DÜNYA - 23 Mart 2019 Cumartesi 05:37

Her şey yalan dolan bütün mesele Golan

A
A
A
Her şey yalan dolan bütün mesele Golan

ABD Başkanı Trump, 2006 yılında yürürlüğe giren planın düğmesine bastı ve işgal altındaki Golan Tepelerinin İsrail’e bırakılmasını istedi. Skandal talep gergefe işlenen tezgâhı açık etti. Suriye’nin işgal edilmesi, Irak’ın bölünmesi, terör örgütlerinin desteklenmesi ve mezhep savaşlarının çıkarılması gibi birçok şeytani planın altında petrol ve su zengini Golan yatıyor.

Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederek İslam dünyanın tepkisini çeken ABD Başkanı Doland Trump, skandal bir adım daha attı. Trump, 1967’den beri işgal altında bulunan Golan Tepeleri’nin İsrail’e bırakılmasını istedi.

ABD Başkanı’nın “Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tam olarak tanınmasının zamanı geldi” şeklindeki açıklaması yeni bir krizin fitilini ateşledi.

İsrail’in 1967 savaşında işgal ettiği Golan Tepeleri’nin statüsünü BM net bir şekilde tanımlıyor: Golan Tepeleri İsrail’in işgal ettiği bir Suriye bölgesidir!

BM Güvenlik Konseyi, 1981’de Golan’a çökme amaçlı İsrail yasasını reddetti. Buna rağmen İsrail, Golan hayalinden bir türlü vazgeçmedi. Bir süre küllenen mesele, 2000’li yılların ortalarında yeniden açıldı. Gizli kapılar ardında yapılan planlar tıkır tıkır işletildi. ABD’nin başına İsrail dostu bir başkanın (Trump) seçilmesi, Tel Aviv’in önünü açtı. Golan’ın uğruna Suriye, ABD eliyle ateşe atıldı.

Her şey yalan dolan bütün mesele Golan

BOLTON İLE GOLAN MESAJI
Golan Tepeleri konusunda ABD-İsrail arasında gerek kapalı kapılar ardından gerekse kamuoyu önünde liderler düzeyinde uzun süredir görüşmeler sürüyor. Son olarak ABD’nin Suriye’den çekilme kararını açıklamasının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile yaptığı görüşmeyi Twitter’da kamuoyuyla paylaştı ve Suriye ile ilgili devam eden bir tartışmanın ana konusunun, İsrail’in 1967’den beri Golan Tepeleri üzerindeki hak iddialarını görüştüklerini dile getirdi. Akabinde Bolton ile birlikte Golan’ı ziyaret edeceklerini şu sözlerle duyurdu: Golan Tepeleri bizim güvenliğimiz için son derece önemlidir. Siz oradayken, Golan Tepelerinden niçin asla ayrılmayacağımızı ve neden tüm ülkelerin İsrail’in egemenliğini tanımasının önemli olduğunu anlayabileceksiniz.

WIKILEAKS'TEN GOLAN SIZMIŞTI

Golan Tepelerinin önemini anlamak birçok açıdan Suriye’nin çatışmasının neden yabancı güçler tarafından desteklendiğini ya da sürdürüldüğünü anlamak için kilit önemde.
İsrail’in uzun zamandır işgal ettiği Golan’ı tamamen topraklarına katma arzusu biliniyor. Suriye’nin 1967’de kaybettiği Golan’ı geri almak için Ekim 1973’te Mısır ile birlikte İsrail’le savaşa girdiği ama yenildikleri de ortada. Yani baba Esad ile başlayan Golan Krizi’nin Türkiye’nin ve birçok devletin ara buluculuk çabalarına rağmen oğul Esad ile de çözülemeyeceği anlaşılınca yedekte bekleyen alternatif bir plan devreye sokuldu. Esad’ı devirmek…

2006 yılında hazırlanan bu plan, WikiLeaks tarafından yayınlanan, sızdırılmış e-Postalarda ortaya çıktı. Suriye’nin istikrarsızlaştırılarak Esad’ın zora sokulma planının yapıldığı belirtilen WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, verdiği röportajda bu planın 2011’e kadar çok kapsamlı bir şekilde hazırlandığını ve 2011’de de devreye girdiğini öne sürdü.

