SPOR - 13 Kasım 2019 Çarşamba 10:58

Gümüşhanespor Başkanı Yunus Emre Durmuş: 'Ülkemizin yaşadığı darbe girişimiyle aynı nitelikte bir durum yaşandı'

A
A
A
Gümüşhanespor Başkanı Yunus Emre Durmuş: 'Ülkemizin yaşadığı darbe girişimiyle aynı nitelikte bir durum yaşandı'

Gümüşhanespor’da 4 ay önce seçilen Başkan Yunus Emre Durmuş, yaşananların ardından istifa ettiğini açıkladı. Durmuş, yönetime darbe yapıldığını belirterek, "Bu yaşananların ardından yönetim kurulu olarak görevden ayrılıyoruz ve aday olmayacağız" ifadelerini kullandı.

TFF 2. Lig takımlarından Gümüşhanespor'da Başkanı Yunus Emre Durmuş çarpıcı açıklamalarda bulundu. 4 ay önce yapılan kongrede başkan seçilen ve göreve gelmesinin ardından kulüpte bilinmeyen birçok problem olduğunu söyleyen Durmuş, yaşananları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Mevcut yönetim kurulunda kendisinin başkan vekili olarak görev alan Çetin Rıza Tanış’ın önderliğinde olağanüstü genel kurul kararı alındığını ifade eden Durmuş, "Kendisi bir yönetici arkadaşımızı arayarak kendisini kulübe kayyum olarak atadığını ifade etmiş. Yönetime darbe yaparak seçim kararı aldılar" ifadelerini kullandı. Durmuş ayrıca yönetim kurulu olarak istifa ettiklerini ve seçimde aday olmayacaklarını söyledi.

"Bozulan yapılandırmalar, planlarımızı da bozdu"

4 ay önce yaşanan kongre öncesinde kulübün mali durumuyla ilgili bilgi aldıklarını söyleyen Gümüşhanespor Başkanı Yunus Emre Durmuş, "4 ay önceki kongre öncesinde kulübün mali durumu hakkında kulüpten ve kulüple yakından ilgilenen arkadaşlardan bilgi aldık ve toplam 8.5 milyon TL borç olduğunu öğrendik. Borcun da ayrıntılı listesini istedik. Listede, SGK, Maliye, kredi borcu ve futbolculara olan borçlar vardı. Toplam bu 8.5 milyon TL’ydi. Transferin açılmasına kısa bir süre vardı ve futbolcularla görüştük. Gelecek dönemde takıma alacağımız isimlerle görüştük. 15-16 oyuncuyu tesislerimizde ağırladık. Bu isimlere imza attıracaktık. Bu süreçte SGK ve maliye borçlarının yapılandırıldığı söylenmişti. Ancak bu dönemde yapılandırmanın bozulduğunu, SGK’ya 350 bin TL teminat, 350 bin TL de peşinat verilip yapılandırma yapılması gerektiğini öğrendik. Maliyede de aynı cevabı aldık ve planlarımız sekteye uğradı. Borçların yapılandırmada olduğu, 2 ayda 160 bin TL taksitle ödenmesi yönündeydi bizim planımız. Bir de önceki yönetim tarafından çekilen 1.1 milyon TL’lik kredi vardı. Bunun da yapılandırmada olduğu, Spor Toto ve İddaa gelirleri karşılığında temlikli olduğu söylendi. Ancak bunun da yapılandırmasının bozulduğunu öğrendik. Böyle olunca, ilk hesapladığımız miktarların çok üzerinde bir borç çıktı karşımıza. Bizim hakkımızda kara bir propaganda yapıldı. '20 milyon TL ile geldiler' söylentisi çıktı ancak kimseye böyle bir sözümüz olmadı. Biz borçlarla birlikte 20 milyon TL’lik bir risk olduğunu ifade ettik. Bazı futbolcu arkadaşlarımız bu söylentiler nedeniyle pazarlığa kapalı olduklarını ve bunu nakit olarak almak istediklerini söylediler. Bu arkadaşlara yüzde 50 ya da yüzde 40 ödeme yaparak transfer yasağını kaldırmak istedik ancak kabul etmediler. 8.5 milyon TL’lik borçla birlikte yeni bir takım da kurmak için gereken meblağla birlikte maliyet ve külfet de ciddi anlamda arttı. Gümüşhane’deki yönetici arkadaşlarımızla bunları paylaştık. Tesisimizde 24 oyuncunun yanında 16 da arkadaşımız vardı. Bazıları ciddi takımlarda oynamış isimlerdi ve iyi bir kadro kuracaktık. Transferin son gününe kadar tesisimizde beklediler. Ancak SGK, Maliye, kredi ödemesi, personel maaşları ödemeleri olduğu için transferi açamadık" diye konuştu.

