SAĞLIK - 10 Nisan 2020 Cuma 14:06

Hamilelerde Covıd-19 ne kadar riskli?

A
A
A
Hamilelerde Covıd-19 ne kadar riskli?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19’un gebelik ve bebek üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, herkese tavsiye edilen korunma yöntemlerinin hamileler için de geçerli olduğunu söyledi.

Koronavirüsler, insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. İnsanlarda, birkaç koronavirüsün basit bir soğuk algınlığından daha şiddetli solunum yolu enfeksiyonlarına kadar hastalıklara neden olduğu bilinmektedir. Koronavirüs hastalığına “Covid-19” virüsü neden olur. Yeni Tip Koronavirüs “Covid-19”, ilk olarak Çin’in Wuhan Kenti’nde solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) ile gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda tanımlanmıştır. İnsandan insana bulaşarak Wuhan Kenti başta olmak üzere Çin Halk Cumhuriyeti’ne ve oradan da ülkemiz dahil birçok ülkeye yayılmıştır. Virüs hasta bireylerden öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçılan damlacıklarla ve kontamine yüzeylerden hastanın eli ile göz, ağız, burun mukozasına temasıyla bulaşabilir. Covid-19’un özellikle gebelik dönemindeki kadınlar ve bebekler üzerindeki etkisi ve hastalığın seyri ile ilgili olarak veriler azdır. Bununla birlikte, gebelikte görülen bağışıklık sistemi ve fizyolojik değişikliklere bağlı olarak gebelik dönemindeki kadınların grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarından daha ciddi şekilde etkilenebildikleri bilinmektedir.


“Vaka sayısının kısıtlılığı nedeni ile gebelikte koronavirüs enfeksiyonunun seyri hakkında kesin sonuçlar çıkarmak henüz mümkün değildir”


Covid-19’un hamilelerdeki seyri hakkında vaka sayısı azlığı nedeniyle yeterli bilgiye sahip olunamadığını belirten Yakın Doğu Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, “Yine de hamile kadınlar Covid-19 için risk altındaki bir nüfus olarak düşünülmelidir. Anne karnındaki bebekte enfeksiyona yol açıp doğumsal enfeksiyon ve anomali oluşturduğuna dair bugüne kadar kanıt bulunamamıştır” ifadelerini kullandı.


Covid-19 saptanan 9 gebeyi içeren bir vaka serisindeki klinik bulguların hamile olmayanlarla benzerlikler gösterdiğini, vakaların yedisinde ateş, dördünde öksürük, üçünde kas ağrısı, ikisinde boğaz ağrısı ve halsizlik bildirildiğini kaydeden Özlen Emekçi Özay, beş vakada vücudun savunma hücrelerinden olan lenfositlerde azalma, üç vakada karaciğer enzimlerinde yükselme görüldüğünü, ayrıca tüm vakalarda zatürre geliştiğini ancak mekanik ventilasyon ihtiyacı doğmadığını belirtti.


Özay, diğer bir vaka serisinde ise toplam 9 gebenin altısında anne karnındaki bebeğin iyilik halinde bozulma gelişirken, bebeklerden altısının erken doğduğunu bildirdi. Kesin sonuçlar çıkarmak için henüz erken olduğuna dikkat çeken Özay, vakalardaki anne ve bebeklerin sağlığına ilişkin açıklamalarına şöyle devam etti; “Bu iki seride de anne ölümü gerçekleşmezken, bebeklerde virüse rastlanmamıştır. Hastalığın anne karnından bebeğe geçişinin olmadığına inanılmaktadır. Bugüne kadarki Covid-19 tanısı alan 32 gebede (yukarıdaki seriler dahil), 7 (yüzde 22) vaka hiçbir klinik bulgu olmadan seyretmiştir. İki vaka (yüzde 6) yoğun bakım desteği alırken bunlardan bir tanesi solunum ve dolaşım desteği sağlayan cihaza bağlı olduğu bildirilmiştir. Vakaların 27’si sezaryen, ikisi vajinal yol ile doğurtulmuştur. Erken doğum 15 vakada (yüzde 47) olurken, bir vakada anne karnında bebek ölümü, bir vakada ise yenidoğan ölümü gerçekleşmiştir. Araştırma yapılan 25 vakada anne karnında bebeğe geçiş saptanmamıştır. Ayrıca plasentadan, amniyotik sıvıdan, yenidoğanın boğaz sürüntü örneğinden ve yenidoğanın göbek kordonundan alınan örneklerde enfeksiyon bulgusuna rastlanmamıştır.”


