GÜNDEM - 10 Şubat 2019 Pazar 10:48

Gümüşhane'nin yeni lezzeti: Ardasa Siron Kebabı

A
A
A
Gümüşhane'nin yeni lezzeti: Ardasa Siron Kebabı

Gümüşhaneli genç girişimci Hüseyin Kalaycı, siron, yoğurt ve Zigana dağlarının lezzetli etini birleştirerek ‘Ardasa Siron Kebabı’ yaptı. Ürünün marka tescilini de yapan Kalaycı, kebabı tatmak için yüzlerce kilometre yoldan gelen misafirlerinin siparişlerine yetişemiyor.

Gümüşhane’nin Torul ilçesi nüfusuna kayıtlı Kalaycı, Selçuk Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra bir devlet bankasında bireysel portföy yöneticisi olarak 3,5 yıl görev yaptıktan sonra görevinden istifa etti.

Bodrum’da bir restoran işletmeye başlayan Kalaycı, gezilecek yerde sıkıntı yaşanmamasına karşın Gümüşhane’de ne yenir sorusuna çok fazla cevap bulamayınca memleketinde yemek olarak sunulabilecek bir ürün arayışına girdi.

Evde amatörce bazı yemekler yaptıktan sonra Gümüşhane’de oldukça fazla kullanılan sirondan dünyanın en lezzetli işlenmemiş etlerinden birisi kabul edilen Zigana dağlarını otlayan hayvanlarını etini birleştiren Kalaycı, onlarca deneme gerçekleştirdikten sonra siron, yoğurt ve eti birleştirerek tescilini de aldığı “Ardasa Siron Kebabını” vatandaşların beğenisine sundu.

İnce açılan yufkaların katlanarak doğranması ve ardından kurutulması sonucu üretilen yöresel ürün olan sironun üzerine yoğurt serdikten sonra Zigana dağlarında yayılan hayvanların etini seren Kalaycı, yeşilliklerle süslediği tabağının üzerine organik tereyağı sosuyla servisini tamamlıyor.

Eski adı “Ardasa” olan ve kuzeydoğu seferi sırasında otağını buraya kuran Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'den ‘Torul’ adını alan ilçede onun adına ithaf edilen otantik Tuğrulbey Otağında sunumu gerçekleştirilen ürün vatandaşlar tarafından da büyük beğeni topluyor.

Adrenalin tutkunlarının gözde mekanlarından birisi olan ve yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği 240 metrelik irtifasıyla Türkiye’nin en yüksek cam seyir teraslarından birisi olan Torul Kalesi Cam Seyir Terasında kış mevsimi nedeniyle sadece hafta sonları gerçekleştirilen ürünü bin 100 kilometre uzaktaki İstanbul’dan gelerek deneyimleyen Hacı Öztürk, “Çok güzel bir tat” diye tanımladığı “Ardasa Siron Kebabında” Gümüşhane’nin yöresel sironuyla kebabın bir araya geldiğini söyledi.

“Sironu etle buluşturdukları için güzel bir tat oluşmuş”

Torul’da hem böyle bir sosyal tesisin olmasının hem de böyle bir seyir terasının olmasının yanında yerli bir yiyecek olarak siron kebabının olmasının çok güzel olduğunu kaydeden Öztürk, “İnşallah bunun daha geniş olarak yapılmasını temenni ederiz. Tadı çok hoşumuza gitti. Sironumuzla etimizi bir araya getirme imkanı olmuş. Gümüşhane Kelkit dönerinden sonra sironu etle buluşturdukları için güzel bir tat oluşmuş. Bunu yapanın elleri dert görmesin, kendilerine çok teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.

“Belki 100 denemem olmuştur”

Genç girişimci Hüseyin Kalaycı ise yemek arayışı sırasında Türkiye’nin birçok bölgesinden gelen arkadaşlarının ortak damak tadına sironun hitap ettiğini görünce bu konu üzerinde yoğunlaştığını belirterek, Ardasa Siron Kebabının hayata geçirilme hikayesini şu sözlerle anlattı:

“Antep’li, Maraş’lı, Ege'den gelen arkadaşlarımın hepsi beğeniyordu. Annem yaptığında siron üzerinden farklı bir ürün geliştireyim diye bir fikir çıktı. Kebapla uğraştım. Çeşitli varyasyonlar denedim. Belki 100 denemem olmuştur ve bunu da kendi ailemde, amcamlarla kuzenlerimle paylaştım. Herkese bir tabak ikram ediyordum nasıl olmuş diye. Olumlu olumsuz eleştiri sonunda yüzde 99’luk bir kesim Ardasa Siron Kebabını yiyince memnun ayrılıyor. O beni çok mutlu ediyor. Beklediğim noktanın çok üstüne doğru gidiyor bu iş. İnşallah daha da yukarılara taşıyacağız.”

“Kaliteli et, kaliteli ev yapımı siron kullanıyoruz”

Gümüşhane ve Torul özelinde bu yemeğin sahiplenilmesini ve insanların “Bu bizim yemeğimiz” demesini hedeflediğini kaydeden Kalaycı, “Sironu ana yemek haline getirdik. Sunumuna elimizden geldiği kadar dikkat ediyoruz. Kaliteli et, kaliteli ev yapımı siron kullanıyoruz. Kaliteli olunca geri dönüşü de kaliteli oluyor, bu da bizi mutlu ediyor” dedi.

“Yoğurt, siron ve eti insanlar kafasında çok fazla birleştiremiyor”

Ardasa siron kebabının en büyük özelliğinin eti olduğunu dile getiren Kalaycı, “Üç farklı yemeğin birleşimi noktası bu yemek. Yoğurt, siron ve "eti insanlar kafasında çok fazla birleştiremiyor. Ama buraya geldikten sonra ‘ya biz böyle bir şey hayal etmiyorduk, çok güzelmiş gerçekten’ diyorlar. Bu da benim hedeflediğim noktaydı. Buna da ulaştık. Siron kebabının özelinde farklı yöresel ürünlerimiz, yöresel yemeklerimiz var. Onları da gün yüzüne çıkararak tarihten gelen yemeklerimizi gün yüzüne çıkararak farklı sunumlar yapabiliriz. Bu onun önünü açmış olsun” şeklinde konuştu.

“Amacımız Gümüşhane deyince aklına gelebilecek yemek yapabilmek”

Yemekte Zigana dağlarını otlayan hayvanların eti kullanıldığını ifade eden Kalaycı, ürünün marka tescilini de yaptıklarını belirterek, “Arda siron kebabı olarak burada sunumla yapıyoruz. İnşallah bunu yayarız, belki bayilikler ileride açarız veya ürünümüzü menüsüne koymak isteyen restoranlarımızla görüşürüz. Bunu marka yemek haline getirmek istiyoruz. İskender kebap gibi Gümüşhane özelinde insanların işte Gümüşhane deyince aklına gelebilecek yemek yapabilmek” diye konuştu.

“Çevre illerden merak ettikleri için gelip yiyenler var”

Kış mevsimi nedeniyle sadece hafta sonları açmalarına karşın çok sayıda vatandaşın sosyal medya ve diğer mecralardan merak edip, duyup geldiklerini dile getiren Kalaycı, “Bu güzel bir şey. O merakın olması da güzel bir şey. Ben bunu görüyorum. Çevre illerden de sırf bunun için neymiş, nasıl bir yemek, merak ettik gelip bizde bir yiyelim deyip daha sonra da gerçekten gelmeye değer yemeye değer bir yemekmiş tepkisini almak beni mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

Recep Ergin 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.