GENEL - 01 Temmuz 2009 Çarşamba 13:00

Helikopter kazasında şok iddialar

A
A
A
Helikopter kazasında şok iddialar

Kaza Kırım Uzmanı Pilot Volkan Sürmeli, Yazıcıoğlu birlikte toplam 6 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin çok sayıda çelişki bulunduğunu söyledi.

ESRA ŞİMŞEK / İSTANBUL

Kaza Kırım Uzmanı Pilot Volkan Sürmeli, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Sivas muhabiri İsmail Güneş ile birlikte toplam 6 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin çok sayıda çelişki bulunduğunu öne sürerek, teknik arızası olmayan bir helikopterin dağa çarpmasının kafa karıştırıcı olduğunu söyledi.

Kırık olan ELT anteninin bağlı olduğu kaportada hiçbir hasar ve çizik bulunmamasının tuhaf olduğunu belirten Sürmeli, "Telefon sinyalleri ile arama kurtarma çalışmalarına başlanması, transponder cihazının olduğu bir helikopter için sorgulanması gereken bir mevzudur. Ayrıca helikopterin daha ilk katlığı andan itibaren 6 derece sapma ile gittiğini belirledik" dedi.

Awacs Uçakları ile dışarıdan yalancı sinyal gönderilerek helikopterin GPS ayarlarının bozulmuş olabileceğini de öne süren Sürmeli, "Geçmişte başka bir ülkede bir politikacıya bu şekilde bir suikast yapılmıştı" diye konuştu.

Kazaya ilişkin hazırladığı rapora ilişkin bilgiler veren Sürmeli, çeşitli iddialarda bulundu. Helikopterin kazanın hemen ardından çelikmiş bazı fotoğraflarını gösteren Volkan Sürmeli, "ELT anteninin kırık olduğu ve bunun için sinyal göndermediği söylenmekte. Antenin gerçekten de kırık olduğu, çektiğim fotoğrafta sabit olmakla beraber antenin bağlı olduğu kaportada hiçbir hasar ve çizik olmaması, danıştığım mühendisler tarafından tuhaf bulunmaktadır. Bunun dışında, bu antenin kırık olması durumunda dahi yeni nesil bir cihaz olduğu için uydulara sinyal yollama özelliğine sahip olduğunu söylemem mümkündür" dedi.

Sürmeli, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) raporlarına göre, helikoptere bir ay önce yeni nesil ELT olarak adlandırılan Acil Yer Bulma Vericisi sistemi takıldığını hatırlatarak, yeni ELT'nin, dijital sinyal ile birlikte düşen helikopterin çağrı işaret bilgisini de uyduya yolladığının altını çizdi.

Sistemin helikopterlerde iki türlü çalıştığını ifade eden Volkan Sürmeli, "Çarpmanın şiddeti belli bir G gücünü geçerse ELT otomatik olarak devreye girerek sinyal göndermeye başlıyor. Ancak düşme fazla
şiddetli olmaz da ELT devreye girmez ise onu manuel olarak "ON" durumuna getirecek bir switch bulunuyor. Bu yeni nesil olan ELT cihazının SHGM ekibi tarafından fotoğraflanarak Ankara'ya getirildiği iddia ediliyor. Bu cihazla alakalı 2 sayfa bilgi notu var. Ancak telekominikasyon kurumundan aldığım resmi hava araçları telsiz sistemi ruhsatnamesinde kayıtlı değil. Telekominikasyon kurumu çalışanları, ruhsata kaydedilmemiş cihaz mühürlenir bilgisini de ayrıca verdiler" diye konuştu.

Sürmeli, SHGM çalışanlarının verdiği ve ARTEX cihazına ait olduğu iddia edilen kağıtta, esas hava taşımacılık şirketi ya da düsen helikopter tescil işareti (TC HEK) hakkında hiçbir bilgi bulunmadığını belirtirken, cihazın hangi teknik servis tarafından helikoptere takıldığının bilinmediğini söyledi.

