POLİTİKA - 09 Mayıs 2015 Cumartesi 17:43

‘Halk dışında hiç kimseyle ittifak yapmadık’

A
A
A
‘Halk dışında hiç kimseyle ittifak yapmadık’

Bingöl’de halka hitap eden HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, "Çok şükür, halk dışında hiç kimseyle ittifak yapmadık.

Halkımızla gönül ittifakı yaptık, hiçbir kirli işbirliğine asla girmedik. Kapalı kapılar ardında asla pazarlıklara tenezzül etmedik. Ne söylediysek yaptık, ne yaptıysak onu da söyledik" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbakanı Selahattin Demirtaş, 7 Haziran genel seçim çalışmaları kapsamında Bingöl’de düzenlenen mitingde halka hitap etti. HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, Bingöl milletvekili adaylarının katılımıyla PTT Kavşağı'nda düzenlenen mitingde konuşan Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete yüklendi. HDP’nin parlamentoya girmesi halinde Türkiye’de ezilenlerin kurtulacağını belirten Demirtaş, "Biz parlamentoya girince, ilk işimiz darbe anayasasından, Kenan Evren anayasasından kurtuluş olacak. Şuanki anayasa ne bize yakışıyor ne de Türkiye’nin tek bir yurttaşına yakışıyor. Bu anayasadan kurtulmadan maalesef ki bu ülkede ne barışı ne kardeşliği gerçekleştirebiliriz. Yeni sivil özgürlükçü demokratik yeni bir anayasa yapmamız lazım" diye konuştu.

"DEDİKLERİMİZİ YAPMAZSAK KOLTUKLARA YAPIŞIP KALMAYIZ


Konuşmasında seçim bilgileri hakkında bilgi veren Demirtaş, şöyle devam etti:
"Dediklerimizi yapmazsak koltuklara yapışıp kalmayız. Hele bunlar gibi iktidara gelip, koltuğa yapıştıktan sonra, üstüne bir de başkan olacağız, birde tek adam olacağız, bütün ülkeyi kendimize bağlayacağız, demeyeceğiz değerli kardeşlerim. Bizler siyasette yol arkadaşıyla, yoldaşlık ruhuyla buralara kadar geldik. Hiçbir yoldaşımızı yarı yolda bırakmadık. Biz birbirimizi sata sata, birbirimizin üstüne basa basa bugünlere gelmedik. Kardeşçe mücadele ettik, kardeşçe, arkadaşça paylaşarak bugünlere geldik. Bir de dönün şunlara bakın Allah aşkına. AKP'liler her gün birbirini sata sata, parti kurucularından tutun, partide emek harcayanlara kadar, her gün birbirini sata sata, birbirinin omuzuna çıka çıka, maalesef ki iktidar koltuğunu, iktidar saltanatını sürmeye çalışıyorlar. Gün geçmiyor ki birbirlerine hakaret etmesinler, ben soruyorum; şuan da AKP kurucularından kaç kişi var? Recep Tayip Erdoğan’ın etrafında birlikte yola çıktığı kaç tane arkadaşı kaldı? Hepsini dışlayarak, üstünü çizerek omuzlarına basa basa kendine bir saltanat yarattı. Kendine saltanat yaratırken maalesef ki, bunu kendileri açısından bir hak bildiler. Tek adam sistemini böyle yarattılar. Tek adam sistemine girerken de, bütün yoldaşlık hukuklarını, değerlerini, ilkelerini çiğnediler. Bu son Bingöl aday aday mevzusunda da, özelikle ifade etmek istiyorum; bizler siyasi rakip olabiliriz, siyasetten asla birbirimize benzeşmiyor olabiliriz, Bingöl Sivan bölgesinden bir aday adayı arkadaşımız maalesef intihar ederek yaşamına verdi. Ben, bir kez daha kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Sivan halkı başta olmak üzere bütün Bingöl halkına, baş sağlığı diliyorum, Allah rahmet eylesin. Fakat şunu görsünler artık, bunlar kendi arkadaşlarına bile sahip çıkmazlar, kendi yoldaşlarına bile sahip çıkmazlar. Onların merkezi artık paradır para. Onlar, dolarları, euroları üst üste koyup, onun etrafında 7 tur atıyorlar artık. Onlar açısından merkez paradır, çıkardır, ranttır. Bunu özelikle Bingöl halkının görmesi lazım. Sizin canınızın onlar nezrinde asla bir kıymeti yoktur. Bu ampulün, neler çektiğinizin, neler yaşadığınızın onlar nezrinde, onların hanesinde bir değeri, bir kıymeti yoktur. Başbakan, Bingöl’de Bingöl halkının gözünün içine baka baka, bir kez daha yalan söyledi. O değimliydi Genç köprüsünde 4 kişiyi infaz ettiren, o infaz emrini ‘Ben verdim’ diyen değil miydi? Kendisine buradan tekrar hatırlatmak istiyorum; ey başbakan, bak iki gün önce benim durduğum yerdeydin, 2 kilometre ötede senin emrinle 4 kişi infaz edildi ve çıktın televizyonlarda dedin ki; ‘hainler cezasını buldular, bizzat talimat verdim gereği hemen yapıldı’ dedin. Bak şimdi ortaya çıktı ki, Balistik raporları ortaya çıktı, senin infaz ettirdiğin 4 kişinin Bingöl emniyet müdürünün suikastıyla hiçbir ilgisi ve alakası yokmuş. Ve sen utanmadan, sıkılmadan geldin buradan, Bingöl’den o infazları savundun. Sen Bingöl’e özür borçlusun özür."