PLANI ABD UYGULAYACAK
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek için yapılan plan hiçbir zaman İsrail tarafından uygulanmayacaktı. Zira ABD tarafından yürürlüğe girecek şekilde tasarlanmıştı. Nihayetinde ABD, planı kabul etti ve eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ABD’nin Suriye politikasındaki radikal hamleleri ile ilk sinyallerini vermeye başladı. Clinton’a atfedilen WikiLeaks tarafından yayınlanan, sızdırılmış e-postalarından biri “İsrail’in İran’ın artan nükleer kabiliyetiyle başa çıkmasına yardım etmenin en iyi yolunun Suriye halkının Beşar Esad rejimini devirmesine yardım etmek olduğu” şeklindeydi.
İsrail’le kurulan temaslardan birine ait e-posta ayrıca “Suriye’ye başarılı bir müdahalede Amerika Birleşik Devletleri’nden önemli bir diplomatik ve askeri liderlik beklentisi” olduğu yönündeydi. “Suriye’de isyan eden tarafların silahlandırılması ve Batı hava gücünü kullanarak Suriye helikopterlerini ve uçaklarını engellemek ve bunun maliyetinin paylaşımı da” görüşmelerin ana eksenini oluşturuyordu.

BAŞKA KRİZLER KAPIDA
Sonuç olarak, Golan’ın İsrail’e ilhakının amaçlandığı planın sahada eksizsiz işlediği ortada. Zira başta DEAŞ ve PYD olmak üzere birçok terör örgütü ve ayrılıkçı yapının Golan üzerinden İsrail ile işbirliği yaptığı hatta yaralıların bile İsrail’de tedavi olduğu geçmişte birçok defa belgelendi. Hatta İsrail’in Suriye’de çarpışan gruplarla Golan üzerinden ticaret yaptıkları, burada yedi grubu maaşa bağladıkları, diğer bazı muhalif grupları da lojistik olarak desteklediği, bir süre önce bu gruplara yönelik Rusya destekli operasyon sonrası liderlerinin İsrail’e sığındığı biliniyor.

İsrail’in Golan üzerindeki operasyonunun gerekçesi Suriye ordusu kaynaklı güvenlik endişeleri gösteriliyordu. Ancak Suriye bölgeye Rus askerlerine bırakınca İsrail’in oyunu bozuldu. Suriye’de Esad’ın devrilmesi ile sonlanacak rejim değişikliği için İsrail’in “uçuşa yasak bölge” ilan ettiği Golan önümüzdeki süreçte daha büyük çaplı krizlere gebe.

YENİ REJİM YENİ UMUT
İsrail, şüphesiz Suriye devletini büyük ölçüde zayıflatmak veya devirmek için bu planı oluşturdu. Çünkü Golan Tepelerindeki iddiasını artırmaya istekliydi. İsrail’in görünüşte küçük ve önemsiz bir kara parçası üzerinde savaştığı şeklinde bir algı oluşturulmak istense de aksine Esad rejimi, İsrail’in bölgedeki hem ticari faaliyetleri hem de zengin kaynaklara çöreklenme arzusunun önündeki engeldi. Bu durumu lehine çevirmek için Suriye’de bir rejim değişikliği kaçınılmazdı.
Bu sebeple İsrail menfaatlerine bir defa daha “dost” olan yeni bir Suriye hükûmeti olmalıydı. Bu hükûmetle Suriye’nin Golan üzerindeki iddiaları kalkabilir ve Golan İsrail’in resmî toprağı olabilirdi. Ama olmadı. Bunun üzerine ABD planı devreye girdi.

