SAĞLIK - 20 Ocak 2022 Perşembe 15:51

'Güvenli doğumun temeli düzenli takiptir'

A
A
A
'Güvenli doğumun temeli düzenli takiptir'

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aylin Akıncı, güvenli doğumun temelinin düzenli takipten geçtiğini söyleyerek, “Doğumların çoğu elbette doğal akışında ve sorunsuz gerçekleşir. Özellikle annenin rahat edeceği bir ortam, uzman bir ebe ve hekim desteği ile doğumlar sorunsuz gerçekleşir" dedi.

Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aylin Akıncı, güvenli doğum hakkında açıklamalarda bulundu. Anne adayları için güvenli doğumun, anne ile tıbbi ekip arasındaki düzenli iletişim, düzenli takip ve uzman ekibin varlığı ile olacağının altını çizen Op. Dr. Aylin Akıncı, “Doğumların çoğu elbette doğal akışında ve sorunsuz gerçekleşir. Özellikle annenin rahat edeceği bir ortam, uzman bir ebe ve hekim desteği ile doğumlar sorunsuz gerçekleşir" dedi.

Op. Dr. Aylin Akıncı, "Bazı durumlarda tıbbi yardım gerekmesi ve bunun da çok hızlı bir şekilde yönetilebilmesi için doğumun başta hekim ve ebe olmak üzere uygun ekip tarafından izlenmesi çok önemlidir” diye konuştu.

Güvenli bir doğumun ipuçlarından bahseden Op. Dr. Akıncı, "Kadınların hamile kaldıktan sonra günlük rutinleri değişiyor. Bu anne adaylarını birazcık şaşırtsa da aslında hamilelik sürecinde oluşan sağlıklı beslenmek, stresten uzak durmak, kilo vermek gibi yeni rutinlerin hem anne hem de bebek sağlığı için önem taşımaktadır. Hamilelik döneminde yapılması gerekenler, annenin rahat bir hamilelik geçirmesini sağlayacağı gibi bebeğin gelişimini de olumlu yönde etkileyecektir" ifadelerini kullandı.

Op. Dr. Akıncı, anne adaylarının doğum öncesinde dikkat etmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı: "Düzenli hekim kontrolleri, sağlıklı ve besleyici ürünler tüketmek, bebeğin beyin gelişimi için omega-3 kaynaklı balıklar tüketmek, kılıç, kiremit, kral balığı gibi yüksek cıva içeren balıklar yememek, kabızlığın önüne geçmek, sindirimi kolaylaştırmak ve toksinleri atmak için günde en az 2 litre su içmek, sigara ve alkol kullanmamak, Aşırı kahve, çay, gazlı içecek ve çiğ süt tüketmemek, işlenmiş gıda ve doymuş yağ tüketmemek, yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmak, buhar banyosu, sauna, jakuzi gibi aşırı sıcak ortamlara girmemek, ağır kaldırmamak ve yorucu hareketlerden kaçınmak, özellikle iş ortamında stresten uzak durmak, yüksek topuklu ayakkabı giymemek, röntgen gibi radyasyon yayan görüntüleme cihazlarından kaçınmak, hasta olan kişilerle yakın temasa geçmemek, doğumu kolaylaştırmak ve kasları güçlendirmek adına uzman eğitmen gözetiminde egzersiz yapmak, hem bebek hem de anne sağlığı için çok fazla kilo almamaya dikkat etmek, sadece doktorun önerdiği ilaçları ve vitaminleri kullanmak, kedi kumu temizlememek ve kedilerden mümkün olduğunca uzak durmak, vücudun yeteri kadar dinlenebilmesi için günde 7 ila 9 saat arasında uyumak, sentetik kumaşlar yerine pamuklu ve bol kıyafetler tercih etmek, beli sıkan kemerlerden ve pantolonlardan uzak durmak, araba, otobüs ve tren yolculuklarını 6 saatten az tutmak, uçak yolculuğu için doktordan onay alarak seyahat gerçekleştirmek".