"Cihazı Skyline Ankara taktı" bilgisinin yanıltıcı olduğunu savunan Sürmeli, "Skyline'de görevli bir mühendisle yaptığım görüşmede, 'o araca öyle bir cihaz takılmadı, biz takmadık' bilgisi verildi. Bu durumda ARTEX 406 helikopterde olduğu sadece iddia olmakla beraber 20 G'ye yakın bir çarpma ile parçalanmış bir helikopterden sinyal alınamaması da bunu destekler nitelikte. Ayrıca ruhsatta kayıtlı olan AR POINTER 4000-10 eski nesil ELT cihazı ki bu cihazların en geç Şubat 2009'da yerini Artex'e bırakma zorunluluğu var. Bunun da hava aracında takılı olduğuna dair hiçbir iz yok ve kaza sırasında da bulunamadı" açıklamasında bulundu.

Kaza Kırım Uzmanı Pilot Volkan Sürmeli, telefon sinyalleri ile arama kurtarma çalışmalarına başlanmasının, Transponder cihazının olduğu bir helikopter için sorgulanması gereken bir mevzu olduğunu öne sürdü.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, saat 16.20'de telefonun yerinin belirlenmesinin istendiğinin altını çizen Sürmeli, "Uzmanlar 3 dakika sonra telefonun koordinatlarını belirlediler. Bölgedeki baz istasyonlarından, helikopterde bulunan 3 kişinin telefonundan sinyal tespit edildi.

Koordinatlarsa 1 km. eninde, 30 km. boyundaki bir alan olarak tespit edildi ve Başbakanlığa bildirildi. Telekomünikasyon yetkilileri kalabalık nüfusa sahip olmayan yerlerde baz istasyonlarının daha geniş mesafelerde yer almasından ötürü koordinatların geniş bir alan olarak belirlenebildiğini belirttiler. Ancak, telefon sinyalleri ile arama kurtarma çalışmalarına başlanması, Transponder cihazının olduğu bir helikopter için sorgulanması gereken bir mevzudur. Helikopterin telefon sinyalleri ile arandığını ilk kez Almanya'de televizyonda duyduğumda derhal telefon ile televizyon kanallarını arayıp bu konu hakkında bilgi verdim. Ancak bugün gelinen noktada radar kayıtları üzerinden arama kurtarma çalışmalarının başlamadığı görünüyor" şeklinde konuştu.

Sürmeli, kazayla ilgili kafaları karıştıran bir başka hususun da, kazada ölen pilot Kaya İstektepe'nin imzası olduğunu söyledi.

İstektepe'nin pilot lisansında ve pilot uçuş defterindeki imzalarının kafa karıştırıcı olduğunu savunan Sürmeli, "İmzalar birbirine benzememektedir. Bu imzalar, pilota ait olan imzalar ile birlikte laboratuar incelemesine gidecektir. Bu imzaları kriminal laboratuarda incelenmek üzere BBP yönetimine teslim ettim" dedi.

Sürmeli, iddialarını şöyle sürdürdü:  "Yaptığım araştırmalarda, helikopterde uygulanması gereken bir çok bakım ve üretici şirket tarafından yayınlanan kırmızı bakım direktiflerinin sivil havacılık tarafından verilen ve uygulandığı iddia edilen bakım direktiflerinin içinde bulunmadığı gibi, uygulanan bakımların faturaları verilmemiş ve ispat edilmemiştir. Üretici firmanın kırmızı bülten ile yayınladıkları bakım direktifleri helikopterde teknik olarak uygulanmamıştır. Helikopterin bu bakım uygulanmadan ve parçalar değiştirilmeden uçurulması, bell şirketi tarafından kırmızı bültenle yayınlandığı halde helikopterdeki teknik bakım, onarım ve değişikliklerin yapılmadan uçurulmaması gerektiğinin altı çizildiği halde helikopter uçuşlarına normal şekilde devam etmiş ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile MED Air Şirketi görev ve sorumluluklarını kanunlarla belirtildiği halde yerine getirmeyerek 6 kişinin ölümüne neden olmuştur."

Kaza Kırım Uzmanı Pilot Volkan Sürmeli, pilotun kalkıştan hemen sonra 6 derecelik bir sapma yapma ihtimalinin 2 tane GPS ve 2 pusula olan bir hava aracında mümkün olmadığını söyledi. Bu sapmanın, 64 kilometre boyunca çarpma anına dek devam etmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Sürmeli, "İstektepe'nin tecrübesi, cihazlar ve radar kontrolü buna imkan vermez. Ancak kumandalara dışarıdan müdahale ile mümkün olabilir" dedi.