SU VE PETROL BÖLGESİ
Golan’a çöreklenme planının oluşturulduğu tarihte, İsrail’in ana motive edici unsuru bölgedeki tatlı su rezervleriydi. Çünkü Golan İsrail devletinin kullanabileceği üç tatlı su kaynağından biriydi. Ayrıca Taberiye Gölü (Kinneret Gölü-Celile Denizi de deniyor) ve Ürdün Nehri Golan’daki akarsulardan besleniyor. İsrail’de altı yıldır süren aşırı kuraklık sonucu Taberiye gölü son yüz yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. İsrail, şu anda ülkenin içme suyunun yüzde 70’ini doğrudan denizden temin eden beş büyük tuzdan arındırma tesisi kurdu. Devlet ayrıca atık suyun \%86’sını tarım için geri dönüştürüyor. İsrail su otoritesinin NASA’ya dayandırdığı “yaklaşık 900 yıl boyunca bölgedeki en kötü kuraklık” raporu doğrultusunda İsraillilere evde su tasarrufunun hâlâ önemli olduğunu hatırlatmayı amaçlayan “İsrail yine kuruyor…” başlıklı bir reklam kampanyası başlattı. Dolayısıyla Golan İsrail için şu sıralar hem su kaynakları hem de topraklarını artırma tutkusu için de önemli.

2015'TE PETROL BULUNDU
Golan’daki su kaynakları bile İsrail’in iştahını kabartmak için yeterli bir sebepken 2015 yılında Golan’daki petrol keşfi, İsrail’in işgal altındaki topraklarda tam egemenlik kazanma konusundaki kararlılığını daha da artırdı. Rupert Murdoch, Jacob Rothschild, Dick Cheney ve eski CIA Direktörü James Woolsey’in ortakları arasında olduğu ABD merkezli petrol şirketi olan Genie Energy Co. tarafından Golan Tepelerinde açılan keşif kuyularında bulunan petrol rezervinin, şu anda yakıtının büyük bir kısmını ithal eden İsrail’i net bir petrol ihracatçısı hâline getirebilecek “milyarlarca varil” ham petrol içerdiği tahmin ediliyor. Oysa Golan Tepeleri, İsrail’in resmî bir parçası değil, işgal altındaki bir ülke olarak kabul edildiğinden, bu büyük petrol rezervinin ticari olarak çıkarılması ve ihracatı bu şartlar altında mümkün görünmüyor.
ABD ve İngiltere’nin gelecekteki petrol çıkarma çalışmalarına dâhil edilmesi, İsrail’in bölge üzerinde dolayısıyla Golan Tepelerinde egemenlik kazanmasına bağlı. Dolayısıyla ABD’nin ve İngiltere’nin hava operasyonları konusunda neden yardım etmeye istekli olduğunu açıklıyor. Bir de Suriye’nin yanı sıra Irak gibi bölgedeki diğer ülkeleri de bölme çağrısı yapılan 1982’de geliştirilen Yinon Planı var ki bu plana göre İsrail’in güçlenmesi ve bölgenin tek hakimi olması için mezhepçilik mühendisliği yoluyla diğer bölgesel devletlerin bölünmesini ve zayıflatılması isteniyor. İsrail’in bölgenin tek süper gücü ve kalıcı hâkimi olması için Suriye’nin bölünmesiyle sonuçlanacak adım sonrası başka adımlarda gelebilir.

