de sahipliği yapan Gümüşhane’de bu kalelerin bazıları restore edilirken, bazılarının restorasyon çalışmaları ise yarım kaldı.

Roma döneminden başlayarak beylikler, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yapılan, dik dağlar ve derin vadilerle kaplı bölgede önemli görevler yüklenen Gümüşhane kaleleri, bugün birçoğunun harap olmasına karşın eski devirlerden izler taşımaya devam ediyor ve adeta zamana direniyor.

Bu kalelerden şehir merkezini kuşbakışı izleyen Canca Kalesi, milattan sonra 540 yıllarında Roma İmparatoru II.Justinyen tarafından yaptırıldığına dair bilgiler yer alıyor. Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesinde bahsettiği Canca Kalesi, denizden bin 530 metre yükseklikte yüksek kayalıkların üzerinde yer alırken, Osmanlı kaynaklarına göre kalede askeri hayatın 1700’lere kadar devam ettiği tahmin ediliyor.

Doğu Karadeniz’in en ihtişamlı kalelerinden birisi olan Kov Kalesi ise merkeze bağlı Esenyurt köyünde 130 metre yükseklikteki ana kaya üzerine 1361 yılında III. Alexios tarafından Bayburt bölgesinden gelen akınlara karşı koymak amacıyla yapıldı. Yüksekliği nedeniyle doğu, kuzey ve güney yönlerinden ulaşma imkanı bulunmayan kale denizden bin 760 metre yükseklikte yer alıyor.

Gümüşhane-Bayburt karayolu üzerinde merkeze bağlı Kale köyü sınırlarındaki Keçi (Kovans) Kalesi ise her yıl yolu kullanan milyonlarca insanın gördüğü bir noktada yer alıyor. Kale köyünde 220 metrelik sarp bir kayanın üzerine kurulan Keçi Kale’nin zindanları, su sarnıçları ve ibadethanesi halen ayakta. İçerisinde gizli bir geçidin olduğu ifade edilen Keçi Kalesi ihtişamıyla göz kamaştırıyor.

Recep Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Geleceğin şampiyon adayı safkan Arap atları Yozgat’ta yetiştiriliyor Yozgat’ta yaşayan Sami Taşkın, iki oğlu ile birlikte 3 yıldır bozkırın ortasında geleceğin şampiyon adayı safkan Arap yarış atları yetiştiriyor. Sorgun ilçesinde yaşayan Sami Taşkın, veterinerlik bölümünde okuyan oğlu Mehmet Emin ve atçılık ve yetiştiriciliği bölümünde okuyan oğlu Yasin Taşkın ile el ele vererek 3 yıl önce safkan Arap yarış atı üretimine başladı. 3 yıldır harada tay üretimini sürdüren Sami Taşkın ve oğulları, at sayısını 15’e çıkardı. Baba ve oğullarının kurduğu Pınar Taşkın Harası, geleceğin şampiyon atlarına da ev sahipliği yapıyor. Harada tayların her türlü bakımlarını kendileri yapan baba ve oğulları, atları yonca, arpa ve yulaf ile özenle besliyor. 6 kısrak, 4 aygır ve 5 yavru tayın bulunduğu harada, safkan Arap atları ırk özellikleri bozulmadan yetiştiriliyor. 2.5 yaşına gelen taylar, Ankara, İstanbul, Bursa ve İzmir gibi illere gönderilerek hipodromlarda yarışlara katılmak üzere hazırlanıyor. Gelecekte şampiyonluklar kazanmaları için Yozgat’ta yetiştirilen safkan Arap atları, 6 aylık eğitimin sonunda 3 yaşına geldiklerinde hipodromlarda yarışmaya başlıyor. “Amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” Yozgat’ın coğrafi yapısının ve iklim özelliklerinin Arap atı yetiştiriciliğine elverişli olduğunu söyleyen Sami Taşkın, “Haramızda safkan Arap atı yetiştiriciliği yapıyoruz. Yozgat bölgesi Arap atı yetiştiriciliğinde uygun iklime sahip bir bölgemiz. Daha önce de burada yarış atı yetiştirilmiş. Tarihte de bu bölgelerde dayanıklı yarış atı ve savaş atlarının yetiştirildiğini biliyoruz. Biz 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Amacımız burada şampiyon yarış atları yetiştirmek. Burada 6 damızlık kısrağımız var. Hazırda yarışlara katılacak 2 yaşın üzerinde 4 tane tayımız var, 5 tane de sıfır ve 1 yaş aralığında tayımız var. Haramızda toplamda 15 tayımız bulunmakta ve bunların bakımlarını ve yetiştiriciliğini de çocuklarımla birlikte yapıyorum. Tüm teknik desteği kendileri sağlamakta. Çocuklarımla birlikte el ele verip bu bölgede şampiyon yarış atları yetiştirmeyi düşünüyoruz. Biz haramızda yaklaşık 2 yaşına kadar atlarımızı yetiştiriyoruz. Burada onları yarışa hazırlama imkanımız yok. 2 yaşından sonra taylarımız İstanbul, Bursa gibi şehirlerde yarışa hazırlanmaya gidiyor. 3 yaş gibi de Arap atları hipodromda yarışmaya başlıyor. İnşallah bizim de amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” dedi. “4 tayımız bu sene yarışlara katılacak” Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksek Okulu Bölümü’nde okuyan Yasin Taşkın ise, “Burada 3-4 senedir babam ve ağabeyimle yarış atı yetiştiriciliği yapıyorum. Hedefimiz şampiyon yarış atları yetiştirmek. Şu an sorunsuz doğumlarımız da devam ediyor. Çiftliğimizde herhangi bir sıkıntımız yok. Bu sene ekim-kasım ayları gibi 4 tayımız sahalara inerek yarışlara katılacak. Biz burada atlarımızın yemlerini kendimiz üretiyoruz. Atlarımızı arpa, yulaf, yonca gibi yemlerle özenle besliyoruz. İnşallah buradan şampiyon atlar çıkaracağız” şeklinde konuştu.