Sürmeli, helikopterle ilgili bir çok teknik hatayı ortaya çıkardıklarını ve sabotaj ihtimalinin yüksek olduğunu iddia etti. Helikopter üzerinde montajlı bulunan GPS cihazının son teknoloji cihazlardan biri olduğunu belirten Volkan Sürmeli, "Bu cihazla helikopterin dağa çarpması çok zor. Helikopter pilotu önünü hiç göremese de bu cihaz pilotu her türlü yükseltilere karşı uyarır. Pilot dalgınlık gösterse bile bu cihaz mutlaka ikaz verir. Ayrıca GPS cihazına göre pilotun kalktığı andan itibaren 300 derecede uçarak Kayseri Havalimanı'na gitmesi gerekiyordu. 6 derecelik bir sapma ile 300 derecede 64 km. Boyunca uçulması ve dağa çarpması teknik arızası olmayan bir helikopterde kafa karıştırıcı. Zaten böyle gitmeye devam etseydi pilot Kayseri Havalimanı'nın 60 kilometre uzağına bir yere gidebilirdi. Helikopterin daha ilk katlığı andan itibaren 6 derece sapma ile gittiğini belirledik. Bu durumda dışarıdan yalancı sinyal gönderilerek helikopterin GPS ayarlarının bozulmuş olabileceği ihtimali doğuyor. Bunu da Awacs Uçakları yapabiliyor. Bu uçaklar 35 bin bin feette 500 kilometre alan içerisinde bulunan tüm hava taşıtları üzerinde elektronik etkiler yapabilir ve yanlış yönlendirebilir. Geçmişte başka bir ülkede bir politikacıya bu şekilde bir suikast yapılmıştı" açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Gözlemciye o kulüp ateş püskürdü Bilecik 1. Amatör Lig Play-Off Ligi’nde mücadele eden Osmaneli Gençlerbirliği Spor Kulübü, geçtiğimiz hafta oynanan ve yarıda kalan maçın gözlemcisine ateş püskürerek, "Gözlemci mi, kabadayı mı belli değil" açıklaması yaptı. Bilecik 1. Amatör Lig Play-Off müsabakasının ilk haftasında Gölpazarı Belediyespor ile Osmaneli Gençlerbirliği Spor, Gölpazarı İlçe Stadı’ndan karşı karşıya geldiler. Maçın 87’inci dakikasında sahada 9 kişi bulunan Osmaneli Gençlerbirliği Sporlu futbolcular ile maçın orta hakemi Erdeniz Gezer arasında bir pozisyon sonrası tartışma çıktı. 3-3’lük skorla devam maçta o dakika Osmaneli Gençlerbirliği Sporlu 3 oyuncu daha kırmızı kart gördü. Osmaneli Gençlerbirliği Spor sahada 6 kişi kalınca maçın hakemi müsabakayı orta hakemi Erdeniz Gezer maçı iptal etti. Bir dakika boyunca hareketsiz kaldılar, seremonide hakem elini sıkmadılar" Yaşanan olaylar sonrası 1. Amatör Lig Play-Off müsabakasının 2’inci haftasında geçtiğimiz pazar günü Osmaneli İlçe Stadı’ndan Osmaneli Gençlerbirliği Spor ile Vitraspor karşı karşıya geldi. Maç öncesinde seremoni sırasında Osmaneli Gençlerbirliği Sporlu futbolcular maçın orta hakemi Mehmet Karaköz’ün elini sıkmadılar. Maçın başlama düğünden sonra tepkilerini 1 dakika boyunca hareketsiz kaldılar. "Gözlemci mi, kabadayı mı belli değil" Yaşanan olaylar sonrası Osmaneli Gençlerbirliği Spor kulübü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "7 Nisan 2024 tarihinde oynanan Bilecik 1. Amatör Play- Off ilk maçımız olan Gölpazarı Belediyespor karşılaşmasında normal süresi 3-3 devam eden maçın son dakikaların da hakem ve gözlemci hakkımızı gasp etmesi ve futbolcularımıza küfür etmesi sonucunda maç tatil edilmiş olup, rakibimize hükmen 3-0 