SAĞLIK - 11 Kasım 2019 Pazartesi 12:06

Hastanın muayene süresi, radyolojik görüntüleme sayısını etkiliyor

A
A
A
Hastanın muayene süresi, radyolojik görüntüleme sayısını etkiliyor

Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, hasta muayene süresinin 15 dakika altına düşmesi durumunda radyolojik görüntüleme sayılarında artış yaşandığını belirterek, Türkiye’de bu sayıda oldukça artış yaşandığını bildirdi.

Antalya’nın Serik ilçesinde Türk Radyoloji Derneği tarafından Uluslararası Katılımlı 40. Radyoloji Kongresi düzenlendi. Belek turizm merkezindeki bir otelde 5-10 Kasım tarihleri arasında düzenlenen kongrede bin 350 katılımcı, 144 yerli ve 14 yabancı konuşmacı yer aldı. Kongrenin bu yılki ana teması ‘Radyolojide yeni ufuklar’ olarak belirlendi. Kongrede, radyolojide yaşanan gelişmeler ve sıkıntılar görüşüldü.
Kongrede gazetecilere açıklamalarda bulunan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, radyolojinin tıbbın gören gözü olduğunu, radyolojik tekniklerden ayrışmış bir tıbbın düşünülemeyeceğini söyledi.

"En alt sınır 15-20 dakika olması gerekiyor"
Tüm dünyada görüntüleme sayısının arttığından bahseden Hazırolan, Türkiye’deki artış miktarının ise bu artıştan daha fazla olduğuna işaret etti. Buna sebep olarak hastanın muayene süresinin az tutulması olarak gördüğünü ifade eden Hazırolan, “Sebep, radyoloji dışı ya da radyolojiye hasta gönderip görüntüleme isteyen doktorlarımızın optimum koşullarda muayene yapamaması yani muayene süresinin yetersiz olması. Normalde bir hastanın geldiği zaman şikayetini söylemesi gerekiyor, ardından doktorun sorular sorup şikayeti detaylandırması ve muayene ettikten sonra kafasında bir tanı oluşturarak ne düşündüğünü belirlemesi ve gerekiyorsa buna uygun tetik istemesi gerekiyor. Böyle bir muayene yapmanın da en alt sınırı 15-20 dakika olması gerekiyor. Bu sürenin altındaki sürelerde çalışan doktorlar, yeterli hikaye alıp yeterli muayene şansı olmadığından dolayı hastaları ilk etapta hasta yararına direk tetiğe yönlendirmeye çalışıyor” diye konuştu.

Doğru muayene ve doğru zaman
Dr. Hazırolan, hatalı tanı durumunda Avrupa kanunlarında çok ciddi cezalarla karşı karşıya kalındığını vurgulayarak, doktorların yeterli muayene yapamadığında bu durumu göz önüne alarak radyolojik görüntülemeyi tercih ettiğini ifade etti. Doktorlara daha yeterli muayene yapma şansı tanınırsa radyolojik görüntülemelerde azalma olacağını belirten Hazırolan, “Radyoloji tetkiklerinin sayısının artması, günümüz çağının getirdiği bir özellik. Her yerde artıyor ama mühim olan doğru muayene sonrası doğru zamanda tetkikin istenmesi” dedi.

"MR sayısında Avrupa’dan öndeyiz"
Türkiye’nin MR sayısında Avrupa’ya kıyasla oldukça önde olduğuna işaret eden Hazırolan, “Bunun iki nedeni var. Birincisi muayene süresi, ikincisi MR’nın ülkemizde oldukça ucuz olması. Ucuz deyince avantaj olarak görülüyor. Bu başarı değil, başarısızlık. Çünkü biz aynı cihazları kullanıyoruz. Bu cihazların alınışı 1-2 milyon euro civarında. İşletme masraflarını da koyduğumuzda bu tetkiki 20 TL’ye yapabiliyorsanız çok mantıklı bir şey değil. Sonuçta bunun fiyatı ABD’de 700 dolardan, Almanya’da da 500 eurodan başlıyor. Tabii ki ülkemiz koşullarında bu rakamlarda olması mümkün değil ama en azından çekim ücretlendirmesi ve doktor rapor ücretlendirmesi birbirinden farklı kategorilerden oluşturulursa, ülkemizin sermayesi olan doktorlarımızın emeği de daha iyi değerlendirilmiş olur” diye konuştu.

