EKONOMİ - 15 Ocak 2019 Salı 12:57

Hasan Rahvalı “Sektörün sorunu konut stoğudur”

A
A
A
Hasan Rahvalı “Sektörün sorunu konut stoğudur”

7. İnşaat ve Konut Konferansı’nda gayrimenkul sektörünün sorunları ve çözüm önerileri hakkında görüşlerini paylaşan Ağaoğlu Şirketler Grubu Murahhas Azası ve Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Rahvalı; “Sektörün en büyük sorunu konut stokudur. Diğer problemler de stok probleminden kaynaklanmaktadır” dedi.

Faizlerin yüksek olması sebebiyle konut satışlarında 2018 yılında bir önceki yıla göre İstanbul için yüzde 40, Türkiye için yüzde 38 düşüş yaşandığını ifade eden Rahvalı, “Aslında toplam satışlarda düşüş sadece yüzde 4,2’dir. Geliştiriciler, müşterisi için farklı vadeli satış kampanyalarına yönelmiş ve sonucunda da likidite problemi oluşmuştur. Aynı zamanda bu likidite eksikliğinden yüksek maliyetli kurumsal krediler kullanmak zorunda kalmışlardır. Bunun yanı sıra üretimden kaynaklanan fiyat artışları satış fiyatlarına yansıtılamamıştır. Geliştiricilerin, stok problemi nedeni ile yaptıkları artış miktarı, üretim maliyetlerinin altında kalmıştır” şeklinde konuştu.

“Gayrimenkul yatırım fonları kurulmalı”

İstanbul için dengeli/sağlıklı stok miktarının 140 bin adet olduğunu belirten Rahvalı, “İstanbul’un dengeli/sağlıklı stok miktarına düşmesi yaklaşık olarak 5 yıl sürecektir. Türkiye için dengeli/sağlıklı stok miktarı ise 750 bin adettir. Bu noktaya gelmemiz için yine 4 yıla ihtiyaç vardır” dedi. Çözüm için gayrimenkul yatırım fonlarının kurulması gerektiğinin altını çizen Rahvalı,” Fonların Avrupa’da gayrimenkule yaptıkları yatırım 2017 yılı sonu itibari ile yaklaşık 650 milyar dolara ulaşmıştır. 2017 yılı itibari ile gayrimenkule yatırım yapan fonların Almanya’da ulaştıkları hacim 157 milyar avro iken Fransa’da 127 milyar avroya ulaşmıştır. Güney Kore’de ise bu rakam 42 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye’deki yatırım miktarı ise 2 milyar avronun altındadır” diye konuştu.

“Dünyanın her yerinde rekabet edecek teknik altyapıya sahibiz”