Tüm önlemlere rağmen gebelik sırasında korona virüs enfeksiyonu geçiren anne adaylarının karantina hastanelerinde gerekli tedavilerinin başlanması gerektiğine dikkat çeken Özay, gebelikteki tedavi ve takip sürecinin de diğer bireylerdekinden farklı olmadığını söyledi. Özellikle gebelik döneminde röntgen ve tomografi çekiminin bebeği etkileyebileceği düşüncesiyle annelerde endişeye yol açacağına dikkat çeken Özay, anne adaylarının, bebekle ilgili gerekli koruma önlemleri alındıktan sonra bu tetkiklerin yapılmasına izin vermeleri gerektiğine dikkat çekti. Anne sağlığının her zaman öncelikli olduğunu hatırlatan Özay, virüsün alındıktan sonra yaklaşık 14 günlük kuluçka süresi olduğunu, doğuma yakın enfekte olmuş hamilelerde henüz bulgular ortaya çıkmamış olsa bile doğumdan sonra hastalık bulgularının görülebileceğini söyledi.


Koronavirüs enfeksiyonunun doğum şeklinde belirleyici olup olmadığının merak edildiğini de belirten Özay, tüm dünyada görülen olgulardan ve yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre doğum şekli ve doğum zamanı annenin ve bebeğin klinik durumuna, gebelik haftasına göre bireyselleştirilmesi gerektiğini belirtti. “Koronavirüsü ile enfekte gebede doğum sancıları kendiliğinden başladığı durumlarda, doğum eylemi ideal ilerlemeyi gösteriyorsa normal vajinal doğuma izin verilebilir. Bu hastalarda, doğumun ikinci evresini ve ıkınmayı azaltmak amacıyla müdahaleli vajinal doğum (vakum/ forseps uygulaması) düşünülebilir. Ikınma evresinde enfekte gebeden damlacık yoluyla enfeksiyon bulaş ihtimali yüksek olabileceğinden, gebe hastaya cerrahi maske takılmalı ve sağlık çalışanları, bu süreçte tüm önlemlere uymalıdır” ifadelerini kullanan Özay, annenin genel durumunda enfeksiyona bağlı ciddi derecede sıkıntılar, annede çoklu organ yetmezliği, şok tablosu ve bebeğin anne karnında iyilik halinde bozulma varsa acil sezaryen uygulanması gerektiğini kaydetti.


“Emzirmeye başlamak ve devam ettirmek, anne tarafından aile bireyleri ve sağlık uygulayıcıları ile koordineli olarak belirlenmelidir”

Şu anda virüsün anne sütünde taşınabileceğine dair bir kanıt bulunmadığını söyleyen Özay, bu nedenle emzirmenin iyi bilinen faydaları göz önünde bulundurulduğunda, koruyucu önlemler alınarak emzirmenin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. “Emzirmeye başlamak veya devam ettirmek, anne tarafından aile bireyleri ve sağlık uygulayıcıları ile koordineli olarak belirlenmelidir. Şu anda birincil endişe, virüsün anne sütü yoluyla bulaşıp bulaşmayacağı değil, enfekte bir annenin emzirme döneminde virüsü solunum damlacıkları yoluyla iletip iletmeyeceğidir” ifadelerini kullanan Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, doğrulanmış Covid-19 olan bir annenin, bebeğe dokunmadan önce ellerini yıkamak ve mümkünse emzirirken bir yüz maskesi takmak da dahil olmak üzere, virüsün bebeğine yayılmasını önlemek için mümkün olan tüm önlemleri alması gerektiğini kaydetti. Anne sütünün, elle veya elektrikli bir göğüs pompası ile sağılması durumunda yine pompa veya şişe parçasına dokunmadan önce ellerin yıkanması gerektiğine dikkat çeken Özay, her kullanımdan sonra pompa temizliğinin uygun şekilde yapılması gerektiğini de vurguladı.


