SAĞLIK - 01 Ağustos 2019 Perşembe 10:30

Güneş ve sıcakların neden olacağı çocuk hastalıklarına dikkat!

A
A
A
Güneş ve sıcakların neden olacağı çocuk hastalıklarına dikkat!

Çocukların yaz aylarında dışarıda geçirdiği zamanın artması ile birlikte artan sağlık sorunları hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Zeynep Cerit aynı zamanda tedbir amaçlı uyarılarda da bulundu.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Cerit, sıcakların gelmesi ile birlikte çocuklarda yaşanabilecek sağlık sorunları hakkında bilgiler verdi. Havuz ve denizin sık kullanıldığı bu dönemde çocuklarda güneş yanığı ve ishal gibi sağlık sorunlarının görülebileceğini, ishal tedavisinde en önemli etkenin yaşanılan su kaybının önlenmesi olduğunu, çocukların yaşadığı burun kanamasında ise başın öne doğru eğilmesi gerektiğini, isilik olduğu durumlarda da isiliğe yönelik olarak her gün ılık suyla banyo yapılması ve pamuklu ince kıyafetlerin giyilmesi gerektiğini belirtti.

                              Güneş ve sıcakların neden olacağı çocuk hastalıklarına dikkat!

Çocukların yaz aylarında dışarıda geçirdiği zamanın artması ile güneş çarpması, yanık, isilik gibi cilt rahatsızlığı yaşayabileceğini söyleyen Doç. Dr. Zeynep Cerit, ayni zamanda deniz veya havuzların kullanılması ile birlikte sık görülen boğulma tehlikesi durumlarının da artacağını belirtti. Doç. Dr. Zeynep Cerit şöyle devam etti:

“Koşup oynarken düşme ya da aktiviteler sonucunda çarpmaya bağlı olarak travmalarda yaşanabilir. İshal, kusma atakları, böcek, sinek ısırıkları, arı, yılan ve akrep sokmaları yaz aylarında çocuklarda sık görülen durumlardır. Dışarıda vakit geçirmek, bahar tatilleri veya yaz tatilleri için ortak bir faaliyettir. Ancak güneş ışınlarına karşı koruma sağlamayı unutmamak gerekiyor. Çocuklar yetişkinlere göre daha hassas olduklarından özellikle çocukların güneş ışınlarından korunmaları gerekmektedir.”

“Tekrarlayan güneş yanıkları cilt kanserine neden olabiliyor”

Yaz aylarında sıcakların artmasıyla birlikte çocuklarda sık görülen durumlardan birinin de güneş yanıkları olduğunu söyleyen Zeynep Cerit, çocukların şemsiye altında veya gölgede bulunması bile zaman zaman güneş ışınlarından korunmasına yetmeyeceğini belirtti. Güneş yanıkları ile ciltte kızarıklık, ısı artışı, döküntü veya ağrı olabileceğini söyleyen Cerit, şiddetli vakalarda, kabarma, ateş, titreme, baş ağrısı gibi durumların da görülebileceğini belirterek, “Ultraviyole ışınları, özellikle bir yaşın altındaki bebeklerin cildini olumsuz şekilde etkiler. Tekrarlayan güneş yanıklarının ileride cilt kanserine neden olabildiği bilinmektedir. Güneş yanığında en iyi tedavi yöntemi korunmaktır.”

Koruyucu Kremler Bilinçli Kullanılmalı

Çocukların özellikle de bebeklerin çok fazla güneş ışığına maruz kalmalarının ciddi sağlık sorunlarına neden olabildiğini söyleyen Cerit, bu nedenle doğru güneş ürünleri tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Bebeklerin ciltlerinin daha hassas olması nedeni ile onlar için formüle edilmiş özel ürünlerin kullanılması gerektiğini belirten ve bu ürünlerin 0 -3 ay aralığından itibaren üç yaşına kadar kullanılabilen ürünler olduğunu söyleyen Cerit çocuk ürünlerinin ise 3 yaştan 10 - 14 yaş aralığına kadar kullanılması gerektiğini dile getirdi. 10 - 14 yaş aralığında çocukların ergenliğe giriş dönemi olduğunu söyleyen Cerit, Bu dönemde değişen hormonların sebebiyle, en erken 14 yaşından itibaren yetişkin ürünleri kullanılmaya başlanabileceğini ve bu sebeple de Fiziksel koruyuculuğu olan ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