AB'DEN GOLAN TEPKİSİ: TANIMIYORUZ
ABD’nin skandal Golan adımı dünyanın tepkisini çekti. Acil toplanan BM İnsan Hakları Konseyi, İsrail’i BM kararlarına uymaya çağıran karar tasarısını kabul etti. Pakistan’ın teklif ettiği tasarı, 5 çekimser, 16 aleyhte, 26 lehte oyla kabul edildi. Kararla İsrail’e, Golan Tepeleri işgaline ilişkin BM Genel Kurulu, Güvenlik Konseyi ve İnsan Hakları Konseyi’nin tüm kararlarına uyma çağrısında bulunuldu. Avrupa Birliği, İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımadığını duyurdu. Almanya, Golan için atılacak tek taraflı adımlara karşı olduklarını ve BM Güvenlik Konseyinin 1981’de kabul ettiği 497 sayılı kararı bağlı kalmaya devam ettiklerini açıkladı. Rusya’dan “Golan Tepelerinin statüsünü değiştirmeye çalışmak Birleşmiş Milletler kararlarının doğrudan ihlalidir” değerlendirmesi geldi. İran’dan yapılan açıklamada da “Bu karar zaten hassas olan bölgede yeni krizleri peşinden getirecek” denildi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Polis şehir magandalarına göz açtırmıyor Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 1 kişi yaralandı. Olay, Tahsin Buruk Caddesi girişinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, aralarında husumet bulunan iki grup arasında başlayan kavgada S.T., (19) Y.İ.’ye ait araçtan çıkardığı pompalı tüfekle husumetli olduğu T.K.’yi hedef alarak 4 el ateş etti. Olay anı iş yeri güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi. İlçenin en işlek caddesi olan Tahsin Buruk Caddesinde S.T.’nin tüfeğinden çıkan saçmalar olay sırasında yoldan geçmekte olan K.Ç.’ ye isabet etti. Olay sırasında Caddenin kalabalık olmaması muhtemel faciayı önledi. Yaralı K.Ç., 112 acil servis ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Tavşanlı Doçent Doktor Mustafa Kalemli Hastanesine kaldırıldı. Silahlı kavga ihbarı üzerine belirtilen adrese ivedi şekilde intikal eden İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri kavgaya karışan H.E.Ç,H.Y., S.T. ve tüfeğin bulunduğu aracın şoförü ve sahibi olan Y.İ.’nin olay yerinden kaçtığını tespit ederek kaçan kişiler için arama başlatan ilçe emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Ekipleri şüpheli şahısları suç unsuru ile birlikte kıskıvrak yakalayarak gözaltına aldı. Aracın sahibi ve şoförü olan Y.İ. Kütahya istikametine seyir halinde iken yakalandı. Olayda T.K.’ya doğrudan ateş eden S.T. çıkarılmış olduğu mahkemece tutuklanarak Tavşanlı T Tipi Cezaevine gönderildi, olaya karışan diğer şüpheliler serbest bırakıldı.
İstanbul Beyoğlu’na iki yeni cami Beyoğlu’nda yapımı tamamlanan Çıksalın Camii ibadete açıldı. Dolapdere’de inşa edilecek Sefa Camii’nin ise yapım çalışmalarına başlandı. Beyoğlu’nda yapımına geçtiğimiz yıl başlanan Çıksalın Camii, çalışmaların tamamlanmasıyla ibadete açıldı. Bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda inşa edilen caminin açılışına Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Beyoğlu İlçe Müftüsü Mehmet İzci ve vatandaşlar katıldı. Protokol konuşmalarının ardından Çıksalın Camii’nde hep birlikte ilk namaz kılındı. Başkan Yıldız, daha sonra Dolapdere Yenişehir Mahallesi’nde yapımına başlanan Sefa Camii’nin hafriyat törenine katıldı. "Eser siyaseti ile çalışmalarımıza devam ediyoruz" Beyoğlu’nda eser siyaseti ile çalışmalarına devam ettiklerini belirten Başkan Yıldız, “Bölgenin ihtiyaçları ve vatandaşlarımızın talebi doğrultusunda geçtiğimiz yıl inşaat çalışmalarına başladığımız Çıksalın Camiimizi bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlayarak ibadete açmış bulunuyoruz. Çıksalın’a, Beyoğlu’na hayırlı olsun. Bir diğer müjdemiz ise Dolapdere’de Sefa Camiimizin yapımına başladık. Mahallenin dokusunu bozmadan, herkese huzur veren şık bir cami inşa edeceğiz. İnşallah çok hızlı bir şekilde tamamlayarak bu camimizi de ibadete açacağız. Ramazan-ı Şerif’in bereketiyle Allah dualarımızı, ibadetlerimizi kabul eylesin” dedi.