"SİZİN YÜZDE 50 OYUNUZ VAR HOŞ HELAL OLSUN"

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yalan konuştuğunu savunan Demirtaş, "Bir Başbakan neden yalan konuşma ihtiyacı duyar? Mesela yüzde 50 oyumuz var diyorlar, biz güçlü bir iktidarız diyorlar, her gün anket açıklıyorlar oyları yüzde 48 yüzde 50’ymiş. Madem öyle, madem yüzde 50 oyunuz neden HDP barajı geçmesin diye bu kadar uğraşıyorsunuz? Neden bizim üzerimizden yalan, çirkin iftiralarla bir seçim kampanyası yürütüyorsunuz. İşinize gücünüze bakın o zaman. Madem HDP barajın altında, maden sizin yüzde 50 oyunuz var hoş helal olsun. Onlarda farkında, saltan gidiyor 7 Haziran’dan sonra hesap sorucular geliyor. Çaldıklarınız, vurduklarınız, öldürdüklerinizin, yaptıklarınızın hesabını soracak olanlar geliyor, o yüzden korkmuşlar paniklemişler. Vallahi kusura bakmasınlar her gün korkularını arttıracağız, tek bir gün rahat vermeyeceğiz. Senin o lüks sarayında sana huzur yok kardeşim kusura bakma HDP var artık" şeklinde konuştu.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm sürecinin bozulmasına asla izin vermeyeceklerini kaydeden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Şundan şüpheniz olmasın, çözüm süreci, çözüm masası, demokratik barış süreci, asla bozulmasına izin vermeyeceğiz. Barışın teminatı sizsiniz siz, HDP’dir. İçiniz rahat olsun, asla bu ülkede savaşın başlamasına asla izin müsaade etmeyeceğiz AKP’nin provokasyonlarına rağmen. AKP’nin geri adım atmasına, çark etmesine rağmen bu ülkede barışı sağlayacağız. Bingöl’ün dağlarında, kursun sesi olmayacak, kuşların sesi olacak. Bunun teminatı sizsiniz, değerli kardeşlerim. Dolmabahçe mutabakatının teminatı sizsiniz. Çözüm süreci her halükarda HDP’nin başarısıyla birlikte daha güçlü bir şekilde yürüyecek, çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir."