Sporda radyolojinin önemi
Türk Radyoloji Derneği Başkan Vekili Prof. Dr. Can Çevikol da, radyolojik görüntülemenin sporcu hayatındaki yerinden bahsetti. Çevikol, "Sağlık hizmeti sunumunda görüntüleme yöntemlerinin toplum tarafından daha iyi anlaşılması, radyologların ve radyoloji teknikerlerinin bu süreçteki rolleri ve bu konuda toplumsal farkındalık oluşturmak amacı ile her yıl X ışınlarının bulunma tarihi olan 8 Kasım, tüm dünyadaki radyologlar, radyoloji teknikerleri ve ilgili alanlarda çalışan uzmanlar tarafından çeşitli aktiviteler ile 'Uluslararası Radyoloji Günü' olarak kutlanmaktadır. Bu yıl sekizincisi kutlanmakta olan Uluslararası Radyoloji gününün ana konusu 'Spor & Görüntüleme' olarak belirlenmiştir. Spor yaralanmalarının saptanması, tanı ve tedavisi sürecinde radyologların ve bu alanda çalışan diğer uzmanların vazgeçilmez rolü vurgulanmaktadır. Toplumda bireylere sunulan sağlık hizmetinin kalitesinin değerlendirilmesinde tıbbi görüntülemenin önemli belirteçlerden biri olduğu konusunda farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir" dedi.

"Kalıcı sakatlıkların olmaması için son derece önemli"
Çevikol, profesyonel sporcuların tedavisinin yanı sıra, sağlık için spor yapan her bireyde de radyolojik görüntülemenin önemine işaret ederek, "Türkiye koşullarında daha çok, hangi yaşta olursa olsun tüm insanların hayatında sporu ayrı düşünmek olanaksız. Çünkü bilimsel temellere dayalı, bilinçli yapılan sporun artık insanları sağlıklı yaşamlarında son derece önemli olduğunu, mutlu ve huzurlu kıldığını biliyoruz. Dolayısıyla sadece profesyonel sporcular değil, hayatlarına sağlık açısından katkıda bulunmak için spor yapan kişilerde de spor yaralanmalarını görüyoruz. Bu normal bireylerde de kalıcı sakatlıkların olmaması son derece önemli” ifadelerini kullandı.

"Yerli MR ve hasta monitörü çalışması""
Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Kader Karlı Oğuz ise, kongrenin bilimsel programında, Türkiye’den ve yurt dışından kendi alanlarında deneyimli bilim insanları konferans, panel ve sözlü sunumlarda güncel gelişmeleri paylaşıldığını söyledi. Oğuz, Türkiye’de radyoloji konusunda yerli mal üretimine girildiği bilgisini de paylaşarak, “ASELSAN bu proje içerisinde çok büyük kuvvetle yer alıyor. Onların toplantılarında bizlerin anladığımız kadarıyla bu işte oldukça iddialılar. MR ve hasta monitörü işinde oldukça yol almış durumdalar. 2024’ten önce birçok cihazın araştırma ve geliştirmesi tamamlanmış olacak gibi gözüküyor” dedi.