"Sahte çek için suç duyusunda bulunduk"

Kulübü iyi bilen ve Gümüşhaneli olan bir ismi idari menajer olarak göreve getirdiklerini ifade eden Emre Durmuş, "Transfer yapmak ve ödeme gerçekleştirmek için yapacaklarımıza bakarken, menajer arkadaşımız bize iyi niyetli olarak hatır çeki getirebileceğini söyledi. 1, 2 aylık vadelerle hatır çeklerini vererek, iyi bir takım oluşturmak, İstanbul’da yapacağımız organizasyonlarda takıma gelir sağlayacak işlere imza atmak istiyorduk. Transfere 2 gün kala yaşananların ardından, kadrodaki isimlerle görüşmeye başladık. Geçen sene kulüpte oynayan arkadaşların yaşadığı mağduriyetler çok fazlaydı. Bir futbolcu annesinin rahatsızlığı nedeniyle alacağını istedi ama yöneticilerden bazıları, 'Biz sana borç veririz ama alacağından düşmeyiz' cevabını verdiler. Futbolcularla görüşerek 20 kişilik kadroyla lige girdik. Transferi açamadık. 24 kişilik kadro değil, 20 tane inanmış arkadaşımız olsun dedik. Bu arkadaşlarımız sözümüze güvendiler ve geçen yıl Gümüşhane’den aldıkları paranın daha altına takımda kaldılar. Eski dönemde oynayan ve bu dönemde oynayacak arkadaşlar aldıkları çekleri sorgulattılar. Biz de sorgulatmıştık ve futbolculara verirken de 'Bunları teyit ederek bizden alabilirsiniz' denmiştir. Çeklerin bazılarının arkasında kulüp cirosu var. Bu çeklerden birisinin, futbolcu kardeşimizin bankaya gitmesinin ardından sahte olduğu ortaya çıktı. Hemen ardından Ankara’ya gittik. Burada bizim de mağdur olduğumuzu beyan ettik. Yaşanan olaylardan sonra savcılığa giderek suç duyurusunda bulunduk. Savcılığa, kulübümüzün, bizlerin ve futbolcuların mağdur olduğunu ifade ettik. 16 tane çek istedik. 1’inde sıkıntı yaşamıştık ve suç duyurusunda bulunduk. Akabinde 2 çekte daha sıkıntı oluştu. Kendimizi temize çıkarmamız adına suç duyurumuz mevcut, bu olayla uzaktan yakından alakamız yok. Biz burada kabahatliyiz ama suçlu değiliz. Devlet nezdinde ifademizi verdik, tekrar çağrılırsak ifademizi veririz" açıklamasında bulundu.