“Güneş koruyucu ürünler fiziksel filtre içeren, kimyasal filtre içeren ve her ikisini de içerenler olmak üzere üç tipe ayrılır, fiziksel filtre içeren koruyucuların ciltte bariyer oluşturur’’ diyen Cerit sözlerine şöyle devam etti:
“Alerjik veya hassas ciltlerde, bebeklerde, çocuklarda ve hamilelerde, güneşte uzun süre kalınacaksa fiziksel filtreli güneş koruyucuları tercih edilmeli . Yüzdeki derinin daha hassas ve farklı bir yapıya sahip olması nedeni ile yüz için daha farklı güneş kremleri tercih edilmelidir. Güneş koruyucuları en az SPF 30 içeren bir koruma ürünü olmalı, SPF 30 güneş kremleri ışınların yaklaşık yüzde 97'sini bloke ederken, SPF 50 yüzde 98'ini engelliyor. Gün içinde kullanılan güneş kremlerini yenilemek gerektiği ise unutulmamalıdır.”

Plajda, Çocuğunuz Gölgede de Olsa Korunması Şart

Şemsiye altında da olsa da ışınların plajda kumlardan ayrıca deniz ve havuz kenarında sudan yansıyarak çocuklara ulaşabildiğini söyleyen Cerit, dolayısıyla çocukların zararlı ışınlara maruz kaldığını belirtti. Cerit aynı zamanda, “Kapalı havalarda güneşi görmüyor olsak da zararlı UV ışınları bulutlardan süzülüyor ve hassas derilerini etkiliyor. Bu nedenle gölgede olsa dahi çocuklarımız için güneş koruyucu kullanmalıyız. Gözlük, şapka, şemsiye ve pamuklu ince giysiler sıcak yaz günlerinde tercih edilmelidir. Bebeğinizi bir ağacın, şemsiyenin veya bebek arabasının gölgesinin altına taşıyın. Güneş yanığını önlemek için boynu gölgeleyen kenarlı şapkaları kullanın. Kolları ve bacakları kaplayan hafif, pamuklu kıyafetler giydirin” dedi.
Zararlı ultraviyole ışınlarına maruz kalmaya karşı ilk ve en iyi savunma yönteminin güneşten korunmak olduğunu söyleyen Cerit, mümkün olduğunca gölgede kalınması ve özellikle güneş ışınlarının dik olduğu saatler olan sabah on bir ile akşam dört saatleri arasında güneşe çıkmamaya özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Cerit şöyle devam etti: “ Yeterli güneş kremi uyguladığınızdan emin olun. Her bir saatte bir güneş koruyucu uygulayın veya yüzdükten ya da terledikten sonra tekrarlayın. Çocuğunuzda kızarma, ağrı veya ateşle sonuçlanan güneş yanıkları varsa mutlaka çocuk doktorunuza başvurun.”

“Deniz ve Havuzlarda yutulan mikroplar ishale neden oluyor”

Özellikle yaz mevsiminde çocuklarda sık görülen sağlık sorunlarından birinin de ishal olduğunu söyleyen Cerit ve üç aydan büyük bebek ve çocuklar için yirmidört saatte üçten fazla sulu ve fazla miktarda dışkılamanın ishal olarak tanımlandığını belirtti. Üç aydan küçük bebeklerde isal tanımının günde altı veya yedi defadan fazla bezden taşacak kadar bol ve sulu dışkı olduğunu söyleyen Cerit şöyle devam etti: “Sıcak havalarda ishal en fazla beş yaşın altındaki çocukları etkilemektedir. İshalin çocuklarda yaz mevsiminde artış göstermesinin birkaç nedeni vardır. Bunların en önemlisinin sıcak havalarda enfeksiyonu oluşturan virüs ile bakterilerin besinlerde kolay ve hızlı bir şekilde üreyebilmeleridir. İshale neden olan bir başka önemli etken ise hijenik olmayan içme sularının içerdikleri mikroplardır. Bunların yanı sıra çocukların deniz ve havuzlarda yuttukları mikroplu sularda ishale yol açabilir.”