SÜLEYMAN SOYLU’YU ELEŞTİRDİ

Konuşmasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’yu eleştiren Demirtaş, "HDP, tehdit ediyor diyorlar. Bakın bunların Süleyman Soylu diye bir tane genel başkan yardımcıları var. Sabah akşam bize oradan tehditler savuruyor ve HDP tehditle korkutarak, oy topluyor diyor. Van Başkala’de HDP’nin ve DBP’nin yöneticilerinin tutuklanması üzerine AKP Başkale ilçe başkanı bütün yönetimle birlikte istifa etti ve HDP’ye geçtiler. Bu Süleyman Soylu, AKP’nin teşkilat sorumlusu bir açıklama yapmış demiş ki, ‘Başkale ilçe başkanımızı tehdit ettiler, mecbur kaldı istifa etti HDP’ye geçti.’ 5 dakika önce İsmet Mühürcü’yü telefonla aradım bak kardeşim dedim şimdi Bingöl mitinginde, Bingöl halkının huzuruna çıkıyorum bana deki şu kadar küçük bir tehdit sana yapıldıysa, Bingöl halkının huzurunda senden ve aileden özür dileyeceğim dedim. Az önce telefonda bana dedi ki, ben yürekten HDP’ye geçtim, severek isteyerek, gönülden HDP ile birlikteyim bunu da Bingöl meydanında söyle dedi. Az önce yalanları ortaya çıktı ey Süleyman Soylu, sen buraları kafamıza yıkacak kadar bizi tehdit edeceğine, sen bizi baskıyla, zorla, diz çöktüreceğine inanacağına, etrafındaki hırsızlara, etrafındaki yolsuzlukla boğazına kadar batmış olanlara bir çift laf etseydin, senin soylu olduğuna inanırdık" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı mitinglerinden dolayı eleştiren Demirtaş, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı ve Başbakanın mitinglerine harcadığı paralar, tümüyle halkın kamuoyunun parasıdır. Bu da adaletsizlik, eşitsizliktir. Halkın parasıyla Bingöl’de miting yaptılar, halkın cebinden çıkan parayla çıkıp halka hakaret ettiler. AKP bayrakları, halkın parasıyla yapıldı, halkın hakkı var orada. Bu kul hakkıdır, kul hakkı. Kul hakkı yemenin affı olur mu? Bu günaha kadar girebiliyorlar, bu kadar gözlerini karartmışlar. Bütün muhalefetin hakkı var orada, ona oy veren vermeyen herkesin vergisiyle bu hazine, bu bütçe oluşturuluyor onlarda o paraları alıp, istedikleri gibi harcıyorlar. Bizim hakkımızdır diyorlar, bakın her mitingde söylüyorum, biz hakkımızı helal etmiyoruz, bu dünyada, öbür dünyada."

"ORTADOĞU’NUN KADERİ DEĞİŞECEK"