"Ülkemizin yaşadığı darbe girişimiyle aynı nitelikte bir durum"

Göreve geldiklerinde 5 yıllık bir program yaptıklarını ve kendi dönemlerinde kulübün şampiyon olması için hareket ettiklerini söyleyen Emre Durmuş, “5 yıllık bir program yapmıştık. Ama her il takımında olduğu gibi bizim kulübümüzde de bazı sorunlar oldu. Biz ilk günden doğruları söyledik ve bu da birilerini rahatsız etti. Bu rahatsızlıktan dolayı da memnunuz. Her zaman doğruları söylemeye devam edeceğiz. Futbolcuların maç başı, peşinat ve primlerinin ödenmesi için bir gece düzenlenmesi için çalışmalar yaparken bizim istifamız istendi. Bunu isteyenlerden birisi başkan vekilimiz olan arkadaştı. Biz de istifa edeceğimizi söyledik ama mevcut programlar yaptığımızı, bu işi de belli noktaya getirip görevi bırakacağımızı söyledik. Ancak görevden ayrılan arkadaşlar Gümüşhane’ye döndükten sonra 14 kişiyi de yanlarına alarak olağanüstü kongre kararı aldılar. Geçmişte ülkemizin yaşadığı darbe girişimiyle aynı nitelikte bir durumdur bu. Halihazırda görevde olan bir başkan varken, böyle bir karar imza atmak, ki istifalarını direkt bana sunduktan sonra böyle bir karara imza atmalarını ben halkın takdirine bırakıyorum. Düzgün bir davranış olduğunu düşünmüyorum" diyerek yönetim kuruluna darbe yapıldığını ifade etti.

"Futbolculara ödemek istediğimiz paralar borçlara gitti"

Spor Toto’dan 500 bin TL’ye yakın bir hak ediş alındığını söyleyen Durmuş, "Spor Toto’ya 2 adet fatura kesildi. 259 bin TL ve 244 bin TL’lik kulübün hak edişleri vardı. Bunlar futbolculara verilebilirdi ancak ne yazık ki geçmiş dönemden kalan SGK, maliye ve kredi borçlarına gitti. Akabinde TFF’nin 354 bin TL hak edişimiz, direkt geçmişten kalan futbolcu alacaklarına kesildi. 950 bin TL hak edişimiz vardı. Güncel oynayan futbolculara vermemiz gereken para, geçmişteki yönetimden kalan borçlara kesilmiştir. Antrenör ve futbolculara da ödemeler yaptık. Bunun yanı sıra birçok arkadaşımız da özellikle konaklama konusunda bizlere önemli yardımlarda bulunmuştur. Şahsım ve yönetim kurulunun da cebinden çıkan 700-800 bin TL bir para vardır. 4 aylık dönemde hemen hemen 1 milyon 700 bin TL ödeme yaptık. Ancak bu dönemde İstanbul’da geçmişte kulübümüze destek veren iş adamlarından destek alamadık. Gelen talimatlar ve siyasi baskılar nedeniyle destek alamadık. 'Bu arkadaşlar bırakıp gitsinler. Bu arkadaşların gitmesi gerekiyor. O yüzden de kimse bu arkadaşlara yardım yapmayacak ve sponsor olmayacak' diye talimat verildi. Bunlarla ilgili benim elimde belgeler de var. Futbolcu arkadaşlarımıza da 'Biz başkanı ve yönetim kurulunu tanımıyoruz' diye paylaşım yaptırdılar. Ben bunları futbolcu arkadaşlarımıza birilerinin yaptırdığını da biliyorum. Peşinatını, maç başı ücretini alamayan ama sahaya çıktığı zaman elinden gelen mücadeleyi veren futbolcu arkadaşlarımızın bunları isteyerek yapmadığını da biliyorum. 'Başkan giderse paralı bir arkadaş gelecek ve bu kişi gelince sizin sorunlarınız çözülecek' denildi futbolculara ve bu paylaşımlar yaptırıldı” diyerek sözlerini sürdürdü.