Suat Metin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Valerie Garnier: "Hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor" Sezonu 4 kupa ile tamamlayan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nda Başantrenör Valerie Garnier, "Çok fazla hayalimiz vardı sezona başlarken, bu hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor. Mükemmel bir sezon diyebiliriz. Aslında çok kısa bir süre vardı önümüzde hem birbirimizi tanıma hem de takımı olabildiğince yüksek noktaya getirmek için. Adım adım gittik. Bu noktada hep beraber hareket ettik" dedi. 2023-2024 sezonunda Avrupa’da üst üste ikinci kez Euroleague kupasını kazanarak bir ilke imza atan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı, sezon başında müzesine götürdüğü FIBA Süper Kupa ile birlikte Türkiye Kupası ve Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde de mutlu sona ulaştı. Sarı-lacivertli sporcular ve teknik heyet, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yer alan Fenerbahçe Basketbol Müzesi’nde medya mensuplarıyla bir araya geldi. Sezon başında şampiyon bir takıma geldiğini ve hedefler doğrultusunda birlikte çalıştıklarını belirten Başantrenör Valerie Garnier, “Çok fazla hayalimiz vardı sezona başlarken, bu hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor. Mükemmel bir sezon diyebiliriz. Aslında çok kısa bir süre vardı önümüzde hem birbirimizi tanıma hem de takımı olabildiğince yüksek noktaya getirmek için. Adım adım gittik. Bu noktada hep beraber hareket ettik. Burada bir takım vardı ve bu takımı ben kurmamıştım. Dolayısıyla hedefler doğrultusunda hep beraber çalıştık. Çok iyi bir takımımız vardı. Hedeflere ulaşmak için takım halinde hareket etmemiz gerektiğini söyledik. Takıma da hakkını vermek lazım. Hiçbir zaman onları ekstra motive etmeme gerek kalmadı” ifadelerini kullandı. “Fenerbahçe’ye sadece kazanmak için gelirsiniz" 2018-2019 sezonunda Fenerbahçe’de başantrenörlük görevi yapmasının bu sezon kendisine yardımcı olduğunu vurgulayan Varnier, "Bu durum biraz yardımcı oldu. Yeri geldiğinde tanıdık yüzlerle karşılaştım. Fenerbahçe dokusunu biliyordum. Buraya gelirken nereye geldiğinizin farkında olmanız gerekiyor. Buraya sadece kazanmak için gelirsiniz. Fenerbahçe çok büyük bir aile, buraya tekrardan geldiğimde kimse beni unutmamıştı. Aslında ben aileme geri katılmış gibi oldum” diye konuştu. "Kariyerimdeki en özel sezonum" Fransız antrenör, kazanılan şampiyonlukların ardından kariyerinde çok önemli bir sezonu geride bıraktığını belirterek, "Gerçekten çok nadir olur tüm kupaları kazanmak. Bir antrenör sezona başlarken bütün alanlarda şampiyonluk hedefler. Bu şampiyonluklar gerçekleştiğinde de uyandığımızda gerçek mi diye kontrol ederiz. Hala o anın akışındayız. Belki biraz daha vakte ihtiyacımız var her şeyi tam anlamıyla idrak etmek için” değerlendirmesinde bulundu. Varnier, Fenerbahçe’deyken her sezon şampiyonlukları tekrarlamaları gerektiğinin de altını çizerek, "Gelecek sezon bizim adımıza zor geçecek. Fenerbahçe’deyseniz bu başarıları tekrardan kazanmanın bilincindesinizdir. Zor bir sezon olacak. Tek başımıza değiliz, ciddi rakiplerimiz var” dedi. "Türk basketbolu Avrupa’nın en iyi liglerden biri" Avrupa’nın önemli organizasyonlarında Türk takımlarının final oynaması üzerine ise Varnier, "Türk basketbolunun var olduğunu ve gerçekten Avrupa’nın en iyi liglerden biri olduğunu gösterir. Böyle bir sezon geçirdikten sonra devamlılığı tercih etmek gerekir tabii ki bazı değişiklikler yaparak" diyerek sözlerini noktaladı. Medya günü, ‘Dünyanın En Büyük Spor Kulübü’ pankartı ile çekilen fotoğraf ile sona erdi.
Kocaeli Define ararken mağarada ölen baba ile oğlu toprağa verildi Bursa’nın İznik ilçesinde mağarada kaçak define kazısı yaptıkları esnada jeneratörden sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybeden baba ve oğlu Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde toprağa verildi. Edinilen bilgiye göre, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinden yola çıkan Tevfik Özdemir (68), oğlu Okan Özdemir (42) ve arkadaşları İbrahim Ergün (38), define aramak için 2 gün önce Bursa’nın İznik ilçesine gitti. Gürmüzlü Mahallesi’nde kahvehanede çay içip etraftakilerle sohbet eden Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün gecenin ilerleyen saatlerinde Karadere mevkiinde giderek mağarada kaçak kazı çalışması gerçekleştirdi. Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’den uzun süre haber alamayan yakınları endişe içinde durumu Mahalle Muhtarı Zeynel Çetin’e iletti. Çetin ise olayı 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Bunun üzerine İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma ve sağlık ekipleri harekete geçti. Daha önce bölgede kaçak kazı yapılan bölgelere yoğunlaşan ekipler, mağara girişinde Teyfik Özdemir’in cansız bedeniyle karşılaştı. Jandarma iz sürme -arama köpekleri ‘Meftun’ ve ‘Damga’ ile mağara içerisinde yapılan aramada Okan Özdemirile İbrahim Ergün’ün cansız bedenlerine de ulaşıldı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından cenazeler mağaradan çıkarıldı. Baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’ün cansız bedenleri savcı ve ekiplerin incelemesinin ardından Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Baba, oğul ve arkadaşları jeneratörden mağara içine sızan karbondioksit gazından zehirlenerek hayatını kaybettiği belirlendi. Otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilen baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi. Baba ve oğlunun Kavaklı Mahallesi Kavaklı Sanayi Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Özdemir’in yakınları, sevenleri ve Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer katıldı. Cenaze namazının ardından baba ve oğlun cenazeleri İhsaniye Mezarlığına defnedildi. Öte yandan, Tevfik Özdemir’in emekli olduğu, Okan Özdemir’in ise bir dönerci dükkanında kurye olarak çalıştığı öğrenildi. Gürmüzlü Mahallesi’ne 6 kilometre uzaklıktaki Elbeyli Mahallesi’nde, 5 yıl önce aynı tarihte yapılan kaçak kazı sırasında 1 kişi hayatını kaybettiği 6 kişi de kurtarıldığı ortaya çıkmıştı.
Adana Adana’da açık saha tesislerinin toplu açılışı düzenlendi Adana’da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde Adana, Adıyaman, Batman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Mardin, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa olmak üzere 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Bu kapsamda Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri ile AB Türkiye Delegasyonu ve Alman Kalkınma Bankası üst düzey yetkililerinin katılımıyla Çukurova ilçesindeki 100. Yıl Mahallesi’ne inşa edilen açık saha tesislerinin açılış töreni düzenlendi. “Tüm gençlere hizmet verecek” Törende konuşan Vali Köşger, "Adana’nın en güzel noktasında, gençlerimiz, geleceğimiz, istikbalimiz, evlatlarımıza yönelik çok güzel bir faaliyet için bir aradayız. Çukurova hızla gelişen bir bölge. Ancak şuana kadar burada bir spor stadyumu, bir futbol sahası mevcut değildi. Avrupa Birliği’nin, Alman Kalkınma Bankası’nın katkılarıyla, bakanlığımız ve hükümetimizin çalışmalarıyla burada bu hizmet gerçekleştirildi. Bölgemizde bir türlü istikrar gerçekleşmiyor ve ülkemizin etrafında, her tarafta sıkıntılı durumlar var. Kendi ülkesinde can güvenliği kalmayan çok sayıda komşumuzu da misafir ediyoruz. Burası ülkemiz gençlerine hizmet ettiği gibi onların da hizmetinde olacak. Türkiye kendi gençliğine yetişmeye çalışırken, onların ihtiyaç duyduğu spor alt yapısını gerçekleştirmeye çalışırken bir taraftan da ülkemize dışarıdan gelen gençlerimiz var. Buna yetişmekte zorlanıyoruz. AB bu anlamda devreye girdi ve bu tesislerin yapılmasında imkan sağladı. Onlara teşekkür ediyoruz, gençlerimize de hayırlı, uğurlu olsun diyoruz" dedi. Konuşmaların ardından, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi folklor ekibi halk oyunları gösterisi sundu. Daha sonra protokol üyeleri hazırlanan platformda butona basıp açık saha tesislerinin açılışını gerçekleştirdi. Gençler, çok sayıda spor dalına yönelik etkinlik alanlarının oluşturulduğu tesiste gönüllerince spor yapıp, sosyalleşme imkanı buldu.
Bitlis Bitlis’te ‘yayla muzu’ uçkunun fiyatı, ‘Anamur muzunu’ üçe katladı Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğal olarak yetişen ve ‘yayla muzu’ olarak da adlandırılan uçkun, 150 TL’lik fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişen ve yöre halkı tarafından ışkın veya yayla muzu adıyla bilinen ve sevilerek tüketilen ekşimsi uçkun bitkisi, Tatvan’da satışa sunulmaya başlandı. Dağların yüksek zirveleri ve eteklerinden büyük zorluklarla toplanarak tezgâhlarda kilosu 150 TL’den satılan bitki, kent merkezinde çoğu insanın da başlıca geçim kaynağı oldu. Vatandaşlar binbir zorlukla topladıkları uçkunları torbalarla getirdikleri şehir merkezindeki ana caddelerde satışa sunarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Bölge insanı tarafından büyük bir beğeniyle tüketilen bitkinin, özellikle sarılık, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği iddia ediliyor. Vatandaşlar, binbir zorlukla toplayarak kilosunu 150 TL’den satışa sundukları yayla muzu, fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Hizan yaylalarında topladıkları yayla muzunun şeker, tansiyon gibi hastalıklara ilaç olduğunu iddia eden Ercan Sepet isimli satıcı, “Yayla muzunu nisan ayında toplamaya başlıyoruz. Bu bitkinin yaklaşık 1 ay gibi bir ömrü var. Yılda bir kez çıkıyor, bizler de ekmeğimizi yayla muzunu satarak kazanıyoruz” dedi. Bir kış boyunca yayla muzunun çıkmasını beklediklerini söyleyen Oğuz Uçak da, “Her derde deva olan yayla muzunu herkese tavsiye ediyorum. Bir kış bu bitkinin çıkmasını bekledim. Ekşimsi bir tadı olduğu için de ayrı bir aroma veriyor” ifadelerini kullandı.