HDP’nin kazanmasıyla Ortadoğu’nun kaderinin değişeceğini kaydeden Demirtaş, "Eğer HDP, halktan büyük bir destek alırsa, Türkiye’de siyaseti değiştirecek büyük bir gücü ortaya çıkarırsa, göreceksiniz o zaman bütün Ortadoğu’nun kaderi değişecek. Sizler IŞİD’in barbarlığından, IŞİD’in hem halklarımıza hem dinimize, İslamiyet’e vermiş olduğu zarara bir dur diyebilmek için de o ‘evet’ mührünü HDP’ye basmanız yeterlidir. Çünkü IŞİD’e karşı da en büyük mücadeleyi sürdüren bizim geleneğimiz oldu. Bu hem bütün ezilenleri korumaktır, hem İslamiyet’i savunmaktır. Hatırlarsanız bunlar meydan meydan dolaşıp, Rabia işareti yaparlardı. Şimdi Rabia meydanını hatırlıyorlar mı? Bakın darbe ile düşürülen Mursi, 20 yıl hapis cezası aldı. Çıtı çıkıyor mu bunların. Ben Cumhurbaşkanına soruyorum meydan meydan dolaşıp Rabia’dan, Mursi’den bahsediyordu bak darbecilere adama 20 hapis cezası verdiler. Ağzını almıyor Mursi’nin ismini artık. Mısır’ı ağızlarından duyamazsınız artık niye? Mevcut yönetimle, Mısır yönetimiyle artık anlaşmak zorundalar. Artık darbecilerle Mısır’daki darbe yönetimiyle mecburen barışma noktasına geldiler. O yüzden Mursi ve Rabia’yı bir kenara bıraktılar. Anında sattılar, asla konuşmuyorlar dikkat edin" dedi.
Konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yüklenen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Zannediyor ki, o da çok yalan söyleyince çok oy alır. O da fukara, başına geleceklerin farkında değil, kazansa bir dert, kazanmasa bir dert. Onun durumunda olmak istemezdim, seçim kazansa başbakanlık gidiyor, seçim kaybetse istifa ediyor yine başbakanlık bitiyor. Her hâlükârda artık, Ahmet Davutoğlu diye bir başbakanımız olmayacak. Bu seçim sonucunun en ilginç tarafı bu olacak ve farkında değil. Meydan, meydan dolaşıyor ama kime oy istiyor, niye istiyor fukara o da farkında değil. Bazen çok uğraşmayayım, yüklenmeyeyim diyorum, zaten başında bir bela var, zaten saraydaki onun burnundan getiriyor bırakmıyor ki, iki dakika başbakanlığın tadını çıkarsın ben de uğraşmayayım diyorum ama o da durmuyor ne yapayım."

DAVUTOĞLU’NA ‘HDP’YE OY VER’ ÇAĞRISI

Davutoğlu’nun seçim bildirisine başkanlık sistemini yazmasına rağmen, hiçbir platformda başkanlık sistemini dillendirmediğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
"Bakın Ahmet Davutoğlu Başbakan, hiçbir yerde başkanlık sistemini savunduğunu gördünüz mü. Dedi ya, seçim beyannamesine 'ben ellerimle başkanlık sistemini yazdım' dedi. Peki, 25-30 tane miting yaptın, televizyon programlarına çıktın bir tane de bile başkanlık sistemini neden savunmuyorsun? E sende karşıysan gel beraber karşı olalım. Sen de HDP’ye oy ver, başbakanlık sistemini birlikte durduralım. Açık ol, şeffaf ol ki, seni de kurtaralım yoksa vallahi gidicisin. Başbakanlık bitiyor, her halükarda başbakanlık gidecek ve sen tadını çıkaramadan maalesef ki senin koltuğun elden gidecek. Onu da kim yapacak HDP yapacak. Onu da biz başaracağız. Korku saltanatını bitireceğiz. İktidardan korkmak, devletten korkmak ayıptır ayıp. Bir devlet açısından utançtır. İnsanlarımızın Allah’tan başka kimseden korkmaması lazım. Devletten hükümetten korkuluyor mu ya? Bunlar korkutuyorlar, hakimiyle savcısıyla korkutuyorlar. Cezaeviyle korkutuyorlar, açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar oysa devlet insanın hizmetkarıdır. Devlet, yurttaşın hizmetçisidir. Devlet sizin büyüğünüz falan değil, devlet baba diyor ya, yalandır yalan. Devlet sizin evladınızdır, evladınızdır. Ana baba sizsiniz, büyük olan sizsiniz, halktır. Bu sistemi de ancak bizler değiştirebiliriz. Bizler başarabiliriz. Çok şükür, halk dışında hiç kimseyle ittifak yapmadık, halkımızla gönül ittifakı yaptık, hiçbir kirli işbirliğine asla girmedik. Kapalı kapılar ardında asla pazarlıklara tenezzül etmedik. Ne söylediysek yaptık, ne yaptıysak onu da söyledik. Özü, sözü bir olduğumuz için halkla aramızda mesafe yok. O nedenle halkımızla aynı sözü, aynı sazı, aynı türküyü söyleyebiliyoruz. Biz halkız, halk biziz." 

YILMAZ ATAR
BİNGÖL (İHA) -

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.