"Başkan vekili, kendisine kulübe kayyum olarak atamış"

Geride kalan süreçte istedikleri çalışmaları yapma fırsatı bulamadıklarını söyleyen Emre Durmuş, "Takımın bizim dönemimizde 1. Lig’e çıkmasını istiyorduk ancak gerekli çalışmaları yapamadık. İstifa eden arkadaşlarımızın aldığı kongre kararı usulsüz bir karardır ancak ben buna itiraz etmeyeceğim. Bu karara saygı duymuyorum. Bizim yapabildiklerimiz bu kadardı. Daha iyilerini yapabilirdik ancak engellemelere maruz kaldık. Ben 16’sında yapılacak olan kongrede aday olmayacağımı ve istifa ettiğimi kıymetli hemşehrilerimize buradan ifade ediyorum. Bizim hakkımız helal olsun, onlar da haklarını helal etsinler. Biz elimizden geleni yaptık, engellemelerle bu kadar oluyor. Şehrimiz ve futbol kulübümüz siyasete kurban edilmemeli. Gümüşhanespor bizim tek marka değerimiz. Ama kurban edilmemesi gerekiyor. Bu süreçte çok yıpratıldık. Ama şehrimize helal olsun. Harcadığımız paranın da peşinde değiliz. Geçmişteki yanlışlıklar nedeniyle bu takım bu halde. Eleştiriye saygı duyuyoruz ama iş hakaret boyutuna geldiğinde kabul edemeyiz. Bir beldenin belediye başkanı, benim yöneticimi arayıp, kendisini kulübe kayyum atadığını belirtiyor ve 'Yiyorsa gelin' diyor. Bunu yapmaması gerekir. Halkımızın takdirine bırakıyorum. Yapılacak olağanüstü kongre hayırlı olsun, biz bundan sonraki süreçte aday olmayı düşünmüyoruz. Bugün bize yapılan yarın farklı yönetimlere de yapılacak. Hakkımız varsa helal ediyoruz. Şehrimizin, futbolcularımız ve teknik ekibimizin de helal etmesini istiyoruz. Bu çirkin süreçte bulunmayacağımızı tekrar ediyoruz" diyerek istifa kararı aldığını açıkladı.

"Elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarız"

Yapılacak olan kongrede aday olmayacağını ve herhangi bir adayıp olup olmadığını da bilmediğini söyleyen Emre Durmuş, "Çıkacak bir aday var mı bilmiyorum. Ama bu kumpası düzenleyenler, istifa etmemizi isteyenler bir çalışma yapacaktır. Bir yöneticimiz kendisinin telefonla arandığını söyledi bana. Başkan vekilinin kulübe kendisini kayyum olarak atadığını ve 'Yiyorsa gelsin ve alsın' dediğini belirtiyor. Biz hemşehriyiz, kucaklayıcı olmamız gerekiyor. Biz geçmişte sitem ettik, ettiğimiz sitemlerin hepsinin arkası doluydu ama bu arkadaşların yaptığı operasyonun arkası dolu değil. Onlar bireysel menfaatle hareket ediyorlar. Şehrin milletvekilleri bizim dönemimizde sahip çıkmadılar ama bizden sonra kulübe sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bizden önce kulübe yapılan yardımlar yapıldı ama bize yapılmadı. Bizlere tekrar görev düşerse her zaman hemşehrilerimizin de yanındayız. Geçmişte olduğu gibi elimizi değil gövdemizi taşın altına koymaya hazırız" dedi. Durmuş ayrıca kendisinin görevde olduğu dönemde kulübün elektriklerinin kesildiğine dair çıkan haberler için de, "Kulübün elektriği belediye tarafından ödenmektedir. Bu haberler tamamen asılsız" diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş - Güven Mert Ercan

Gümüşhanespor Başkanı Yunus Emre Durmuş: 'Ülkemizin yaşadığı darbe girişimiyle aynı nitelikte bir durum yaşandı'

