GÜNDEM - 02 Mayıs 2019 Perşembe 14:24

Hamza Dağ'dan Çolpan Işın Taner'in skandal paylaşımına tepki

A
A
A
Hamza Dağ'dan Çolpan Işın Taner'in skandal paylaşımına tepki

Kendisini 'yaşam koçu' olarak tanımlayan Çolpan Işın Taner isimli kadının çocuk istismarı üzerine sosyal medyada yazdığı tepki çeken sözlere bir tepki de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’dan geldi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, kendisini yaşam koçu olarak tanımlayan Çolpan Işın Taner isimli kadının çocuk istismarı üzerine sosyal medyada yazdığı “Yılanın başı küçükken ezilmelidir. O çocuğun ailesi AK Parti’nin yemlediklerinden ise ve bir gün ortalıkta gezinip bilinçsizce AK Parti’yi destekleyenlerden biri olacaksa bugün bunu yaşamış olması daha iyidir” sözlerine tepki gösterdi. 

“Elim bir hadise, adli bir olay”
Dağ yaptığı açıklamada, “Eğitim almış bir kişinin, bir paylaşım yapması siyasetçilerin gündemi olacak bir mevzu değil. Birçok kimse birçok yerde hem sosyal medya üzerinden hem de başka mecralarda birçok şey söylüyor ama gerçekten elim bir hadise, adli bir olay. Bu olay üzerinden yapılan yoruma baktığımızda bu olaya siyasi bir anlam yüklemek ve bir zihin arka planını ortaya koymak; burada son dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin belki de kazanmış olduğu bir-iki belediye ile birlikte ortaya çıkan zihnin, zihin arka planının dışa vurumunu çok fazla görmeye başladık. Bu nefret söylemini, bu ötekileştirme söylemini bizim nesil fazlasıyla yaşamıştı. Bizim nesil, 28 Şubat ve sonrasında vesayetin bu ülkeden kaldırılması sürecine kadar, sadece 28 Şubat-AK Parti öncesi değil, AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde de, özellikle vesayetin devam ettiği 2008-2009 yıllarına kadar bu zihniyet, medya aracılığı ile değişik mecralarda bu fikirlerini hep ortaya koydu ve bunları biz fazlasıyla gördük. Vesayetin ortadan kalkmasıyla birlikte açıkçası bu tarzdaki söylemleri daha çok takiyeye bırakmışlardı. Takiye şeklinde hareket tarzı belirlemişti. Cumhuriyet Halk Partisi, kampanya döneminde hem göstermiş olduğu adaylar, hem de ortaya koymuş olduğu tablo açısından bu takiyeyi fazlasıyla göstermişti” dedi.

“Bu söylemlerin ülkemize hiçbir bir faydası yok”
CHP’nin yerel seçimlerde bazı büyükşehirleri kazandığını hatırlatan Dağ, “Seçim geçti. Bir iki tane büyükşehir daha kazandılar. Bunun verdiği özgüvenle kendi beyinlerinde saklamış oldukları, açığa vurmaktan hep imtina ettikleri hususları hem Cumhuriyet Halk Partili yöneticiler, hem de bu şekilde hem CHP zihniyetinde olan, onun o kalıplaşmış fikrine, aslında yüzde 10 bile olmayan o fikre tamamen eşdeğer olan kişiler açığa çıkmaya başladı. Bu söylemlerin bu ülkeye hiçbir faydasının olmadığını herkes çok iyi bilmek zorunda. Aynı zamanda ‘ülkede gerginlik var’ diyenlere baktığınızda, aslında gerginliğin kimler tarafından çıkarıldığı çok açık ve net. Bunun paylaşılması ciddi bir haber değeri iken, bir kısım medyanın bunu paylaşamamış olması manidar ve o bir kısım medyanın esasında sözüm ona demokratik görünüp nasıl kendi yandaşları noktasında hareket ettiklerinin çok net göstergesi. Şiddetle kınıyoruz. Bu söylemlerin ülkemize hiçbir faydası yok. İnsanların tamamen yaşantılarına göre bir yorum yapmak ve onların geleceği ile ilgili bunun üzerinden bir takım ifadeler ortaya koymak hiç yakışık almaz. Bundan sonra da inşallah tekrarlanmamasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

“Nefret suçu”
Dağ, hukuki süreçle ilgili de şunları söyledi:
“Hukuki süreçle ilgili bilgim dahilinde olan bir şey yok. Bu bir nefret suçudur. Tabii ki insanlar buna ilişkin tepkilerini hem basın yoluyla hem de sosyal medya yoluyla ortaya koyacaklardır. Aynı zamanda bunun Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiş bir maddeye tekabül etmesi hasebiyle de bununla ilgili bir soruşturma yapılması kadar normal bir şey yok ama bunların toplumsal bir tepkisellikle ortaya çıkması çok daha olması gereken bir noktadır.”  

Ceren Atmaca - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”