Gaziantep GTO Meclisi Fatma Şahin’i ağırladı Gaziantep Ticaret Odasının (GTO) Mart ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis, Disiplin Kurulu ve Meslek Komite üyeleri ile TOBB Gaziantep Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi üyelerinin katılımıyla genişletilmiş olarak gerçekleştirildi. Toplantının ilerleyen bölümünde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Doç. Dr. Derya Bakbak’ın da teşrif ettiği mecliste söz alan GTO meclis üyeleri ticari hayatı etkileyen sorunları, GTO üyelerinin ortak taleplerini ve ekonomik aktiviteyi canlandıracak çözüm önerilerini dile getirdi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada Meslek Komite üyelerinin önemine dikkat çeken GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, “Gaziantep Ticaret Odası olarak Yönetim Kurulumuzla birlikte en önemli misyonumuz sektörlerimizin güçlü sesi olmak, sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm üretmek Bu noktada en büyük veri kaynağımız ve destekçimiz de Meslek Komite üyelerimiz. Göreve geldiğimiz günden beri 36 bini aşkın üyemizin sesi olmaya çalışıyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Yıldırım da sizlerden aldığı destekle gerek şehrimizi gerek üyelerimizi her platformda en güçlü şekilde temsil ediyor. Bizim GTO olarak bu güce erişmemizdeki en büyük pay siz değerli Meclis ve Meslek Komite üyelerimizin” dedi. Başkan Teymur’un ardından kürsüye gelen ve GTO’nun Mart ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında Meclis ve Meslek Komite üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Merkez Bankasının faiz kararına değinerek bankanın önemli mesajlar verdiğini belirtti. Yıldırım, “Küresel ekonomide merkez bankası kararlarıyla dolu fırtına gibi bir haftayı geride bıraktık. Ama Merkez bankaları arasında en çok şaşırta şüphesiz Türkiye Merkez Bankası oldu. Çünkü TCMB beklentilerden farklı olarak politika faizini yüzde 50’ye çıkardı. Aslında Merkez Bankası bunu yaparak seçim sürecinde dahi faiz artışı dâhil ne gerekiyorsa yapacağını ve enflasyon konusunda çok ciddi oldukları mesajını verdi. Merkez bankasını faiz artırımına iten faktörlerden biri kur baskısı diğeri de iç talebin halâ yüksek seyretmesi. İç talepte yavaşlama var ama genel anlamda enflasyonu frenleyebilecek bir gerileme değil bu” şeklinde konuştu. Merkez Bankasının enflasyonu düşürebilmek için faizi artırarak TL tasarruflarının artmasını ve tüketimin düşmesini hedeflediğini vurgulayan Yıldırım, “İç talepteki zayıflama büyüme oranında önemli bir düşüşe sebep olacaktır. Aslında geldiğimiz noktada olması gereken de budur. Enflasyonla mücadele için bir bedel ödenecek. Bir süre düşük büyümeyi kabul etmek zorundayız. Ancak bu bedeli tek başına iş dünyası ödeyemez. Kamu kesimi de tasarruf yapmalı. Bizim ihtiyacımız olan kaliteli ve sürdürülebilir büyüme Bunun için de önce enflasyondan kurtulmamız gerek” ifadelerini kullandı. Konuşmasında 2023 yılı dış ticaret verilerine de değinen Başkan Yıldırım, “TÜİK verilerine göre Türkiye ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 70,6’yken Gaziantep’in bu oranı yüzde 148 Şehir olarak 3,4 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Veriler de gösteriyor ki Gaziantep’in dış ticaret performansı Türkiye’nin üzerinde. Bu biz Gazianteplilerin