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GSO meclisinde “enflasyon muhasebesi” vurgusu Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Nisan Ayı Meclis Toplantısı’nda, sanayicilerden gelen talepler doğrultusunda ana gündem maddesi enflasyon muhasebesi olurken, konuya ilişkin olarak ivedilikle 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması hususunda Maliye Bakanlığı’nın yasadan gelen yetkisini kullanması gerektiği ortak görüş olarak dile getirildi. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Nisan Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu başkanlığında gerçekleştirildi. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Yönetim Kurulu, Meclis Başkanlık Divanı, Meclis, Danışma Kurulu, Yeni Nesil Sanayici Platformu Üyeleri ve TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayşen Ahi’nin katılımıyla gerçekleştirilen meclis toplantısında, yürütülen çalışmalar, projeler, güncel ekonomik gelişmeler ile firmaların talep ve beklentileri değerlendirildi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep’in küresel ölçekteki sıkıntılara ve gelgitlere rağmen sanayisi ve ihracatı ile ülkemize değer katmaya, ekonomiye katkı sağlamaya devam ettiğini söyledi. “Bunda emeği olan sanayicilerimize, ihracatçılarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” diyen Konukoğlu, “Ancak bu başarı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürülebilir olmalı. Bu noktada firmalarımızın geleceğini ve ihracatımızı yakından ilgilendiren yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, e-ticaret konularına her zamankinden daha fazla ağırlık vermeli, her birimiz üzerimize düşenin fazlasını yapmalıyız. Unutmayalım, başarının en önemli anahtarı yenilikçi fikirler üretmek ve yenilikçi olmaktır. Bunu tüm zorluklara rağmen canla başla üretmeye, sanayinin çarklarını döndürmeye devam eden sanayicilerimiz ve iş dünyamız ile birlikte başarabileceğimize inanıyorum. Meclis toplantımızın hayırlı olmasını diliyor, tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi de konuşmasında, ekonomi yönetiminin sıkılaştırma politikaları doğrultusunda her geçen gün tedbirlerin artırıldığını ifade ederek, “Ülke olarak adeta bir rampa çıkıyoruz ve bu süreç topyekûn bir mücadele ve fedakarlık gerektiriyor. Kamu tarafında da beklentimiz olan tasarruf tedbirlerinin artırılması yönündeki adımları olumlu buluyoruz. Gaziantep Sanayi Odamız da sanayicilerimizden gelen talepler doğrultusunda iş dünyamızın ve firmalarımızın sorunlarına ve beklentilerine yönelik kararların alınmasında etkin rol oynuyor” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in rekabetçiliğin ve üretkenliğin artırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, iklim değişikliği ile mücadele, yeşil ve dijital dönüşüm gibi alanlara yönelik kapsamlı bir yapısal reform programlarının olduğunu açıkladığını hatırlatan Ünverdi, “Biz de sürekli dijital ve yeşil dönüşümün altını çiziyor bu yönde somut çalışmalar yürütüyoruz. Bu dönüşümü birlikte başaracağımıza da yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ayakkabı İhtisas OSB’de ikinci etap için olur geldi” Ayakkabı Terlik ve Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi hakkında da meclis üyelerine bilgiler veren GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, “Bölgemizin Cumhurbaşkanlığı kararı ile genişleme alanı olarak belirlenen yaklaşık 83 hektarlık ikinci etap kısmının da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından oluru gelmiştir. Burada bulunan parsellerin satın alınması için Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne başvurumuzu yaptık. Ayrıca tüm OSB alanında bulunan özel mülkiyete konu yaklaşık 62 bin metrekare alanın kamulaştırma süreci de devam etmektedir. Bölgemizdeki altyapı konusunda yolların açılması için inşaat çalışmalarına da başlamış durumdayız. Bu konuda