DİĞER SPORLAR - 15 Kasım 2018 Perşembe 11:39

Hem annesi hem antrenörü: 'Karateci anne-kız'

A
A
A
Hem annesi hem antrenörü: 'Karateci anne-kız'

İzmirli 16 yaşındaki milli sporcu Setenay Sefil, "Ben kız çocuğuyum" diyerek ilk başta yanaşmadığı karatede bugün 200’ü aşkın madalyayı topladı. Sefil’in en büyük destekçisi ise aynı zamanda antrenörü olan annesi Emine Çam. Genç sporcu, "Annemin desteği olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım. O evde annem, salonda ise hocam" derken, anne Çam ise, "Kızımın her zaman arkasındayım. Setenay benim sporcum benim kızım" şeklinde konuştu.

İzmir’de yaşayan 16 yaşındaki milli sporcu Setenay Sefil, 6 yaşından bu yana karate sporu ile ilgileniyor. İzmir Sınav Anadolu Lisesi 11. sınıfta okuyan Sefil, başarısını hem derslerinde hem de tatamide gösteriyor. Çeşitli müsabakalardan 200’ü aşkın madalyası bulunan Sefil, 12 yıldır karate antrenörlüğü yapan annesi Emine Çam ile birlikte çalışıyor. Annesinin aynı zamanda antrenörü olmasından mutluluk duyduğunu ifade eden Sefil’in hedefi ise Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları.

Setenay Sefil: "Kız çocuğu yapamaz diye bir şey yok" 

Karateye annesinin teşviki ile başladığını belirten genç sporcu, "5 yaşında karateye başladım. Bu sporu annem yapıyordu. İlk başlarda pek yanaşmadım, annemin ısrarı üzerine devam ettim. Ama başarı elde ettikçe sporu sevmeye başladım. Ağabeyim de karate antrenörü ve hakemi. Ağabeyim ve annemle birlikte çalıştık ve bugüne dek yaşımdan çok daha fazla sayıda madalya aldım. Biraz çekingen bir kız çocuğuydum. Bu yüzden karate yapmaya ilk başlarda yanaşmadım ama herkes bu düşünceyi yenebilirmiş, bunu anladım. ’Bu sporu kız çocuğu yapamaz’ diye bir şey yokmuş" dedi.

Hem annesi hem antrenörü: 'Karateci anne-kız'

Evde anne, salonda hoca 

Annesinin aynı zamanda antrenörü olması hakkında konuşan Setenay Sefil, "Annem yeri geliyor hocam oluyor, yeri geliyor annem oluyor. Bu iki rolü gerektiği zaman takınmak kolay değil. Evdeki anne ile salondaki hoca aynı değil ve biz dengeyi sağlayabiliyoruz. Annem küçüklüğümden beri ‘salona girdiğinden itibaren diğer sporcularla aynısın’ derdi. Salonda hiçbir şekilde ona ‘anne’ diyemiyordum. İlk başlarda buna alışamadım ama her defasında beni uyardı ve ‘hocam’ demeyi öğrendim. Annemin desteği olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım. Annem her zaman ‘kendin gibi dövüşürsen başarırsın’ diye beni motive eder. Maç sırasında annemle göz teması kurarak bile anlaşabiliyorum. Aramızda özel bir bağ oluştu" diye konuştu.

Emine Çam: "İki kardeşin birbirinden kopmamasını istedim" 

İzmir Sınav Koleji’nde karate dersleri veren anne Emine Çam da şunları söyledi:
"Oğlum ve ben karate yapıyorduk. İki kardeşin birbirinden kopmaması için Setenay’ı da karateye yönlendirdim. İleride ortak bir paydaları olsun istedim. Ağabeyi hakem ve antrenör, şimdi ikisi aynı salonda beraber antrenman yapıyorlar. Ben de onların her zaman yanındayım. Birlikte spor yapıyoruz. Setenay, 6 yıldır milli sporcu. Hem okulunda, hem de karatede çok başarılı. Şimdi Türkiye Şampiyonası ve Avrupa seçmesine hazırlanıyor. Hedefimiz ise 2020 Tokyo Olimpiyatları."

"Benim sporcum benim kızım" 

Setenay Sefil’in zarif ve kırılgan bir yapısı olduğunu ancak tatamiye çıktığında değiştiğini belirten anne Çam, "Onu maç yaparken görmeden kimse karateci olduğuna inanmıyor. Onun bir şeyi istemesi yeterli. Zeki, yetenekli ve yormayan bir sporcu. Onunla çok uyumlu çalışıyoruz. Ancak çalışırken anne kimliğimden çıkmam gerekiyor. Çünkü benim başka öğrencilerim de var. Anne olarak davranırsam işin içine duygusallık girer. Spor ise bir disiplindir. Eğer bu dengeyi iyi koruyamasaydık Setenay bu kadar başarılı olmazdı. Ben onun tabii ki annesiyim ama salonda hocasıyım. Kızım karatede gitmek istediği yere kadar gitsin, ben onun arkasındayım. Setenay benim sporcum benim kızım" dedi.  

Ceren Atmaca - Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”
Antalya Ehliyetsiz sürücünün çarptığı motosiklet sürücüsü ağır yaralandı, kaza sonrası kavga çıktı Antalya’nın Manavgat ilçesinde motosiklet ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü ağır yaralandı. Kaza sonrası yaralanan motosiklet sürücüsünün yakınları, otomobil sürücüsüne saldırmak istedi. Kavgayı vatandaşlar güçlükle ayırdı. Kaza, Remzi Güven Caddesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; İmam Hatip Lisesi istikametinden gelip 3544 Sokak istikametine gitmekte olan İsa Ali Ceylan’ın kullandığı 07 N 9247 plakalı otomobil ile Remzi Güven Caddesi üzerinde Bayır Mezarlığı istikametinden gelip Mehmet Akif Ersoy Caddesi istikametine gitmekte olan Hasan Kocademir’in kullandığı 07 LA 787 plakalı motosiklet çapıştı. Kazada yaralanan ve sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsünün hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Olayı haber alıp gelen motosiklet sürücünün yakınları ise yaşı küçük olan ve ehliyeti bulunmayan otomobil sürücüsüne saldırdı. Kavgayı çevredeki vatandaşlar güçlükle ayırabildi. 38 bin 931 TL ceza Kazanın ardından Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan kontrolde sürücü belgesi olmadığı belirlenen 17 yaşındaki otomobil sürücüsüne ve otomobil sahibine ayrı ayrı 12 bin 977 TL, motosiklet sürücüsüne de hurdaya ayrılmış motosiklet ile trafiğe çıkmaktan 12 bin 977 TL olmak üzere toplam 38 bin 931 lira para cezası uygulandı.