Hamilelik haberini alan annelerin bebeğin sağlıklı gelişiminin yanı sıra nasıl doğum yapacağını da sürecin en başından itibaren düşünmeye başladıklarını belirten Op. Dr. Aylin Akıncı, “İlk haftalarda doğum şekli gerek bebek gerekse de annenin anatomisine göre tam olarak belli olmasa da ilerleyen haftalarda ailelerin ve annelerin farklı doğum çeşitleri arasında tercih yapması mümkün olacaktır. Normal doğumun dışında, annelerin duyacakları doğum sancısını en aza indirmek ve daha kolay bir doğum olması için zamanla farklı teknikler geliştirilmiştir. Bu doğum çeşitleri arasında en çok tercih edilenler ise sezaryen ve suda doğum yöntemleridir. Bu yöntemler tercih edilirken en temel ölçüt annenin ve bebeğin sağlığıdır” dedi.

Güvenli ve sağlıklı bir doğum için anne adayının düzenli takiplerini yaptırmasının, kendi ve bebeğin sağlığı için doğru doğum yöntemine karar vermesinin, doğum yapacağı yeri tanımasının ve annenin rahat bir doğum yapabilmesi için psikolojinin rahat olması gerekliliğinin altını çizen Op. Dr. Akıncı, “Tüm bunlar birbiriyle etkileşim içinde olan ve paralel süreçlerdir ve doğru yönetilmesi gerekir. Bu ekipte annenin sağlığı doktora ve ebeye emanettir. Doğum aslında tıbbi bir sıkıntı olmadıkça ebenin işidir. Anneye şefkat ve nezaketle yaklaşan, kontrollerini hassasiyetle yapan, doğru iletişim kuran, güven veren bir ebe doğumu oldukça kolaylaştırır. Ebe doğumda annenin kendini emin ellerde hissetmesine yardımcı olacaktır. Doğuma hazırlık ve doğum sürecinde destekleyici bakım ebelerin görev ve yetkisindedir. Eş, akraba, aile veya bu konuda özel eğitim görmüş kişiler ancak anne adayına destek verebilir, arkadaşlık edebilir. Doğum destekçisi; anneye doğumdan önce, doğum sırasında ve sonrasında tıbbi olmayan fiziksel, duygusal ve bilgi desteğini sağlayabilir ancak tıbbi süreç ve takip tamamen hekim ve ebenin kontrol ve yetkisindedir. Bu nedenle doğum düzenli iletişim ve doğum konusunda eğitim almış uzman bir ekibin işidir. Diğer yandan her anne bulunduğu coğrafi koşullar ya da farklı nedenlerden hastane ya da hekime ulaşmakta güçlü yaşaması durumunda ebeler bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından da yetkilendirilmiş uzmanlardır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”
Antalya Ehliyetsiz sürücünün çarptığı motosiklet sürücüsü ağır yaralandı, kaza sonrası kavga çıktı Antalya’nın Manavgat ilçesinde motosiklet ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü ağır yaralandı. Kaza sonrası yaralanan motosiklet sürücüsünün yakınları, otomobil sürücüsüne saldırmak istedi. Kavgayı vatandaşlar güçlükle ayırdı. Kaza, Remzi Güven Caddesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; İmam Hatip Lisesi istikametinden gelip 3544 Sokak istikametine gitmekte olan İsa Ali Ceylan’ın kullandığı 07 N 9247 plakalı otomobil ile Remzi Güven Caddesi üzerinde Bayır Mezarlığı istikametinden gelip Mehmet Akif Ersoy Caddesi istikametine gitmekte olan Hasan Kocademir’in kullandığı 07 LA 787 plakalı motosiklet çapıştı. Kazada yaralanan ve sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsünün hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Olayı haber alıp gelen motosiklet sürücünün yakınları ise yaşı küçük olan ve ehliyeti bulunmayan otomobil sürücüsüne saldırdı. Kavgayı çevredeki vatandaşlar güçlükle ayırabildi. 38 bin 931 TL ceza Kazanın ardından Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan kontrolde sürücü belgesi olmadığı belirlenen 17 yaşındaki otomobil sürücüsüne ve otomobil sahibine ayrı ayrı 12 bin 977 TL, motosiklet sürücüsüne de hurdaya ayrılmış motosiklet ile trafiğe çıkmaktan 12 bin 977 TL olmak üzere toplam 38 bin 931 lira para cezası uygulandı.