Sayın Ali Özpolat’a, ekibine ve emeği olan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. “Enflasyon muhasebesinde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var" Toplantının sön bölümünde enflasyon muhasebesi gündeme gelirken, meclis üyeleri enflasyon muhasebesinin işletmelere yönelik etkilerini, öneri ve görüşlerini paylaştı. Konuyla ilgili açıklama yapan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, enflasyon muhasebesi ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, “Yetersiz öz kaynakları nedeniyle geçmişte ve gelecekte yatırımlarını büyük oranda yabancı kaynaklar ile finanse eden yatırımcıların 2024 ve takip eden dönemlerde enflasyon endekslemesi sonucu pasiflerini değerlemeye tabi tutabileceği yeteri kadar özkaynaklara sahip olmamaları nedeniyle her hal ve takdirde vergi etkisi altında kalacakları açıktır. Enflasyon muhasebesi, öz kaynağı yetersiz olan işletmelerin büyük kısmı olduğu bizim gibi ülkelerde mükelleflerin aleyhine sonuç doğurmakta, faaliyet/kazanç olmadığı halde, mükelleflerin vergi ödemesine, yetersiz olan öz kaynaklarının daha da yetersiz hale gelmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle ivedilikle 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması hususunda Maliye Bakanlığı’nın yasadan gelen yetkisini kullanması, buna bağlı olarak mükelleflerin enflasyon muhasebesinin gerektirdiği altyapıyı oluşturması, gerekiyorsa bu konuda yetişmiş personel istihdam edilmesi ya da mevcut personellerin eğitilmesi ve enflasyon muhasebesinin mükellefler üzerindeki etkilerinin tespit edilmesi sağlanacaktır. Odamızın bu konudaki görüş ve önerileri Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) sunulmuştur” diye konuştu.
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kaderine terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihsel süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal koşullardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna değinmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.
Bursa Marmarabirlik’ten ortaklarına 630 milyon liralık ödeme Marmarabirlik, 26 Nisan Cuma günü ortaklarına 630 milyon lira ödeme yapacak. Marmarabirlik, 2023-2024 iş yılı ürün alım kampanyasında ürün bedellerinin yüzde 50’sini kampanya içinde peşin olarak öderken, geri kalan ödemenin ise yüzde 50’sini 26 Ocak 2024 tarihinde ödemişti. Kampanya başında tüm kooperatif ortaklarına duyurulan ödeme planı çerçevesinde, Marmarabirlik 600 milyon TL tutarındaki son dilim ödemeyi 26 Nisan Cuma günü yapacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ödemelerini alabilecek. 30 milyon TL tutarındaki ana taahhüt aşımı ve beyan fazlası alacaklar ise 10 Mayıs tarihinde ödenecek. Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, “Zor şartlarda üreticisine sahip çıkan Marmarabirlik, bu kampanya döneminde de üzerine düşeni yapmıştır. Piyasa şartlarına göre ürün alım fiyatları açıklanırken, üreticimizin hakkı korunmuş, gübre ve zirai ilaç desteği ile de üretim maliyetleri aşağı çekilmiştir. Marmarabirlik kampanya başında açıkladığı ürün ödeme takvimi çerçevesinde ortaklarına günü gününe ürün bedellerini ödemiştir. Ürün alım döneminde son dilim ödeme tarihi Nisan sonu olarak açıklanmıştı. Ödemelerin 1 gün bile geçtiğinin örneği yoktur. İmkanlar ölçüsünde çoğu zamanda ödemeler öne çekilmiştir” diye konuştu. Ortaklara önemli mesaj veren Başkan Asa, “Önceliğimiz aldığımız ürünü piyasa şartlarında satıp, paraya çevirmektir. Aksi takdirde 2024/25 ürün alım kampanyasında sıkıntı yaşanır. Fedakarlık yalnızca Marmarabirlik’ten beklenmemelidir. 2024 yılında yüksek rekolte beklentisi sebebi ile zor bir yıl olacak, bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekir. Marmarabirlik asla zarar etmemelidir. Zarar ederse üreticisini destekleyemez. Bir yılı değil, geleceği düşünelim” diyerek sözlerini tamamladı.