ASAYİŞ - 15 Eylül 2021 Çarşamba 09:46

Halk arasında şifalı olarak bilinen mikroplu su için Muş’a akın ediyorlar

A
A
A
Halk arasında şifalı olarak bilinen mikroplu su için Muş’a akın ediyorlar

Muş’ta, böbrek taşına iyi geldiği iddia edilen kuyu suyunda mikrop ve bakteri tespit edilmesine rağmen, ülkenin dört bir yanından çok sayıda kişi suyu tüketmek için bölgeye akın ediyor.

Muş merkeze 40 kilometre mesafedeki Gümüşali köyü yakınındaki kuyudan çıkan ve böbrek taşı ile çeşitli hastalıklara iyi geldiği iddia edilen suyun geçen yıl analizi yapılmıştı. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından alınan numunelerde suda mikrop ve parazit bulunduğu tespit edildi. Uzmanların tüm uyarılarına rağmen mikroplu suda şifa arayan insanlar, hem suyu içmeye devam ediyor hem de beraberlerinde getirdikleri bidonları doldurarak evlerine taşıyor.

“Suyu içtim inşallah iyi gelir”

Siirt’ten Muş’a su içmek için geldiğini ifade eden vatandaş, “Siirt’ten geldim şifalı su için. Suyun taş ve hastalıklara iyi geldiğini söylediler. İlk defa geldim. Suyu içtim inşallah iyi gelir” dedi.

“Bu tür suların tüketilmemesini şiddetle önermekteyiz”

Muş Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rıfat Somay ise İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı çalışmalarda halk arasında şifalı su olarak bilinen ve böbrek taşını düşürdüğüne inanılan suyun aslında birçok parazit ve mikrop barındırdığını söyledi. Daha önce de bu suyla ilgili birçok çalışmanın yapıldığını kaydeden Dr. Somay, “Vatandaşlarımızın bu suyu tükettiğinde daha çok ishal, kusma semptomları ortaya çıkmaktadır. Bilimsel kanıtı olmayan bu tür suların tüketilmemesini vatandaşımıza şiddetle önermekteyiz” dedi.

“Birçok duyumlarımızda da vatandaşlarımızın farklı illerden, kilometrelerce uzaktan gelerek şişelerle, bidonlarla suyu evlerine götürdüğünü duyuyor ve öğreniyoruz” diyen Dr. Somay, “Parazit ve mikrop barındıran suyun tüketilmesi hayati tehlike oluşturabilmektedir. Bu tür durum hastada bir halk sağlığı sorunu oluşturmakta. Bilimsellik olarak böbrek taşlarına yararlı olduğu gösterilmemiş bir suyun tüketilmemesini öneriyoruz. Biz her zaman bilime inanıyoruz. Bilimsel çalışmalarla daha çok parazit ve mikrop barındırdığını göstermiş bir suyun tüketilmesi hayati tehlike oluşturabilmektedir” diye konuştu.

Uğur Ulu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.