her zaman övündüğü bir veri GTO olarak biz de hayata geçirdiğimiz projeler ve sunduğumuz hizmetlerle bu performansı desteklemek, tüm potansiyelini açığa çıkarmak için büyük çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Meclis toplantısının ilerleyen bölümünde toplantıya katılarak sunum gerçekleştiren Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar ve projeler hakkında Meclis üyelerini bilgilendirdi. Toplantıda ayrıca AK Parti Gaziantep Milletvekili Doç. Dr. Derya Bakbak da GTO Meclisine hitap etti. Başkan Şahin’in sunumu ardından yapılan soru-cevap bölümünde ise söz alan GTO Meclis üyeleri, ticari hayatı etkileyen sorunları, GTO üyelerinin ortak taleplerini ve sorunların çözümüne yönelik atılabilecek adımları dile getirdi.
Gaziantep GAÜN uluslararası öğrencileri iftar programında bir araya geldi Gaziantep Üniversitesinde (GAÜN) öğrenim gören uluslararası öğrenciler düzenlenen iftar programında bir araya geldi. Gaziantep Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Merkezi (TDP) tarafından yürütülen ve Hollanda Dış İşleri Bakanlığı finansman desteği ile yürütülmekte olan proje kapsamında öğrenim gören ve burs projesinden yararlanan uluslararası öğrenciler için iftar programı düzenlendi. GAÜN Seyirtepe Tesislerinde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık, GAÜN Toplumsal Duyarlılık Projeleri Merkezi’nin misyon ve hedeflerinden bahsederek, merkezin öğrencileri ve toplumu buluşturma noktasında önemli bir rol üstlendiğini söyledi. Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık yaptığı konuşmada, “Sanayileşmenin, kentleşmenin ve modernleşmenin getirdiği sorunlar çerçevesinde öğrencilerimizin geleneksel değerlerini unutmadan iyiliği, saygıyı, sevgiyi hedef ve amaç edinen birer birey olarak topluma yaklaştırmaya çalışıyoruz. Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın, ‘Şüphesiz insanların en faziletlisi insanlara faydalı olandır’ ilkesinden hareket ederek, her birimiz toplumun bir ferdine yaklaşarak onun sorunlarını, sıkıntıları çözme noktasında onlarla hemdem olmaya çalışıyoruz. Bu bir Müslümanın ve insanın en büyük hedeflerinden biri olmalı” dedi. Prof. Dr. Sarıbıyık konuşmasının son kısmında, “Üniversitemizde eğitim gören uluslararası öğrencileri biz yabancı statüsünde görmüyoruz onlar üniversite olarak misafirlerimizdir. Birlikte yaşama noktasında insani değerleri ön plana çıkararak, aidiyet duygusu, kardeşlik, sevgiyi ve iyiliği ön plana çıkarak birlikte güzel hedeflere ilerlemeyi umuyorum. Yeryüzünde yeniden iyiliğin yeşermesi için yeniden insanlığın kurtuluşu için yeniden barışın ve huzurun gerçekleşmesi noktasında çaba sarf etmemiz gerekiyor onun için bizim gençler, insanlar ve Müslümanlar olarak çok çalışmamız lazım. Önce kendimize sonra ailemize sonra milletimize sonra da aidiyet duyduğumuz tüm kutsal değerlere borcumuzu ödemek adına çaba ve gayret sarf etmek bizim bir insan ve Müslüman olarak temel hedefimiz olmalıdır” ifadelerini kullandı. GAÜN Toplumsal Duyarlılık Projeleri Merkezi Koordinatörü Öğr. Gör. Simge Akbaş ise çok sayıda ve farklı alanlarda projeler ve etkinlikler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, önümüzdeki dönemde GAÜN GÜSEM işbirliğinde Akademik Türkçe Yazma Kursu, İleri Türkçe Dilbilgisi, İngilizce Konuşma Kurslarının açılacağını belirtti. İftar programına GAÜN Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık, GAÜN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazım Hasırcı, GAÜN Afrin Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar, GÜSEM Müdürü Prof. Dr. İbrahim Giritlioğlu ile çok sayıda öğrenci katıldı.