“Koronavirüsten korunmak için herkese tavsiye edilen yöntemlerin gebeler için de geçerli”

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, koronavirüsten korunmada herkes için geçerli olan yöntemlerin hamileler için de geçerli olduğunu, ellerin en az 20 saniye boyunca normal sabun ve suyla yıkanması gerektiğini, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği kullanılabileceğini, hastalığın görüldüğü ülkeler başta olmak üzere yurt dışına yolculuk yapılmaması, mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı ortamlara girilmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağzı ve burnu kapatacak şekilde tıbbi maske kullanılması gerektiğini kaydetti.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da rekora koşan muhtar Erzurum Muhtarlar Derneği Başkanı ve Rabia Ana Hatun Mahallesi’nin 5 dönemdir muhtarlığını yapan Cemal Korkmaz, mahallelilerin yoğun teveccühü üzerine 6’ncı kez muhtarlığa aday oldu. 1999 yılında Rabia Hatun Mahallesi’nden muhtar seçilen Erzurum Muhtarlar Derneği Başkanı Cemal Korkmaz, 21 bin nüfuslu Rabia Ana Hatun Mahllesi’nde 5 dönem muhtarlık seçimlerini kazanarak görevini büyük bir özveri ile sürdürerek, mahallelilerin sevgi teveccühü ile yeniden altıncı dönemde de muhtarlığa aday olduğunu belirtti. Korkmaz, görevini 5 dönem üst üste hiç ara vermeden ilk günkü azimle yürüttüğünü ifade etti. Her sabah mahallesini köşe bucak gezen ve tespit ettiği sorunları kurumlara bildirip çözüme kavuşturan Muhtar Cemal Korkmaz, mahalle sakinleriyle de sık sık sohbet edip sorunlarıyla bizzat ilgileniyor. Genci ve yaşlısıyla mahalle sakinlerinin sevgisini de kazanan Korkmaz, bir dönem daha muhtarlık yapmak için aday olduğunu açıkladı. ‘Çalışmalarını beğeniyoruz” Mahalle sakinlerinden Yunus Aktaş, Bünyamin Özer ve Kürşat Ak ”Beş dönemdir mahallemizin muhtarlığını yapan aynı zamanda Muhtarlar Derneği Başkanlık görevini sürdüren, kişiliği ile tanıdığımız Cemal Korkmaz’dan yeniden aday olmasını istedik. 25 senedir mahallemizde muhtarlık yapıyor. Mahalle sakinlerimiz, muhtarımızın yaptığı hizmetlerden memnunuz. En ufak bir sıkıntı da yetkililere ulaşarak mahallenin sorunlarını gidermeye çalışıyor” şeklinde konuştular. “Vatandaşın sorununu çözüme kavuşturmak önemli” Muhtar Adayı Cemal Korkmaz, ”Bizim mahallemizin 21 bin seçmeni var şu anda. Ben 5 dönemdir muhtarlık yapıyorum. Mahallemin her köşesinde emeğim, hizmetim var. Büyükşehir Belediyemiz, Belediyemiz , İlçe belediyelerimiz ile iç içe çalışıyoruz, bu zamana hangi başkanımızın yanına gittiysek, hangi kurum müdürüne gittiysek mahallemizin sorunlarını başkanlarımızla çözdüler. Çok teşekkür ediyorum. ediyorum. Benim 24 saat telefonum mahalle halkım için açık, gücüm yettiği, elimden geldiği kadar onların sorunlarını çözmeye, hizmet etmeye çalışıyorum. Rabbim izin verirse Mahallemizin teveccühü ile yeniden 6’ncı seçim dönemde aday oldum. Sıcak teveccühlerine çok teşekkür ediyorum. Onlar çalışanı çalışmayanı çok iyi biliyorlar. Mahallemize hizmet ettiniz mi onlarda sizi seve seve baş tacı yapıyorlar. Bu son dönemim Rabbim izin verirde bir 5 sene daha muhtarlık görevimi yaptıktan sonra artık aday olmayacağım. Her şeyi en güzel şekilde ve zamanında bırakmak lazım” diye konuştu