Sadece gayrimenkul değil tüm sektörlerin ihtiyaçlarının karşılanması için finans merkezine ihtiyaç olduğunu da kaydeden Rahvalı,“Bu ülkemiz için son derece stratejik öneme sahiptir. Finans oyuncularına yeterli ortamı sağlamamız gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı himayesinde kurulan Finans Ofisi bu sebepten dolayı çok kıymetli bir çalışma oldu. Sektörü sanayiye taşıyıp inşaat maliyetlerini düşürmemiz gerekiyor. Özellikle Afrika ülkelerinde milyonlarca konut ihtiyacı var. Ağaoğlu Şirketler Grubu olarak burada bazı çalışmalara başladık. Türk gayrimenkul sektörü dünyanın her yerinde rekabet edecek güce ve teknik altyapıya sahiptir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana AOSB Ar-Ge/Tasarım Merkezleri istişare kurulu toplandı Adana Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nün Ar-Ge ve Tasarım Kültürünün yaygınlaşmasına öncülük etmek amacıyla oluşturduğu AOSB AR-GE / Tasarım Merkezleri İstişare Kurulu çalışmalarını sürdürüyor. Sorunsuz, kesintisiz, ekonomik ve sürdürülebilir üretim imkanlarını katılımcılarına sunmasının yanı sıra firmaların rekabet şansını artıracak, karlılıklarını yükseltecek bir çok projenin hayata geçirildiği AOSB yönetimi, bölge üniversiteleri ve bağlı birimleriyle iş birliğini sürdürüyor. Bu çerçevede, AOSB Bölge Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Ar-Ge / Tasarım Merkezleri İstişare Kurulu’nun 11’nci toplantısı, AOSB’nin ev sahipliğinde düzenlenen iftar programıyla gerçekleştirildi. Toplantıya; bölgede faaliyet gösteren ve AR-GE ve Tasarım Merkezleri bulunan firmalar ile AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, AOSB PDO Birim Yöneticisi Özkan Özbek, AOSB Proje Destek Ofisi Proje Uzmanı Gamze Gülen, AOSB Proje Destek Ofisi Proje Uzman Yardımcısı Sertaç Kul ve AOSB Proje Destek Ofisi Proje Uzman Yardımcısı Ecem Nur Özkan katıldı. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, katılımcı firmalarına her anlamda destek olmaya, iş birliği yapmaya hazır olduklarını belirterek, oldukça verimli geçen toplantıya katılan firma yetkililerine ve üniversite temsilcilerine katılımları için teşekkür etti. Araştırma ve Geliştirme çalışmalarının en önemli amacının teknolojik alt yapıyı güçlendirmek, yeni teknolojiler için bilgi üretmek, üretim sektöründe maliyeti düşürmek, kaliteyi ve verimi arttırmak, sektörlerin ihtiyacına yönelik teknoloji transferini ve uyumunu sağlamak olduğuna dikkati çeken Bölge Müdürü Akpınar, “Bilgiyi üretmek kadar ticarileştirmek de zorundayız” dedi. Çukurova Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı (ÇUMERLAB) Müdürü Prof. Dr. Serkan Selli ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Doğan Kaya ise laboratuvar alt yapıları ile gerçekleştirdikleri test, analiz hizmetleri hakkında bilgi verdi. Süreçler konusunda katılımcılarla istişarede bulunan Selli ve Kaya, AOSB yöneticilerine önemli katkılarından dolayı teşekkür ederek, işbirliğine her zaman açık olduklarını belirtti. Yeni fikirlerin ortaya çıkması, üniversite sanayi İşbirlikleri, aktif olan devlet desteklerine konsorsiyum oluşturularak ortak projelere başvurulması konularında fikir alışverişinin yapıldığı toplantıda, merkezler arası iş birliğinin güçlenmesi, yeni kurulacak olan merkezlere öncülük edilmesi, mevcut merkezlerin niteliğinin üniversite akademisyenleri destekleri ile geliştirilmesi konuları üzerinde duruldu.
Adana Kan sulandırıcı kimine yarar, kimine zarar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kalp damar hastalıklarında yoğunlukla kullanılan ve dünyanın en çok bilinen ilacı olan kan sulandırıcı kullanımı konusundaki kararın mutlaka hekimler tarafından verilmesi gerektiğini, aksi takdirde fayda yerine zarar verebildiğini söyledi. Kalp Damar Hastalıkları Uzmanı Alıcı, polikliniklere başvuran çok sayıda hastanın kendilerine en fazla kan sulandırıcı kullanımı konusunda sorular yönelttiğini, sadece kalp damar hastalığı değil, diyabeti olan, ailesinde kanser ya da kalp damar hastalıkları öyküsü bulunan, covid olan, sigara içen, obeziteden yakınan, insülin direnci bulunan hatta hiçbir risk faktörü olmasa da ilerleyen yaşını gerekçe göstererek kan sulandırıcı kullanmak isteyenlere sıkça rastladıklarını bildirdi. Özellikle 45 - 50 yaşından sonra mutlaka günde bir adet kan sulandırıcı kullanılması gerektiği gibi yanlış bir kanı bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Gökhan Alıcı, “Çünkü hiçbir risk faktörü yokken gereksiz kullanılan kan sulandırıcı fayda yerine zarar verebilir” uyarısında bulundu. Kimler kan sulandırıcı kullanmalı? Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kalp damar hastalıklarının en yaygın nedeninin halk arasında damar sertliği olarak bilinen ateroskleroz olduğunu, bu nedenle koroner damar hastalığı tespit edilen tüm hastalara başka bir mani durum söz konusu değilse kan sulandırıcı kullanımını önerdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Bugüne kadar yapılan klinik çalışmalar kalp - damar hastalığı olan, kalp krizi geçirmiş, balon- stent takılmış, bypass olmuş hastalarda kan sulandırıcının önleyici etki yattığını göstermiştir. Bu nedenle eğer hastanın kardiyovasküler bir öyküsü varsa, kalp krizi geçirmiş ya da bu riski taşıyorsa, bypass olmuşsa, şah damarında tıkanıklık varsa, bacak damarlarında tıkanıklık var ya da pıhtılaşmaya bağlı felçlik geçirmişse mutlaka günde bir tane kan sulandırıcı kullanımını tavsiye ediyoruz. Günde 75-100 mg doz çoğunlukla yeterlidir. Buna rağmen 300 ya da 500 mg kullananlar olduğunu görüyoruz.” Doç. Dr. Alıcı, “Hiçbir risk faktörü ya da rahatsızlığı olmayan sadece ileri yaşını gerekçe gösterenler de kan sulandırıcı kullanmak istiyor. Bunun yanı sıra bazı hastalarımız ise kan sulandırıcının kanser önleyici olarak kullanmak gibi yanlışa düşebiliyorlar. Kan sulandırıcı kalın barsak kanseri, rahim kanserleri gibi bazı kanser türlerinde koruyucu etkisi bilinmekle birlikte kanser koruyucu olarak kullanımını tavsiye etmiyoruz. Buna rağmen bazı hastalarımız haftada bir ya da iki kez, hatta ayda bir kez kullansam olmaz mı ? gibi ısrarcı taleplerde bulunuyor. Oysa, eğer kan sulandırıcı kullanılacaksa biz zaten bunu günlük olarak tavsiye ediyoruz. Haftada bir ya da ayda bir gibi kullanma söz konusu değil” dedi. Kan sulandırıcı kullanıp kullanma konusundaki kararın mutlaka hekime bırakılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Alıcı, kan sulandırıcı en önemli yan etkisinin kanama olduğunu, bu nedenle potansiyel yarar-zararın doktor tarafından değerlendirmesi gerektiğini bildirdi. Alıcı, kan sulandırıcı kullanımı uygun görülen hastaların da olumsuz yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ya da sigara kullanımı gibi kalp damar hastalıklarını tetikleyen unsurları önlemeye çalışmadan, sadece kan sulandırıcıyla kalp hastalığından korunmanın da mümkün olamayacağının unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Bilecik Minikler Filistin’e destek için kumbaralarını bağışladı Bilecik’te Hamidiye 4-6 Yaş Kur’an Kursu minikleri, kumbaralarını Filistin için bağışladı. İsrail ile savaşta zor günler geçiren Filistin halkına destek olmak amacıyla başlatılan ‘Özgür Filistin’in Yanındayız’ yardım kampanyasına destekler artarak devam ediyor. Bu kapsamda Bilecik İl Müftülüğü Hamidiye 4-6 Yaş Kur’an Kursu’nda eğitim gören minik öğrenciler de kumbaralarında biriktirdikleri harçlıklarıyla ‘Özgür Filistin’in Yanındayız’ kampanyasına destek oldu. Türkiye Diyanet Vakfı Bilecik Şubesi adına Filistin’e göndermek üzere kumbaralarını miniklerden teslim alan Bilecik İl Müftüsü Ali Erhun, "Bu güzel hareketiniz bütün insanlara örnektir. Büyükler de sizin gibi paylaşımcı olursa dünyada hiç kötülük kalmaz. Hep iyilik olur. Sizler de ömrünüz boyunca hep iyilik peşinde koşun inşallah. Kumbaralarınızı Filistin’deki kardeşleriniz için bağışladınız. Ben bu hassasiyetlerinizden ötürü sizleri tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı. Çocuklarda paylaşma duygusunu vermek istediklerini söyleyen Hamidiye 4-6 Yaş Kur’an Kursu yöneticisi Reyhan Demir, “Hamidiye Kur’an Kursu miniklerimiz her Cuma ‘Cuma Sadakası’ adı altında harçlıklarını getirip kumbaraya atıyorlar. Böylelikle çocuklar yardımlaşma ve paylaşmayı öğreniyorlar. Bu sefer de Filistin’deki kardeşleri için sadaka kutusunu doldurdular ve kendi elleriyle sizlere teslim edecekler. Rabbim yardımlarımızı kabul eylesin” dedi.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde 18 Mart sergisi Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi tarafından düzenlenen “18 Mart Çanakkale Zaferi Öğretim Elemanları Karma Sergisi” Merkez Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde açıldı. Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi tarafından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü dolayısıyla, küratörlüğünü Öğretim Görevlisi Dr. Mustafa Kartal’ın yaptığı ve 22 akademisyenin farklı tekniklerde 24 çalışmasının yer aldığı “18 Mart Çanakkale Zaferi Öğretim Elemanları Karma Sergisi” sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Türk ulusunun var olma savaşının anlatıldığı karma sergiye Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük, Prof. Dr. Mehmet Atalan, Prof. Dr. Kasım Yenigün, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Erol Yıldır, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Türk Tarihinin dönüm noktası olan ve binlerce insanın can verdiği Çanakkale Savaş’ının, askerlerin yaşadığı zorlukların anlatıldığı sergide Çanakkale ve Türk kahramanlığının önemi vurgulandığı sergi, 22 Mart 2024 tarihine kadar sanatseverler ile buluşacak. Serginin açılışında konuşan Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Erol Yıldır, Türk tarihinin bir dönüm noktası olan Çanakkale Savaşlarında yazılan kahramanlık destanını sanatçıların gözü ile anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. Çanakkale Savaşları’nda görülen birlik beraberlik ve dayanışmanın günümüzde de devam etmesi temennisinde bulunan Prof. Yıldır, sergiye katkıda bulunan tüm akademisyenlere teşekkür etti.