maç verilmiştir. Maç içinde kırmızı kart vermeyip, maçtan 2 gün sonra oyuncularımıza toplam 5 kırmızı kart verilmiş olup, raporlarına yazarak kendilerine yakışanı yapmışlardır. Gözlemci Fatih Gündoğdu ve Hakem Erdeniz Gezer akıl oyunları ile operasyon başarıyla tamamlanmıştır. Fatih Gündoğdu maçın gözlemcisi mi yoksa kabadayı mı belli değil. Unutmayın ettiğiniz küfür ve tehditleri sizlere misliyle ödetmek boynumuzun borcudur" ifadelerine yer verildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da kadın muhtar, ikinci adaylığında 25 yıllık muhtarı devirdi Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde ikinci adaylığında muhtar seçilen Çiçek Gözen, 25 yıllık muhtarı devirerek göreve başladı. Şeyh Şamil Mahallesi’nde önceki dönem muhtar adayı olan 58 yaşındaki 4 çocuk annesi Çiçek Gözen, seçimi kaybetmesine rağmen pes etmeyip çalışmalarına başladı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde tekrar aday olan Gözen, en yakın rakibi 25 yıllık muhtarı, 1200 oy fark atarak devirdi. 2’si kadın, 6 erkek azasıyla göreve başlayan Gözen’in, muhtar olunması mahalledeki kadınları sevindirdi. Çiçek Gözen, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, Şeyh Şamil Mahallesi’nde ikamet ettiğini, ev hanımı olduğunu ve ticaretle uğraştığını söyledi. Geçen dönemde muhtar adayı olduğunu hatırlatan Gözen, çok güzel gittiğini, bir talihsizlik yaşanıp çok az farkla kaybettiğini ifade etti. “ Bırakmadım, pes etmedim, yoluma devam ettim, bu dönem yine aday oldum” diyen Gözen, “Çok büyük bir farkla, 1200, önceki muhtarımız Mehmet Kızıltepe 25 yıllık muhtardı, kazandık. Altı erkek, tek kadın aday bendim. Doğuda kadınları biraz yadırgıyorlardı, ‘kadın nasıl aday olur, nasıl muhtar olur.’ İnşallah kadın muhtarlar daha da çoğalır. Sadece evde oturup yemek yapmak, temizlik yapmak olmasın. Allah’ın izniyle daha iyi yerlere varırız. Kadınlar, her alanda olsunlar. Kadınlar, her yerde, her alanda olsun. Bunu istiyoruz, bunu diliyoruz” dedi. Şeyh Şamil Mahallesi’nde yaklaşık 21 bin seçmen olduğunu aktaran Gözen, “Kullanılan oy sayısı 10 bin civarıydı. 3 bin 250 oy ile seçildim. Azalarım, 2 bayan, 6 da erkek. Mahallede genelde kadınların işi düşüyor. Kadın muhtar olunca, kadınlar istedikleri saatte gelip derdini, sorunlarını anlatabiliyor. Ama erkek olunca ister istemez çekindikleri de oluyor” diye konuştu. 4 gündür mesai başladığını kaydeden Gözen, “Bayanlar geliyor, yıllardır söylemediklerini söylüyor. Bugün bir bayan geldi şaşırıp kaldım. Kadının her yeri yara bere içinde. Ama gelip kimseye anlatamıyor derdini. Yardım istedi, Allah’ın izniyle elimden geleni yapacağım. Bu tür durumlarda kadının muhtar olması anlıyor” şeklinde konuştu. Mahalle sakini Sozdar Sarıca, çok memnun olduklarını, bayan muhtar olmasını çok istediklerini dile getirdi. Yaklaşık 3-4 yıldır mahalleye taşındıklarını belirten Sarıca, “Benim işim oluyor muhtarlıkta. Erkekler genelde çok fazla gelip gidemiyor. Onun için bayan olmasını istiyorduk. Özelikle ablaya verdik, oylar topladık. Bayanların işi bir tek ev işleriyle kalmasın, her yerde olsunlar” dedi.