İshalin tedavisinde su kaybının önlenmesinin önemli olduğunu söyleyen Cerit, ishal olan çocuklara sıvı olarak su, ayran tarzı sıvıların verilmesi gerektiğini belirtti. İshal olan çocuklara bu dönemde bolca anne sütünün de verilmesi gerektiğini söyleyen Cerit, hastalık süresince muz, şeftali, katı besinlerden yağsız makarna, pirinç pilavı ve haşlanmış patates tüketilmesi gerektiğini belirtti. Hazır meyve suları, şeker ve çikolata gibi besinlerin ishal döneminde tüketilmemesi gereken besinler arasında yer aldığını da söyleyen Cerit, yaz aylarında ishale karşı alınması gereken birçok önlem olduğunu belirtti.

İshalden Korunmanın Yolu Hijyenden Geçiyor

Yaz aylarında yaşanacak ishal hastalığına karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Zeynep Cerit, kirli deniz ve havuz suları ishale neden olabildiğinden tatil yerlerinde hijyen ve temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. El temizliğinin bu hastalıkta ki en önemli unsur olduğunu söyleyen Cerit, ambalajlı ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini ve açık büfelerde sunulan yiyeceklere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. İçme sularının ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz olmasına da özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen Zeynep Cerit, buzlu içecekler içerisinde konulan buzların yapıldığı suların temiz olmama olasılığından dolayı içeceklerin içerisine buz konulmadan tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Sıcak Havaların Gelmesi İle Karşılaşılan Hastalıklarda Yapılması Gerekenler

Çocukların burun kanamalarının gün içinde az ama yoğun kıvamlı olması halinde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyleyen Cerit, çocuklarda burun kanaması nedenleri arasında buruna parmak sokulması, yabancı cisimler ile oluşan kanamalar varken, üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik rinit gibi enfeksiyon nedenlerin burun içi mukozasını tahriş ederek kanamaya yol açabileceğini belirtti. Cerit sözlerine şöyle devam etti: “Burun kanamalarında özellikle travma hikayesi de varsa öncelikle parmakla burunda basınç oluşturularak, baş öne eğik pozisyonda iki burun kanatından kanama kontrol edilebilir. Doktora başvuruda burun içi endoskopik yöntemlerle muayene önemlidir. Kılcal damar kanamalarında koterizasyon yeterli olur. Travma öyküsünde radyolojik tetkikler gerekebilirken bazen kanama kontrolü için burun tamponları kullanılabilir. Bu tamponlar artık can yakmayan ve içinden aynı zamanda nefes alınabilen yumuşak süngerimsi tamponlardır.”

“Havuz Yerine Denizi Tercih Edin”

Son olarak da havuz yerine denizin tercih edilmesinin daha sağlıklı olabileceğini Cerit, havuzların daha çok bakteri ve virüsün yaşaması için elverişli ortamlar hazırladığını bu nedenle cilt, kulak enfeksiyonları, hapatit A ve göz hastalıklarının sıkça görülebileceğini belirtti. Kapalı kalmış su ortamlarının bakteri ve virüslere elverişli ortam hazırladığını söyleyen Cerit, havuzda cilt, kulak enfeksiyonları, hepatit A ve göz hastalıklarının sıkça görülebileceğini belirtti. Havuz yerine denizin tercih edilmesi ile bu tür enfeksiyonların riskini azaltacağını söyleyen Cerit, havuzun tercih edildiği durumlarda havuz kenarında çıplak ayakla dolaşılmaması gerektiği gibi kulaklara tıkaç konması ile kulak enfeksiyonu riskinin azalacağını, havuz öncesi ve sonrası duş alınması ile diğer tüm riskli hastalıklara karşı korunma sağlanacağını belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.